Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/440 E. 2023/662 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/440 Esas
KARAR NO: 2023/662 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2022
NUMARASI: 2021/787 E. – 2022/1109 K.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5.ATM 2021/904 E.-2021/814 K.SAYILI DAVADA
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; …’in yanında eleman olarak çalışmakta olduğunu, daha sonra aralarının bozulduğunu ve işten ayrıldığını, ayrılmadan önce kendisine yönelik; kendisinin bu işyerinde en az 5 yıl daha çalışması gerektiğini, kendi yerine birinin yetiştirilmesi gerektiği şeklinde ithamda bulunulduğunu, 2012 yılında boş bir senet üzerine imza atmasının istenildiğini, senedin üzerinde herhangi bir bedelin yazılı olmadığını, 2012 yılından 2017 yılına kadar çalışması gerekirken anlaşamamaları üzerine 2015 yılında işten ayrıldığını, güvence olarak imza attırılan boş senedin patronu tarafından kendi el yazısı ile doldurulduktan sonra kendisinin icraya verildiğini, icra takibinin Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası olduğunu, kendisinin böyle bir borcu olmadığını, konu ile ilgili olarak İcra Hukuk Mahkemesine itirazda bulunduğunu, aradan geçen uzun süre nedeni ile bu senet üzerindeki imzanın kendisine ait olup olmadığını hatırlamadığını, davacı; senet üzerindeki alacaklı tarafından kendi el yazısı ile doldurulmuş olan borcun kendisine ait olup olmadığının tespitini, yargılama giderlerinin şimdilik adli yardım talebinden karşılanması ile ileride davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Borçlu davacı … tarafından imzalanan dava konusu senet hakkında 16.11.2020 tarihinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacının söz konusu icra takibine imzaya ve borca olmak üzere iki ayrı dava açarak dava konusu takibe itiraz ettiğini, davacı tarafından yapılan itirazlar sonrası Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesinde 2020/1729 E. ve 2020/1732 E. sayılı dosyalar ile imzaya ve borca itiraz edildiğini, davacı …’nın daha sonra imzaya itiraz talebinden feragat ederek bunun sonucunda Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/1729 E. sayılı imzaya itiraz dosyasının kapandığını, davacının borca itiraz talebi sonrası açılan Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/1732 E. sayılı dosyasının ise sübuta ererek Mahkeme tarafından davacının haksız taleplerinin reddedildiğini, davacı tarafından açılan dava sonrası Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibinin durduğunu, davanın reddedilmesi sonucunda takibin devam ettiğini, 12.09.2021 tarihinde işbu dosya kapsamında borçlu …’nın işletmesi olan … Borçka İcra Dairesinin … Talimat numarasıyla hacze çıkıldığını, söz konusu icra takibinin halen devam ettiğini, davacı tarafın yine hukuki süreci sürüncemede bırakmak amacıyla Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2020/367 E. numarasıyla menfi tespit davası açtığını, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı vererek Bakırköy Hukuk Muhakemeleri Tevsi Bürosu’na gönderdiğini, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/44 E. sayılı dosya ile dosyanın tekrar Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, daha sonradan Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2021/904 E. sayılı menfi tespit davasının açıldığını, bu dava ile Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/787 E. sayılı dava dosyasının birleştirilmesine karar verildiğini, davacının; beyaza imza attığını, senedin daha sonra alacaklı tarafından aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu iddia ettiğini, davacının söz konusu senetleri kendisinin imzaladığını ve bu suretle senette belirtilen miktarı ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı müvekkilinin dava konusu senedi senedin alacaklısı konumunda olan bir diğer davalı …’den devraldığını ve senedin yeni alacaklısı haline geldiğini, kıymetli evrakın kabul edilen senedin güçlü bir borç ikrarı olduğunu, borçlunun; beyaza imza attığını, senedin daha sonra anlaşmaya aykırı bir biçimde alacaklı tarafından doldurulduğunu, senedi iyi niyetle devralan hamile karşı ileri süremeyeceğini, bu durumun kıymetli evrakın tedavül kabiliyetinden doğan mücerretliğini bir sonucu olduğunu, davacının dava dilekçesinde senedi karşılayacak bir maddi durumunun olmadığını iddia etse de Borçka İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/14 E. sayılı dosyasına sundukları istihkak iddiasına itiraz dilekçelerindeki delilleri ile açıkladıkları üzere davacının …un sahibi olduğunu, …unun Borçka İlçesinin en meşhur lokasyonlarından biri olduğunu, davacıya ciddi bir maddi gelir kazandırdığının açıkça görüldüğünü, davacının maddi durumunun fakirlik belgesi alacak yahut adli yardım talebinde bulunacak bir seviyede olmadığını, davacının müvekkili … hakkında savcılık şikayetinde bulunmuş olduğunu, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayetin yetkisizlikle sonuçlanarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığında yetkisizlik kararı vererek yetkili yer için dosyanın İstanbul Anadolu Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiğini, İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının yetkili yer olarak belirttiğini, davacının aynı zamanda Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/51946 soruşturma numaralı dosyasında müvekkilinin ifadeye çağrıldığını, davacı tarafın Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/59790 sayılı soruşturma dosyasında birden fazla dosya açıldığını ikrar ederek tek dosya üzerinden birleştirilmesini talep ettiklerini, talep doğrultusunda tek dosya üzerinden devam edilmesine karar verilerek 2021/51946 soruşturma numarası ile devam ettiğini, davalı vekili; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davacı tarafından haksız yere açılan davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5.ATM 2021/904 ESAS SAYILI DOSYADA:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı …’in sahibi olduğu Levin Kuyumculukta 20.01.2007-31.03.2015 tarihleri arasında yaklaşık 8 yıl çalıştığını, müvekkilinin 2012 yılında işten ayrılmak istediğini davalı patronu …’e söylediğinde davalının müvekkilinden 5 yıl daha çalışmasını, bu sürede işçi yetiştirmesi istediğini, müvekkilinin kabul edince de güvence olarak boş senet imzalamasını istendiğini, ancak; müvekkilinin senedi imzalayıp imzalamadığını hatırlamadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte imzalanmış ise de 5 yıl çalışıp işçi yetiştirmek için güvence olarak imzaladığını, davalı …’in müvekkilini haksız yere suçlaması nedeni ile tartıştıklarını, bunun üzerine davalının 31.03.2015 tarihinde müvekkilinin tazminatını ödemek suretiyle işten çıkarttığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte taraflar arasında sözlü olarak akdedilen 5 yıllık çalışma koşulunun davalı … tarafından haksız olarak feshedilmiş olduğundan güvence olarak verilen davaya konu senedin bedelsiz kaldığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun doğmadığını, müvekkilinin güvence olarak 2012 yılında verdiği senedin vadesinin 5 yıllık sürenin bitim tarihi olan 2017 olarak kabul edilirse senedin zaman aşımına uğradığını, davalı …’in müvekkili tarafından imzalandığı iddia ettiği 22.11.2017 tanzim ve 31.12.2019 vadeli 1.300.000,00 TL bedelli senedi muvazaalı olarak …’a ciroladığını, …’ın vekili aracılığıyla 13.11.2020 tarihinde Büyükçekmece … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını ve müvekkiline ödeme emri gönderdiğini, icra ödeme emri incelendiğinde takibin muvazaalı olarak yapıldığının açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin işten çıkartılmasından sonra davalı ile herhangi bir ilişkisinin mevcut olmadığını, tacir olan davalı …’in tartıştığı ve yanında çalışan müvekkilinin 2015 yılında işten çıkartıldıktan yaklaşık 2.5 yıl sonra 2017 yılında hiçbir teminat/güvence göstermesini istemeden çalışmayan müvekkilinin ödeme gücünün çok çok üstünde 1.300.000,00 TL tutarlı ve 2 yıl vadeli nakden ödemeyi gösteren senet imzalattırılmak sureti ile alacaklı olduğunu iddia etmesinin ve senedin vadesinden 1 yıl sonra 2020/Kasım ayında icraya konmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin davaya konu senetle ilgili dolandırıcılık ve senette sahtecilik nedeni ile savcılığa … ve … hakkında şikayette bulunduğunu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/51946 soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, soruşturma dosyasının derdest olduğunu, müvekkilinin …’a karşı menfi tespit davası açtığını, görevsizlik kararı verilerek Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/787 Esasına kaydedilerek dava dosyasının derdest olduğunu, davacı vekili; adli yardım taleplerinin kabulü, hmk’nın 166.maddesi gereği aralarında bağlantı bulunan Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olan 2021/787 E. sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, müvekkilinin 22.11.2017 tanzim tarihli 1.300.000,00 TL tutarlı ve 31.12.2019 vade tarihli senetten dolayı davalı …’e karşı borçlu olmadığının tespitini, davaya konu senedin iptalini, davalı kötü niyetli haksız olduğundan müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Davalı …’in cevap dilekçesinde; Davacının dava dilekçesi ile bonodan kaynaklı borcunun bulunmadığını, imzanın kendisine ait olmadığını, kendisine ait olsa bile bedelsiz kaldığını, borçlu olmadığının tespiti ile bononun iptalini talep ettiğini, davacının fakirlik belgesi alarak işbu davayı açmış olsa bile davayı kabul anlamında olmamak üzere davacının harç ve masraflarını davacının karşılayacak yeterli ekonomik gücünün bulunduğunu, davacı adına kayıtlı Artvin’de gayrimenkullerin bulunduğunu ve yine Artvin’de otel işlettiğini, davacının hiçbir gelirinin bulunmadığı, menkul ve gayrimenkul mallarının olmadığı yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığını, gerçeğe aykırı olarak sunulan fakirlik belgesi içinde hem mahkemeye sunan davacı hem de düzenleyen yetkililer hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulmasını talep ettiklerini, davacının müvekkili …’e borçlu olduğunu ve buna karşılık dava konusu bonoyu imzalayarak verdiğini, kambiyo senetlerinin temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşıdığı ve soyut bir borç ikrarı içerdiğini, davacının imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, açmış olduğu imzaya itiraz davasında kendisine göre gerekçeler ileri sürerek sonradan vazgeçtiğini, daha sonra da imza kendine ait olsa bile bononun bedelsiz kaldığını iddia ettiğini, davacının bononun ne şekilde bedelsiz kaldığını açıklayamadığını, bono bedelini ödediğine dair bir senet, makbuz, banka kaydı sunmadığı gibi alacaklılardan bono bedelini ödediğine dair yazılı bir belgeyi de sayın mahkemeye ibraz edemediğini, senet metninde bononun teminat senedi bulunduğuna dair bir ibare bulunmadığı gibi, bononun teminat senedi olarak düzenlendiğine dair yazılı bir sözleşmenin de Sayın Mahkemeye ibraz edilmediğini, imzalı bir sözleşme olması halinde bu sözleşme içeriğinde bonoya atıf bulunması gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, davacı ile müvekkili arasında bu şekilde bir sözleşmenin mevcut olmadığını, senede karşı senet ile ispat kuralı gereği davacının bu iddiasını senet metninde anlaşılan bir sebeple ispatlayamadığı gibi harici bir senetle, sözleşme ile bu durumu ispatlaması gerektiğini, davacının bir kısım iddialar ile ispat kuralının yer değiştirdiğini iddia etmekte ise de davacının öncelikle açmış olduğu davasının ispat ile mükellef olduğunu, kendi üzerindeki ispat külfetinden kurtularak mücerret borç kaynağı olan ve sebepten yoksun bulunan bonodan kaynaklı borcun ifasından bu şekilde kurtulmasının mümkün olmadığını, davacının bono altındaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, zira bonodaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası ile tamamen borçtan kurtulmak veya borcunu ötelemek için kötü niyetli olarak imzaya itiraz ettiğinin anlaşıldığını, davalı vekili; davanın reddini, davanın haksız, hukuki dayanaktan yoksun olması, kötü niyetli olması nedeniyle %40’tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2021 tarihli 2021/787 Esas-2022/1109 Karar sayılı kararıyla; ” Asıl ve Birleşen Davanın Kabulü ile,
22.11.2017 tanzim tarihli, 1.300.000-TL tutarlı 31.12.2019 vade tarihli bonodan ve bononun konu edildiği Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine, -Davacı tarafın birleşen davaya konu kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile senet tutarı üzerinden hesaplanan 260.000-TL kötü niyet tazminatının davalı …’den alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davacı vekili katılmalı istinaf istinaf dilekçesinde; asıl davada davalı asilin, senedin kendisine ticari ilişki nedeniyle geçtiğini iddia etmişse de, alınan bilirkişi raporunda davalılar arasında ticari ilişki bulunmadığının tespit edildiğini, …’ın savcılık ifadesinde senedin … isimli kuyumcu tanıdığından hurda ve ramat altın karşılığında geçtiğini sözlediğini, her iki tarafın tacir olduğunu ancak kayıtlarında ticari ilişki bulunmadığını, hakkın kötüye kullanılmasının korunamayacağını, davalı kötüniyetli olduğundan, senet lehtarına karşı ileri sürülen defilerin cirantaya karşı da ileri sürülebileceğini, davalıların tacir olması nedeniyle basiretli davranmakla yükümlü olduklarını muvazaalı ve kötüniyetli olarak … ile birlikte hareket ettiklerini, asıl dava yönünden davalı …’ın kötüniyetli olması nedeniyle, aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, asıl dava yönünden kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen Davanın Davalısı … vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin davacının sunduğu fakirlik belgesi ile adli yardım kararı verdiğini, araştırma yapmadığını, davacıdan harç almaksızın bu davaya bakarak karar vermesinin yasaya açıkça aykırı olduğunu.-Davacının bono altındaki imzanın kendisine ait olduğunu açık bir şekilde kabul ettiğinden davacının davasını ancak senede karşı senetle ispat edebileceğini.-Davacının senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmesine rağmen bu durumu ispat edemediğini, mahkemenin de bu husus dikkate almadığını, senedin bedelsiz kaldığının iddia edilmesine rağmen bu hususun da ispatlanamadığını.-İspat yükü kendisinde olan davacı borçlunun, borçlu bulunmadığını ispatlayamadığını.-Mahkemenin gerekçesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, varsayıma dayalı olarak karar verildiğini, mahkemece başka bir mahkemenin (Bakırköy 21. İş Mahkemesi’nin 2021/143 Esas sayılı) kararı dikkate alınarak bononun iş ilişkisi sırasında alındığını kabul ettiğini, ancak bu dosyanın henüz kesinleşmediği gibi davaların taraflarının ve davaya konu senetlerin aynı olmadığını, davacının iş ilişkisi sırasında bu bononun alındığı iddiasında olduğundan bu iddiasını İş Mahkemesi nezdinde dava açarak ispatlaması gerektiğini, bononun tanzim tarihinin davacının işten ayrıldıktan 2 yıl sonra tanzim edildiğini, iş ilişkisi bittikten sonra borç doğduğunu, davacının iş ilişkisi devam ederken bu bononun düzenlendiğini usulüne uygun delillerle ispat edemediğini.-Dava dışı … Şirketi’nin defterlerinin incelenmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun çelişkili ve yoruma dayalı olduğunu, senedin lehtarının müvekkili olup, bononun … ile ilgisinin bulunmadığını. -Mahkemece ispat kuralının yer değiştirdiği yönündeki kararının hatalı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl Davada Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Bedelsizlik iddiasının şahsi defi olup ancak senedin lehtarına karşı yöneltilebileceğini, soyutluk ilkesinin, kambiyo taahhüdünün geçerliliğini etkileyen unsurlardan olup, ispat yükünün yer değiştirmesi (alacaklı lehine) ve kişisel defilerin iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülememesi sonuçlarını doğuracağını, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olup, müvekkili aleyhine iptal kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin kararında bedelsizlik iddiasının kural olarak bonoda cirantaya karşı ileri sürülemeyeceğini belirtmişse de; müvekkilinin bononun ne şekilde iktisap ettiğini açıklayamadığını belirterek davanın kabulüne karar verdiğini, Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 21/09/2020 tarihli kararında çekin davalı defterlerine kaydedilmemiş olmasının, onu hükümden düşürmeyeceği gibi mücerretlik ilkesini de etkilemeyeceğine karar verdiğini, kararın Yargıtay 11. HD tarafından onandığını, davacı tarafça müvekkili ve … aleyhine yapılan şikayet üzerine Bakırköy C. Başsavcılığı’nın 2021/51946 Soruşturma 2022/38987 sayılı kararıyla, şüphelilerin üzerine atılı resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçunun mevcut olayda oluşmadığı gerekçesiyle Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiğini, bedelsizlik iddiasının şahsi defi mahiyetinde olduğu ve müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğine dair emsal yargı kararları da dikkate alınarak, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili asıl davada ve birleşen davada; Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu bononun, … Kuyumculukta çalışırken, işyeri sahibi birleşen davanın davalısı … tarafından teminat olarak alınan boş senet şeklinde alındığı, işten ayrıldıktan sonra senedin doldurularak, asıl davanın davalısı … tarafından icra takibine konduğunu ileri sürerek, 22.11.2017 tanzim, 31.12.2019 vade tarihli, 1.300.000-TL tutarlı bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne, kötü niyet tazminatının birleşen davanın davalısı …’den alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, karara karşı davacı vekili ile davalı vekillerinin ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulundukları anlaşılmıştır. Davacının, davalı …’in tek ortağı ve yetkilisi olduğu …Ltd. Şti.’de hizmet akdi ile ve sigortalı olarak çalıştığı, 31/03/2015 tarihinde işten ayrıldığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı gibi, mahkemece alınan bilirkişi raporu ve celp edilen sigorta kayıtları ile de bu hususun doğrulandığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça senedin hizmet akdi sırasında teminat olarak alındığı ileri sürülmüş, mahkemenin gerekçeli kararında, birleşen davanın davalısı …’in 11/02/2021 tarihinde Yenibosna 75. Yıl Polis Merkezinde vermiş olduğu ifadede; “…’den şüphelendiğini, şirket hesaplarını kontrol ettiğinde 1850 gr has altının eksik olduğunu fark ettiğini, ayrıca 5 yıllık prim karşılığında ev almak için tahminen 500.000 TL daire bedeli verdiğini, bunların karşılığında işten ayrıldığında yaklaşık 1.300 000 TL alacağının bulunduğunu, karşılığında 2017 yılında açık senet aldığını…” beyan ettiğini açıkladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakma görevi İş Mahkemesine ait olup, mahkemenin görevi HMK 1. Madde gereğince kamu düzenine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince resen dikkate alınarak, İş Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından, Dairemizce bu husus resen dikkate alınarak, taraf vekillerinin istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın İş Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekili ile asıl davada davalı ve birleşen davada davalı vekillerinin istinaf başvurularının resen gözetilen sebeplerle KABULÜNE, 2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2021 tarihli 2021/787 Esas-2022/1109 Karar sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde İş Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-İstinaf talepleri kabul edildiğinden, istinaf peşin harçlarının talepleri halinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı … avansından kullanıldığı anlaşılan; 38,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 19,00 TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, b)Davalı … avansından kullanıldığı anlaşılan; 100,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 50,00 TL’sinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/04/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.