Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/654 E. 2023/968 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/654 Esas
KARAR NO: 2023/968 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2023
NUMARASI: 2021/307 E. Sayılı ara karar
DAVANIN KONUSU: TEDBİR Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP:Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde; davaya konu patentlerden … (…) numaralı patent EPO temyiz kurulu tarafından 31/03/2020 tarihli hükümsüz kılındığını, kararın kesinleştiğini, davanın konusunu teşkil eden diğer patentler yani … (…) … (…) ve … (…) numaralı patentlerine ilişkin itirazların ise EPO temyiz süreçleri devam ettiğini, bu patentlerden … ve … numaralı patentlerin EPO itiraz bölümünce hükümsüzlüğüne karar verildiğini, Mahkemece de tespit edildiğini, dava dilekçesinde belirtildiği üzere … olarak ruhsat belgesi “…” ticari isimli 40 mg/ml ve 20 mg/ml dozundaki kullanıma hazır dolu enjektör içerisinde enjeksiyonluk çözelti formundaki jenerik ürünün satışa sunulması planlandığını, müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … numaralı “…” başlıklı patent başvurusu da mevcut olduğunu, ancak glatiramer asetat 40 mg/ml dozdaki ürünü koruduğu iddia edilen, Avrupa’da patentlenebilirlik kriterlerini taşımadan tescillenen ve bu hakkın tamamen otomatik olarak Türkiye’de geçerli olması nedeni ile davaya konu olan patentler, jenerik ürünlerin piyasaya çıkmasının önünde engel teşkil ettiğini, yukarıda arz ve izah edilen hususlar neticesinde davaya konu patentlerin patent verilebilirlik şartlarını taşımadığını, EPO sürecinde de açıkça anlaşılmış olduğunu, davaya konu patentlerin müvekkile ve 3.kişilere karşı ileri sürülmemesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin makul bir teminat karşılığında kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI:İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 09/03/2023 tarihli 2021/307 E.sayılı ara kararıyla; Tüm dosya kapsamı, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluşmadığına kanaat getirilmekle davacının tedbir talebinin reddine” karar verilmştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dava açılırken davalının patentten doğan haklarının müvekkiline ve 3. Kişilere karşı ileri sürülmesinin yasaklanmasına karar verilmesini talep ettiklerini, mahkemenin 17/06/2021 tarihli kararıyla, talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verildiğini, mahkemenin 27/10/2022 tarihli duruşmada, davaya konu patentlerin dayanağı olan Avrupa Patentlerine karşı yapılan itirazların EPO temyiz sürecinin beklenilmesine karar verildiğini, bu sürecin uzun sürmesi ve kanun yollarının tüketilmesinin süreci uzatması karşısında bekletici mesele talebinin reddini talep ettiklerini, bu talebin de kabul edilmediğini, 01/11/2022 tarihli dilekçeleri ile ihtiyati tedbir taleplerinin yinelendiğini, … İlaç olarak ruhsat belgesini aldıkları “…” ticari isimli 40 mg/ml ve 20 mg/’ml dozundaki kullanıma hazır dolu enjektör içerisinde enjeksiyonluk çözelti formundaki jenerik ürünün satışa sunulması planlandığını, müvekkilinin TPMK nezdinde … numaralı “…” başlıklı patent başvurusunun da mevcut olduğunu, ancak glatiramer asetat 40 mg/ml dozdaki ürünü koruduğu iddia edilen, Avrupa’da patentlenebilirlik kriterlerini taşımadan tescillenen ve bu hakkın tamamen otomatik olarak Türkiye’de geçerli olması nedeni ile, davaya konu olan patentlerin jenerik ürünlerin piyasaya çıkmasının önünde engel teşkil ettiğini, mahkemenin tedbir talebinin tekrar reddine karar verildiğini, davaya konu … ve … numaralı patentlerin EPO itiraz bölümünce hükümsüzlüğüne karar verildiğini, … (…) numaralı patentin ise, EPO temyiz kurulu tarafından 31/03/2020 tarihli hükümsüz kılınarak kararın kesinleştiğini, mahkeme tarafından usul ekonomisi gerekçesi ile kesinleşmesinin beklendiğini, mahkemenin “yaklaşık ispatın gerçekleşmediğine” yönelik gerekçesinin izahtan vareste olduğunu, müvekkilinin bu süreçte uğrayacağı zararın yok sayıldığını, tedbir talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, teminatsız ya da makul bir teminat karşılığında tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekilinin davacının istinaf dilekçesine karşı cevabında; mahkemenin haksız ve hukuka aykırı tedbir talebinin reddine karar vermesinin yerinde olduğunu, EPO temyiz sürecinin beklenmesinin tedbir için aranan yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini göstermediğini, SMK 159. Madde de düzenlenen tedbir koşullarının somut olayda oluşmadığını, davanın açılmasından 3 yıl geçmesine rağmen, davaya konu patentler kendisine karşı ileri sürülmemiş davacının, talep tarihi itibarıyla aciliyet durumu olduğunu ya da ciddi bir zarar riski olduğunu ortaya koyamadığını, davacının ısrarla …adlı ürününü piyasaya süremediğini ileri sürse de, hükümsüzlük davasının hiçbir şekilde davacının ürününün piyasaya sürülmesini engellemediğini, davacının patentlere tecavüzün bulunmadığının tespiti yönünden menfi tespit davası açabileceğini, müvekkilinin bu zamana kadar patentlerini ileri sürmediği gibi ihtarname dahi göndermediğini, tedbir talebinde hukuki yararının bulunmadığını, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiğine yönelik davacı iddiasının dinlenebilir olmadığını, EPO temyiz sürecinin bekletici mesele yapılmasının sebebinin usul ekonomisi olduğunu, davacının tedbir talebinin Anayasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin tescilli ve geçerli olan patentleri üzerindeki tasarruf hakkının, bu davanın sonuçlanmasına kadar yaklaşık 4-5 yıl hukuka aykırı olarak kısıtlanmasının tedbirin haksızlığını gösterdiğini, davacının talep ettiği türdeki tedbir kararının uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte olduğundan kabul edilemeyeceğini beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili davada; davalı adına tescilli …, … ve … numaralı “…” ve … numaralı “…” sayılı patentlerin yeni olmadığı,buluş basamağına sahip olmadığı, buluşun uygulanabilmesini sağlayacak şekilde yeterince açık ve tam olarak açıklanmadığı ve tedavi yöntemini koruduğu gerekçeleriyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin tedbir talebinde ise; … olarak ruhsat belgesini aldıkları “…” ticari isimli 40 mg/ml ve 20 mg/’ml dozundaki kullanıma hazır dolu enjektör içerisinde enjeksiyonluk çözelti formundaki jenerik ürünün satışa sunulmasının planlandığı ancak davacı Avrupa Patentlerinin Türkiye’de de geçerli olması nedeniyle, davaya konu olan patentlerin jenerik ürünlerin piyasaya çıkmasının önünde engel teşkil ettiğini, mahkemece davacı patentlerinin EPO temyiz sürecinin bekletici mesele yapılmasının da dava sürecini uzatacağı ve müvekkilinin zarara uğrayacağını ileri sürmüştür.İlk derece mahkemesince tedbir talebi yönünden yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı vekilinin dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde, davaya konu … (…) patentinin EPO temyiz kurulu tarafından 31/03/2020 tarihinde hükümsüz kılındığını, … (…) ve … (…) numaralı patentlerin EPO itiraz bölümünce hükümsüz kılındığını, … (…) numaralı patente itiraz sürecinin devam ettiğini ileri sürmüşse de, temyiz ve itiraz sürecinin halen devam ettiği ve bu sürecin mahkemece bekletici mesele yapıldığı anlaşılmaktadır. Tedbir talebinin davaya konu uyuşmazlığa ilişkin olması, davacı tarafça tedbir talebinde bulunulmasında hukuki yararının bulunduğunun, SMK 159. Madde ve HMK 389. Madde gereğince ispatı gerekmektedir.Dava, davalı adına tescilli patent belgelerinin hükümsüzlüğüne ilişkindir. Davacı tarafça menfi tespit davası açılmamıştır. Davalının ruhsatlandırdığı ve piyasaya sunmayı düşündüğü ürünün davacı patent belgelerinin koruma kapsamında olup olmadığı, hangi patentin koruma kapsamında olduğuna ilişkin dosya kapsamında bir delil bulunmadığı gibi, hükümsüzlük davasında bu yönde yargılama yapılmasının da mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça EPO temyiz ve itiraz sürecinin hükümsüzlük yönünde gerçekleşeceğine yönelik beyanlarda bulunulduğu ve teknik görüş sunulduğu anlaşılıyorsa da, davaya konu patentlere konu buluşun niteliği de göz önüne alınarak ayrıntılı teknik inceleme gerektirdiğinden, bu aşamada yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiğinden bahisle tedbir kararı verilmesi mümkün bulunmadığından, ilk derece mahkemesince koşulları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harç, peşin alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/06/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.