Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/746 E. 2023/969 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/746 Esas
KARAR NO: 2023/969 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/03/2023
NUMARASI: 2022/180 E.sayılı ara karar
DAVANIN KONUSU: TEDBİR Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP:Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde; davacı şirketin 10 yılı aşkın süredir “Enerji” sektöründe faaliyet gösterdiği, ticari unvanının hem TTK hem de SMK anlamında koruma altına alındığını, kendisine ait markaları ile faaliyet göstermekte olduğu, sektöründe birçok ülkeye ihracat gerçekleştirdiğini, hem yurtiçinde hem de yurtdışında binlerce müşterisi bulunduğu, davacı şirketin 2014 yılından beri “… Limited Şirketi” unvanı ile sicile kayıtlı olup faaliyetine devam ettiğini, davacı şirketin ticaret unvanının “…” ibaresinin asıl ve ayırt edici unsur olup davacı şirketin bu ibare ile TPMK nezdinde markasını tescil ettirdiğini, davacı şirketin markalarının “Seri Marka” niteliğinde olduğunu, davacı şirketin unvan ve markasının tanınmış olduğunu, davalının, davacı şirketten yıllarca sonra kurulduğunu, unvanında yer verdiği “…” ibaresinin müvekkili unvan ve markası ile iltibas oluşturduğunu, davalı tarafından kullanılan web sitesinin müvekkili şirkete ait web sitesi ile iltibas oluşturacak düzeyde olduğunu, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğince davalının ticari unvanından “…” ibaresinin terkin edilmesine karar verilmesi gerektiğini, davalıya ait https://…com.tr web sitesinin yargılama sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kapsamında erişimin engellenmesine karar verilmesi gerektiğini beyanla, karşı tarafa tebligat yapılmadan delil tespiti yapılarak, davalının kullanımları (web sitesi, tabela, reklam, kartvizit, ilan, broşür vb.) hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek muhafaza altına alınmasına, davalı adına tescilli https: / /…com.tr alan adı hakkında ihtiyati tedbir kapsamında erişimin engellenmesi kararının verilmesini, yargılama sonunda davalının müvekkilinin markasına karşı yaptığı tecavüzün tespiti, önlenmesi ile durdurulmasına, “…” ibaresinin davalının ticaret unvanından terkinine, https://…com.tr alan adının davalı adına alan adı sicilinden terkinine, hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI:İstanbul Anadolu 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 17/03/2023 tarihli 2022/180 E.sayılı ara kararıyla; ” davacının … esas unsurlu ticari unvanı ile enerji alanında faaliyette bulunduğu, … ibareli … numaralı markanın 4,6,9,11,37,39,40 ve 42. Sınıflarda tescilli sahibi olduğu ayrıca çok sayıda … ibareli markanın da tescilli sahibi olduğu, davalı tarafından kullanılan … esas unsurlu ticari ünvan ile davalı adına tescil edilmiş olan www…com.tr isimli internet sitesinin marka hakkında ve ticaret ünvanına tecavüz teşkil ettiği iddia edilerek ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, Ankara 5. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2022/115 talimat sayılı dosyası ile yapılan tespitte, davalının işyerinin kapalı olduğu için tespit yapılamadığı, işyerinin tabelasında … Dekorasyon ibaresinin bulunduğu, ayrıca web sitesinin ve telefon numarasının yazılı olduğu, bilirkişi heyetince yapılan incelemede davalılar tarafından kullanılan İsotec ibaresi ile davacıya … ibaresinin benzer olduğu, davacının web sitesinin davalının web sitesinden daha önce kayıt edildiği yönünde görüş bildirilmişse de; mahkemece davalı kullanımlarının ticari unvan kullanımı dahilinde olup olmadığı, tarafların ticari faaliyet alanlarının benzer olup olmadığı, bu hususların ancak tüm deliller toplandıktan sonra değerlendirilebileceği, ayrıca davalının ticaret unvanının tescil tarihinin 16/01/2017 tarihi olduğu dava tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçtiği de dikkate alındığında davalı beyanı ve delilleri toplanmadan verilebilecek ihtiyati tedbir kararının bu aşamada dosya kapsamına uygun olmayacağı” gerekçesiyle; tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; HMK 390. Madde gereğince tedbir talep edenin, haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, dava dosyası içerisinde yaklaşık ispata yönelik belgeler bulunduğunu, davalı işyerinde yapılan tespitte tabelasındaki kullanımın, tedbir talep edilen web adresinin tabelada yar almasının ve bilirkişi raporundaki müvekkilinin https://…com.tr alan adlı web sitesinin, davalının https://…com.tr alan adlı web sitesinden üç seneden fazla bir süre önce tescil edildiğine yönelik tespiti göz önüne alındığında, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiğini, tedbir talebinin kabulü gerektiğini.-Mahkemenin tedbir talebini, davalının ticaret unvanı tescil tarihinin üzerinden 5 yıl geçmiş olması nedeniyle reddedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarında unvan terkini istemlerinde dahi öğrenme tarihinin haklı sebepler bulunmadıkça dikkate alınacağının kabul edildiğini.- Tedbir taleplerinin davalının kullanımlarına (tabela, reklam, kartvizit, ilan vb.) ve web sitesine erişimin önlenmesine yönelik olmasına rağmen, mahkemece davalının ilan, broşür vb kullanımlarına erişilemediği gerekçesiyle tedbir talebinin tümüyle reddine karar verilmesinin de yerinde olmadığını.-Müvekkilinin marka tescilinin bulunduğunu, davalının ise tescilli markasının bulunmadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak teminatsız veya uygun görülecek teminat karşılığında tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; tedbir koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin tabelasında, … ibaresi değil, ticaret unvanının unsuru olan … ibaresinin yer aldığını, davacının markasının İngilizce, müvekkiline ait markanın ise Türkçe olduğunu, dil farkı nedeniyle karıştırılmasının güç olduğunu, faaliyet alanlarının farkı nedeniyle de tüketiciler tarafından karıştırılmayacağını, her iki tarafın ticaret unvanında yer alan faaliyet konularının da birbirinden farklı olduğunu, alan adları arasında da karıştırılacak bir benzerlik bulunmadığını, davacı markasının tanınmış marka olmadığını, ticaret unvanının tacirin tanıtılması ve ayırt edilmesini sağlama fonksiyonu bulunduğunu, SMK kapsamındaki koruma için markasal kullanım gerektiğini, herhangi bir marka kullanımının söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin 16/01/2017 tarihinde kurulduğunu, davacı şirketin aleni olan Ticaret Sicil Gazetesindeki 31/07/2017 tarihli ilandan dolayı, müvekkilinin ticaret unvanını bilebilecek durumda olduğunu, davanın iki yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını, SMK 25/6 maddesi gereğince sessiz kalarak dava açma hakkını yitirdiğini, davacı tarafın markasının tescil sınıflarının müvekkilinin hizmet verdiği “proje çizimi, inşaat ve dekorasyon” hizmetini kapsamadığını ileri sürerek istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK kayıtlarından; 21/10/2016 başvuru, … tescil tarihli … markasının 04/06/09/11/37/39/40/42. Sınıflarda davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince Ankara 5. FSHHM’ne talimat yazılarak marka vekili bilirkişi ile bilişim uzmanı bilirkişiden 02/12/2022 tarihli raporda; davalı işyerine gidilerek yapılan incelemede, keşif için gidilen davalıya ait işyerinin kapalı olduğundan işyerinde ve davalıya ait kullanımla (reklam, kartvizit, ilan, broşür vb.) hakkında bir inceleme yapabilme imkânı olmadığı, davalıya ait alan adının 20.01.2017 tarihinde “… San. ve Tic. Ltd. Şti” adına kayıt edildiği, Davacıya ait https://…com.tr/ alan adının, davalıya ait https://…com.tr alan adından 3 (üç) seneden daha uzun bir zaman önce kayıt edildiği, davacı ve davalıya ait iki marka birlikte değerlendirildiğinde; markaların genel görünüşlerinin benzerlik taşıdığı, davacı markasının esas unsuru olan isotec ile davalıya ait isotek markasının asıl unsuru benzerlik gösterdiği beyan edilmiş, rapor içeriğinde davalı işyeri tabelasının fotoğrafının paylaşıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bulunan Ticaret Sicil Gazetesi örneklerinden; davalı şirketin 12/01/2017 tarihinde kurulduğu ve 19/01/2017 tarihinde ticaret sicile tescil edildiği, faaliyet konusunun “Enerji projelerine yönelik mühendislik ve danışmanlık faaliyetleri vermek, (kömür, petrol ve gaz gibi enerji yakıtları kullananlar ile nükleer, su, güneş, rüzgar ve diğer enerjiler için santrallere ve enerji iletim hatlarına yönelik hizmetler) konusu ile ilgili projeler temin etmek, gerekirse düzenlemek ve/veya düzenletmek,…konusu ile ilgili proje ve mühendislik hizmeti vermek, teknik danışmanlık, tadilat projeleri, inşaat mühendisliği hizmetleri vermek….” sınıflarında faaliyet göstermek üzere tescil edildiği anlaşılmıştır.Davacı şirketin ticaret sicil kaydından; 25/03/2014 tarihinde kurulduğu, 04/04/2014 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, “EPDK’dan lisans alınarak enerji kaynaklarının üretim tesislerinde elektrik enerjisine dönüştürülmesi için üretim tesisi kurulması, elektrik enerjisi üretimi, üretilen elektrik enerjisi ve kapasitenin müşterilere satışını yapmak,…kömür hazırlama, kömür yıkama…rüzgarla faaliyet gösteren elektrik enerjisi sağlamaya yönelik enerji santrallerinin parça parça veya tüm olarak imalatını yapmak, her türlü güneş enerjisi sistemleri kurmak ve danışmanlığını yapmak, şirket faaliyet konusuyla ilgili her türlü projelendirme , etüt, plan, proje, danışmanlık hizmetlerini alıp vermek….” sınıflarında faaliyet göstermek üzere tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı adına tescilli markanın, 11. Sınıfta “Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli ısıtma amaçlı cihazlar…güneş enerjisi kollektörleri…buhar jeneratörleri” emtialarında ve 40. Sınıfta “Enerji üretim hizmetleri” 42. Sınıfta “mühendislik hizmetleri” hizmet sınıflarında tescilli olduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkilinin … ibareli ticaret unvanı ile 10 yıldır faaliyet gösterdiğini, … markasının https://…com. alan adının adına tescilli olduğunu, davalının … ibareli ticaret unvanının, https://…com.tr alan adının müvekkilinin ticaret unvanı, markası ve alan adına tecavüz teşkil ettiğinden bahisle ticaret unvanının ve alan adının terkinini, tecavüz teşkil eden tabela, reklam, kartvizit, ilan broşürlerin toplatılması, alan adına erişim engeli verilmesi yönünde de tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, Ankara 5. FSHHM’ne talimat yazılarak bilirkişi raporu alındığı, rapor içeriğindeki görselde, davalı işyeri tabelasında ve işyeri camekanında büyük harflerle “…” ibaresinin ve davalı alan adının yazılı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı web sitesi alan adının, davalı alan adından önce tescil edildiği, … ve … ibarelerinin benzer olup, markanın aşırı dikkatli tüketici kitlesine hitap etmediğinden tüketiciyi yanılgıya düşüreceği beyan edilmiştir. Davalı tarafça dosyaya fatura örneklerinin sunulduğu, faturalarda … ibaresinin ticaret unvanının üzerinde büyük olarak yer alacak şekilde yer aldığı anlaşılmıştır. Dosyadaki ticaret sicil kayıtları, davacı adına marka tescil kaydı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalı tarafın sessiz kalma iddiası yargılamayı gerektirmekle birlikte, bu aşamada HMK 389 ve 390. Maddeler ile SMK 159. Madde gereğince davacı lehine yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla, mahkemece alan adına erişim engeli getirilmesi ve tabelaya yönelik tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, tedbir talebinin tümüyle reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında açıklandığı üzere tedbir kararı verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 17/03/2023 tarihli 2022/180 E. sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın,Dairemizin kararında açıklandığı üzere tedbir kararı verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf yargılaması yönünden; -Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 492,00 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 287,00 tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 779,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/06/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.