Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/783 E. 2023/913 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/783 Esas
KARAR NO: 2023/913
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2022
NUMARASI: 2021/202 2022/844
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı … aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinin dayanağının 30.03.2019 vade tarihli, 45.000,00-TL bedelli ve 30.04.2019 vade tarihli, 45.000,00-TL bedelli olmak üzere 2 adet kambiyo senedi olduğunu, söz konusu senetlerin davacının bilgisi ve iradesi dışında düzenlenerek dava dışı … San. Ltd. Şti.’ye verildiğini ve daha sonra ciro yoluyla, davalı … Tic. A.Ş.’ye devredildiğini, senetlerin … San. Ltd. Şti. tarafından ödenmemesi üzerine, davalı firma tarafından icra takibi başlatıldığını ve icra takibinde hem müvekkili olan … hem de … Tic. San. Ltd. Şti.’nin borçlu olarak gösterildiğini, müvekkili olan davacının, Antalya Kaş’ta ikamet ettiğini tarımla uğraştığını, pek çok firmadan zirai ilaç alışverişi yaptığını, ancak davalı firma ile daha önce iş yapmadığı gibi söz konusu firmayı hiçbir şekilde tanımadığını, davacının mezkur senetlerden icra takibi ile haberdar olduğunu, takibe konu senetleri daha önce görmediğini ve davalı firma ile herhangi bir ticari ilişkide bulunmadığını, dolayısıyla senetlerdeki imzaların müvekkili olan davacıya ait olmadığını, bu hususun bilirkişi raporu ile ispatlanacağını, davanın kabulü ile birlikte 30.03.2019 vade tarihli, 45.000,00-TL bedelli ve 30.04.2019 vade tarihli, 45.000,00-TL bedelli senetler dolayısıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibinin iptaline ve dosyada bulunan hacizlerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; kambiyo evrakından kaynaklanan alacağını tahsil amacıyla davacı ve dava dışı … San. Ltd. Şti aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, davacı …’nın Kaş İcra Hukuk Mahkemesi’nde yetkiye, imzaya ve borca itirazda bulunmuşsa da Kaş İcra Hukuk Mahkemesi 22/07/2019 tarih 2019/93 E. 2019/98 K. Sayılı ilamı ile davanın usulden reddine karar verildiğini, daha sonra usul ve yasaya aykırı olarak huzurdaki davayı açtığını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından başlatılan takiplerde takip dayanağı 02/10/2018 tanzim 30/03/2019 vade tarihli 45.000,00 TL miktarlı bono ile 25/09/2018 tanzim 30/04/2019 vade tarihli 45.000,00TL miktarlı bono olduğunu, bonoların düzenleyicisinin davacı … olup ilk lehtar dava dışı … Ltd. Şti olduğunu, davalının ticari ilişki kapsamında dava dışı … San. Ltd. Şti’nin cirosu ile bonolara lehtar olduğunu, davalının davacı ile doğrudan ticari ilişkisi olmayıp uyuşmazlığa konu bonoları dava dışı … Tic. San. Ltd. Şti’nin cirosu ile devralmadığını, bu doğrultuda davanın yalnız müvekkili olan davalıya yöneltilmesi sebebiyle öncelikle davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davaya konu bonolardan 30/03/2019 vade tarihli bononun vadesi muaccel olduktan sonra Kaş Noterliği 03/04/2019 tarih … yevmiye numarası davacı …’ya ödememe protestosu gönderildiğini, yine 30/04/2019 vade tarihli bononun vadesi muaccel olduktan sonra Kaş Noterliği 03/05/2019 tarih … yevmiye numarası ile davacı …’ya ödememe protestosu tebliğ edil diğini, bu protestolara karşı davacının herhangi bir itirazı olmadığını, bono bedellerinin davalıya ödenmediğini, muaccel alacak tahsil edemediğinden kendisinden önce bonoları ciro etmiş cirantalar aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili olan davalının kötü niyetli ve kusurlu olduğundan bahsedilemeyeceğini savunarak öncelikle davanın husumet yokluğundan reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: “..Davanın KABULÜ ile davacının İstanbul Anadolu .. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına konu 30/03/2019 vade tarihli 45.000-TL bedelli ve 30/04/2019 vade tarihli 45.000-TL bedelli senetlerden dolayı borçlu olmadığının TESPİTİNE…” karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece bilirkişi raporuna göre ve davanın kabulü ile, davacının İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasına konu 30.03.2019 vade tarihli 45.000-TL bedelli ve 30.04.2019 vade tarihli 45.000-TL bedelli bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve tarafları aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, mahkemece verilen işbu kararın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin icra takibine konu bonolara, ticari ilişki kapsamında … San. Ltd. Şti.’nin cirosu ile yasal hamil olduğunu, 30.03.2019 vade tarihli bononun vadesi geldiğinde Kaş Noterliği’nin 03.04.2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya ödememe protestosu gönderildiğini, yine 30.04.2019 vade tarihli bononun vadesi geldiğinde Kaş Noterliği’nin 03.05.2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya ödememe protestosu gönderildiğini, davacı, ödememe protestolarına herhangi bir itirazda bulunmadığını ve herhangi bir ödeme de yapmadığını, takibe konu bonolar ödenmediğinden alacağını tahsil edemeyen müvekkil lehine, bonolardaki keşideci … ve ciranta … aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe konu bonoların … adına düzenlenmiş olduğunu, müvekkil bonolara … cirosuyla yasal hamil olduğunu, dolayısıyla taraflar arasındaki (… ve …) borç ilişkisinin hangi işlemden kaynaklandığını ve senet üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilmesi veya bilebilmesi mümkün olmadığını, davacının dava dilekçesinde “… davalı firmaya herhangi bir borcu bulunmamaktadır” iddiasında bulunmuş ise de müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olarak takibe konu bonoları …’dan aldığı ciro silsilesi incelendiğinde açıkça görüldüğünü, yalnızca müvekkile husumet yöneltilerek dava açıldığından davanın husumet yokluğundan reddi gerekmekteyken; davanın kabulü şeklinde hüküm kurulması ve aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesinin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, keza bonolar vadeleri geldiğinde hemen icra takibine konu edilmemiş öncelikle bonolarda keşideci olarak gözüken davacıya noter aracılığıyla dosyada mübrez olan ödememe protestoları gönderildiğini, müvekkilinin icra takibinin başlatılmasında ve işbu davanın açılmasında hiçbir kusuru ve kötü niyeti bulunmadığını, bu sebeple yargılama sonucunda müvekkil aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla mahkeme kararında yer alan vekalet ücreti ve yargılama gideri kısmının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir. *İlk derce mahkemesince davalı vekiline nisbi istinaf harcını tamamlaması için muhtıra gönderilmiş, davalı vekili istinaf isteminin sadece ilamda yer alan vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik olduğunu beyan etmiştir.
GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece dava konusu senetlerdeki keşideci imzasının davacı eli ürünü olmadığı gerekçesi ile menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf isteminde; müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu, imzanın davacıya ait olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, takipten önce davacıya ödememe protestosu gönderildiğini, müvekkilinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek kararın yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.Somut uyuşmazlıkta; mahkemece kötüniyet tazminatına hükmolunmadığı, davalı yanca takipten önce protesto gönderilmiş ise de, davacının hakkında takip başlatılmış olması nedeni ile genel mahkemede menfi davası açmasında hukuki yararı olduğu, davalının aşamalarda davacı iddialarını kabul etmediği ve neticeten davanın kabul edildiği dikkate alındığında ilk derece mahkemesince yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu tutulması yerinde görülmüş ve davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.12/06/2023