Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/496 E. 2023/661 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/496 Esas
KARAR NO: 2023/661 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2022
NUMARASI: 2017/863 E. – 2022/702 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin icra takibi başlatılan senedi imzalamadığını, bu nedenle takibe konu senetteki imzayı inkar ettiklerini, söz konusu senetteki imzanın 22.08.2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas ve Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyaları ile gelinen haciz sırasında senetteki diğer borçlu olarak görünen, şirket yetkilisi olmayan, alacaklı vekilinin taciz ve mal kaldırma tazyiki ile başka çaresi kalmayan müvekkilli … tarafından imzalandığını, müvekkillerinin takibe konu senetten dolayı davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, bu nedenle borcun tamamına itiraz ettiklerini, senede konu edilen alacaklı vekili ve senet kefili müvekkili tarafından imza edilen protokolde söz konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasındaki var olduğu iddia edilen borca karşılık alındığının belirtildiğini, söz konusu dosyanın İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/983 esas 2017/1156 karar sayılı dosyası ile 18.09.2017 tarihinde icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/983 esas sayılı dosyasında icra dosyasının 04/08/2017 tarihinde istendiğini, ancak icra müdürlüğünün dosyayı 18/08/2017 tarihinde gönderdiğini, davalı şirket vekilinin de bu durumdan faydalanarak haciz talimatı alarak söz konusu hacze geldiğini ve müvekkili mal kaldırma tazyiki ile korkutarak iş bu protokol ve senedi imzalattığını, mahkeme kararı sonucu senedin bedelsiz ve hükümsüz kaldığını, senetteki alacağın sebebi olan İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasının istenerek kapak hesabının yaptırılmasını talep ettiklerini, alacaklı vekilinin meslek ilkelerine aykırı hareket ettiğini, icra dosyasında yapılmış bir kapak hesabı olmamasına rağmen haciz zaptında yazan miktarın faiz ve masraf hariç 30.653,82-TL olduğunu, müvekkili …’ın bu miktar ile tazyik edilerek bu miktar üzerinden mal kaldıracağının söylenerek kendisine davaya konu senedin imzalatıldığını, senet aslının takip yapılırken icra dosyasına verilmemesi sebebi ile ödeme emrinin iptalini, gecikme faizi olarak talep edilen miktar yönünden hangi tarihten hangi tarihe kadar ve hangi orandan faiz hesaplandığı belirtilmediğinden bu yönüyle de takibe itiraz ettiklerini beyanla, takibin tedbiren durdurulması, akabinde iptalini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu 22/08/2017 keşide tarihli 15/09/2017 vade tarihli, 8604 TL bedelli senedin, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası için verilen ve aynı dosya için imzalanan 22/08/2017 tarihli protokole binaen verilen teminat senedi olduğunun tespitine ve teminat senedi ile kambiyo senetlerine özgü takip yapılamayacağından takibin iptaline, takibe dayanak teşkil eden senetten dolayı (teminat senedi olması) ve müvekkillerinin muaccel bir borçlarının da bulunmaması dikkate alınarak müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirket yetkilisi …’in vekalet ile oğlu …’i yetkili kıldığını, davaya ve takibe konu senedin gerek davacı şirket yönünden gerekse de şahsi yönden …’e ait olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas ve Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyaları 22.08.2017 tarihinde hacze gidildiğini, haciz tutanağında haciz esnasında alınan bir senetten bahsedilmediğini, protokolün 23.08.2017 tarihinde haciz tarihinden 1 gün sonra imzalandığını, dolayısıyla davacılar vekilinin haciz baskısı altında senet alındığı iddiasının dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirketin arasında ticari alışveriş söz konusu olduğunu, takibe konu senetlerin işbu ticari alışveriş neticesinde ödeme olarak alındığını ancak senet karşılığının ödenmediğini, bunun üzerine 22.08.2017 tarihinde haciz işlemi için gidildiğini ve sonrasında anlaşma yapılarak 23.08.2017 tarihinde protokol ile davaya ve takip konu senedin verildiğini, davacı yanın takibe konu senedin İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasının teminatı olduğunu belirttiğini ancak ne davaya konu senet metninde ne de 23.08.2017 tarihli protokol metninde senedin teminat olarak verildiği ibaresinin mevcut olmadığını, davaya ve takibe konu senedin icra müdürlüğüne teslim edildiğini ancak icra kasasında yeterli yer olmadığından bahisle imza karşılığı taraflarına teslim edildiğini, takibe konu senedin müvekkiline aralarındaki ticari ilişki gereğince verildiğini, dolayısıyla davacının borcu olmadığı itirazının yerinde olmadığını, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile %10 para cezasını ödemesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2022 tarihli 2017/863 E- 2022/702 K sayılı kararıyla; “… yargılamanın devam ettiği sırada davacılar tarafından İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/872 Esas sayılı dosyası üzerinden, davalı hakkında, “İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacı borçlular aleyhine başlatılan Takibin Taliki veya İptali istemli” dava açıldığı, yapılan yargılama sonucu ilgili mahkeme tarafından, “İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacı borçlular aleyhine başlatılan takibin İptaline” karar verildiği ve davalı alacaklı ve aynı zamanda dosyamız davalısı da olan şirket tarafından İstinaf başvurusu yapıldığı, yapılan İstinaf başvurusunun da reddine karar verildiği, bu haliyle de mahkememizde görülmekte olan davanın da konusu olan ve iptali talep olunan İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının iptal edildiği ve bu haliyle de mahkemede görülmekte olan davanın konusuz kaldığı (Bknz. Yargıtay 11. H.D. 22/11/2021 Tarih ve 2020/5526 Esas-2021/6453 Karar sayılı kararı)” gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemenin yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin olarak gerekçesinde; ” her ne kadar davalı vekilinin 07/11/2022 tarihli celsede; “yazılı beyanlarımızı tekrar ederiz, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunulmuş ise de; mahkememizce celp olunan kayıtlar, mahkeme dosyaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/872 Esas-2020/1162 Karar sayılı kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere; davanın tarafları arasında 22/08/2017 tarihli protokol imzalandığı, bu hususta bir ihtilaf olmadığı, protokolün incelenmesinde ise; “işbu protokol İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosya borcuna istinaden 22/08/2017 düzenleme ve 15/09/2017 vade tarihli 8.604 TL senedin alınmasına ilişkin düzenlenmiştir….İş bu senet ilgili dosya borcunun ödenmemesi durumunda tahsilde tekerrüre imkan vermemek kaydıyla icra takibine konu edilecektir…” olarak anlaşmaya varıldığı ve protokolün taraflarca imzalandığı, takibe konu senedin anılan protokol kapsamında düzenlendiği, borcun protokole bağlanan … İcra Müdürlüğünün dosya borcunun ödenmemesi halinde icraya konulacağının belirlendiği, protokol içeriğine göre senedin şarta bağlı olarak düzenlendiği, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki senetler yönünden; takip konusu çeklere ilişkin olarak davacılar yönünden İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1050 Esas-2014/721 Karar sayılı kararı ile takip konusu çeklerin davacılar yönünden iptal edilmiş olduğu; ilamın 24.11.2014 tarihinde kesinleştiği, takip konusu bonolar yönünden de İstanbul 3. İcra Mahkemesinin 2017/983 Esas-2017/1156 Karar sayılı kararı ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve verilen kararın 17/10/2017 tarihinde kesinleştiği, icranın geri bırakılmasından sonra genel mahkemelerde açılmış bir davanın da ileri sürülmediği, bu durumda zamanaşımının gerçekleştiğinin kesin hüküm teşkil edeceği, TBK.nun 133. maddesinde de açıkça ifade edildiği üzere, mevcut bir borç için salt poliçe taahhüdünde bulunmak veya yeni bir alacak senedi düzenlemek tek başına yenileme anlamına gelmeyeceği, taraflar arasındaki protokolde ilk borcun ödenmemesi halinde protokoldeki senetlerin de tahsile konulacağı, bu nedenle taraflar arasında yenileme durumunun söz konusu olmadığı, bu durumda bedelsiz kalan borçtan dolayı verilen senedin de hüküm ifade etmeyeceği, dava açıldığı tarihte de davacıların dava açmakta haklı oldukları” gerekçesiyle; yargılama gideri ve vekalet ücretin de davalı yana yükletilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin genel yetkili mahkeme olduğu, davaya konu borcun varlığına ilişkin inceleme yapması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, icra mahkemesi kararlarının bu davada hükme esas alınamayacağını, davacıların dava dilekçesinde davaya konu icra takibinde borçlu bulunmadıklarının tespitini, senet üzerinde imzaya itirazlarının ve takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiası ile takibin iptalini talep ettiğini, kambiyo senedi imzalanmakla temel borç ilişkisinden ayrı ve bağımsız olarak bir kambiyo taahhüdü doğduğunu ve bu taahhüdün kayıtsız ve şartsız olduğunu, İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nce icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olsa da, bu hususun borcun olmadığı ve kabul edilmeyeceği anlamına gelmeyeceğini, takibin iptali sebebi de olmayacağını, mahkemenin davacının iddialarını incelemesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar vermesinin usule ve hukuka aykırı olduğunu. -Davacıların davaya konu borcu kabul ederek, temel borç ilişkisinden ayrı olarak kambiyo taahhüdünde bulunduklarını, senedin şarta bağlı olarak veya teminat senedi olarak değil, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya borcundan düşülmek kaydıyla ödeme olarak verildiğini, mahkemenin ısrarla protokolün 22/08/2017 tarihinde düzenlendiğini ifade etmesi ve davaya konu 23/08/2017 düzenleme tarihli senedi İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilişkilendirmesinin, bu borca karşılık görmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacıların bu dosyadan bağımsız olarak ödeme iradesiyle davaya konu senedi düzenlediklerini, senedin kayıtsız ve şartsız olarak düzenlendiğini, kambiyo vasfının bulunduğunu, protokol ve protokole konu senedin 23/08/2017 tarihli olduğunu, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/983 E-2017/1156 Karar sayılı ilamının ise 17/10/2017 tarihinde kesinleştiğini, protokol ve senet tarihinde hukuken geçerli ve varlığını koruyan bir takibin bulunduğunu, takibe konu borç devam ederken senedin davacılar tarafından imzalanarak borçlarını kabul ettiklerini, mahkemenin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin iptali ile davaya konu takibin ve senedin konusuz kaldığına ilişkin hükmün hukuka ve usule aykırı olduğunu. -Senet üzerindeki imzanın, borçlu şirketin yetkilisinin oğlu ve aynı zamanda vekalet ile yetkilendirdiği kişi olan …’e ait olduğunu, senedin 23/08/2017 tarihli protokol gereğince verildiğini, şirket yetkilisinin vekalet ile oğlu …’i yetkili kıldığını, takibe konu senedin gerek davacı şirket, gerekse şahsi yönden …’e ait olduğunu, imzaya itiraz etmediği gibi kendisine ait olduğunu ikrar ettiğini, davacı şirket adına bu davacı tarafından borçlandırıcı işlemlerde bulunulduğunu, 3. Kişiler tarafından şirket yetkilisi olarak bilindiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan haciz sırasında şirket yetkilisi izlenimi verildiğini, kaldı ki kaşe üzerine atılan imzanın teamül gereği şirketi bağladığını, imzaya itirazın incelenerek bu hususta karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, imzanın davacı şirkete ait olmaması halinde dahi takibin tamamen iptal edilmeyeceğini, İİK 170. Madde gereğince takibin duracağını, davacıların haksız itirazlarının reddi gerektiğini. -Davacıların davayı yargılamayı uzatmak amacıyla kötüniyetli olarak açtıklarını, İİK 170. Madde gereğince %20 icra inkar tazminatı ve %10 para cezasına hükmedilmesi gerektiğini, HMK 329. Madde gereğince karşı taraf aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini. -Protokolün borç ilişkisinin yerine değil, borçtan düşülmek kaydı ile imzalandığını, borcun varlığına ilişkin geniş kapsamlı yargılama yapılarak davanın reddi gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine, %20 icra inkar tazminatı ve %10 para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı/alacaklı … Tic. Ltd. Şti. tarafından, davacı/borçlular aleyhinde, 23/08/2017 tanzim tarihli, 15/09/2017 vadeli, 8.604,00 TL bedelli, keşidecisi … A.Ş., kefil … olan senede dayalı olarak; 8.604,00-TL Senet alacağı (asıl alacak), 22,98-TL takip öncesi işlemiş faiz ve 25,80-TL %0,3 komisyon olmak üzere toplam 8.652,79-TL alacağın tahsili talebiyle kambiyo senetlerine müstenit icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/872 Esas-2020/1162 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacılarının … ile … Tic. A.Ş, davalısının … Ticaret Ltd.Şti., dava konusunun; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacı borçlular aleyhine başlatılan Takibin Taliki Veya İptali istemlerine ilişkin olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucu; “İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacı borçlular aleyhine başlatılan takibin İptaline” karar verildiği ve davalı alacaklı yanca yapılan İstinaf başvurusunun da reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/983 Esas-2017/1156 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacılarının … ile … Tic. A.Ş. davalısının … Ticaret Ltd.Şti., dava konusunun; Şikayet (İcra Memur Muamelesi) olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucu; takip konusu çekler yönünden İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1050 Esas-2014/721 Karar sayılı kararıyla, takip konusu çeklerin davacılar yönünden iptal edildiği, ilamın 24/11/2014 tarihinde kesinleştiği, aynı takip ve aynı taraflar hakkında açılan bu davada kesin hüküm teşkil edeceği, takibe konu bono yönünden ise takibin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle; “Davanın Kısmen Kabulü ile; takibe konu bono yönünden davacılar hakkındaki icranın geri bırakılmasına, takibe konu çekler yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine” karar verildiği ve kararın taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1050 Esas-2014/721 Karar sayılı karar örneğinden; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu çeklerde davacı …’in cirosu bulunmaması nedeniyle takibin çekler yönünden iptaline, 7.000 TL bedelli takibe konu bono yönünden 1.469,18 TL’yı aşan işlemiş faiz miktarı yönünden takibin iptaline, takipten sonra asıl alacağa işletilecek faiz oranının %13,75 olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, 19/10/2012 tanzim 30/03/2013 vade tarihli, 20.000 TL bedelli, keşidecisi … Makine A.Ş., kefili … olan senet ile, … Adapazarı Şubesi’ne ait, keşidecisi …A.Ş. Lehtarı …A.Ş. olan, Sakarya-10/05/2013 keşide yer ve tarihli, 12.480 TL bedelli çek ile, Sakarya-10/04/2013 keşide yer ve tarihli 6.000 TL bedelli çeklere dayanarak takip yapıldığı, çeklerin arkasında lehtar cirosundan sonra … Tic. Ltd. Şti.’nin cirosunun bulunduğu, bankaya ibraz edildiğinde ödeme yasağı bulunması nedeniyle işlem yapılmadığı anlaşılmıştır. Dosyaya davacı …A.Ş.’nin Ticaret Sicil dosyası aslının celp edildiği anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan 22.08.2017 tarihli protokol fotokopisinde; “işbu protokol İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosya borcuna istinaden 22/08/2017 düzenleme ve 15/09/2017 vade tarihli 8.604,00 TL senedin alınmasına ilişkin olduğu,…borçlu … ve …’den yukarıda belirtilen dosya borcundan düşülmek üzere 23.08.2017 düzenleme , 15.09.2017 tarihli toplamda 8604,00 TL miktarında senet alınmıştır. İşbu senet ilgili dosya borcunun ödenmemesi durumunda tahsilde tekerrüre imkan olmamak kaydıyla icra takibine konu edilecektir…”denildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacılar vekilinin dava dilekçesinde; davacıların, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dayanağı senetten dolayı davalı yana borçlu bulunmadığının tespiti, takibin iptali ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebiyle açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.Davacılar vekilinin takibe konu senet nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığına yönelik talebinin bulunduğu, dosya kapsamında bulunan İcra Mahkemelerinin ilamlarının ise takip hukukuyla ilgili olup, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği, mahkemenin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu çekler ve senetle ilgili olarak verilen takip hukukunu ilgilendiren kararlara dayanarak davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesinin usul ve yasaya uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki, takibe konu çek ve senetlerdeki ciro silsilesine göre davacı şirket ile davalı alacaklı arasında temel ilişki bulunduğu dikkate alındığında, zamanaşımına uğrayan senetten kaynaklanan borcun sona erdiği, senedin bedelsiz kaldığı şeklindeki mahkeme gerekçesi de yerinde olmayıp, senedin zamanaşımına uğraması, alacaklının sadece kambiyo hukukuna göre talepte bulunamaması sonucunu doğurmakta olup, borcu sona erdirmemektedir. Mahkemece, öncelikle bu davaya konu 23/08/2017 tanzim tarihli, 15/09/2017 vadeli, 8.604,00 TL bedelli, keşidecisi … A.Ş., kefil … olan senette, şirket adına da … tarafından imza atıldığına ilişkin taraf vekillerinin kabulü dikkate alınarak, taraf iddia ve savunmaları incelenerek senetten dolayı davacı şirketin sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi, daha sonra da, tarafların kabulünde olan protokol hükümlerine göre, bu davaya konu senedin, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu borçtan düşülmek üzere verildiği dikkate alınarak, dosya kapsamına sunulan ödeme belgeleri de incelenerek davacıların 8.604,00 TL bedelli senetten dolayı davalıya borçlu bulunup bulunmadığının tespiti gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde olmayıp, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 07/11/2022 tarihli 2017/863 E. – 2022/702 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 25,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/04/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.