Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/582 E. 2023/854 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/582 Esas
KARAR NO: 2023/854
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/917
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili dilekçesinde özetle; davalı adına Fethiye CBS’de nitelikli dolandırılıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığını, telafisi imkansız zararlara sebebiyet verilmemesini teminen ve davalının davacıların malvarlığını gaspetmesinin önüne geçilmesi amacıyla Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayıla takip dosyasının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/917 Esas ve 26/12/2022 tarihli ara karar ile; “… somut olay değerlendirildiğinde; davalı alacaklı ve oğulları aleyhine dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarını işlediklerinden bahisle kamu davası açılmış olması, davalının murisin senet düzenlenmesini gerektirir somut bir delil dosyaya sunamamış olması gibi sebeplerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde “yaklaşık ispat” koşulunun somut olayda gerçekleşmiş olması nedeniyle davacı tarafın tedbir talebinin kabulü ile icra takibinin durdurulmasına” karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ: Davacılar vekili 15.01.2023 tarihli dilekçesinde özetle; sahtecilik yargılamasının kamu düzenini de ilgilendirdiği dikkate alınarak, mahkemece ihtiyati tedbir kararının % 15 teminat ile verilmesinin usule aykırı olduğunu beyanla, tedbirin teminatsız olarak verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 05/01/2023 tarihli dilekçesinde özetle; takibin %15 teminat mukabilinde durdurulmasının Anayasaya, İİK ve tüm yasal mevzuata aykırı olduğunu, ceza davasının açılmış olmasının maddi olgunun tespiti anlamına gelmediğini, bu dayanağın yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu beyan ederek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI: Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/917 Esas ve 10/02/2023 tarihli ara karar ile; “Mahkememizin 26/12/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik ara kararının davacı tarafça teminat yönünden yapılan itirazın kararda da belirtildiği üzere HMK 389.maddelerinde ihtiyati tedbire karar verilmesi halinde lehine tedbir kararı verilenden, aleyhine karar verilen kişilerin veya 3.kişilerin zararının önlemek bakımından teminat alınması öngörüldüğünden davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarının yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği, davalı tarafın ihtiyati tedbire yönelik yaptığı itirazın ise mahkememizce oluşturulan 26/12/2022 tarihli ara kararda ayrıntılı olarak belirtilen gerekçelerde dikkate alınarak HMK 209. İİK. 72, HMK 389.maddesinde belirtilen Hak menfaat dengesi, yaklaşık ispata ilişkin hususların bu aşamada yasal şartların oluştuğu değerlendirilerek itirazların reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkemece teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken %15 teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi hukuka, yerleşmiş Yargıtay kararlarına ve somut olay adaletine aykırı olduğunu, Davalı …’nun fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek suç konusu senedi oğulları Ali ve Hüseyin ile …’ya tespit edilemeyen bir hileyle imzalattıkları, 2.000.000,00 TL bedelli senedi müteveffanın vefatından sonra mirasçıları olan müştekilere karşı icra takibine konu ettikleri, şüphelilerin bu şekilde TCK 209/2 ve 210/1 yollamasıyla TCK 204/1 maddesinde düzenlenen “Resmi Belgede Sahtecilik” ve TCK 158/1-d maddesinde “Kamu Kurumlarının Aracı Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık” suçlarını işlediklerinden bahisle haklarında kamu davası açıldığını, Oysa somut olayın değerlendirilmesinde borcun olmadığına ilişkin sebeplerden farklı olarak olayın kamu hukuku boyutunun olduğunun dikkate alınmadığını, mahkemece Teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken teminat mukabilinde ihtiyati tedbire hükmedilmesinin hatalı olduğunu,Açılan ceza davasında davalının ve oğullarının sahtekarlığı, resmi belgede sahteciliği, nitelikli dolandırıcılıkları kanıtlandığında ise iş işten geçmiş olacağını, çünkü davalının icra dosyasından her ay yatan maaşları ve kira bedellerini tahsil ettiklerini, yine Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’nde davacıların taşınmazına ilişkin “ortaklığın giderilmesi” davasını açmak suretiyle taşınmazları satmaya çalıştığını, Sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayanması halinde HMK. 209/1.maddesinin amir hükmü gereği icra takibinin olduğu yerde duracağını, bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü Cumhuriyet Savcılığı ya da mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesinin gerekmediğini, borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının talepleri gibi kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Takibin %15 teminat mukabilinde durdurulmasının Anayasa, iik ve tüm yasal mevzuata aykırı olduğunu, İİK 72.maddesi gereğince; İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, İhtiyati tedbir şartlarından “yaklaşık ispat” şartının sağlanamadığını; ceza davasının açılmış olmasının maddi olgu tespiti anlamına gelmediğini, ceza mevzuatı ve evrensel ceza hukuku ilkeleri mucibince kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmadığı sürece masumiyet karinesinin sözkonusu olduğunu, bu nedenle somut olayda henüz derdest olan bir ceza davası dayanak gösterilerek tedbir kararı verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, İspat yükü davacı üzerinde olmasına rağmen mahkemece genel ispat kuralları tersine çevrilerek yasaya aykırı gerekçe ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini; mahkemenin “Davalının murisin senet düzenlenmesini gerektirir somut bir delil dosyaya sunamamış olması” şeklindeki gerekçesinin usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının istinafına yöneliktir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davalı alacaklı ve oğulları aleyhine dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarını işlediklerinden bahisle kamu davası açılmış olması, davalının murisin senet düzenlenmesini gerektirir somut bir delil dosyaya sunamamış olması gibi sebeplerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde “yaklaşık ispat” koşulunun somut olayda gerçekleşmiş olması nedeniyle davacı tarafın tedbir talebinin % 15 teminat ile kabulü ile icra takibinin durdurulmasına.” karar verilmiş; ihtiyati tedbir kararına her iki taraf vekili tarafından yapılan itiraz mahkemece aynı gerekçelerle reddedilmiştir. Karar davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacılar, davaya konu olayla ilgili olarak davalı aleyhine Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi’nde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığını, telafisi imkansız zararlara sebebiyet verilmemesini teminen ve davalının davacıların malvarlığını gaspetmesinin önüne geçilmesi amacıyla icra takibinin tedbiren durdurulmasını talep etmiş; mahkemece % 15 teminat ile tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece işbu dava dosyasına sunulan belgeler ile özellikle dava konusu bononun hukuka aykırı olarak düzenlendiği iddiasıyla davalı hakkında Resmi Belgede Sahtecilik ve Nitelikli Dolandırıcılık suçlarından açılan ve Fethiye 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2022/248 Esas sayılı dosyası ile devam eden ceza yargılaması dosyası dikkate alınarak takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de; henüz denetime elverişli bir bilirkişi raporunun alınmadığı da gözetildiğinde, sadece ceza davasının açılmış olmasının HMK.209.maddesi uyarınca takibin durdurulması kararı vermek için yeterli olmadığından, mahkemece bu aşamada İİK 72/3 maddesindeki “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü dikkate alınarak takibin durdurulması dışındaki tedbirlerle yetinilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile takibin durdurulmasına karar verilmesi usule aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 3-Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/917 Esas ve 10/02/2023 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 4-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 6-Davacılardan harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 7- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 492,00 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.07/06/2023