Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/593 E. 2023/1512 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/593 Esas
KARAR NO: 2023/1512
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2018
NUMARASI: 2016/177 – 2018/148
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1973 yılında ticari faaliyete başlayan müvekkili adına tescil ettirdiği markalardan birinin … sayılı … markası olduğunu, müvekkilinin … markasını 20 yıldan fazla süredir kullandığını, davalının ticaret ünvanında, ürünlerinde ve “www…tr” internet sitesi, üzerinde … ibaresini markasal olarak kullanarak iltibasa neden olduğunu ileri sürerek, markaya yönelik tecaüzün tespitine, men’ine, durdurulmasına, haksız rekabetin tespitine men’ine, durdurulmasına, ticaret unvanındaki … ibaresinin ticaret ünvanından terkine, tescil edilir ise … kod nolu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP-KARŞI DAVA: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; ticaret alanında cins, vasıf, amaş vb anlamına gelmeyen … ibaresinde müvekkili tarafından tanıtıldığını, davacıya ait marka tescilinden önce söz konusu ibarenin ticari unvan olarak tescillenmiş olduğunu, davacının ürünlerinin “…” ismiyle anıldığını ileri sürerek, asıl davanın reddine, karşı dava yönünden davacıya ait … numaralı … ibareli markanın hükümsüz kılınması ve sicilden terkinine, … ibareli markanın müvekkili markasına, tecavüzün tespitine, men’ine ve durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; … ibaresinin davalı adına ticaret sicil unvanı olarak kayıtlı olduğu, davalının tarafın ticaret unvanını aşar şekilde ürünler üzerinde … ibaresini ön plana çıkaracak şekilde markasal olarak kullandığı, ürünleri internet üzerinde tanıttığı, her ne kadar davacı taraf markası … olsa bile … ibaresini ürünler üzerinde davacı markasının tescilli olduğu sınıfları kapsar şekilde kullanımı ortalama tüketici nezdinde markaya yönelik tecavüz teşkil edeceği, yine başkasına ait marka ve işaretin izinsiz olarak kullanımı haksız rekabet yaratacağı, davalının ticaret unvanının ticari işletme adı içerdiğinden markadan farklı bir kavram olarak yasal olarak kullanıldığı sürece ticaret unvanını kullanımının engellenemeyeceği, davacı tarafa ait tescilli bir … ibareli ticaret unvanı söz konusu olmadığından, ticaret unvanının kullanımı ve terkini yönünden taleplerin yerinde olmadığı, … ibaresinin davacı tarafından ürünler üzerinde kullanımının 1995-1996 yılına dayandığı kataloglarda, fiyat listesinde, fatura ve belgelerde markasal olarak ibarenin davacı tarafından kullanıldığı, söz konusu ibare üzerinde üstün hak sahibinin davacı taraf olduğu, davalı tarafın ticaret unvanının tescili dışında önceye dayalı herhangi bir hak sahipliğini ispat edemediği gerekçesiyle asıl dava yönünden; davalı tarafın … ibaresini ürünler üzerinde tanıtım evrakında internet üzerinde markasal olarak kullanımının markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve menine, davalı tarafın ürünler üzerinde tanıtım evrakında internet üzerinde … ibaresini markasal olarak kulalnımının engellenmesine, internet sitesine erişimin markasal kullanımlar yönünden engellenmesine, davalının tarafın ticari unvan unvan kullanımı ve terkini yönünden yerinde olmayan taleplerin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde; -İlk derece mahkemesince karşı tarafın müvekkilinin markalarına tecavüz teşkil eden eylemleri tespit edilmiş olmakla, karşı tarafın bu kullanımlarının kötü niyetli olup olmadığı hususunda bir inceleme gerçekleştirilmeksizin karar verildiği, -Karşı tarafın kötü niyetli olarak müvekkilinin markalarının tanınmışlığından faydalandığını, bu nedenle karşı tarafın ticaret unvanının terkini talebine ilişkin mahkemesi kararının yerinde olmadığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; -Hakimin bilirkişi raporlarının aksi yönünde karar vererek, kendisini bilirkişi yerine koyduğunu, hakimin raporun aksi yönde karar vermesinin yasaya aykırı olduğunu,-Bilirkişi kök raporunda ve ek raporunda tespit edildiği üzere, davacının marka tescil tarihinden önce hiçbir şekilde yalnızca “…” veya “…” markasını kullanmadığını,-Davacı-karşı davalının ispatlamaya çalıştığı şekilde bir markanın sadece fatura veya şirket defterlerinde adının veya benzerinin geçmesinin o markayı meşhur ve maruf hale getirdiği şeklinde yorumlanamayacağını, -Bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere, ortada karıştırılma ihtimali bulunmadığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, markaya tecavüzün tespiti, men’i, ticaret ünvan ve internet alan adı terkini; karşı dava ise markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Karar taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. Hükmün kapsamını düzenleyen HMK’nın 297/1-c maddesine göre, hükümde çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekmektedir. Gerekçeli kararda asıl dava yönünden davalının, ticaret sicil unvanı olarak adına kayıtlı olan … ibaresini, ticaret unvanını aşar şekilde ürünler üzerinde … ibaresini ön plana çıkaracak şekilde markasal olarak kullandığı belirtilmiş, yapılan bu tespitin dayanağı olan maddi vakıalar açıklanmamış, söz konusu markasal kullanımın ne şekilde gerçekleştiği de somutlaştırılmamıştır. Mahkemece hükme esas alınmayan bilirkişi kök raporunda, davalının ticaret ünvanındaki ve internet sitesindeki kullanımının ticaret ünvanındaki tescil ile uyumlu olduğu, davalı’nın ürünlerinde veya tanıtım-reklam materyallerinde bunun dışında yalnızca “…”ibaresinin veya davalı markası ile benzer “…” şeklinde bir kullanıma rastlanmadığı belirtilmiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesince, davalının … ibaresin ticaret unvanını aşar şekilde ürünler üzerinde … ibaresini ön plana çıkaracak şekilde markasal olarak kullandığı yönündeki tespitin neye göre yapıldığının, bilirkişi kök raporundaki tespite neden uyulmadığının, rapor denetime elverişsiz ise neden başka rapor alınmadığının anlaşılamadığı, açıklanan nedenlerle asıl davada; “davalı tarafın ürünler üzerinde tanıtım evrakında internet üzerinde … ibaresini markasal olarak kulalnımının engellenmesine, internet sitesine erişimin markasal kullanımlar yönünden engellenmesine” dair hükmün somut bir gerekçesinin bulunmadığı gibi bu husustaki değerlendirmenin eksik incelemeye dayalı olduğu anlaşıldığından, asıl davada davalı-karşı davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine; asıl davada tarafların sair istinaf talepleri ile, karşı davaya ilişkin davalı-karşı davacının istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl davada davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK 353-1-a-6 maddesi gereğince Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/04/2018 tarih ve 2016/177E.-2018/148K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Asıl davada tarafların sair istinaf talepleri ile, karşı davaya ilişkin davalı-karşı davacının istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 5-Asıl davada davalı-karşı davacı tarafın istinafının kabulü, asıl davada davacı-k.davalının istinafı bu aşamada değerlendirilmediğinden, istinaf peşin harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine, 6-Asıl davada davacı-karşı davalı avansından kullanıldığı anlaşılan 49,50TL (posta-teb.müz.) giderinin 1/2 oranında 24,75TL’nin davalı- karşı davacıdan alınarak asıl davada davacı-k.davalıya verilmesine, 7-İstinaf aşamasında asıl davada davalı-karşı davacı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 9-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgisine iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/10/2023