Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/360 E. 2023/607 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/360 Esas
KARAR NO: 2023/607
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2022
NUMARASI: 2022/418 E. – 2022/1375 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu/davalı … hakkında Çerkezköy İcra Müdürlüğü ‘nde … İcra numarasıyla 28/07/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı yan 15/10/2021 tarihinde borç itirazında bulunduğunu bunun üzerine icra müdürlüğünün icra takibini 21/10/2021 tarihinde durdurduğunu, … düzenleme,16/04/2012 ödeme tarihli, 440.000,00 TL bedelli, borçlusu davalı …, alacaklısı … olan senette …, …’e borçlu olduğunu, bu senet ciro edilmek suretiyle son olarak davacı tarafından alındığını, ancak ödeme vadesi geldiğinde davacıya ödeme gerçekleşmediğini, borçlu yan başlatılmış olan bu icra takibinde sadece borca itiraz ettiğini, imzaya itiraz etmediğini, …’ın iş bu takibe dayanak senet alacaklısı … ile mal alma satma tedarik sözleşmesi başlıklı sözleşme tanzim ettiğini, bu sözleşmeye göre … sözleşmedeki malzemeleri …’a tedarik edecek, … da bunun karşılığında …’e nakden ödeme yapacağını, taraflar arasında bu nakden ödemenin teminatı olarak da … tarafından düzenlenecek bir senedin alacaklı …’e verileceği kayıt altına alındığını, yapılan bu sözleşme de 21/05/2011 tarihli olduğunu, takibe dayanak senet tanzim tarihi de 27/05/2011, alacaklısı …, Borçlusu … olup iş bu senedin bu sözleşme için verildiğini, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalının itirazında haksız olduğundan ve alacak bedelinin belli olmasından dolayı %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde alacağının dayanağı olarak göstermiş olduğu kambiyo senedinde ki alacağın zaman aşımına uğradığını, davacı taraf keşidecisinin davalı olduğu bonoyu ciro yolu iktisap eden hamil olduğunu, dayanak gösterilen bonoda ki alacak zamanaşımına uğradığını, davalı taraf zamanaşımı defini ilamsız takibe itiraz aşamasında ileri sürdüğünden bu itiraz geçerli olduğunu, davalı tarafından icra takibinde bonoya karşı zaman aşımının süresi zarfında yapıldığı nazara alındığında dayanak bono kambiyo senedi vasfını kaybettiğini, davanın reddine davacı takibinde kötü niyetli olduğundan alacağı % 20 oranından aşağı olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.10.2022 tarih ve 2022/418 Esas – 2022/1375 Karar sayılı kararıyla; “…Davalı vekili cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Takibe konu bononun vade tarihi 16/04/2012 tarihi olup, hamilin kambiyo senetlerine mahsus takip süresi olan üç yıllık süresi 16/04/2015 tarihinde dolmuştur. Davacı icra takibine konu bonoya dayalı genel haciz yoluyla takip yaparak bonodan kaynaklanan sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıdan alacak talebinde bulunmaktadır. Bu durumda kambiyo zamanaşımı süresinin dolduğu tarih olan 16/04/2015 tarihinden itibaren bir yıllık süre içersinde yani 16/04/2016 tarihine kadar alacaklının takipte bulunması yeterli olduğu, davacının icra dairesinde 29/07/2020 tarihinde takip talebinde bulunduğu anlaşıldığından, davacının davalıya karşı açmış olduğu davasının zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı vekili dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesinde kötüniyet tazminatına hükmolunmasına talep etmiştir. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2009/5718 Esas 2010/11536 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere itirazın iptali davasında davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi halinde borçlu lehine kötüniyet tazminatı hükmedilebilmesi için İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince alacaklının kötüniyetli olması gerektiği ifade edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi kapsamında alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması halinde borçlu lehine icra ve inkar tazminatına hükmolunacağını ifade etmiştir. Davacının takibinde kötüniyetli olmadığı dosya kapsamı itibariyle anlaşıldığından davalı vekilinin tazminat talebinin reddine” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde;”Davaya konu senetten de görüleceği üzere …, …’e borçlu olduğunu, senedin ciro edilmek suretiyle son olarak davacı müvekkilimize geçtiğini, vadesinde ödenmeyince icra takibi başlatıldığını, Borçlunun başlatılmış olan bu icra takibinde sadece borca itiraz etmiş olup, imzaya itiraz etmediğini, senetteki imza yönünden borçlunun imzanın kendisine ait olduğunun kabul edilmesi gerektiğini,Davalı ile işbu takibe dayanak senet alacaklısı … arasında mal alma satma tedarik sözleşmesi başlıklı sözleşme tanzim edildiğini, taraflar arasında bu nakden ödemenin teminatı olarak da davalı tarafından düzenlenecek bir senedin alacaklı …’e verileceği kayıt altına alındığını, takibe dayanak senedin de tanzim tarihi dikkate alındığında sözleşme kapsamında verildiğinin anlaşılacağını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkemece davanın zaman aşımı sebebiyle tümden reddine dair tesis edilen karar yerinde olmasına rağmen davalı lehine haksız takip tazminatına hükmedilmemesinin usule aykırı olduğunu, Alacaklı icra takibi başlatmakta hem kötü niyetli hemde haksız olup, bu nedenle davalı lehine kötüniyet tazminatına da hükmedilmesi gerekirken bu hususta talebin yerinde görülmemesi usule ve hukuka aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının talepleri gibi kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından; “Davacının davalıya karşı açmış olduğu davasının zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle REDDİNE, – Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının 27/05/2011 tanzim – 16/04/2012 ödeme tarihli ve 440.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatığı, davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durduğu ve akabinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür. Takibe bono incelendiğinde davalının keşideci borçlu, davacının ise bonoyu ciro yoluyla temlik alan hamil olduğu, buna göre davacı ile davalı arasında temel ilişkinin bulunmadığı sabittir. Takibe konu bononun vade tarihi 16/04/2012 tarihi olup, hamilin kambiyo senetlerine mahsus takip süresi olan üç yıllık süresinin 16/04/2015 tarihinde dolduğu, bu nedenle davacının bonoya dayalı ilamsız takip yaparak bonodan kaynaklanan sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıdan alacak talebinde bulunduğu, taraflar arasında temel ilişki bulunmadığından kambiyo zamanaşımı süresinin dolduğu tarih olan 16/04/2015 tarihinden itibaren bir yıllık süre içinde (16/04/2016 tarihine kadar) davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak dava veya icra takibi açması gerektiği halde bu süreden sonra 29/07/2020 tarihinde takip talebinde bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’i gözetilerek davanın zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle reddine ve şartları bulunmadığından davalının tazminat isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından; taraf vekillerinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalıdan alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2023