Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/442 E. 2023/497 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/442 Esas
KARAR NO: 2023/497
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/924
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak takip konusu senetin davalı tarafından müvekkiline silah kullanarak cebir ve tehdit yoluyla imzalatıldığını, davalı tarafından takibe konulan senedin yağma yoluyla temin edildiğini, müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı, müvekkilinin eşinin kardeşi olduğunu, işbu dava konusu senedi zorla müvekkiline doldurttuğunu ve hem kendi adına hem de müvekkilinin sahibi ve imza yetkilisi olduğu şirketin adına imza attırdığını, müvekkilinin şirket kaşesinin bulunmadığını, davalı kaşeyi kendisinin basacağını söylediğini, müvekkilinin yetkili olduğu şirketin kaşesini dava konusu senede vurmadığını, senette kaşenin imzanın üzerine sonradan vurulduğunu davalının suç içeren bu eylemleri ve yağma yoluyla müvekkiline imzalattığı senedi takibe koyması akabinde suç duyurusunda bulunulduğunu ve davalı hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, dava konusu senedin müvekkiline cebir ve tehdit kullanılarak imzalatıldığını açıkça ispat eden ses kayıtlarını dilekçe ekinde mahkemeye sunduklarını, müvekkilinin dava konusu senedi imzalamak gibi bir iradesi bulunmadığını, irade bozuklukları Türk Borçlar Kanununda (TBK) m.30- 39 hükümleri arasında tanzim edilmiş olup, korkutma haline m.37-38 hükümlerinde yer verildiğini, işbu hususta tehdit yoluyla imzalatılan senedin herhangi bir geçerliliğinin olamayacağına ilişkin Yargıtayın da içtihat oluşturduğunu, öncelikle teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise mahkemenizce belirtilen miktarda, teminat karşılığında takibin durdurulması hususunda ihtiyati tedbir talebinin bulunduğunu, müvekkillerinin davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, davalıdan alınacak olan, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının tarafına ödetilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KISMEN KABUL KARARI: İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/924 Esas sayılı ve 02/10/2022 tarihli ara karar ile; “Davacı taraf icra takibinin yargılama sonuna kadar durdurulması istemiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişse de, İİK 72/3. Madde kapsamında icra takibinden sonra açılan işbu davada ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyecektir. Bu nedenle takibin durdurulması yönündeki talebin reddi gerekmekle birlikte, dosya kapak borcunun tamamının icra veznesine ödenmesi ve alacağın takdiren %20’si oranında teminatın Mahkememiz veznesine depo edilmesi karşılığında İİK 72/3 maddesi ve yalnızca işbu davanın tarafları arasında geçerli olmak üzere “icra dosyasına borçlular tarafından yatırılacak paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine” şeklinde ihtiyati tedbir talebinin kabulü” kararı verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ: Davalı vekili 23.12.2022 tarihli ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; tedbir talep eden tarafın HMK’nun 390/3. maddesine göre öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorunda olduğunu, ancak davacı tarafça dosyaya sadece hukuka aykırı yollarla elde edilmiş ses kaydı sunulduğunu, yerleşik Yargıtay İçtihatları doğrultusunda, tesadüfi veya ani gelişmeyen bir olay nedeniyle sistematik ve planlı bir şekilde delil oluşturmak amacıyla yapılan ses, fotoğraf veya video kayıtlarının suç teşkil ettiğini, kaydı yapan kişinin, işlenen suç nedeniyle o anda kolluk güçlerine başvurma imkanından yoksun olması gerektiğinin açıkça belirtilmesi gerektiğini, ancak davacı tarafça bononun imzalandığı Haziran 2022 tarihinden icra takibine geçilen Kasım 2022 tarihine kadar geçen sürede hiçbir şikayet yoluna başvuru yapılmadığını, davacı tarafın, borcu ödemekten kaçınmak amacıyla planlı ve iyi niyet kurallarına aykırı şekilde hareket ettiğini, icra dosyasına da bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle mahkemece verilen 02.12.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/924 Esas ve 26/01/2023 tarihli ara karar ile; “Dosyada mahkememizce İİK’nun 72/3. Maddesi uyarınca verilen ihtiyati tedbir kararının verilmesine neden olan şartlarda herhangi bir değişiklik bulunmadığı, davalı vekilinin verilen tedbirin kısmen kabulüne ilişkin itirazlarının tedbirin tamamen kaldırılmasını gerektirir nitelikte bulunmadığı, tedbirin kaldırılmasını gerektirecek mahiyette delil de sunulmadığı görüldüğünden, alacaklı muteriz vekilinin itirazının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacının davalı müvekkilin kardeşinin eşi olduğunu, davacının çeşitli zaman aralıklarında müvekkilden yardım istediğini, müvekkilin de aralarındaki akrabalık ilişkisi sebebiyle ve verdiği borcun geri ödeneceğine duyduğu güven ile davacıya farklı tarihlerde 4.000.000,00.-TL’den fazla borç verdiğini, davacının borcuna karşılık olarak takibe konu bonoyu düzenleyerek verdiğini,Davacının müvekkil hakkında “hakeret, tehdit, hırsızlık, hürriyetten yoksun bırakma, yağma” iddiaları ile İstanbul Anadolu CBS 2022/266301 sor. numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunduğu, ancak yapılan soruşturma kapsamında 26.01.2023 tarihinde; Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, yağma ve hırsızlık suçlarının işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle müvekkil hakkında Ek Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına karar verildiğini,İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için, davacının haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorunda olduğunu, oysa ki, davacının sadece hukuka aykırı yollarla elde edilmiş ses kaydı sunduğunu, davacının borcu ödemekten kaçınmak amacıyla iyi niyet kurallarına aykırı şekilde hareket ettiğini, ihtiyati tedbir istemine rağmen icra dosyasına da bedelin depo edilmediğini,Davacının ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü kararı verilebilmesi için gereken şartların oluşmadığını, mahkemenin 26.01.2023 tarihli ara kararı ile usul ve yasaya aykırı bir şekilde ihtiyati tedbir kararına karşı itirazımızın reddine karar verdiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, davalının ihtiyati tedbire itirazının reddi kararının istinafıdır.Davacılar, takibe konu bononun davalı tarafından silahla cebir ve tehdit yoluyla imzalatıldığı ve davalıya borçlarının bulunmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunarak, başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulması talebinde bulunmuş; davalı taraf iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.İlk derece mahkemesi tarafından; “İİK 72/3. kapsamında icra takibinden sonra açılan işbu davada ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, bu nedenle takibin durdurulması yönündeki talebin reddine; dosya kapak borcunun tamamının icra veznesine ödenmesi ve alacağın takdiren %20’si oranında teminatın Mahkememiz veznesine depo edilmesi karşılığında İİK 72/3 maddesi ve yalnızca işbu davanın tarafları arasında geçerli olmak üzere ‘icra dosyasına borçlular tarafından yatırılacak paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine’ şeklinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne” karar verilmiş, davalının tedbir kararına itirazı üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda itirazın reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İİK 72/3 maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Mahkemece dosya kapsamına sunulan deliller değerlendirilerek tedbir talebi yönünden yaklaşık ispat kurallarının gerçekleştiği kanaatiyle tedbir kararı vermesinde ve teminat miktarının takdirinde usule aykırılık olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.22/03/2023