Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/921 E. 2023/1110 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/921 Esas
KARAR NO: 2023/1110
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2023
NUMARASI: 2023/317 E, 2023/352K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … bank Mimarsinan OSB Kayseri Şubesi’ne ait olan … seri numaralı 31/03/2023 keşide tarihli, keşide yeri Kayseri olan 100.000-TL bedelli çeki, 08/12/2022 tarihinde Manisa ilinde bulunan bir firmaya gönderilmek üzere kargoya teslim etmiş olduğunu ve söz konusu çeklerin kargodan çalınmış olduğunu, 14/12/2022 tarihinde çeklerin kaybolduğuna ilişkin müvekkili tarafından kolluk kuvvetlerine başvuruda bulunulmuş olduğunu, daha sonra bahse konu çekler için çek iptali davası açılmış olduğunu, Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1357 Esas sayılı dosyası ile söz konusu çekler için ödemeden men yasağı kararı alınmış olduğunu, ayrıca söz konusu çeklerin çalınmasına ilişkin suç duyurusundan bulunulmuş olup, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2023/12512 Soruşturma Dosyası ile soruşturmanın devam etmekte olduğunu, vadesi geldiğinde çekin bankaya müvekkili ile herhangi bir ticari ilişkisi olmayan … isimli şahıs tarafından ibraz edilmiş olduğunu, muhatap bankanın çeklerde Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1357 Esas sayılı kararı ile ödemeden men yasağı olduğu gerekçesi ile ödeme yapmamış olduğunu, daha sonra taraflarınca çalıntı çeki bankaya ibraz eden … aleyhine takipten önce menfi tespit davası ikame edilmiş dosyanın Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/294 Esas sayılı dosya ile derdest olduğunu, mevcut dosyada yargılamanın devam etmekte olup aynı çeke ilişkin takipten önce açılmış olan menfi tespit davası ile huzurda görülmekte olan davanın, konu birliği bulunmakta olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; öncelikle dosyanın aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunması, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkilemesi , benzer sebeplerden doğmuş olması sebebiyle Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/294 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesi akabinde; teminatsız olarak yahut yatıracakları teminat mukabilinde tedbiren vezneye giren paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilerek müvekkilleri İba … Ticaret Ltd. Şti ve … … Limited Şirketi açısından ivedilikle haksız olarak başlatılan İstanbul … İcra Dairesi`nin … Esas sayılı takip dosyası sayılı takip dosyalarının durdurulmasını, dosyadaki hacizlerin kaldırılmasını ve akabinde takibin iptalini, müvekkillerinin İstanbul … İcra Dairesi`nin … Esas sayılı takip dosyasında davalıya borcu bulunmadığının tespitini ve takibe konu edilen çeklerin iptalini, davalının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle icra takip çıkışı bedel olan 110.300-TL’nin %20 sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılardan … dava konusu çekin keşidecisi olup çekteki imzasına bir itirazı bulunmadığını, dava dilekçesindeki beyanlardan, çekin … tarafından keşide edildikten sonra diğer davacı … şirketine verildiğinin anlaşıldığını, davacının, çeki keşide edip … şirketine verdiği sabit olduğuna göre davacı … hem çekteki imzasını hem de çekten doğan borç ilişkisini kabul etmiş olduğunu, TTK 687.maddesi uyarınca, bile bile borçlunun zararına iktisap etmiş olduğu ispatlanmadıkça şahsi defiler dahi iyiniyetli yetkili hamile karşı ileri sürülemez iken davacı …’in müvekkile karşı ileri sürebileceği bir şahsi defisi dahi bulunmadığını, bu nedenle de çekin keşidecisi olan davacının müvekkile karşı sorumluluğu devam ettiğini, davacılardan … şirketi ise dava konusu çekin lehtarı olup bu davacının da çekteki imzasına bir itirazı bulunmadığını, davacının, çekte kendisinden sonra gelen … Lojistik şirketiyle arasında ticari bir ilişki bulunmadığı yönündeki iddiası şahsi defi olup TTK 687.maddesi uyarınca müvekkile karşı ileri sürülebilmesi mümkün olmadığını, dava dilekçesinde müvekkilin kötüniyetli olduğu iddia edilmiş ise de müvekkilin bile bile davacının zararına hareket ettiğine yönelik somut hiçbir delil sunulmadığını, bu nedenle şahsi defiinin müvekkile karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olmayıp davacılardan … şirketinin de dava konusu çek nedeniyle müvekkile karşı sorumluluğunun devam ettiğini, dava konusu çekin iptali için çek iptal davası açılması davaya taraf olmayan müvekkili bağlamadığı gibi davacıları borçtan kurtaran bir sebep de olmadığını, zaten çekte ödeme yasağı bulunması çekin icra takibine konu edilmesine engel teşkil etmediği gibi müvekkilin kötüniyetli olduğunu da göstermeyeceğini, TTK 790.maddesinde, meşru hamilin teselsül eden cirolardan anlaşılacağı belirtilmiştir. Takip konusu çekin ciro silsilesinde bir kopukluk bulunmadığına göre müvekkil TTK’nun 790. maddesine göre yetkili ve meşru hamil olduğunu, çekin ciro yoluyla geçmesi nedeniyle müvekkilin çekin kayıp/çalıntı olup olmadığı hususunda bir bilgisi yoktur. Müvekkil, çekte ödeme yasağı bulunduğunu çekin bankaya ibraz edilmesinden sonra öğrendiğini, çekte ödeme yasağı bulunması nedeniyle çek bedelini tahsil edememiş ve bu nedenle de büyük bir mağduriyet yaşadığını, yani müvekkilin somut olayda hiçbir kötüniyeti bulunmayıp iyiniyetli yetkili hamil olduğnu, zaten dava dilekçesinde müvekkilin kötüniyetli olduğuna dair somut hiçbir delil de sunulmadığını, bu nedenle davacılar dava konusu çekten ötürü müvekkile karşı sorumlu olup davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde çekin kargoda çalındığı iddia edilmiş ise de; davacılar tacir olup basiretli hareket etme yükümlülüğü bulunduğunu, çek ve benzeri kıymetli evrakların kargo yoluyla taşınması mevzuat gereği yasak olduğunu, kargo poşetlerinin her yerinde, matbu bir şekilde çek vb kıymetli evrakların kargo yoluyla taşınmasının yasak olduğu, bunun sonuçlarından da göndericinin sorumlu olduğu açık bir şekilde yazılı olduğunu, bunu bilmeyen veya bilip de önemsemeyen davacının, bu kusurunu müvekkile yüklemesi beklenemeyeceğini, çeklerin cüzi bir sigorta bedeli ödeyerek güvenceli gönderilme imkanı varken mevzuat gereği yasaklanan bir yolun tercih edilmesinin davacıların tamamen kendi kusurundan kaynaklandığını, bu nedenle de kusurlu davranışlarının sonuçlarına müvekkil değil; davacıların kendisi katlanması gerektiğini, dava konusu çeklerin kargoda çalındığı dahi ispata muhtaç olduğunu, kaybolan kargo poşetinin içinde dava konusu çekin bulunup bulunmadığı dahi belli olmayıp bu yönüyle da davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: “Mahkememizin 2023/317 Esas sayılı dosyası ile Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/294 Esas sayılı dosyasının taraflarının aynı olduğu, davalar arasında bağlantı olup, hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşıldığından her iki davanın birleştirilmesinin delillerin birlikte toplanıp değerlendirilmesi açısından ve usul ekonomisi açısından yararlı olacağı sonuç ve kanatine varılarak, HMK.nın 166/2 maddesi gereğince davaların birleştirilmesine..” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Takibin yapıldığı yer ve müvekkilli ikametgahının İstanbul olduğunu, birleştirme kararı verilen dosyada davalının … olduğunu, davacıların aynı olmasının yeterli olmadığını, dosyaların birbirini etkileme durumu olmadığını, iddianın şahsi defiiye yönelik olduğunu, mahkemeler farklı adli yargı çevresinde olduğundan HMK 166/2 md gereğince kararın istinafa tabi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacılar vekili Yargıtay 9.HD’nin 2018/7390, 2018/15196 K sayılı ilamını sunmuş ve istinafa cevap ve beyan dilekçesinde; kararın istinaf yolunun kapalı olduğunu, istinaf isteminin yargılamayı sürüncemede bırakmak amacına yönelik olduğunu, müvekkilinin ticari faaliyetinin durma noktasına geldiğini, istinaf başvurusu nedeni ile mağdur olduğunu belirterek %15 teminat ile icra veznesindeki paranın ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince birleştirme kararı verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Ayrı yargı çevresinde yer alan mahkemelerde açılmış davalar hakkındaki birleştirme kararları HMK 166/2 maddesi gereğince istinafa tabi olup davacı vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta; davaya konu … bankası Mimarsinan OSB Kayseri şubesine ait 31.03.2023 tarihli … seri nolu 100.000TL bedelli çek hakkında davalı … tarafından davacılar ve dava dışı cirantalar aleyhine İstanbul …İcra Dairesi’nini … E sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayalı takip başlatılmış olup aynı çek hakkında Kayseri 2.ATM ‘nin 2023/294 esas sayılı dosyasında davacılar tarafından hamil … aleyhine menfi tespit ve çek iptal talepli dava açıldığı, birleştirme kararı verilen davanın iş bu davadan önce açıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu çek ile birleşen davaya konu çekin aynı çek olduğu, davacıların aynı hukuki sebebe dayalı olarak açtığı dosyalar arasında fiili hukuki irtibat olduğu dikkate alındığında mahkemece birleştirme kararı verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Davacılar vekili Dairemizce ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de; ihtiyati tedbir isteminin öncelikle görevli ilk derece mahkemesince değerlendirilmesi gerekli olduğundan bu aşamada davacı vekilinin ihtiyati tedbir istemi hakkında karar verilmemiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, -Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir isteminin (birleştirme kararı verilen) ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine, 2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin yatırılan 179,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 13/07/2023