Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/642 E. 2023/895 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/642 Esas
KARAR NO: 2023/895
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09.03.2023 Tarihli ara karar
NUMARASI: 2022/168
DAVANIN KONUSU: MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ: 09/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ya, 30.06.2019 keşide tarihli, … Çek No’lu, 2.000.000,00 TL bedelli çek, Adana … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ve bu dosyaya dayanak olarak açılan Isparta 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/524 esas sayılı iflas dosyasında dava dışı “İflas Nedeniyle Tasfiye Halinde Müflis … Tic. Ltd. Şti.” nin borçların tasfiyesi amacıyla 27.02.2019 tarihli protokole dayanarak ve borçlu oldukları zannı ile müvekkiller tarafından keşide edildiğini, taraflar arasında …’nun sahtecilikle ele geçirdiği Ukrayna Savunma Bakanlığı Devlet İşletmesi … nın mümessili olduğunu, Ukrayna Ticaret Odası Uluslararası Ticari Tahkim Mahkemesi’nin … tarihli Isparta 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından tenfiz edilen kararına yönelik Adana … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası dışında hukuki veya ticari başka bir ilişki olmadığını, bu icra takibine dayanarak Isparta 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2018/524 E. Sayılı iflas davası müvekkillerinin paydaş oldukları … Tic. Ltd. Şti.’ne karşı açıldığını, Adana … İcra Müd. … E. Sayılı dosyasındaki ihtilafı sonlandırmak için …ın iflasına karar verilmesinden sonra Karşılıklı Anlaşma Protokolü başlıklı sözleşme tanzim ve imza edildiğini, (27.02.2019 tarihli Karşılıklı Anlaşma Protokolü) … ve … arasındaki temel ilişkide müvekkillerin şahsi olarak borçlu olmadığını beyan ederek davanın kabulü ile davalı … lehine keşide edilen 30.06.2019 keşide tarihli, … no’lu, 2.000.000,00 TL’lik çekin bedelsiz kaldığının, çekin dayandığı temel ilişki açısından …’ nın çekin keşide ve teslim tarihinden sonra öğrenildiği üzere Ukrayna Savunma Bakanlığı kuruluşu olan … ya ait alacağı sahte belgelerle temlik almış gibi göstererek mahkeme, icra müdürlüğü ve müvekkilleri yanılttığı, iflastan sonra yapılan bir ödeme olması nedeniyle çek bedelini müvekkillerin veya ortakları oldukları … Ltd. Şti. nin iflas masasına veya … ya mükerrer ödemeleri söz konusu olduğu, iflastan sonra iflas kararını bildiği halde ödeme kabul edemeyecek olan …’nın ve tek hissedarı olduğu şirketi mükerrer tahsilat için kullanıldığının ispatlandığından menfi tespit ve borçlu olmadığının tespiti ile, dava konusu çekin tahsile girişildiği dikkate alınarak, müvekkillerin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/344 Değ. İş. Sayılı dosyası ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki ilgili değişik iş dosyasının dosya içinde birleştirilmesine karar verilmesini, her iki davalının da açık bir şekilde kötü niyetli olduğu dikkate alınarak her birinin ayrı ayrı takip miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket yetkilisi … cevap dilekçesinde özetle; Kendisine husumet düşmediğini, şirket yetkilisi olmasına rağmen taraf gösterilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu 30/06/2019 tarihli çekin kendilerine keşide edilmekle birlikte davacı tarafça Yalvaç bölgesinden bir şahısla anlaşılarak çek zayi davası açıldığını, davacı tarafın alacağın tahsilini engellemeye çalıştığını ancak bu konuda Yalvaç ve Isparta mahkemelerine yaptığı başvuruların reddedildiğini, davacı tarafın delil sunmadığını bildirerek davanın husumet nedeniyle reddine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalılar vekili 30/05/2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; davacı tarafça arabulucuğa başvurulacağından bahisle ilk olarak Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/344 D.iş sayılı dosyası kapsamında tedbir talebinde bulunulduğunu, verilmiş olan tedbir kararından sonra da kanuni sürelerin hiçbirine riayet edilmediğini, hal böyle olunca verilen tedbir kararının hükümsüz olduğunu, HMK m.397.maddesine göre davacılar yasal süresinde dava açmamaları nedeniyle verilen ihtiyati tedbir kararı hükümsüz kaldığı gibi dava tarihine bakıldığında da davaları icra takibinden sonra ikame edilmiş hale de geldiğinden icra takibinden sonra açılacak menfi tespit davasına ilişkin İİK 72.maddesinin 3.fıkrasına ilişkin tedbir kararı ancak ve ancak uygulama alanı bulabileceğinden, İİK72/2 kapsamında verilen tedbir kararı usule aykırı olduğunu beyan ederek itiraz etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: -Davacı tarafça iş bu davadan önce Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/344 D.İş sayılı dosyasından 10.07.2019 Tarihinde ihtiyati tedbir talep edilmiş ve Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/344 D.iş, 2019/357 D.iş karar sayılı ilamı ile “…İİK 72/2.maddesi gereğince tedbir konusu 2.000.000,00 TL’nin %15 i üzerinden hesap edilecek (300.000,00 TL) nakti teminat veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde 30/06/2019 keşide tarihli, … nolu, 2.000.000,00 TL bedelli, keşidecisi … olan çek yönünden çekin icra takibine konulmaması hususunda ihtiyati tedbir konulmasına…” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARLARI -Davalılar … ve … Tic. Ltd.Şti tarafından ihtiyati tedbir kararına 29.07.2019’da itiraz edildiği, itirazın duruşmalı değerlendirilmesine karar verilerek 12/09/2019 tarihli karar gereğince “…HMK 397/4.maddesi uyarınca ihtiyati tedbir dosyası asıl dosya eki sayıldığından tedbire itiraz konusunda karar vermesi gereken mahkeme esas mahkemesi olduğundan tedbire itirazın değerlendirilmesi için dosyanın esas mahkemesi olan Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak…” karar verilerek dosyanın Bakırköy 7.ATM’ye gönderildiği görülmektedir. -İlk derece mahkemesinin 01.10.2019 Tarihli ara kararı ile; “Bu aşamada ivedilikle inceleme talebine bağlı kalınarak ve Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde de itirazın duruşma açılarak mahkememize gönderildiği dikkate alınarak duruşma açılmasına gerek görülmeyerek mahkememiz dosyası evraklarının incelenmesi neticesinde tedbir kararının kaldırılmasını gerektirir değişen bir durum tespit edilemediğinden talebin reddine” istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiş, karar 26.10.2019’da davalılar vekiline tebliğ edilmiştir. -Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesince duruşmalı yapılan inceleme sonunda 06/07/2022 tarihli ara kararı ile; “…Somut olayda, davalılar vekili her ne kadar ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiş ise de; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, tedbir kararının kaldırılmasını gerektirir değişen bir durum tespit edilemediğinden talebin reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalılar vekili istinaf etmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 2022/1379 E, 2022/1615 K. sayılı, 06.10.2022 Tarihli ilamı ile; davalıların itirazlarının davanın süresinde açılmadığı ve icra takibinden sonra açıldığı hususundaki itirazların karar yerinde değerlendirilmesi için 06/07/2022 tarihli ara kararın bu yönlerden kaldırılması gerektiğinden bahisle davalılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Dairemizin birinci kaldırma kararından sonra mahkemece 03/11/2022 tarihli 2022/168E.- sayılı ara karar ile “… davacılar tarafından 10/07/2019 tarihinde D.iş dosyası ile tedbir talebinde bulunduğu, tedbir kararının 12/07/2019 tarihinde verildiği, karar içeriğinde arabuluculuk dava şartının belirtildiği, davacıların 23/07/2019 tarihinde Isparta Arabuluculuk Bürosunun … dosya numarası ile arabuluculuğa başvurulduğu, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından celp edilen 02/11/2022 tarihli cevabi yazıya göre, ihtiyati tedbir kararının 19/07/2019 tarihinde işleme konulduğu, 22/08/2019 tarihinde Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/1257 esas sayılı dosyası ile davanın açıldığının bildirildiği anlaşılmış olup, işbu davanın açıldığı tarihi itibariyle menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi olduğuna ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının mevcut olduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin uygulamadaki belirsizlikler nedeniyle fazladan yapılan usul işlemlerinin aleyhe yorumlanamayacağı, davaya konu edilen icra dosyasının takip tarihinin 12/07/2019 olduğu, d.iş dosyasındaki tedbir başvuru tarihinin 10/07/2019 olduğu, arabulucuğa başvuru tarihinin 23/07/2019 ve sona erme tarihinin 20/08/2019 olduğu, mahkememiz dosyasının dava açılış tarihinin 26/08/2019 olduğu dikkate alındığında davanın HMK. 397/1 maddesine göre süresinde açıldığının kabulü gerekeceği anlaşılmakla davalıların ihtiyati tedbire yaptıkları itirazın reddine karar verilerek Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/344 D.iş sayılı sayılı dosyasında 12/07/2019 tarihinde ihtiyati tedbirin kabulüne dair verilen kararın aynen devamına…” şeklinde karar verilmiş, kararı davalılar vekili istinaf etmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 2022/1900 esas, 2023/266 Karar sayılı, 22.02.2023 Tarihli ilamında; “Dairemiz geri çevirme kararı, sadece itirazlar konusunda gerekçe yazılmasına yönelik olmayıp aynı zamanda itirazların değerlendirilmesine yöneliktir. Dolayısıyla itirazların değerlendirilmesi bakımından tarafların duruşma açılarak davet edilmesi ve gelmeleri halinde dinlenilmesi, gelmedikleri takdirde ise dosya üzerinden inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi HMK’nın 394/4 maddesine açıkça aykırılık teşkil etiğinden esasa dair yönler incelenmeksizin davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir ” şeklindeki gerekçe ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlK derece mahkemesinin istinafa konu 09.03.2023 Tarihli ara kararında; “Dosyada yapılan incelemede, davacılar tarafından 10/07/2019 tarihinde D.iş dosyası ile tedbir talebinde bulunduğu, tedbir kararının 12/07/2019 tarihinde verildiği, karar içeriğinde arabuluculuk dava şartının belirtildiği, davacıların 23/07/2019 tarihinde Isparta Arabuluculuk Bürosunun … dosya numarası ile arabuluculuğa başvurulduğu, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından celp edilen 02/11/2022 tarihli cevabi yazıya göre, ihtiyati tedbir kararının 19/07/2019 tarihinde işleme konulduğu, 22/08/2019 tarihinde Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/1257 esas sayılı dosyası ile davanın açıldığının bildirildiği anlaşılmış olup, işbu davanın açıldığı tarihi itibariyle menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi olduğuna ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının mevcut olduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin uygulamadaki belirsizlikler nedeniyle fazladan yapılan usul işlemlerinin aleyhe yorumlanamayacağı, davaya konu edilen icra dosyasının takip tarihinin 12/07/2019 olduğu, d.iş dosyasındaki tedbir başvuru tarihinin 10/07/2019 olduğu, arabulucuğa başvuru tarihinin 23/07/2019 ve sona erme tarihinin 20/08/2019 olduğu, mahkememiz dosyasının dava açılış tarihinin 26/08/2019 olduğu dikkate alındığında davanın HMK. 397/1 maddesine göre süresinde açıldığının kabulü gerekeceği anlaşılmakla davalıların ihtiyati tedbire yaptıkları itirazın reddine karar verilerek Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/344 D.iş sayılı sayılı dosyasında 12/07/2019 tarihinde ihtiyati tedbirin kabulüne dair verilen kararın aynen devamına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … vekili istinaf isteminde özetle; mahkeme kararının iki kez kaldırılmış olmasına rağmen yeterli gerekçeye yer verilmeden ve duruşmada yeterince söz hakkı verilmeden itirazın reddedildiğini, Davanın yasal sürede açılmadığını, tedbir kararının 12/07/2019 tarihinde verildiğini, bu kararın 19/07/2019 tarihinde işleme konulduğunu, 23/07/2019 tarihinde ara buluculuğa başvurulduğunu, 20/08/2019 tarihinde ara buluculuk sürecinin sona erdiğini ve 26/08/2019 tarihinde davanın açıldığını, davacının en son 03.08.2019 tarihinde dava açması gerekirken 26.08.2019’da dava açmış olmakla ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağını, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığını, sürenin kesilmesinin söz konusu olmadığını, Y.19HD’ nin 2020/237 e, 2020/805 Karar sayılı ilamında bu hususun açık olarak belirtildiğini, İhtiyati tedbir koşullarının oluşmadığını, yaklaşık ispat şartının sağlanamadığını, davacıların neredeyse 12 yıldır borçlarını inkar etmemesi, dava dışı şirket aleyhine açılan iflas davasında borcun inkar edilemediği, müvekkiline davacılar tarafından çek karılığının çıkarak ödeme yapılması borçtan soyut çeklerin verilmesi, bu süreçte yaklaşık 1 yıl hareketsiz kalınması, çeklerin karşılıksız çıkması ve hukuki yollara başvurulması ile birlikte iş bu davanın açılmasının kötüniyeti ortaya çıkardığını, amacın müvekkilinin alacağına kavuşmasını uzatmak ve zaman kazanmak olduğunu 2 adet sulh protokolü ile borcu ikrara eden davacıların tedbir talebinin reddi gerektiğini, Kambiyo senedinde mücerretlik ilkesinin geçerli olduğunu, basiretli davranma yükümlülüğünün dikkate alınması gerektiğini, koşulları oluşmayan tedbirin ,yasal sürede dava açılmayarak kendiliğinden kalkmış sayılacağı dikkate alınarak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. taraflar arasındaki 27/09/2019 tarihli protokol metninde de görüleceği üzere müvekkilinin alacağının ödenmesi için davacılar tarafından çeklerin verildiğini, huzurdaki dava konusu çekin sözleşmenin B bendinde yer alan 30/06/2019 tarihli … No’lu 2.000.000,00 TL bedelli çek olduğunu, ancak davacı tarafın çekleri ödememek için çeşitli yollara başvurduğunu, tedbir kararının icra takibi açıldıktan sonra verildiğini, somut olayda ancak icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir kararı verilebileceğini bildirmiştir.
İNCELEME: Davaya konu Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında davalı şirket tarafından davacılar aleyhine 2.000.000TL bedelli çeke dayalı olarak toplam 2.215.753,42TL’inn tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Takibe konusu … AŞ Isparta Şubesi’ne ait 2.000.000TL bedelli 30/06/2019 tarihli çekin keşidecisinin davacı …, avalistin davacı …, lehtarın ise davalı … olduğu, hamilin davalı şirket olup, çekin 10/07/2019’da ibraz edildiği ve karşılıksız şerhinin yazıldığı görülmüştür. Huzurdaki davanın ilk olarak 26/08/2019 tarihinde harçları yatırılmak suretiyle açıldığı ve dosyanın Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/621 esasına kaydının yapıldığı görülmüştür. Mahkemece 27/08/2019 tarihli tensip tutanağında tedbir hususunun delillerin gelmesinden sonra değerlendirilmesi şeklinde ara karar verilmiştir. Mahkemece 01/10/2019 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme ile davalıların tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, yine davalı tarafın tedbirin kaldırılmasını talep etmesi üzerine mahkemece 08/11/2019’da yapılan tensip tutanağında tedbirin kaldırılması talebinin ön inceleme duruşmasında değerlendirilmesine karar verildiği, Mahkemenin 01/10/2020 tarihli duruşmada 7 No’lu ara karar ile davalı şirket temsilcisinin tedbirin kaldırılması talebinin reddine, 01/10/2019 tarihinde verilen kararın aynen devamına karar verdiği görülmüştür. Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/621 Esas sayılı dosyasında 01/07/2021 tarihli 2021/680K. Sayılı karar ile davanın … şirketinin iflasından sonra açılması nedeniyle İİK’nın 177/4 maddesi gereğince Bakırköy 1,2,3 Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle esasın kapatılarak dosyanın tevzi bürosuna gönderilmesine karar verildiği, dosya kendisine gelen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ise 03/02/2022 tarihli 2021/1971E.-2022/116K. Sayılı ilamıyla davanın İİK’nın 72. Maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu, İİK’nın 177/4 maddesinin uygulanmadığı gerekçesiyle dosyanın görevli Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın istinafı üzerine dosyanın yeniden Bakırköy 7.Asliye Ticareti Mahkemesi’ne tevzi edildiği görülmüştür.Dosyada bir örneği mevcu “Karşılıklı Anlaşma Protokolü” başlıklı belge incelendiğinde, 3. maddede tarafların dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin alacaklı …’ya olan ve üzerinde anlaşılan 5.113.000,00-TL’nin ödenmesi hususunda mutabık kaldıkları, ödemenin 3.maddenin a, b ve c bendinde yazılı borçlu … tarafından düzenlenen ve …’nun avali bulunan çeklerle yapılacağının karalaştırıldığı anlaşılmaktadır.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir yönünden dosyanın safhaatı incelendiğinde; İlk derece mahkemesinin 01.10.2019 Tarihli ara kararında “tedbir kararının kaldırılmasını gerektirir değişen bir durum tespit edilemediğinden talebin reddine istinaf yolu açık olmak üzere” karar verildiği, kararın 26.10.2019’da davalılar vekiline tebliğ edildiği, iş bu ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığı görülmektedir.Davalıların aşamalardaki itiraz dilekçelerinin ise Mahkemenin 01.07.2021 Tarihli duruşmasında değerlendirilerek; “Davalılar vekilinin tedbirin kaldırılması talebinin reddi ile 01.10.2019 tarihinde verilen ara kararın aynen devamına” karar verildiği aynı celse dosyanın 1.2.3 ATM ye tevzi edilmesi için tevzi bürosuna gönderildiği anlaşılmaktadır. Dosyanın asıl mahkemesine yeniden tevzi edilmesinden sonra davalı vekili tedbire itiraz dilekçesi sunmuştur. Davalı vekili 05.07.2022 Tarihli duruşmadaki beyanında; müvekkilinin vekille temsil edilmediğini, istinaf etme sürecini müvekkilinin kaçırdığını, bu taleplerin yeni bir itiraz talebi olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek tedbire ilişkin usuli ve esasa ilişkin itirazlarını yinelemiştir. Mahkemenin 05.07.2022 tarihli ara kararında; 01.10.2019 Tarihli ihtiyati tedbirin devamına ilişkin ara karar ile 07.04.2022 tarihinde tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesine ilişkin reddine ilişkin ara kararın aynen devamına karar verilmiştir. Davalı vekili iş bu karar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş, aşamalarda Dairemizce yapılan istinaf incelemesinde itirazlara ilişkin hususların gerekçede değerlendirilmediği ve duruşmasız inceleme yapıldığı gerekçeleri ile ilk derece mahkemesinin kararlarının kaldırılmasına karar verilmiştir.İlk derece mahkemesinin istinafa konu 09.03.2022 Tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı … vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İhtiyati tedbirin hükümsüz olduğuna ilişkin istinaf istemi yönünden dosya incelendiğinde; mahkemece takipten önce, 12.07.2019 Tarihinde ihtiyati tedbir kararı verdiği, kararın 19.07.2019 Tarihinde uygulanmasının talep edildiği, 23.07.2019 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu, 20.08.2019 Tarihinde arabuluculuğun sona erdiği, davanın 26.08.2019’da açıldığı, davanın menfi tespit davası olup dava tarihi itibarı ile İstinaf daireleri arasında menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi olup olmadığı yönünde görüş ayrılığı olduğu, nitekim bu hususun Yargıtay 19.HD’nin E. 2020/85, K. 2020/454, T. ilamında; ticari nitelikteki menfi tespit davasının zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olmadığına dair 13.2.2020 tarihli kararı ile sona erdirilerek uygulamadaki farklılıkların karara bağlandığı, bu durumda davacının dava tarihi itibarı ile arabuluculuğa başvuruda bulunması ihtiyatlı bir davranış olup, bu durumun hak kaybına sebebiyet verdiğinin kabul edilemeyeceği, HMK madde 397/1 maddesine göre; “İhtiyati tedbir kararı dava açılmasından önce verilmişse, tedbir talep eden, bu kararın uygulanmasını talep ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde esas hakkındaki davasını açmak ve dava açtığına ilişkin evrakı, kararı uygulayan memura ibrazla dosyaya koydurtmak ve karşılığında bir belge almak zorundadır. Aksi hâlde tedbir kendiliğinden kalkar” hükmünün yer aldığı, 19.07.2019’dan itibaren işlemeye başlayan iki haftalık dava açma süresinin 23.07.2019-20.08.2019 Tarihleri arasında durduğu, 20.08.2019’dan itibaren tekrar işlemeye başladığı, davacının da yasal süre içinde 26.08.2019’da iş bu davayı açtığı dikkate alındığında ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davalı vekilinin ihtiyati tedbirin koşullarının oluşmadığını, geçen süreçte müvekkilinin zararının ve mağduriyetinin arttığına yönelik istinaf istemine gelince; davalının ihtiyati tedbire itirazının reddine ilişkin mahkemenin ilk ara kararını istinaf etmediği, değişen koşullara ilişkin itirazlar yönünden verilen kararların ise HMK 396/2.maddesi gereğince istinaf kanun yolu açık olmayıp ilk derece mahkemesince itiraz olarak değerlendirilerek kesin olarak karara bağlanması gerektiği dikkate alınarak davalı vekilinin bu aşamada yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE, 2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olamdığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.09/06/2023