Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/823 E. 2023/1007 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/823 Esas
KARAR NO: 2023/1007 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2023
NUMARASI: 2021/269 E. – 2023/12 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekilinin İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ibraz ettiği dava dilekçesinde; Davalı borçlunun, … lehine 19/08/2014 düzenleme tarihli, 31/12/2014 vade tarihli, 60.000,00 TL bedelli bono düzenlediğini, davalının icra takibine sonu senet borcuna mahsuben senet alacaklısı …’a 08/06/2016 tarihinde 7.500,00 TL, 10/06/2016 tarihinde 2.494,00 TL, 01/07/2016 tarihinde 2.500,00 TL, 18/07/2016 tarihinde 6.997,00 TL, 20/07/2016 tarihinde 1.997,00 TL olmak üzere toplam 21.488,00 TL ödeme yaptığını, 60.000,00 TL bedelli bonodaki alacağa mahsuben toplam 21.488,00 TL ödeme mahsup edildikten sonra geriye kalan 38.512,00 TL bakiye için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan ilamsız icra takibine borçlu vekilinin 09/07/2018 tarihli dilekçesi ile borca, ferilerine ve faize itiraz ettiğini, davalının, bono bedelinin belli bir kısmını önceden ödeyip kalan kısmına itiraz etmesinin bonodan kaynaklı borcunun bulunduğunun ve kötüniyetli olduğunun işareti olduğunu, icra takibine dayanak belgenin senet olmasından dolayı asıl alacağı yürütülen avans faizinin yasal olduğunu, takip sonrasında işleyecek avans faizi oranına yönelik itirazın da iptalini talep ettiklerini beyanla, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan tüm itirazların iptaline, takibin avans faizi yürütülerek devamına, haksız ve takibi uzatmaya yönelik itiraz nedeniyle davalı borçlunun %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, davacının, delil olarak 19/08/2014 vade tarihli, 60.000,00 TL bedelli bonoyu gösterdiğini, davacı tarafın delil olarak gösterdiği bononun , kıymetli evrak vasfında olmadığının İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1122 Esas 2018/150 Karar sayılı ilamıyla tespit altına alındığını, takibin durdurulmasına dair icra müdürlüğünce karar verilmeden, itirazın iptali davası açılamayacağını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davacı, müvekkilinin muhtelif tarihlerde ödediği meblağların toplam 21.488,00 TL’den ibaret olduğunu iddia ettiğini, müvekkilinin ödediği meblağların kesinlikle bu miktarda olmadığını, müvekkilinin, davacıya olan borcunu tamamen ödediğini, söz konusu evrakın adi senet hükmünde olduğunu, adi senede bağlı ilişkinin ticari nitelikte olduğunu ispat külfeti davacı taraf üzerine olduğunu belirterek davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. İstanbul Anadolu 32.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03/02/2021 tarihli 2021/62 E-2021/82 Karar sayılı kararıyla; davanın görevsizlik nedeniyle reddine, dosyanın talep halinde İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Dairemizin 26/04/2021 tarihli 2021/709 E-2021/908 Karar sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine, dosyanın İstanbul Anadolu 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilerek yukarıda yazılı esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 13.Asliye Ticaret Mahkemesi 09/01/2023 tarihli 2021/269 E. – 2023/12 K. sayılı kararıyla; “… davacı vekili tarafından 08.07.2019 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açıldığı, İstanbul Anadolu 32.Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/464 Esas sayılı dosyasında 14/07/2020 tarihinde ticaret mahkemesinin görevli olduğu belirterek görevsizlik kararı verildiği, dosyanın mahkememize 03/05/2021 tarihinde tevzii edildiği, ön inceleme duruşmasının 29/11/2021 tarihinde gerçekleştirildiği, Arabuluculuk görüşmelerine ise 04/04/2022 tarihinde başlandığı, görevsizlik kararının verildiği, huzurdaki dava dosyasının mahkemeye tevzii edildiği tarihler dikkate alınarak davanın esasına girilmiş olduğu hususu da göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafça süresi içerisinde arabuluculuk yoluna başvurulmamış olduğu” gerekçesiyle; Davanın 6102 Sayılı kanun 4. ve 5/A maddeleri, 6325 Sayılı Kanun 18/A-2. Maddesi HMK 114/2. ve 115/2. Maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Asliye Hukuk Mahkemesinde verilen görevsizlik kararı sonrasında arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, arabuluculuk sürecinin olumsuz sonuçlandığını, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu davalarda arabuluculuk yoluna başvurulmasının dava şartı olarak 5155 sayılı kanunun 20. Maddesi ile Türk Ticaret kanunumuza eklendiğini, ancak gerek Türk Ticaret Kanunu gerekse 6325 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununda, görevsizlik kararı sonrasında arabuluculuk yoluna başvurmanın zorunlu olduğu hallerde eksikliğin nasıl tamamlanacağına ilişkin herhangi bir hükmün öngörülmediğini. -İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası incelendiğinde davaya konu takibin ilamsız icra takibi olduğunu, dava konusu 19.08.2014 düzenleme tarihli, 31.12.2014 vade tarihli, 60.000,00-TL bedelli bono İstanbul Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1122 Esas 2018/150 Karar sayılı ile kambiyo senedi vasfında olmadığının tayin ve tespit edildiğini, dava konusu bononun TTK 776. maddesinde düzenlenen unsurları taşımadığından kambiyo senedi vasfında olmadığını, takibe konu senedin kambiyo vasfını yitirmiş olduğundan açılan bu davanın TTK 4. maddesi uyarınca mutlak ticari dava niteliğinde olamayacağı ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun açık olduğunu. -Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 29.03.2018 tarih ve 2016/17242 E.2018/1647 K. sayılı ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 22.10.2018 tarih ve 2016/3166 E.2018/9837 K. sayılı kararlarında da bu tür uyuşmazlıklara ilişkin verilen kararlarda da davaya konu senedin kambiyo senedi olma vasfını yitirmiş olması halinde asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağına dair bozma kararlarının bulunduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevabında; HMK’nın 20.maddesi gereğince görevsizlik kararı verilmesinden sonra iki haftalık kesin süre içerisinde arabulucuya başvurulması gerektiğini, ancak davacının süresinde arabulucuya başvurmadığını, arabulucu son tutanağını dosyaya sunmadığını, TTK m. 5A/1: “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde olduğunu, davacının dava açılmadan önce arabulucuya başvurmadığını, verilen kesin süre içerisinde dava açılmadan arabulucuya başvurulduğunu gösterir son tutanağı dosyaya sunamadığını, 2022 yılı içerisinde arabulucuya başvurulduğu da dosya kapsamından anlaşıldığını, davacı vekilinin dosyaya sunduğu arabuluculuk tutanağında anlaşamama tarihinin arabulucu tarafından sehven 2022 yerine 2021 olarak yazdığını beyanla davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince, ön inceleme duruşmasının 29/11/2022 tarihinde yapıldığı , duruşmada dava şartlarının mevcut olduğunun zapta geçirildiği, davalı vekilinin 13/12/2021 tarihli dilekçesiyle, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğinden bahisle dava şartı yokluğundan davanın reddini talep ettiği, mahkemenin 21/03/2022 tarihli duruşma ara kararı ile davacı vekiline arabuluculuk tutanağının ibrazı için 1 hafta kesin süre verilmesine, aksi halde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verileceğinin ihtarına karar verildiği, ihtarat içeren duruşma zaptının davacı vekiline 27/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 04/04/2022 tarihli dilekçesi ile arabuluculuk başvuru yapıldığının sürecin devam ettiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından sunulan arabuluculuk son tutanağından, davacı tarafça 04/04/2022 tarihinde arabulucuya başvurduğu, görüşmelerin 27/04/2022 tarihinde olumsuz olarak sonuçlandığının tutanağa bağlandığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davanın, İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk mahkemesi’nde açıldığı, ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, davalı vekilince arabuluculuk dava şartı itirazında bulunulması üzerine mahkemece davacı vekiline arabuluculuk tutanağının ibrazı için bir haftalık kesin süre verildiği, muhtıranın davacı vekiline 27/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, kesin sürede tutanağın ibraz edilmediğinden bahisle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyanın incelemesinde, davacı vekilinin 04/04/2022 tarihli dilekçesi ekinde arabulucuya başvuru belgesini, 28/11/2022 tarihli dilekçesi ekinde de İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun … numaralı, 27/04/2022 tarihli arabuluculuk anlaşmazlık tutanağının sunulduğu, arabuluculuk görüşmelerinin 04/04/2022 tarihinde başladığı ve 27/04/2022 tarihinde sonuçlandığı, mahkemece 09/01/2023 tarihinde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’ nın 4. maddesinde belirtilen uyuşmazlıklardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir. Somut olayda; itirazın iptali davasının ilamsız takibe dayalı olduğu, davacı tarafça Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı, daha sonra görevsizlik kararı verilerek Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, mahkemenin ihtaratı üzerine davacı tarafça arabulucuya başvurulduğu ve hüküm tarihinden önce de arabuluculuk tutanağının ibraz edildiği anlaşılmıştır. HMK 115/3 maddesi gereğince, davalı tarafça dava şartı noksanlığının ön inceleme duruşmasından sonra ileri sürüldüğü, duruşma zabıtları incelendiğinde tahkikata ilişkin henüz bir inceleme yapılmadan mahkemenin ara kararı üzerine davacı vekiline muhtıra tebliğ edildiği ve hüküm anında da bu noksanlığın giderildiği anlaşılmakla, başlangıçtaki noksanlıktan ötürü davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Kaldı ki alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından olan arabulucuya başvuru zorunluluğunun Anayasa’nın 36. Maddesinde düzenlenen kişilerin hak arama hürriyetini aşırı derecede zorlaştıracak şekilde de yorumlanmaması gerekmektedir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 09/01/2023 tarihli 2021/269 E. – 2023/12 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4,6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 82,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4,6 maddeleri uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.