Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/830 E. 2023/1003 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/830 Esas
KARAR NO: 2023/1003 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2022
NUMARASI: 2020/574 E. – 2022/531 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı müvekkil şirketin … gurup bünyesinde … Holding dahil turizm ihracı olan büyük bir şirket olduğunu, davalı … Faktoring A.Ş ise takip borçluları … Otel ile … alacaklı olduğunu, borçlular aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile kambiyo takibi yapıldığını, bu dosyadan davalı vekilinin talebi doğrultusunda şirketlerine hacze gelindiğini, itirazları üzerine borçluların bu adreste haczi gerektiren mal bulunmadığı saptanarak zabıt altına alındığını ancak … Faktoring vekilinin talebi ile borçlular ile şirketler arasındaki bağlantının bulunup bulunmadığının saptanması için bilgisayar kayıtlarının incelenmesine karar verildiğini, bilgisayar kayıtlarında … Otel ile bağlantılarının olduğu gerekçesi ile İİK 97 Md uyarınca haciz tatbikine karar verildiğini, bu konuda İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesinde dava devam ederken 05.02.2020 tarihinde haczedilen malların kaldırılması için 10.02.2020 tarihinde davacı adresine yeniden gelindiğini, müşterilerinin mağdur olmaması için icra borcunun ödenmek zorunda kalındığını, ödemek zorunda kaldıklarını bedel 67.648,65 TL olması nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve ödeme tarihi olan 10.02.2020 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı Menfi Tespit talebinin ve açılan davada müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını, menfi tespit davasının icra dosyasının borçluları tarafından açılabileceğini, husumet itirazı olduğunu, dava istirdat ve sebepsiz zenginleşme ile açıldığını, davacının bu davayı sebepsiz zenginleşene yani icra borçlusuna açması gerektiğini, istihkak iddiasının da icra hukuk mahkemelerinin görev alanına girdiği, istirdat iddiasının ise imza itirazının ve borçsuzluk iddiasına dayanmadan açılamayacağı, bu nedenlerle İİK 72 maddesi uyarınca faktoring hakkında istihkak davası açılamayacağını, bu nedenle adımıza açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi 27/09/2022 tarihli 2020/574 E. – 2022/531 K. sayılı kararıyla; “…Somut olayda davacı şirketin, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyasında başlatılan icra takibinde borçlu olmadığı, ancak haciz tehdidi altında olması nedeniyle takip konusu borcu ödediğini beyan ettiği, icra takibinde borcunun tasfiyesi amacıyla yapılan ödemelerin alacaklı yönünden borca mahsuben ödenmiş sayılacağı, borcun ödenmesi sebebiyle takip alacaklısının alacağına kavuştuğu ve takip alacaklısı açısından sebepsiz zenginleşmeden bahsedilemeyeceği, sebepsiz zenginleşen tarafın malvarlığının azalması gerekirken haklı bir sebebe dayanmadan azalmayıp mevcut durumunu muhafaza eden takip borçlusu olduğu bu itibarla sebepsiz zenginleşme ve bedel iadesi talebinin dava dışı takip borçlusuna yöneltilmesi gerekirken yanılgı sonucu takip alacaklısına yöneltildiği” gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de, mahkeme gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu.-Müvekkili şirketin dosyada borçlu olmadığı halde adresinde kasten ve hukuka aykırı olarak hacze girişildiğini, müvekkil haciz tehdidi altında ızrar halindeyken borçlu olmadığı halde zorla ödeme yapmaya icbar edildiğini, davalı vekilinin 13.04.2022 tarihinde sisteme gönderilen dilekçesinde müvekkili şirketin borçlu olmadığının açıkça ikrar edildiğini, davalı eylemleri ve işlemleri ile alacaklısı olduğu dosya borcunu dosya ile hiçbir alakası olmayan müvekkilinden tahsil edip ardından da müvekkilinin, mal varlığından eksilen kısmı dosya borçlusundan tahsil etmesini beklediğini, mahkemenin hatalı olarak karar verdiğini, Yargıtay HGK nun 2022/3-80 E. 2022/107 K. sayılı 10.02.2022 tarihli kararında, mahkemece verilen kararın aksine olarak ;”…Davacının icra dosyasına haciz tehdidi altında yatırmış olduğu parayla kim menfaat temin ediyorsa onun sebepsiz zenginleşme davasının muhatabı olacağı hususunda kuşku bulunmamaktadır. İİK’nın 12. Maddesine göre icra dairesi takip edilen para alacağına mahsuben üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla borçlu bu miktar kadar borcundan kurtulur.” şeklinde karar verildiğini. -Müvekkil şirketin ne dosya borçluları ile ne de dosya borçlularından olan şirket ortakları ile ne hukuki ne organik ne mali vb. hiçbir bağının bulunmadığını, müvekkilinin haksız icra, haciz ve muhafazanın, işlerini sekteye uğratması tehdidi altında borçlu olmadığı, aslında ödememesi gereken icra dosyası borcunu ihtirazi kayıtla ve teminaten davalıya ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin ödediği paranın davalıdan alınarak davacıya ödenmesi için bu davayı açtığını, ilk derece mahkemesi tarafından hatalı değerlendirme ile pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmişse de, Yargıtay HGK kararında da anlaşıldığı üzere bu karar son derece yanılgılı şekilde verildiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası incelendiğinde; alacaklı … Faktoring Anonim Şirketi tarafından, borçlular … ve … Ticaret Anonim Şirketi aleyhine 44.000,00 TL asıl alacak, 95,33TL ve 45,47 TL faiz, 4.400,00 TL tazminat, 132,00 TL komisyon olmak üzere toplam 48.672,80 TL için takip yapıldığı, anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bulunan 10/02/2020 tarihli haciz tutanağından; “… Mah. … Cad. … No:… Şişli/İstanbul (… Otel) ” adresinde haciz yapıldığı, haciz sırasında hazır bulunan … A.Ş. Yetkilisinin istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bulunan 30/01/2020 tarihli haciz tutanağından; “… Mah. … Cad. … No:… Şişli/İstanbul (… Otel) ” adresinde yapılan haciz sırasında hazır bulunan 3. Şahıs vekili Av. …’in söz alarak “Haciz tehdidi ve baskısı altında, 10/02/2020 tarihinde, açacakları istihkak davasına teminat olmak üzere, alacaklıya tahsilat olarak ödenmesi koşuluyla ihtirazi kayıt olarak ödeme yapıldığının” beyan edildiği, 3. Şahıs tarafından bakiye borç olarak gösterilen kapak hesabının 3. Şahıs vekili tarafından haciz esnasında dosyaya sunulduğunun zapta geçirildiği anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince alınan 22/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…Huzurdaki davada hukuki ihtilaf, davacı yanın asıl borçlular hakkında yapılan takibin haczi sırasında malları kaldırtmamak için ödemek zorunda kaldıkları 67.468,65 TL borçtan dolayı borçlu olmadıkları ve ödedikleri tutarın ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine çıkmış bulunduğu, davacı defterlerinin, 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M 182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2019 yılında E-Defter uygulamasına geçmiş olduğu, 2019, 2020 ve 2021 yılları defter beratlarının usulüne uygun ve süresinde verildiği, Neticeten, davacının incelenen ticari defterlerinde, davacının dava dışı … Tic. A.Ş. ile cari hesap yönünden ticari ilişkisinin mevcut olduğu, cari hesap ilişkisinin 01.11.2018 tarihinde başlamış olup, 26.06.2019 tarihi itibariyle sona erdiği, davacının dava dışı … Tic. A.Ş.’den 26.06.2019 tarihi itibariyle borç ve alacağının bulunmadığı bakiyenin sıfır olduğu görüldüğü, mahkemeniz davacının davasında haklı olduğu yönünde karar vermesi durumunda davacının davalı yana yapmış olduğu ödemeden kaynaklı olarak 67.648,65 TL asıl, 4.320,25 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 71968,90 TL alacaklı olacağı,” görüş ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
G E R E K Ç E: İstirdat talepli davada, ilk derece mahkemesince, menfi tespit ve istirdat davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerektiği, davacılık sıfatının takip borçlusuna ait olduğu, borcu ödeyen 3.kişi davacının, takip alacaklısına karşı istirdat davası açamayacağı, yapılan ödemelerin alacaklı yönünden borca mahsuben yapılmış sayılacağı, takip alacaklısının sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olamayacağı gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Üçüncü kişi davacı vekilinin dava dilekçesinde, icra dosyasından davacı adresine hacze gelinerek, haciz yapıldığını, istihkak davası açtıklarını, haciz yapılan adrese tekrar gelinmesi üzerine muhafaza tehdidi altında icra dosyasına dosya borcunu ihtirazi kayıtla yatırarak, istihkak davası açtıklarını ileri sürdüğü, ödediği paranın davalı alacaklıdan istirdadını talep ettiği anlaşılmakla, dava İİK’nun 72.maddesine dayalı olarak açılmış istirdat davası niteliğinde olmayıp, üçüncü şahsın, davalı alacaklının sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak açılan istirdat davası olup, mahkemece davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi yerinde değildir. (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10/02/2022 tarihli 2022/3-80 Esas-2022/107 Karar sayılı kararı) İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasının incelenmesinde, Dosya kapsamında bulunan 10/02/2020 tarihli haciz tutanağından; “… Mah. … Cad. … No:… Şişli/İstanbul (… Otel) ” adresinde haciz yapıldığı, haciz sırasında hazır bulunan … A.Ş. Yetkilisinin istihkak iddiasında bulunduğu, İstanbul 19. İcra Hukuk mahkemesi’nin 05/02/2020 tarihli 2020/154 Esas-2020/206 Karar sayılı kararıyla takibin devamına, istihkak iddiasında bulunan 3. Şahıs davacı şirketin 7 gün içerisinde istihkak davası açmakta serbest olduğuna karar verildiği, davacı tarafça İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/205 Esas sayılı dosyasında istihkak davası açıldığı, davacı adresinde yapılan 30/01/2020 tarihli haciz sırasında tutulan tutanaktan, haciz sırasında hazır bulunan 3. Şahıs vekili Av. …’in söz alarak “Haciz tehdidi ve baskısı altında, 10/02/2020 tarihinde, açacakları istihkak davasına teminat olmak üzere, alacaklıya tahsilat olarak ödenmesi koşuluyla ihtirazi kayıt olarak ödeme yapıldığının” beyan edildiği anlaşılmıştır.Bu durumda mahkemece davalının pasif husumet ehliyeti bulunduğu gözetilerek, istihkak davasının akıbetinin beklenerek, tüm dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, davalının husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın toplanan deliller, istihkak dosyası incelenerek, ödemenin haciz ve muhafaza tehdidi altında üçüncü şahsın ödemesi mi, yoksa borçlunun borcunun ödenmesi mi olduğu değerlendirilerek, karar verilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 27/09/2022 tarihli 2020/574 E. – 2022/531 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 110,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.