Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/739 E. 2023/955 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/739 Esas
KARAR NO: 2023/955
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/809
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, talep dilekçesinde özetle; 20/06/2018 düzenlenme tarihli, 20/11/2019 ödeme tarihli, 9.700.000,00 TL bedelli, borçlusu müvekkili şirket, alacaklısı … Tic. Ltd. Şti. olarak görünen bono hakkında davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/170 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararını işleme koymak suretiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında icra takibi başlatıldığını, senedin sahte üretilmesi nedeniyle senetteki imzaya itiraz edildiğini ve takibin iptali için İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/630 Esas sayılı dosyasında dava ikame edildiğini ve mahkemece icra takip işleminin durdurulduğunu, takibe konu senedin sahte olarak üretildiğini ve müvekkili şirketin böyle bir borcunun bulunmadığını, davalı …’ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/168452 soruşturma sayılı dosyası kapsamında İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 16/11/2022 tarihli kararı ile tutuklanmasına karar verildiğini, müvekkili şirketin senette lehtar olarak görünen şirketin kiracısı olduğunu ve kira bedellerinin dahi temlik alacaklısı Halk Banka ödendiğini ve başkaca herhangi bir iş ya da ticari ilişkinin mevcut olmadığını, bu nedenlerle dava konusu icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/809 Esas ve 12/12/2022 tarihli ara kararı ile; “…Soruşturma dosyasında aldırılan Emniyet Müdürlüğü İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 14.11.2022 tarihli Uzmanlık raporundaki “….ibareli el yazıları ve borçulunun imzasının bulunduğu bölümün; -Alt, üst ve sağ tarafına denk denk gelecek şekilde şeritler halinde dikdörtgen biçiminde çerçeve benzeri izlerin bulunduğu , -bu hatlar boyunca olan ve üst bölüme denk gelecek şekilde (imza) ibarelerinin sağ ve alt bölümü ile senet ortasına denk gelecek şekilde üç yerde turuncu renkli lekenin olduğu -imzanın bitiriliş bölümünde yukarıda bahsedilen çerçeve izinin denk geldiği bölümde imza hattında kopma bulunduğu ve aynı yerde imzanın devamı olan fulaj izinin kısmen gözlendiği tespit edilmiştir. Yukarıda tespiti yapılan bulgular birlikte değerlendirildiğinde ; bahse konu senedin “imza” hanesindeki “…” ibareli el yazıları ve borçlu imzasının bulunduğu bölüm açıkta kalacak şekilde bir düzenek hazırlanıp senedin diğer bölümlerinin -muhtemelen başka bir belge ile – kapatılıp şahsın bu bölgeye isim yazısı ve imzasının –farklı bir amaç için- attırılması suretiyle husule getirilmiş olabileceği değerlendirilmiştir.” şeklinde görüş belirtilmiş olup tüm bunlara göre tedbir koşullarının oluştuğu anlaşılmış ve teminatsız olarak HMK 209 maddesi gereğince takibin durdurulmasına” karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ: Davalı vekili ihtiyati tedbire itiraz talepli dilekçesinde özetle; davacı tarafından kira bedelleri ödenmeyince tahliye ve icra takipleri başlatıldığını, davacı şirket yetkilisi, aleyhe açılan bütün davalarda ve icra takiplerinde istisnasız vermiş olduğu bütün belgelerin altındaki imzalarına itiraz ettiğini, bu konuda devam eden davalarda yapılan imza incelemelerinin tamamında imzalar, davacı şirket yetkilisine ait çıktığını, davacı tarafından müvekkil şirkete verilen senetlerden bir tanesi alacağından dolayı … isimli kişiye verildiğini, bu bono icra takibine konu edildiğini, davacı, dava dilekçesinde belirttiği üzere, bu bonodaki imzasına da itiraz ettiğini, bu itirazın görüldüğü İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/630 sayılı dosyasından bono altındaki imzanın borçluya yani davacı şirket yetkilisine ait olduğuna dair bilirkişi raporu alındığını, her ne kadar davacı, müvekkil şirkete olan borcunun … A.Ş.’ye temlik edildiğini, bu borcu ödediğini, bu nedenle borçlu olmadığını, senedin sahte olduğunu ileri sürmüşse de; borcun ödendiğine dair bir banka dekontu veya ödeme makbuzu ibraz etmediğini, bu halde davacının temlike konu kira bedelleri yönünden borçlu olmadığına ilişkin iddialarının da gerçeğe aykırı olduğunu, bono taraflar arasında olan bir ticari ilişki sebebi ile verilmiş olup, ödenmemesi halinde tarafların kiradan dolayı olan borç alacak ilişkisinde bakiye oluşturacağını, yani bu bononun yeni bir borç yaratmadığını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde belirlenecek teminat karşılığında tedbir kararının uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI: İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/809 Esas ve 24/02/2023 tarihli ara kararı ile; “…İnceleme konusu senette “İmza” bölümünde atılı imzanın …’ün eli ürünü olduğu, -İnceleme konusu senette “İmza” bölümünde yer alan “…” isimli yazının …’ün eli ürünü olduğu, -İnceleme konusu senedin A4 ebadındaki kağıda bilgisayar ve ekipmanı vasıtasıyla düzenlenmiş olduğu, -İnceleme konusu senet üzerinde biri “Ödeyecek” bölümünde diğerleri ise “İmza” bölümünün sağ ve alt tarafında olmak üzere 3 adet kahverengi lekenin bulunduğu, “İmza” bölümünün sağ tarafında yer alan kahverengi lekenin bulunduğu bölümde yoğun lif ayrışmalarının mevcut olduğu, -İnceleme konusu senette “İmza” bölümünde “…” isim yazısı, atılı imza ve kaşe izini içine alacak şekilde üst, sağ ve alt bölümde doğrusal hatlar oluşturacak şekilde yapıştırıcı bakiyesi mevcut olup, imza ile sağ taraftaki çizgisel hattın kesişim noktalarında imzanın doğal olmayan şekilde iki noktada kesintiye uğradığı, söz konusu noktalardan sağ tarafa doğru imzayı tamamlar mahiyette kalem baskı izinin mevcut olduğu, -Yukarıda belirtilen bulgular beraber değerlendirildiğinde; inceleme konusu senette yer alan “…” isim yazısı ve atılı imzanın senedi onaylar mahiyette yazılıp atılmamış olduğu, “…” isim yazısı ve atılı imzadan faydalanılarak oluşturulmuş olduğu” kanaati bildirilmiş olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde tedbir koşullarının oluştuğu anlaşılmış ve teminatsız olarak takibin durdurulması şeklinde verilen tedbir kararının HMK’da boşluk doldurulabilmesinin mümkün olduğu, sahtelik iddiasının kuvvetli bir şekilde yaklaşık ispatı halinde HMK 389 ve devam maddeleri gereğince HMK 209.maddeye kıyasen karar verilmesinin mümkün olduğu bu nedenle de verilen tedbir kararının yerinde olduğu anlaşılmakla ihtiyati tedbire itirazın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkemece HMK hükmünden kıyasla ve senedin sahte olduğu iddiasından hareketle tedbir kararı verilmesinin usule aykırı olduğunu, somut durumda uygulanması gereken hükmün özel hüküm olup, genel hükümlere dayanarak tedbir kararı verilme olanağının bulunmadığını, Davaya konu senedin sahte olmadığını, söz konusu senedin birden fazla bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere davalı şirket yetkilisi … tarafından düzenlendiğini; bilirkişi raporunun senedin geçerliliğini denetleyecek nitelikte olmadığını, raporun yalnızca imzanın bir kısmındaki mürekkep eksikliği dikkate alınarak başka bir belgenin üzerine kapatılması gibi herhangi bir bilimsel dayanağı olmayan bir varsayımla hazırlandığını,Davacı taraf aradaki husumetin başladığı tarihten itibaren huzurdaki davaya konu senet üzerindeki imzanın şirket yetkilisi eli ürünü olmadığını iddia ettiğini, ancak soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporundan sonra davacının huzurdaki davayı ikame ederken bu yöndeki beyanını değiştirerek rapordaki imzanın hükümsüz olduğu iddiası üzerine davasını inşa ettiğini,Borçlu icra takibi aşamasından bu yana kötüniyetli olarak gerek muvazaa gerekse sahte belgeler ile alacağın tahsilini engellemeye çalıştığını, teminatsız verilen tedbir kararı ile müvekkilin işbu alacağı alması artık tamamen imkansız hale geldiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı … San. İnş. Tur. ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkil ve davacı arasında 01.04.2018 tarihli kira sözleşmesi yapılmış olup, Antalya Manavgat otel ve oteldeki bütün eşyaların davacı tarafından kiralandığını, davacının kiracı olarak kira sözleşmesi ile birlikte belirli aralıklarla ve farklı tarihlerle tahliye taahhütnamesi, bonolar ile çekler verdiğini, Davacı tarafından kira bedelleri ödenmeyince tahliye ve icra takipleri başlatıldığını, davacının açılan bütün davalarda ve icra takiplerinde istisnasız vermiş olduğu bütün belgelerin altındaki imzalarına itiraz ettiğini; davaya konu bonodaki imzaya da itiraz edildiğini, İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/630 Esas sayılı dosyası ile imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, Her ne kadar davacı müvekkil şirkete olan borcunun … A.Ş.’ye temlik edildiğini, bu borcu ödediğini, bu nedenle borçlu olmadığını, senedin sahte olduğunu ileri sürmüşse de; borcun ödendiğine dair bir banka dekontu veya ödeme makbuzu ibraz etmediğini, Mahkeme’nin tedbir kararına gerekçe gösterilen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/168452 Soruşturma numaralı dosyasının, davacı tarafından dava konusu bononun fotokopisi üzerinden taraflı bir özel bilirkişi raporu alınması suretiyle yapılan şikayet neticesinde açıldığını, gerekçeye konu İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarları nezdinde düzenlenen bu uzmanlık raporunun uzman grafolog tarafından düzenlenmemesi ile birlikte inceleme kriterlerini taşımaması nedeniyle sahtelik incelemesi yönünden denetime elverişli olmadığını, Mahkeme’ce ihtiyati tedbire itirazların reddine ilişkin kararın İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2022/575 E. sayılı dosyasında ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 06.02.2023 tarihli raporuna dayandırılmışsa da; bu raporda yapılan tespitler de öncelikle raporun, yazı ve imza incelemelerinin konunun uzmanı olan grafolog tarafından gerçekleştirilmesi gerekliliğine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle hükme esas alınacak nitelikte olmadığını, Düzenleme sonrası saklanan senetler üzerinde birtakım lekeler oluşmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu; senet üzerinde kahverengi leke bulunmasının senedin sahte olduğuna delil teşkil etmeyeceğini, Adli Tıp Raporu’nda senette yapıştırıcı lekelerinin bulunduğu ileri sürülmüşse de; senet üzerinde leke olarak tespit edilen izlerin yapıştırıcı olduğuna nasıl kanaat getirildiğine ilişkin açıklama yapılmadığını, senette mevcut imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğu sabit olup, senedin ne şekilde sahte olarak düzenlendiği açıklanmaksızın hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceğini, Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmakta olup, kira sözleşmesi doğrultusunda davacı, müvekkil şirketin maliki bulunduğu otelde kiracı olduğunu, bononun taraflar arasında olan bu ticari ilişki sebebi ile verilmiş olup, bononun yeni bir borç yaratmadığını; davacının kira ilişkisinden doğan alacakların tahsilini geciktirmek için halen fiilen aktif olduğu adresteki taşınmazın kira sözleşmesi yönünden dahi imza itirazında bulunduğunu, davacının iddialarının soyut ve gerçeğe aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının istinafına yöneliktir. İlk derece mahkemesi tarafından, “Soruşturma dosyasında aldırılan Emniyet Müdürlüğü İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 14.11.2022 tarihli Uzmanlık raporu uyarınca tedbir koşullarının oluştuğu anlaşıldığından teminatsız olarak HMK 209 maddesi gereğince takibin durdurulmasına.” karar verilmiştir. Karara davalılar tarafından yapılan itiraz ilk derece mahkemesinin 24/02/2023 tarihli ara kararı ile reddedilmiştir. Karar her iki davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Bononun sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca kendiliğinden takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Ancak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/168452 Soruşturma sayılı dosyasında aldırılan Emniyet Müdürlüğü İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün14.11.2022 tarihli Uzmanlık raporundaki, ” “….ibareli el yazıları ve borçlunun imzasının bulunduğu bölümün; -Alt, üst ve sağ tarafına denk denk gelecek şekilde şeritler halinde dikdörtgen biçiminde çerçeve benzeri izlerin bulunduğu, -bu hatlar boyunca olan ve üst bölüme denk gelecek şekilde (imza) ibarelerinin sağ ve alt bölümü ile senet ortasına denk gelecek şekilde üç yerde turuncu renkli lekenin olduğu -imzanın bitiriliş bölümünde yukarıda bahsedilen çerçeve izinin denk geldiği bölümde imza hattında kopma bulunduğu ve aynı yerde imzanın devamı olan fulaj izinin kısmen gözlendiği tespit edilmiştir. Yukarıda tespiti yapılan bulgular birlikte değerlendirildiğinde ; bahse konu senedin “imza” hanesindeki “…” ibareli el yazıları ve borçlu imzasının bulunduğu bölüm açıkta kalacak şekilde bir düzenek hazırlanıp senedin diğer bölümlerinin -muhtemelen başka bir belge ile – kapatılıp şahsın bu bölgeye isim yazısı ve imzasının –farklı bir amaç için- attırılması suretiyle husule getirilmiş olabileceği değerlendirilmiştir.” içerikli raporu ile olayla ilgili olarak açıldığı anlaşılan İstanbul 20.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2022/575 Esas sayılı dosyasında aldırılan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 06.02.2023 tarihli raporundaki benzer değerlendirmeler dikkate alındığında, somut olay ve dosya kapsamına göre HMK.209 maddesi gereğince tedbir kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, her iki davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekili ile davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davalılardan harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.22/06/2023