Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/619 E. 2023/768 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/619 Esas
KARAR NO: 2023/768
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2017/519 2018/186
DAVANIN KONUSU: Marka Hükümsüzlüğü ve Ticaret Unvanı Terkini Talepli
KARAR TARİHİ: 10/05/2023
Dairemizin 29/04/2021 tarihli 2018/2716 E. – 2021/953 K.sayılı kararı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 21/12/2022 tarihli 2021/5139 E. – 2022/9300 K.sayılı ilamıyla bozulmuş olmakla, duruşmalı yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … San. Ve Tic. Ltd. Şirketinin %25 hissedarı olduğunu, diğer %25’er hisselerinin müvekkilinin kardeşleri olan …, … ve …’a ait olduğunu, şirketin müdürünün ise ortaklardan … olduğunu, müvekkilinin şirketin kurucu ortağı olup kurulduğu tarihten Şubat 2016 tarihine kadar müdür olarak şirketi yönettiğini, müvekkilinin istifasını takiben 23.02.2016 tarihinde ortaklardan … ve …’un müşterek müdür olarak seçildiğini, bu tarihten sonra şirket içinde ve ortaklar arasında bir çok uyuşmazlık olduğunu kardeşler arasında cezai ve hukuki bir çok davanın görüldüğünü, …’un özen ve bağlılık yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebi ile müdürlük görevinden azil davası açıldığını, daha sonra istifa etmesi sebebi ile davanın konusuz kaldığını, … , … optik markaları ile … markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin en çok tanındığı ve müşteri çevresinin en yoğun olduğu Ataköy’de davalı şirketin mağaza açtığını, davalının kullanımlarında … markasını öne çıkardığını, davalının kötüniyetli olduğunu belirterek, tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya ait … tescil numaralı … markasının hükümsüzlüğüne ve TPMK markanın sicilden terkinine, davalının ticaret unvanının müvekkilinin marka ve ticaret unvanı ile iltibas yaratmayacak şekilde değiştirilmesine veya mümkün değilse … ibaresinin ticaret sicilinden terkinine, kararın masrafı karşı tarafa ait olmak üzere ilanen duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş bu davayı açmaya hakkı olmadığını, davacı tarafın .. San. Ve Tic. Lt.d. Şti ortağı olarak ortaklar arasında var olduğunu iddia ettiği hususların iş bu davanın konusu olamayacağını, müvekkilinin ait … markasının soy adı kullanımı kapsamında olduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen müvekkil şirkete ait … markası için mutlak hükümsüzlük nedenleri bulunmadığını, müvekkili şirkete ait markanın, şekil olarak … Optik şekil ile de herhangi bir benzerliği bulunmadığını, davacının iş bu davasının tamamen kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın davayı açmada hukuki yararı olmadığını, davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. FSHHM’nin 17/05/2018 tarihli 2017/519 Esas- 2018/186 Karar sayılı kararıyla; “Davacı tarafın davasının kabulü ile, davalı tarafa ait … markasının … ibareli daha önceki tescilli markalara benzer olduğundan hükümsüzlüğüne , TPMK. ‘dan terkinine, davalıya ait … ibareli ticaret unvanı davacı tarafın ortak olduğu şirket ticaret unvanına benzer olduğundan davalıya ait ticaret unvanındaki … ibaresinin çıkarılmasına, Ticaret sicil kayıtlarından terkinine yapılacak terkin işlemleri ilgili sicil kayıtlarında ilan edileceğinden davacı tarafın ilan talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, 6769 sayılı kanunun 25.maddesinde menfaati olanların sayıldığını, aktif dava yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini. -Davacının ortak olduğu şirketten ortaklıktan çıkma talebiyle ilgili açtığı davanın (Bakırköy 3.ATM 2016/1125 E.) bekletilme sebebi yapılması gerektiğini, davacının hem ortaklıktan çıkma talebinde bulunduğunu, hemde şirket ortağı olduğundan bahisle bu davayı açtığını, bu hususun da davacının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, ancak mahkemenin taleplerini reddettiğini. -Ticaret unvanı ve markalar arasındaki benzerlik hususunda bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğini, savunma haklarının kısıtlandığını, müvekkilinin ticaret ünvanı ve markası ile davacı ticaret unvanı ve markası arasında benzerlik bulunmadığını, davacı tarafın şirket tabelalarının aynı olduğu ve birbirlerine yakın bölgelerde ticari faaliyette bulunduklarına yönelik iddiayı kabul etmediklerini, … ibaresinin dikkat çekici olduğunu. -Müvekkilinin … markasının soyadı kullanımı kapsamında kaldığını ve iyi niyetli olduğunu, müvekkili şirketin ortakları … ve …’in soyadlarının “…” olduğunu, diğer ortak …’ın annesinin kızlık soyadının da … olduğunu, şirket oraklarının piyasada … soyadları ile tanındığını. -Davacının ortağı olduğu şirketin marka haklarının lisans sözleşmesi ile müvekkili şirkete kiraya verdiğini, lisans alana ve rehin alacaklısına karşı hükümsüzlük davası açılamayacağının doktrinde ve yüksek mahkeme içtihatları ile kabul edildiğini, bir marka başvurusunun, önceki marka sahibinin başvurunun tesciline açıkça muvaffakat ettiğini gösteren noter onaylı belgenin Kuruma sunulması halinde birinci fıkranın ç bendi gereğince reddedilemeyeceği hükmü kapsamında değerlendirilerek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; müvekkilinin dava açmakta hukuki yararının bulunduğunu, şirket adına davayı şirket yetkilisi … açabilecekse de, kötüniyetli olarak eşine, oğluna, yeğenine davalı şirketi kurdurarak markanın tescilini sağlayan kişinin … olduğunu, şirket müdürünün yetkilerini kötüye kullanması, TMK 2. Maddesine aykırı hareket etmesi ve müşteri çevresini davalı şirket mağazasına aktarması söz konusu olduğundan, davanın müvekkili tarafından açıldığını, müvekkilinin dava açıldığı tarihte ve halen …San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, ortaklıktan çıkma davasının halen devam ettiğini, ortaklıktan çıksa dahi davalı şirket markası nedeniyle zarar gördüğünü, …, … markaları ile ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, davalı tarafın aynı konuda, yalnızca … ibaresi koymak suretiyle markayı tescil ettirdiğini, davalının müvekkilinin en çok tanındığı ve müşteri çevresinin en yoğun olduğu Ataköy’de mağaza açtığını, 14/05/2018 tarihli dilekçelerinde de belirttikleri üzere “…” sitesinde yapılan duyuruda “…” başlığı atılarak “…” şeklinde ifadeler kullanıldığını, … optik markasının tanınmışlığından faydalandığını, tescilin kötüniyetli yapıldığını, 06/07/2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi örneğinden görüleceği üzere, davalı şirket ortaklarından …’ın hissesini …’a devrettiğini, …’un şirket müdürü olarak seçildiğini, davalı markasının soyadı kullanımı kapsamında olmadığını, sonradan sunulan Lisans Sözleşmesinin davayı etkilemediğini beyanla, istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. Dairemizin 29/04/2021 tarihli 2018/2716 Esas-2021/953 Karar sayılı kararıyla; “Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, -Bakırköy 1. FSHHM’nin 2017/519 Esas 2018/186 Karar sayılı 17/05/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, -Davacının iş bu davadaki talepleri yönünden aktif dava ehliyeti ve hukuki yararı bulunmadığından davanın REDDİNE” karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/12/2022 tarihli 2021/5139 Esas-2022/9300 Karar sayılı kararıyla; “…Hükümsüzlük davasını düzenleyen Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK)’nın 25. maddesinin 2. fıkrası ile menfaati olanların mahkemeden markanın hükümsüzlüğünü isteyebilecekleri açıkça düzenlenmiştir. Somut olayda, her ne kadar önceki marka dava dışı şirket adına tescilli ise de söz konusu şirket ortakları arasında menfaat çatışması bulunduğundan, markanın bir başkası adına ikinci kez tescil edilmesine engel olunmasında hem şirket ortağı olan davacının hem de şirketin menfaati bulunmaktadır. Zira, şirket menfaatlerini koruma yönünden sorumluluk davası açma hakkının bulunduğu (TTK m. 553 ve 554) değerlendirildiğinde davacının söz konusu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Hal böyle olunca davacının işbu davadaki talepleri yönünden aktif dava ehliyeti ve hukuki yararı bulunduğu gözetilerek uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle, Dairemizin kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay bozma ilamı ve duruşma günü taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekili Yargıtay bozma ilamına uyulmasını, davalı vekili önceki kararda direnilmesini talep etmiştir. Usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLER; Davacının ortağı olduğu şirkete ait … tescil numaralı … markasının 9/14/35.sınıflarda 13.01.2003 tarihinde tescil edildiği, yine … tescil numaralı … markasının 9 ve 35.sınıflarda 11.06.2002 tarihinde tescil edildiği, yine … tescil numaralı … markasının 9/14.sınıflarda 25.01.1998 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Hükümsüzlüğü istenen, davalı şirkete ait … tescil numaralı … markasının 35.sınıfta 19.12.2016 tarihinde tescil edildiği, markaların sahipleri adlarına geçerliliği korunduğu anlaşılmıştır. Dava dışı … Optik LTD şirketi tarafından 25.08.2017 tarihli sözleşme ile bu şirkete ait markaların 01.09.2017 den itibaren 2 yıl süre ile kiralama suretiyle kullanım konusunda anlaşma yapıldığı görülmüştür. Dava dilekçesinin ekleri arasında davalı şirkete ait ve dava dışı şirketin tabelalarının fotoğraflarının yer aldığı görülmüştür. Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen cevabi yazıdan; davacının ortağı olduğu … SAN VE LİMİTED ŞİRKETİ’nin 23.05.1996 tarihinde kurulduğu, ortaklarının …, …, ve … olduğu, yetkilisinin … olup, çalışma konusunun Camlar, Gözlük Çerçeveleri, Mercekler, Gözlük Yan Ürünlerinin toptan ve perakende alım satım vs..işlemleri olduğu görülmüştür. 21.12.2016 tarihli T.S.Gazetesi içeriğinden; davalı şirketin amaç ve konusunun her türlü optik malzemeleri, gözlük çerçeveleri, gözlük camları alım satımı, ithalat ve ihracaat işleri olduğu, davalı şirketin 15.12.2016 da tescil edildiği, ortaklarının … …, … olduğu, 04/08/2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi örneğinden şirket merkezinin Ataköy’e nakledildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, marka hükümsüzlüğü, sicilden terkini ve ticaret ünvanının terkini taleplerine ilişkindir. Davacı tarafça, davacının ortağı olduğu şirketin ortakları arasında uyuşmazlık bulunduğu, bu uyuşmazlığın çıkmasından sonra davalı şirketin kurulduğu, davalı şirketin dava konusu markayı tescil ettirmesi ve unvanında … ibaresine yer verilmesinde hem şirketin, hemde şirket ortağı olarak kendi menfaatinin bulunduğunu ileri sürdüğü, uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı ile davacının davadaki talepleri yönünden aktif dava ehliyeti ve hukuki yararının bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmış, bozma ilamı doğrultusunda davanın esasına girilerek yargılamaya devam edilmiştir. Davacının ortağı olduğu şirket adına 9 ve 14. Sınıfta 25/01/1998 tarihli … tescil numaralı … şekil markası, 9/14/35. sınıfta 13/01/2003 tarihli … tescil numaralı … markası, 9 ve 35. Sınıfta tescilli 11/06/2002 tarihli … tescil numaralı … OPTİK ve SAAT SAN VE LİMİTED ŞİRKETİ + ŞEKİL markasının tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ortağı olduğu şirket adına tescilli markaların 1998 yılından beri tescilli olduğu, davalı şirketin … markasının 35. Sınıfta, davacı tarafın dayandığı markaların tescilli olduğu emtiaların satışı yönünden mağazacılık hizmet sınıfında tescil ettirildiği, dosyaya taraflara ait mağazaların işyeri tabelalarının sunulduğu, markaların hitap ettiği ortalama tüketici nezdinde iltibas yaratacağı, davalı markasının davacı tarafın dayandığı markaların serisi gibi algılanacağı ve sunulan hizmetin davacı işletmesinden geldiği yönünde izlenim yaratacağı, davalı markasında … ibaresinin asli unsur olduğu, .. ibaresinin ayırt edicilik ve fa.asının hükümsüzlüğüne karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının ortağı olduğu şirketin tescilli markalarının asli unsuru olan … ibaresinin davalı ticaret unvanının çekirdek unsurunu teşkil ettiği, dava tarihinde davacı şirketin ortağı olduğu şirketin ticaret unvanının aynı zamanda marka olarak da tescil ettirildiği, şirketlerin aynı/benzer alanda faaliyet gösterdiği, davacı tarafça davalı şirketin ortaklarının, aynı zamanda davacı şirket ortağı ve yetkilisi olan …’un eş ve çocukları olduğu olduğunun ileri sürüldüğü, davalı tarafça bu iddiaya karşı çıkılmadığı anlaşılmıştır. TTK 50. Madde gereğince; “Usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine aittir.” TTK 52. Madde gereğince, “Ticaret unvanının ticari dürüstlüğe aykırı olarak kullanılması halinde hak sahibinin, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini…” talep edebileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamında bulunan delillerden; davalı şirketin verdiği hizmetin davacı işletmesinden geldiği yönünde karışıklık doğacağı ve davalı şirketin benzer unvan tescilinin TTK 50. Maddesine aykırılık teşkil ettiği ve MK 2. Madde gereğince iyi niyetli olmadığı gibi, TTK 18. Madde gereğince basiretli tacirden beklenen dikkat ve özenle de bağdaşmadığı, ilk derece mahkemesince davalı markasının hükümsüzlüğü ve terkini ile davalı ticaret unvanının terkinine karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, duruşmalı inceleme yapılmakla 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2-3 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiş, kazanılmış haklar korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2-Bakırköy 1. FSHHM’nin 2017/519 Esas 2018/186 Karar sayılı 17/05/2018 tarihli kararının HMK’nın 353/1-b-2,3 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davacı tarafın davasının kabulü ile, davalı tarafa ait … markasının … ibareli daha önceki tescilli markalara benzer olduğundan hükümsüzlüğüne ve TPMK dan terkinine hüküm kesinleştiğinde hükmün bir özetinin TPMK ya gönderilmesine, -Davalıya ait … ibareli ticaret unvanı davacı tarafın ortak olduğu şirket ticaret unvanına benzer olduğundan davalıya ait ticaret unvanındaki … ibaresinin davalı şirket ünvanından çıkarılmasına, -Ticaret sicil kayıtlarından terkinine yapılacak terkin işlemleri ilgili sicil kayıtlarında ilan edileceğinden davacı tarafın ilan talebinin reddine, 4-İlk derece yargılaması yönünden; -Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,-Davacı taraf tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru, 31,40 TL peşin olmak üzere toplam 62,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalı taraftan tahsili, davacı tarafa ödenmesine,-Davacı tarafından yapılan 180,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, -Artan avans giderinin taraflara iadesine, 5-İstinaf ve temyiz yargılaması yönünden;a-Davalı tarafın istinaf istemi yerinde görülmediğinden alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b-Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 292,10 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 182,00TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 474,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,c-Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve yapılan celse sayısı da dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine AAÜT gereğince takdiren 5.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Gerek ilk derece olsun gerek istinaf yargılaması sonrası artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/05/2023