Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/472 E. 2023/836 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/472 Esas
KARAR NO: 2023/836
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2017
NUMARASI: 2017/431 E. – 2017/351 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
KARAR TARİHİ: 31/05/2023
Dairemizin 29/04/2021 tarihli 2018/2234 E. -2021/974 K.sayılı kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/12/2022 tarih ve 2021/4776 Esas – 2022/9040 Karar sayılı kararıyla bozulmakla, duruşmalı yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1963 yılında İspanya’da kurulmuş pek çok firmayı bünyesinde barındıran sektöründe lider bir şirketler grubu olduğunu, ülkemizde en çok tercih edilen hazır giyim mağazalarından olan …, …, …, …, …, …, … ve … isimli toplam sekiz farklı marka grubu ve bu markalar altında faaliyet gösteren mağazaların da sahibi olduğunu, şirketler grubunun 146’sı Türkiye’de olmak üzere dünya çapında toplam 88 ülkede 6500 tane. giyim ve ev eşyaları ve aksesuarları ürünlerine ilişkin … mağazası bulunduğunu, … markaları ile dünya çapında tanındığını, … markasını çeşitli yazı stilleri ve renklerle 1963 yılından beri kullandığını, tüm dünyada … kelimesinin müvekkili firma ile özdeşleştiğini, markasını ilk kez 1979 yılında İspanya’da tescil ettirdiğini, 15.10.1984 tarih ve … sayı ile WIPO nezdinde pek çok ülkede 27. sınıfta tescil edilen markaların bugün itibariyle 100’ün üzerinde ülkede 27. ve 35. sınıfı da kapsayan pek çok sınıfta tescilli olduğunu, Türk Patent Enstitüsü (TPE) nezdinde de ilk kez 1994 yılında. … sayı ile tescil ettirdiğini, … ibaresinin 05.07.2005 tarihinde yaptıkları başvuru sonucu TPE tarafından … sayı ile tanınmış marka olarak kabul edildiğini, davalının “…” markasını aynen içeren www…com alan adını kendi adına tescil ettirdiğini ve ilgili alan adı ile işletilen websitesi üzerinde, tescilli ve tanınmış “…” markasını “…” ve “…” ibareleri ile ” …” ve ” …”şeklinde müvekkilin ana faaliyeti olan tekstil sektöründe markaları ile karıştırılmaya yol açacak şekilde izinsiz ve tescilsiz olarak kullandığını, davalının müvekkil adına tescilli …, ve … esas unsurlu sair markalar üzerindeki tescilsiz, izinsiz ve hukuka aykırı kullanımı ile yarattığı, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, refi, davalıya ait ticaret unvanının terkini ve davalıya ait www….com alan adına erişimin engellenmesi talepleri ile 6796 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m. 159 ve HMK m. 389 gereğince davalının … markası üzerindeki her türlü kullanımının ivedilikle tespiti ve durdurulması, www…com alan adına erişimin engellenmesi, davalının ” …” ve/veya ” …” ibarelerini ticaret unvanı olarak tescilsiz bir şekilde haksız ve hukuka aykırı olarak kullanmaktan men edilmesi ve kendisine ait ürün etiketlerinde “…” markasını içeren www…com alan adına yer vermesinin önlenmesi, men edilmesi ve iş bu kapsamdaki fiillerinin durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılması hususlarında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; görev ve yetki itirazında bulunarak Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu ve yetkili mahkemenin Denizli mahkemeleri olduğunu belirtmiş haksız rekabete ilişkin iddiaların 3 yıl geçmesi sonucu zamanaşımına uğrayacağını belirterek, tüm talepler yönünden zamanaşımının bulunduğunu, davalı şirket sahipleri nüfus aile kayıt tablosundan da görüleceği üzere …’lı olduklarını, …’lı olan şirket sahibi aile, memleketine olan sevgi ve bağlılığı nedeni ile TTK m.43 maddesine dayalı olarak ticaret unvanını ” …” olarak belirlediğini ve Denizli Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edildiğini, davacı tarafın müvekkilinin kötüniyetli olduğu, haksız kazanç ve yarar sağlamaya çalıştığı yönündeki iddialarını ve İstanbul 9.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/D.İş sayılı delil tespiti istemi ile alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davalı tarafından kullanılan http://….com.tr şeklindeki internet alan adı da şirket kuruluşuna paralel olarak 12.04.2008 yılında alındığını ve TTK hükümlerine uygun şekilde kullanıldığını belirterek, eylemin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceğini, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 23.11.2017 tarihli 2017/431 E. – 2017/351 K. sayılı kararıyla; “…Toplanan deliller, değişik iş dosyası, internet sitesi içerikleri, dava dilekçesine ekli görseller ışığında davalının ticaret unvanını kullanımının haksız olmadığı, tescile uygun olarak unvanı kullanma hakkının olduğu, ancak internet sitesi ve tanıtım vasıtalarında kullanmakta olduğu …,…,…, … ibarelerinin markasal kullanımlarının ise davacı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu” gerekçesiyle, “Davacı … tarafından davalı … Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, davalının kullandığı …, …, …, … ibarelerinin markasal kullanımı nedeniyle davacının marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, -Davalının ticaret unvanının terkinine yönelik talebin reddine, -Davalının www…com alan adlı web sitesinden tecavüze konu içeriklerin çıkarılmasına, mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesine, -Yukarıda belirtilen markasal kullanımların web sitesinde, fuarlarda, kartvizitlerde, etiketlerde, tanıtım materyallerinde, faturalarda vs. her türlü mecralarda kullanımının önlenmesine” karar verilmiştir.
TAVZİH KARARI; Davalı vekilinin 15/05/2017 tarihli tavzih talepli dilekçesi üzerine, mahkemenin 22/05/2008 tarihli kararıyla, hükmün 7 numaralı bendinin; “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine” şeklinde düzeltilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece tecavüz iddialarının kabul edilmesinin, ticaret unvanının iptali ve alan adına erişimin engellenmesi taleplerinin yerinde olduğunu kanıtladığını, … ibaresi ile … markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalının da tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, … markasının tanınmış marka olarak tescil edildiğini, davalının www….com alan adında tekstil ürünleri sergilediğini, ticaret unvanının iptali ve alan adına Türkiye’den erişimin engellenmesi taleplerinin reddi kararının, diğer kabul hükmü ile çeliştiğini, -ticaret unvanının 6769 Sayılı SMK 7/3-e bendi ve TTK 52. Maddesi gereğince terkini gerektiğini, davalı ticaret unvanının müvekkilinin tanınmış markasını çekirdek unsur olarak içerdiğini, -müvekkilinin … unsurlu markalarının tekstil ve ev aksesuarları sektöründe kullanılmak üzere onlarca ülkede tescil edildiğini, davalının … ibaresiyle birleştirerek ticaret unvanını tekstil sektöründe kullandığını, kullanımın iltibasa neden olması nedeniyle markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil edeceğini, -davalı ticaret unvanının kötüniyetli olduğunu, davalının aynı sektörde faaliyet gösteren müvekkilinden haberdar olmamasının düşünülemeyeceğini, … ibaresinin İngilizce karşılığının … olduğunu, … markasını müvekkilinin aktif olarak kullandığını, -davalının keşide ittiği faturada … markasını kullandığını, -davalının ….com alan adına erişimin engellenmesi gerektiğini, alan adının müvekkilinin ….com alan adı ve markaları ile karıştırılmasına sebebiyet vereceğini, 6769 Sayılı SMK 7/d bendi uyarınca marka tecavüzü olarak yasaklandığını, alan adının tümüyle erişime kapatılmasına karar vermek yerine içeriğinde yer alan hukuka aykırı kullanımların kaldırılması kararının hatalı olduğunu beyanla, reddine karar verilen talepleri yönünden kararının kaldırılarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; hükmün 6 ve 7. Bentlerinde davacı yararına iki kez vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, -Usule yönelik istinaf sebeplerinde; görev, yetki ve zamanaşımı itirazlarını tekrarladıklarını, müvekkilinin ticaret unvanının 24/04/2008 tarihli ve 7084 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmekle 9 yıldır tescilli olduğunu, ticaret unvanına yönelik ileri sürülebilecek tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını, -Esasa yönelik istinaf sebeplerinde; İstanbul 9. SHM’nin 2016/138 D.İş. Sayılı raporunun tek taraflı olarak hazırlandığını ve kendilerine tebliğ edilmediğini, itiraz hakkı tanınmadığını, -marka ve ticaret unvanlarının koruma alanlarının farklı olduğunu, müvekkilinin … ibareli ürün üretimi, satışı ve ihlale konu olabilecek marka kullanımının bulunmadığını, müvekkilinin masa örtüsü,runner, havlu, peştemal ürünleri ile ev tekstil alanında üretim ve faaliyet gösterdiğini,ürün grubunda tescilli … markasını kullandığını, perakende satışı bulunmadığını, müşterilerin markasız alıp kendi markalarını basarak sattıklarını, alıcı grubu yönünden karıştırma ihtimali bulunmadığını, -tescilli ticaret unvanı kullanımının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, ticaret unvanı farklı olan davacı firma ile müvekkili şirket arasında ilişkilendirme ihtimali bulunmadığını, -müvekkilinin ev tekstili dokuma üretimi sektöründe faaliyet gösterdiğini, ticaret unvanı ve internet alan adının markasal olarak kullanımının söz konusu olabilmesi için öncelikle mallar üzerinde kullanılması gerektiğini ancak ürünler üzerinde … markasını kullanmadığını, -müvekkilinin ticaret unvanının 16/04/2008 tarihinden, alan adının ise 12/04/2008 tarihinden itibaren tescilli olduğunu, unvan kullanımının yasal hak ve zorunluluk olduğunu, müvekkilinin …’lı olduğunu, bu nedenle ticaret unvanını … … olarak belirlediğini, müvekkilinin fuara ticaret unvanı ile katıldığını, kartvizitler üzerinde … … Tekstil ibaresi bulunduğunu, – markasal kullanım bulunmadığını, bununla birlikte davacının markasının 01/02/2011 tarihinden itibaren tanınmış marka olarak korunduğunu, ticaret unvanı ve alan adının 3 yıl önce tescil edildiğini, -müvekkilinin ticaret unvanının … … ibaresini içerdiğini, … markası ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını, -davacının Türkiye’de 1994 tarihli ilk marka tescilinin 24. Sınıfta emtia içermediğini, bu alandaki ilk tescilin 20/07/2010 tarihinde yapıldığını, -davanın sessiz kalma süresinden sonra açıldığını, -kararın vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 29/04/2021 tarihli 2018/2234 E. -2021/974 K.sayılı kararı ile; dosya kapsamındaki tescil belgelerinden, davalı şirketin ticaret unvanının 16/04/2008 tarihinde Ticaret Sicile kaydedildiği ve 12/04/2008 tarihinde ticaret unvanının çekirdek unsurunu içeren www…com alan adını tescil ettirdiği, davalının ticaret unvanının çekirdek unsurunu, alan adında kullanmakta haklı olduğu, tüzel kişi tacir olan ve basiretli davranmakla yükümlü olan davacı şirketin, davalının tescilli ticaret unvanının ve alan adının terkini için dava açmadığı, uzun süre sessiz kalarak 19/01/2017 tarihinde dava açmasının TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve davacı vekili lehine iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle;-Davacı vekilinin yerinde görülmeyen isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, -Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2-3 maddesi gereğince İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 23/11/2017 tarihli 2017/431 E. – 2017/351 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,a)Davacı … tarafından davalı … Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, b)Davalının kullandığı … …, …, … …, … ibarelerinin markasal kullanımı nedeniyle davacının marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,c)-Davalının ticaret unvanının terkinine yönelik talebin reddine,d)-Davalının www…com alan adlı web sitesinden tecavüze konu içeriklerin çıkarılmasına, mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesine, e)-Yukarıda belirtilen markasal kullanımların web sitesinde, fuarlarda, kartvizitlerde, etiketlerde, tanıtım materyallerinde, faturalarda vs. her türlü mecralarda kullanımının önlenmesine” karar verilmiştir. Dairemiz kararı, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
YARGITAY BOZMA KARARI:Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/12/2022 tarih ve 2021/4776 Esas – 2022/9040 K. sayılı ilamıyla; “…Somut olayda, davalının davacıya ait tescilli marka ile karıştırılmaya sebebiyet verecek nitelikte benzer işareti gerek tescil kapsamındaki ürünlerde tanıtıcı işaret olarak kullandığı gibi, internet alan adı olarak da kullandığının sabit olması karşısında, mahkemece SMK’nın 29. maddesi yollamasıyla 7/3-e maddesi uyarınca ticaret unvanının terkinine, 7/3-f maddesi uyarınca da alan adının tahsisinin iptaline (terkinine) karar vermek suretiyle marka hakkına tecavüzün sonuçlarının ortadan kaldırılmasının temini gerekirken hatalı gerekçeyle ticaret unvanı yönünden davanın tamamen reddine, alan adı yönünden ise sadece içeriğin çıkartılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı, hükmün bu nedenle davacı taraf yararına bozulmasına karar vermek gerektiği, Öte yandan, tek başına ticaret unvanı tescil ettirilmesi ya da alan adının tahsisi marka hakkına tecavüz teşkil etmeyip, ancak markasal olarak, diğer bir anlatımla mal veya hizmetlerin ayırt edici işareti olarak kullanılması halinde marka hakkına tecavüz teşkil edeceğinin kabulünden hareketle, davalının ticaret unvanını ve alan adını ciddi surette markasal olarak kullanımının üzerinden 5 yıldan daha fazla bir sürenin geçtiği davalı tarafça iddia ve ispat edilemediğine göre, Daire içtihatları ile varlığı kabul edilen 5 yıllık sessiz kalma sebebiyle hak kaybının ticaret unvanı ve alan adının tescili tarihinden itibaren başlatılması doğru olmadığı” açıklanarak, davalının temyiz istemlerinin reddine, açıklanan gerekçelerle hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce, Yargıtay bozma ilamı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, duruşmaya katılan davacı vekili yargıtay bozma ilamına uyulmasını, davalı vekili Dairemizin kararında direnilmesini talep etmiş, usul ve yasaya uygun görülen bozma kararına uyulmasına karar verilerek, bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı vekili müvekkili adına tescilli … markasının tanınmış marka olduğunu, davalının müvekkili ile aynı tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini ve davalı şirketin ticaret unvanı çekirdek unsurunda ve web sitesi alan adında müvekkilinin tanınmış markasını kullandığını, web sitesi içeriğinde ve ticaret evraklarında … ibaresinin markasal kullanıldığını beyanla, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile, ticaret unvanının terkinini, alan adına erişimin engellenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dairemizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda yargılamaya devam olunduğundan, bozma ilamında davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmekle, davalının … …, …, … …, … ibarelerini markasal kullanımının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması ve önlenmesi, haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, markasal kullanımların web sitesinde, fuarlarda, kartvizitlerde, etiketlerde, tanıtım materyallerinde, faturalarda vs. her türlü mecralarda kullanımın önlenmesine ilişkin Dairemizin önceki kararı davacı yönünden usuli kazanılmış hak teşkil ettiğinden, hükmün bu kısmı aynen tekrar edilmiştir. Bozma ilamı kapsamında yapılan incelemede; dosya kapsamındaki tescil belgelerinden, davalı şirketin ticaret unvanının 16/04/2008 tarihinde Ticaret Sicile kaydedildiği ve 12/04/2008 tarihinde ticaret unvanının çekirdek unsurunu içeren www…com alan adını tescil ettirdiği anlaşılıyorsa da, davalının ticaret unvanı ve alan adını tescil tarihinden itibaren ciddi surette markasal olarak kullandığına dair dosya kapsamında somut delil yada tespit bulunmadığından ve ciddi kullanımın hangi tarihten başladığı anlaşılamadığından davalı tarafın zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, sessiz kalma koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Dairemizce TPMK’dan celp edilen kayıtlardan, davacı adına 24 ve 35. Sınıflarda tescilli … ve … markalarının tescilli olduğu, davacının … markasının 01/02/2011 tarihinde … numarası ile tanınmış marka olarak özel sicile kaydedildiği anlaşılmaktadır. Davalının ticaret unvanının çekirdek unsurunu davacı markaları ile iltibas yaratacak şekilde tescil kapsamındaki ürünlerde tanıtıcı işaret olarak kullandığı, alan adında ve internet sitesi içeriğinde ev tekstil ürünlerinin tanıtıldığı sayfada davacı markası ile iltibas yaratacak şekilde “… …” ibaresinin markasal kullanıldığı, kullanımın 6769 Sayılı SMK 29. Madde yollaması ile 7/3-e maddesi gereğince markaya tecavüz teşkil ettiği ve davacı tarafça yasaklanabileceği kanaatiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, mahkeme kararının HMK 353/1-b-2-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiş, kazanılmış haklar korunmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin yerinde görülmeyen isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2-3 maddesi gereğince İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 23/11/2017 tarihli 2017/431 E. – 2017/351 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-a)-Davacı … tarafından davalı … Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kabulüne, b)-Davalının kullandığı … …, …, … …, … ibarelerinin markasal kullanımı nedeniyle davacının marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, haksız rekabetin sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,c)-Davalının ticaret unvanından “… …’ ibaresinin terkinine, d)-Davalının www…com alan adının (iptali)terkinine, ve alan adına erişimin engellenmesine, e)-Yukarıda belirtilen markasal kullanımların web sitesinde, fuarlarda, kartvizitlerde, etiketlerde, tanıtım materyallerinde, faturalarda vs. her türlü mecralarda kullanımının önlenmesine, 4-İlk derece yargılaması yönünden;a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 179,90 TL karar harcından peşin alınan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine,15.000,00 TL vekalet ücreti takdirine, davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, c)Davacı tarafından yapılan: 202,10 TL posta gideri ve 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 264,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,ç)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf ve temyiz yargılaması yönünden;a-Davacı tarafın istinaf talebi kabul olunmakla, istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,b-Davalı tarafın istinaf talebi reddolunmakla, davalı taraftan alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 144,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, c-Davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 88,75 tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 186,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,ç-Davacı tarafından yapılan 292,10 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 52,70 tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 344,80 TL’nin 1/2 oranında 172,40 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, d-Davalı tarafından yapılan 292,10 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 5,50 tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 297,60 TL’nin 1/2 oranında 148,80 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan bakiyenin davalı üzerinde bırakılmasına, e-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve yapılan celse sayısı da dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine AAÜT gereğince takdiren 5.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Gerek ilk derece olsun gerek istinaf yargılaması sonrası artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/05/2023