Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/502 E. 2023/1515 K. 20.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/502 Esas
KARAR NO: 2023/1515 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2017/66 E. – 2019/397 K.
DAVANIN KONUSU: Tanıma Ve Tenfiz
KARAR TARİHİ: 20/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin Türk ortaklı Alman şirketi olduğunu, ticari faaliyetlerini Avrupa ülkelerinde yürütmekte iken, markasının hukuka aykırı olarak davalı tarafından kullanıldığından haberdar olduğunu, Alman Mahkemelerinde hukuk süreci başlattığını ve tazminata hak kazandığını iddia ederek, Federal Almanya Cumhuriyeti Frangfurt Am Main Asliye Mahkemesinin 27/02/2014 tarih, 2-030182/13 numaralı ve 26/03/2014 tarih, 2-030182/13 sayılı kararları ile Munich 1.Asliye Mahkemesinin 26/01/2015 tarih ve 33011217/13 sayılı ve 09/12/2014 tarih, 33011217/13 sayılı kararlarının tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 07/09/2016 tarihli dilekçesi ile talebini açıklayarak, taleplerinin sadece Frankfurt Am Main Bölge Yüksek Mahkemesi’nin … sayılı kararının yargılama giderlerine ilişkin hükmü ile, Münich Bölge Yüksek Mahkemesinin 33O10217 sayılı kararının yargılama giderlerine ilişkin hükümlerinin tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yapılan kararın Türkiye’de tanınmasının mümkün olmadığını, Türk Mahkemelerinin münhasıran yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olan bir kararı tanıyamayacağını, tanıma ve tenfiz şartlarının da bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN İLK KARAR: Mahkemece 2016/70 Esas, 2016/185 Karar sayılı karar ile “MÖHUK 50.madde gereği yabancı mahkeme kararlarının Türkiye de tenfizi için kararın kesinleşmiş olması ve bu hususun açıkça belli olması gerekli olup, davacı tarafa kesin süre verildiği halde ibraz edilen belgede hükmün dayanağı yabancı mahkeme kararı ve yargılama giderlerine ilişkin mahkeme kararını anlaşılır ve somut bir şekilde kesinleşme şerhi içermediğinden bu husus dava şartı olup, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,” karar verilmiş, karara karşı her iki tarafça istinaf yargı yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gelmiş ve yapılan inceleme sonucunda; 03/04/2017 tarihli, 2017/355 Esas, 2017/1033 Karar sayılı kararı ile davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine, davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, “Mahkemece, resmi makamlardan araştırılması mümkün bulunan dava konusu kararın apostil şerhli aslı veya onanmış örneğini uluslararası usul kuralları gereği tenfizi istenen kararı veren yabancı mahkemeden getirterek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Dairemizin kaldırma kararından sonra yaptığı yargılama sonucunda; 26/11/2019 tarihli 2017/66 E. – 2019/397 K. sayılı kararıyla; “…tenfizi istenen yabancı mahkeme kararlarının Almanya’daki marka tecavüzlerine ilişkin olup, kararların tetkikinden, usulen kesinleştiği anlaşılmıştır. Yabancı mahkeme kararının yargılama giderine ilişkin kısmının tenfizi istenmektedir. MÖHUK’un 54/c. maddesi hükmüne göre tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, yabancı kararın elde edilmesinde uygulanan yabancı hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenmesi esasen söz konusu olmaması, tenfiz kararı verecek hakimin yabancı hakimin bu karara hangi kanunu, nasıl uyguladığını inceleme yetkisine sahip bulunmaması karşısında davalı savunmalarına itibar edilmeyerek davanın kabulü ile, MÖHUK 54. Maddesine öngörülen koşulları taşıyan yabancı mahkeme kararlarının tenfizine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/912 esas, 2016/141 karar sayılı ilamı ile Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’ne verilen görevsizlik kararında harç ve yargılama giderleri açısından hüküm kurulmadığını, bu sebeplerle davacının istinaf talebinin reddi ile katılma yoluyla istinaf taleplerinin kabulüne, görevsizlik kararı açısından harç ve yargılama giderlerine hükmedilerek yeniden hüküm kurulması gerektiğini, Tanınması istenilen ilamın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmemesi gerektiğini, ancak Münih Bölge Yüksek Mahkemesinin … sayılı dava marka hükümsüzlüğü hakkında olup ülkesellik ilkesi gereğince, Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi içinde kaldığından, bu konulara ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınmasının ve tenfizinin mümkün olmadığını, Markalarda ülkesellik ilkesi gereğince bir markanın geçerliliğine ve kullanımına dair kararların Türk mahkemeleri tarafından tanıma ve tenfiz işleminin yapılamayacağını, Ayrıca tanıma ve tenfiz için ülkeler arasında karşılıklılık bulunması gerektiğini, bu nedenlerle; davacı tarafın tanınmasını ve tenfizini talep ettiği davaların konularına göre 09/12/2014 tarih … dosya numaralı karar ile 27/02/2014 tarih, … dosya numaralı karar Türk Mahkemelerinin münhasır yetki alanına girdiğinden bu yabancı mahkeme kararlarının tanınmasının ve tenfizinin mümkün olmadığını, zira belirtilen davaların yabancı bir devlet mahkemesinde açılıp sonuçlandırıldığından MÖHUK m. 54/b hükmü gereğince Türkiye’de tenfiz edilemeyeceğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davaya konu Federal Almanya, Münich I. Eyalet Mahkemesinin … sayılı 14.01.2015 tarihli masraf tespit kararı ile Federal Almanya Frankfurt am Main Eyalet Mahkemesinin … sayılı 26.03.2014 tarihli kararının apostilli ve kesinleşme şerhli örnekleri dosyaya getirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava; yabancı mahkeme ilamındaki yargılama giderlerine ilişkin tenfiz talebidir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/912 esas sayılı dosyasına açılan tanıma ve tenfiz davası mahkemenin 2015/912 esas, 2016/141 karar sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararı sonucunda Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/70 esas sayılı dosyasına kaydolduğu, bu dosya üzerinden verilen kararın Dairemizce kaldırılması üzerine bu kez 2017/66 Esas numarasına kaydedilerek yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.Davalı vekilinin görevsizlik karar veren mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmemesine ilişkin istinaf talebinin daha önce de Dairemiz tarafından incelenerek reddedildiği, HMK 331/2.maddesine göre, görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme tarafından hükmedileceği, görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit edip, davacıyı yargılama giderini ödemeye mahkum edeceğinin belirlendiği, bu nedenle davalı vekilinin yargılama giderlerine ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davalı vekilinin tenfizi ve tanınması istenilen yabancı mahkeme kararlarının tenfiz ve tanıma koşullarına sahip olmadığına dair istinaf talebinin incelenmesinde; MÖHUK 54. maddesi uyarınca yetkili mahkemece; Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devletle Türk Mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanunun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması, ilamın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması, o yer kanunları uyarınca kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmünü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut kanunlara aykırı şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk Mahkemesine itiraz etmemiş olması şartları mevcutsa tenfiz kararı verebilir. Somut olayda, davacı tarafça Alman Mahkemelerinden verilen kararların yargılama giderlerine ilişkin kısımlarının tenfizi ve tanınması talep edilmiş olup, kesinleşme şerhli ve apostilli mahkeme kararlarının dosya içine geldiği, yabancı mahkeme ilamlarının yabancı ülkede gerçekleşen marka haklarına tecavüze ilişkin olup, görülen davada yapılan yargılama giderleriyle ilgili kısmın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir husus olmadığı, ayrıca MÖHUK 5. maddesi kapsamında kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı, Almanya Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasında karşılıklılık bulunduğu, davalı tarafça yabancı mahkemede hazır bulunamadığı veya usulüne uygun olarak çağrılmadığına dair bir itirazda bulunulmadığı, buna göre her iki yabancı mahkeme kararının yargılama giderlerine ilişkin kısımları için de tenfiz şartlarının mevcut olduğu kanaatine varılmakla, davalı vekilinin istinaf taleplerinin tümden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 85,00 TL (teb-müz.posta) giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b) Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 20/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.