Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/499 Esas
KARAR NO: 2023/732
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2022
NUMARASI: 2022/591 E. – 2022/950 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının keşidecisi olduğu 02/04/2022 tarihli … Bankası … seri no’lu 700.000 TL bedelli çekin hamili olduğunu, müvekkilinin çek bedelini istemesi üzerine davalı tarafından oyalandığını, karşılıksız çıkmaması için çeki yazdırmadığını, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de davalının itiraz ettiğini, davalının çek bedeli kadar zenginleştiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyada mübrez kambiyo senedinden de anlaşılacağı gibi müvekkili şirket tarafından davacı … ve diğer dava dışı ortak …’ün çift imza ile yetkili olduğu dava dışı … şirketi lehine 02/04/2022 tarihli çekin keşide edildiğini, dava dışı çek lehtarı ile şirket ortakları arasında ihtilaf çıkması üzerine çekin davacı tarafından çift imza ile temsil yetkisine rağmen diğer ortağın imzası olmaksızın tek imza ile kendi adına çiro edildiğini, bankaya çekin bedelinin ödenip ödenmediği sorulduğunda diğer ortağın imzası olmaması nedeniyle ödenemeyeceğinin belirtildiğini, davacının ortağı olduğu ve lehine çek keşide edilen dava dışı şirket ile müvekkili şirketin eskiden beri ticari ilişki içerisinde olması dolayısıyla çift imza ile temsil edildiklerinin müvekkili şirket tarafından bilinmesi ve bilinmesine rağmen davacıya ödeme yapılması halinde TTK m.710/3 maddesi kapsamında ağır kusurlu olacak olması dolayısıyla ödeme yapılmadığını, çek miktarının bu süreçte bankada bloke olarak tutulduğunu, bu hususun dava dışı şirket tarafından müvekkili şirkete gönderilen 24/05/2022 tarihli ihtarname ile sabit olduğunu, davacının çek üzerinde meşru hamil olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.11.2022 tarih ve 2022/591 Esas – 2022/950 Karar sayılı kararıyla; “…dava konusu çekin keşidecisi davalı, lehtarı ise dava dışı … Ltd.Şti’dir. Çekin keşide tarihi olan 02/04/2022 tarihi itibariyle ve halen lehdar şirket, davacı … ve dava dışı … tarafından müştereken temsil edilmektedir. Çekin arkasındaki ilk ciro … şirketi kaşesi üzerinde tek imza içermektedir. TTK’nın 702. maddesinin 1. cümlesinde; “ Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salâhiyetli hâmil sayılır.” denmektedir. Bu maddeye göre ilk cironun lehtara ait olması gerekir. Somut olayda ilk ciroda kaşe lehdar ismi taşımakta ise de lehdar şirketin müşterek imza ile davacı ve dava dışı şahıs tarafından temsil edildiği, dolayısıyla ilk cironun lehdara ait olduğundan bahsedilemeyeceği, ciro zincirinde düzensizlik oluştuğu ve dolayısıyla davacının yetkili hamil olmadığı anlaşılmakla davanın reddine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin yetkili hamil olduğunu; ilk cironun lehtar tarafından yapıldığını, mahkemenin ilk cironun geçerli ciro olmadığı kararının hatalı olduğunu, ihtilafın lehtar ile müvekkil arasında değil, keşideci ile ciranta olan müvekkil arasında olduğunu, lehtarın müvekkilime herhangi bir itirazı olmadığı gibi çeke ilişkin bir istihkak davasının da söz konusu olmadığını, Çekin düzgün bir ciro zinciri ile müvekkile geçtiğini, imzaların istiklali ilkesi gereği lehtarın cirosuna ilişkin hususların çek keşidecisi ile ciranta arasındaki ihtilaflarda ileri sürülmesi mümkün olmadığını, geçerli imza sahiplerinin başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamayacağını, somut olayda lehtarın cirosuna ilişkin hususların çeki elinde bulunduran müvekkilime karşı keşideci tarafından ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, Davalının kötü niyetli olduğunu, lehtar … şirketi ile müvekkilim arasında bir ihtilaf olmadığını, hatta müvekkil davalının gerçekten bu yönde bir endişesi var ise …’e yapacağı ödemeyi de ifa kabul edeceğini belirtmiş olmasına rağmen davalının şirkete de ödeme yapmadığını, davalının hem müvekkile hem de lehtara ödemeye yanaşmadığından kötü niyetli olduğunu, … şirketi ortakları farklı şehirde olduklarından birçok çek tek imza ile ciro edildiğini, hatta davalının daha önce ödediği çeklerde de … şirketinin tek imza ile cirosu olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “… Çekin keşide tarihi 02/04/2022 itibariyle ve halen lehdar şirketin davacı … ve dava dışı … tarafından müştereken temsil edildiği, çekin arkasındaki ilk ciro … şirketi kaşesi üzerinde tek imza bulunduğu, TTK’nın 702. maddesine göre ilk cironun lehtara ait olması gerektiğini, somut olayda ilk ciroda kaşe lehdar ismi taşımakta ise de lehdar şirketin müşterek imza ile davacı ve dava dışı şahıs tarafından temsil edildiği, dolayısıyla ilk cironun lehdara ait olduğundan bahsedilemeyeceği, ciro zincirinde düzensizlik oluştuğu ve dolayısıyla davacının yetkili hamil olmadığı anlaşılmakla davanın reddine.” karar verilmiştir.Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davaya konu 02/04/2022 tarihli ve 700.000 TL bedelli çekin hamili olduğunu, çek bedelinin istediğinde davalı tarafından oyalanması nedeniyle çeki bankaya ibraz etmediğini, akabinde ödeme yapılmayınca çek bedelinin tahsili için başlattığını icra takibine davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açtığını beyan etmiş; davalı ise, lehtarın iki imza ile temsil edilmesine rağmen tek imza ile çekin ciro edilmesi nedeniyle davacının yetkili hamil olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. Dava konusu çekin keşidecisi davalı, lehtarı ise dava dışı … Ltd.Şti’dir. Çekin keşide tarihi olan 02/04/2022 tarihi itibariyle lehdar şirketin davacı … ve dava dışı … tarafından müştereken temsil edildiği, ancak çekin lehtar … şirketi adına tek imza ile ciro edildiği, somut olayda ilk ciroda kaşe lehdar ismi taşımakta ise de lehdar şirketin müşterek imza ile temsil edilmesine rağmen tek imza ile ciro edilmiş olması karşısında çekin lehtar tarafından ciro edildiğinin ve çeki lehtar adına ciro eden davacının iyiniyetli hamil olduğunun kabulü mümkün olmadığından, mahkemece ciro zincirinde düzensizlik oluştuğu ve davacının yetkili hamil olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Her ne kadar davacı, “Davalı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalının daha önce verdiği başka çeklerde de lehtar … şirketinin tek imza ile cirosu olduğunu, ancak bu çeklerin davalı tarafından ödendiğini” ileri sürmüş ise de; dava dosyasına bu konuda somut bilgi ve belge sunulmadığından mahkemece bu hususun araştırılmamasında usule aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/05/2023