Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/395 E. 2023/745 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/395 Esas
KARAR NO: 2023/745
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2022
NUMARASI: 2022/366E, 2022/916K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Rücu alacağı iddiasına dayalı)
KARAR TARİHİ: 04/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … Aş’nin alacaklısı iş bu davanın taraflarının ise borçlu sıfatına haciz olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından, müvekkilinin 02/04/2019 tarihinde dosya borcu olan 334.102,50TL’nin tamamını söz konusu icra dosyası alacaklısına ödediğini, bu ödeme doğrultusunda dosya alacaklısı tarafından ilgili icra dosyasına haricen tahsil bildiriminde bulunulduğunu ve akabinde iş bu davaya konu takibin dayanak belgesi olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından rücu belgesi niteliğinde karar tespit tutanağı tanzim edildiğini, dosya borcunun müvekkili tarafından ödenmesi nedeniyle ilgili icra müdürlüğü tarafından hacizler fek edilerek dosyanın infaz edildiğini, müvekkilinin aval olarak bulunduğu … numaralı 334.102,50TL bedelli 15/04/2018 tarihli çeke ilişkin olarak başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına ödeme yapılması sebebiyle borca konu çekin ilgili dosya alacaklısından istenildiğini, taraflar arasında yapılan arabuluculuk görüşmesi sonrasında iş bu davaya konu çekin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya alacaklısı olan …’ten teslim alındığı, müvekkilinin bahsi geçen dosyada bulunan çek ile ilgili olarak aval veren sıfatı ile sorumlu olduğunu, davalı/borçlunun ise keşideci olduğunu, aval olan müvekkilinin çek bedelini ödemek zorunda kaldığını bu nedenle alacaklı hale gelen müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile aval olarak ödenen bedelin rücuen tazmini talepli olarak davalı/borçlu aleyhine takip başlatıldığını ve haksız olarak itiraz ettiğini belirterek , itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu olarak taraf dahi olmadığını, davacının talebine istinaden düzenlendiğini bildirilen İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında düzenlenen yazıda “….alacaklı vekilince 02/04/2019 tarihinde alacağını …’dan haricen teslim aldığına ilişkin beyanda bulunulduğu anlaşılmış olup, borçlu vekilinin talebine istinaden iş bu tespit tutanağı düzenlenmiştir…” denildiğini, bu yazının davacının beyan ettiği gibi bir rücu belgesi olmayıp yalnızca dosyanın özetinden ibaret olduğunu, söz konusu dosyada müvekkilinin borçlu dahi olmaması nedeniyle icra müdürlüğünce müvekkiline rücu edilmesi için bir belge düzenlenmesinin de mümkün olmayacağını, davayı kabul etmemekle birlikte davanın zaman aşımına uğradığını, Antalya mahkemelerinin yetkili olduğunu, …’nın uluslararası bir turizm şirketi olup müvekkili … Aş’nin ise uluslararası bu şirkete Türkiye’de kurulmuş olan ve faaliyetlerini yürüten A sınıfı seyahat acentesi belgesine sahip bir seyahat acentesi olduğunu, davacının, ekte sunduğu 15/4/2018 tarihli çekin verildiği dönemde çekte lehtar olan …Ltd Şti’nin başkanı olduğunu, … Ltd Şti’nin ise müvekkili şirketinde üyesi olduğu … Birliği’nin iştiraki olan bir şirket olduğunu, müvekkilinin hizmet verdiği turistlere ören yeri bileti temin etmek üzere, meslek birliği kuruluşu olan birliğin iştiraki olan … şirketine yönlendirildiğini ve daha önceki yıllarda da olduğu gibi bilet talebinde bulunarak, bilet karşılıkları olmak üzere, davacının başkanı olduğu …’a 15/03/2018 , 15/04/2018 ve 15/05/2018 tarihli 3 adet çek verdiğini, çekleri bilet temini için teslim ettiklerine ilişkin yazışma ve çek suretlerinin dilekçe ekinde sunulduğunu ancak söz konusu ören yeri biletlerinin müvekkiline teslim edilmediğini, kısaca müvekkili şirketin, bilet satın almak üzere …’a çekleri teslim ettiğini ancak bu çeklerin karşılığında müvekkiline verilmesi gereken ören yeri biletlerinin teslim edilmediğini, çeklerin verildiği dönemdeki birlik yönetimi (Başkan ve iş bu dosya davacısı …) ibra edilmediğini, bu nedenle de iştirakı olan … Ltd Şti teslim etmesi gereken ören yeri biletlerini teslim etmediğini, söz konusu 3 adet çeklerle ilgili borçlu olmadıklarının tespiti için Antalya 3 ATM’nin 2018/162 esas sayılı dosyası ile takip öncesi menfi tespit davası açtıklarını söz konusu davanın derdest olduğunu, talepleri üzerine Antalya mahkemesince çeklerin bankaya ibrazı halinde veya takibe konu edilmesi halinde ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacının belirtmiş olduğu icra dosyasında müvekkilinin borçlu konumda olmadığını, davacının davasını …’a yöneltmesi gerektiğini, müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: “…Davacı taraf dava dilekçesi açıkça , İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına dayanak yapılan kambiyo evrakında avalist konumunda olduğunu ve dosya borcunu avalist olması nedeniyle ödemek zorunda olduğunu beliterek rücuen tahsilini talep etmiş ise de , söz konusu dosyadaki kıymetli evrakın çek olmayıp bono olduğu, davacının … Aş’nin değil …Ltd Şti’nin avalisti olarak imza attığı söz konusu bononun lehtarının da … olduğu, dolayası ile davacının … Ltd Şti’nin avalisti olması nedeniyle davalı … Aş ‘nin iş bu dava da pasif husumetinin bulunmaması nedeniyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine, pasif husumetin davanın esası ile ilgili olması nedeniyle de nisbi şekilde hesaplanan vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir…” şeklindeki gerekçe ile davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme müvekkil …’u … Ltd.’nin avalisti olarak değerlendirdiğini, Ancak Türk Ticaret Kanunu’nun 701. Maddesi avalin şeklini düzenlediğini, Davaya dayanak çek incelendiğinde; Çek üzerindeki avalin kim lehine verildiğine dair bir ifade bulunmadığını, yalnızca “… AVALİMDİR” yazdığını, bu kapsamda da TTK 701/4 maddesi uyarınca … tarafından verilen avalin keşideci davalı … lehine verildiğinin kabulünün gerektiğini, açık kanun hükmüne rağmen mahkeme … tarafından verilen avalin … Ltd. Lehine verildiğini değerlendirerek yanılgılı bir biçimde pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verdiğini, aynı hususun TTK 778/4 maddesi uyarınca BONO içinde geçerli olduğunu, müvekkilin elinde bulundurduğu çek ile keşideci davalı şirketten ödediği bedeli talep etmesi kanun tarafından sağlanan yasal bir hak olduğunu ve davalarının kabulünün gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında alacaklının … borçlunun … AŞ olduğu, takibin 334.102,50TL (İstanbul … icra md … e nolu dosyada müvekkilinin aval olarak ödediği bedelin rücuen tazmini talebi) 205.232,76TL (İstanbul … icra md …e nolu dosyada aval olarak ödenen bedelin rücuen tazmini geçmiş gün faizi ) ki toplam 539.335,26TL alacağın tahsili istemi ile ilamsız takip başlatıldığı, takibin sebebinin İstanbul … icra md …e nolu dosyada aval olarak ödenen bedelin rücuan tahsili istemi olarak belirtildiği, davalın takibe süresi içinde itiraz ettiği görülmüştür. Rücu alacağına konu olarak belirtilen icra dosyası İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası olup incelendiğinde; … Aş tarafından … ve … Limited Şirketi aleyhine, tanzim tarihi 02/04/2015 , vade tarihi 27/03/2018 olan 30.000.000,00TL bedelli, borçlusu … Limited Şirketi, avalisti …, lehtarı … Aş olan bonoya dayalı olarak 334.102,50TL senet alacağı geri kalanı faiz ve komisyon olmak üzere toplam 335.393,15TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine dayalı haciz yolu ile takip başlatıldığı, alacak için 16/04/2018 tarihinde haciz tutanağı düzenlendiği, 17/04/2018 tarihli alacaklı vekili tarafından imzalı icra müdürlüğüne sunulan dilekçe ile “dosya ödeme emri tebliğ edilmediği aşamada 17/04/2018 ayrıca tahsil ile infaz edilmiş olduğundan harçsız olarak kapatılmasını talep ederim” şeklinde beyan dilekçesi sunulduğu, İcra dosyasına … vekilince dilekçe sunularak icra dosyasına ait borcun kim tarafından hangi tarihte ödendiği tarihte konusunda alacaklı vekiline muhtıra gönderilerek icra müdürlüğüne bilgi verilmesi talep edildiği, icra müdürlüğünce de alacaklı vekiline muhtarı çıkartılarak “…tahsili sağlayanın hangi borçlu olduğunun bildirilmesi ” konulu muhtıra çıkartıldığı , davaya konu takip dosyasında bir örneği mevcut 25.05.2021 Tarihli İcra md yazısında ise alacaklı vekilince alacağın …’dan haricen tahsil edildiğine ilişkin beyanda bulunulduğu…” şeklinde yazı verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İtirazın iptali davasında takibe sıkı sıkıya bağlılık esastır. Davaya esas İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında; borcun sebebi İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu dosyasında davacı tarafça ödenen bedelin ve işlemiş faizinin rücuen tazmini talebi olarak gösterilmiştir. Rücu alacağına dayanak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu dosyasına konu bonoda davacı kefil, dava dışı … Ticaret Limited Şti’nin keşideci konumunda olduğu, bonoda davalının yer almadığı görülmektedir. Avale ilişkin hükümler 6102 sayılı TTK’nın 700.vd maddelerinde düzenlenmiştir. Muhattabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır ve kimin için verildiği belirtilmemişse, düzenleyici için verilmiş sayılır. TTK’nın 702/2 maddesinde de “ Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir.” Somut uyuşmazlıkta; rücu alacağına konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu dosyasındaki bonoda davacı, aval veren konumunda olup aval keşideci için verilmiş sayılacaktır. Dava dilekçesinde çeke değinilmiş ise de; çek takip dayanağı olarak gösterilmemiştir. Bu durumda takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesi gereğince, davalı ilgili bonoda keşideci konumunda olmadığından mahkemece davanın reddine dair karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/05/2023