Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/254 E. 2023/608 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/254 Esas
KARAR NO: 2023/608
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/884
DAVANIN KONUSU: Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı bankanın kurumsal müşterisi olduğunu, 26.09.2022 tarihinde aralarında davalının Pendik Şubesi Müdürü ve Perakende Bankacılık Finansal Hizmetler Yöneticisi’nin de şüpheliler arasında bulunduğu şüpheliler tarafından gerçekleştirilen nitelikli dolandırıcılık faaliyeti neticesinde davacı şirket hesabından yaklaşık olarak 340.000,00 TL tutarında para transferi yapıldığını ve bu paranın dolandırıcıların hesaplarına aktarıldığını, söz konusu dolandırıcılık faaliyetinin gerçekleştiği gün, davacı müvekkilinin şirket müdürü … ile davalının Pendik Şubesi perakende bankacılık finansal hizmetler yöneticisi … arasında yapılan telefon görüşmesinde davacının şubede bulunan çekler karşılığında 27.09.2022 Salı Günü 300.000,00 TL tutarında kredi kullanma talebinin iletildiğini, hemen akabinde şirket yetkilisi … tarafından davacının dolandırıcılık faaliyetine maruz kaldığı şirket hesabının bulunduğu … Pendik Şubesi’ne gidildiğini, davalının pendik şubesi müdürü ile diğer banka çalışanı … tarafından genel müdürlük ile iletişime geçilmesine rağmen ancak 2.299,99 TL ve 3.069,99 TL olmak üzere toplam 5.369,98 TL meblağın bloke edilebildiğini, diğer büyük bedellerin bloke edilebilmesi için genel müdürlükten bilgi alamadıklarını ifade edildiğini, talimatsız olarak sözlü olarak kullandırılan 303.853,21TL tutarındaki kredinin talimatı da usule aykırı olarak sonradan imzalatıldığını, hemen akabinde davacı şirket yetkilisi … tarafından dolandırıcılar tarafından çekilen bedellerin banka tarafından iade edilmesi talep edilmiş olmasına rağmen … Pendik Şube Müdürü ile banka çalışanı … durumun banka ile ilgili olmadığını ifade ettiğini, somut olay nezdinde yalnızca sözlü talimata istinaden davalı banka tarafından davacıya 303.853,21 TL tutarında ticari nitelikli kredi sözleşmesi kullandırıldığını, söz konusu kredi sözleşmesinden kaynaklı bedelin yukarıda izah edildiği üzere dolandırıcılar tarafından başkaca hesaplara aktarıldığını ve davacının fiilen kullanamadığı bir krediden kaynaklı davalı banka tarafından borçlu addedildiğini, bunun dışında 09.09.2022 tarihli çek tevdi bordrosu dahilinde davalı tarafından müvekkililerine 6 adet çeki teslim almak suretiyle söz konusu kredinin kullandırılacağının belirtildiğini, çek tevdi bordosunda sunulan çekler ile dolandırıcılık faaliyeti neticesinde müvekkilinden haksız ve hukuka aykırı tahsili halinde müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan teminatsız veya mahkememizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu kredi sözleşmesinden kaynaklı taksitlerin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla 306.790,14 TL tutarındaki meblağ hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini(… Bankası … seri numaralı 12.10.2022 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli çek, …, … seri numaralı 15.11.2022 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli çek, … Bankası … seri numaralı 15.11.2022 keşide tarihli 22.203,21 TL bedelli çek, …, … seri numaralı 18.11.2022 keşide tarihli 61.650,00 TL bedelli çek, … Bankası … seri numaralı 10.12.2022 keşide tarihli 90.000,00 TL bedelli çek, … Bankası … seri numaralı 20.12.2022 keşide tarihli 90.000,00 TL bedelli çek ) talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/884 Esas ve 11/11/2022 tarihli ara karar ile; “6100 sayılı HMK 389. maddesi” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmüne amir olup, davacı firmanın davalı nezdindeki hesabında bulunan krediye ilişkin paranın dolandırıcılık faaliyeti neticesinde davacının hesabından çıktığı iddiasına dayalı olarak davalı bankanın sorumlu olduğu gerekçesiyle bahse konu kredi miktarlarınca borçlu olunmadığının tespiti amacıyla eldeki davanın açıldığı, iddianın ileri sürülüş şekli, dosyaya sunulan deliller itibariyle yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi açısından yasal şartların oluştuğu gerekçesi ile tedbir talebinin kabulüne” karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ: Davalı vekilince, mahkemenin 11/11/2022 tarihli ihtiyati tedbir ara kararına itiraz edildiği, itiraz dilekçesinde özetle; tedbir kararının şartlarının oluşmadığını, gerek 303.853,21 TL tutarlı iskonto kredisinin gerekse de 40.000,00 TL tutarlı taksitli ticari kredinin bilgi ve onayları dışında kullandırıldığına dair herhangi itiraz ve iddialarının bulunmadığını, tedbir kararının tarafları dinlenmeden verildiğini, keza dava dilekçesinde; bahse konu çeklerin davacı firmanın rızası hilafına elinden çıktığına yönelik herhangi bir itiraz ve iddianın bulunmadığını belirtmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/884 Esas ve 30/11/2022 tarihli ara karar ile; “Yapılan değerlendirme sonucunda HMK m.389 vd. düzenlemeler kapsamında ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğu gerekçesiyle 11/11/2022 tarihli ara kara ile birlikte tedbir kararı verildiği, bu aşamada da tedbir kararını verilmesini gerektiren koşullarda değişiklik bulunmadığı, dosyaya sunulan ihtarname, savcılık dosyasına ait bilgiler gözetildiğinde tedbir kararı verilmesinde yanlışlık olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin itirazının reddine karar vermek gerekmiş, davacı vekilinin itirazının ve talebinin incelenmesinde; bahse konu çekler hakkında ödemeden men kararı verilmesinin talep edilmediği iddia edilmiş ise de, bahse konu kredilerin çek tevdi bordrosunda yazılı çekler karşılığı verildiğinin belirtilmesi ve dava dilekçesinin 7 sayfasında çeklerin ödenmesinin durdurulması talep edildiğinden 11/11/2022 tarihli ara kararda bu yönde karar verildiği ancak çeklerin ödenmesinin durdurulması şeklindeki tedbir kararının kaldırılmasının talebi bulunduğundan bu talebin kabul edilmesi gerektiği, çeklerin davacı tarafa iadesinin ve bedelinin 3.bir bankanın tevdi mahalli olarak kabul edilmesi talebinin esas yargılamanın konusu olduğundan yerinde olmadığı, tedbirin 0036-IS-22092621236 kredi numaralı 303.853,21 TL tutarlı kredi ile faizi dahil taksitlerinin ödenmesinin önlenmesi yönünde değiştirilmesi talebinin yerinde olduğu gerekçesi ile itirazın reddine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacının bilgisi ve onayı dahilinde olmadığını iddia ettiği 26/09/2022 tarihinde mobil bankacılık kanalıyla gerçekleştirilen 40.000,00-TL’lik taksitli ticari kredi kullandırımı ile internet bankacılığı kanalıyla gerçekleştirilen EFT para transferi işlemlerinin, davacı şirketin 13/07/2022 tarihinde oluşturduğu şifresi ile kurumsal internet bankacılığına giriş yaptıktan sonra gerçekleştirildiğini, söz konusu giriş ve ilk işleme ait OTP SMS’lerinin davacı şirket yetkilisi …’ya ait … numaralı telefona gönderildiğinin tespit edildiğini, Davacı şirket hissedarı ve yetkilisi olan …nın Kurumsal İnternet Bankacılığı kullanımında tam yetkili olarak belirlendiğini, söz konusu form üzerinde davacı şirket kaşesi altına ıslak imzalı olarak …’ın imzasının alındığını ve dijital kanallar yoluyla kullanılacak telefon numarası olarak …’ya ait … nolu numaranın belirlendiğini, Yani dijital bankacılık kanalı ile yapılan tüm bu işlemlerin, BDDK’nın Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliği’ne uygun olarak müşterinin bildiği unsur olan Kurumsal Internet bankacılık şifre bilgisinin alınması ve sahip olduğu unsur olarak cep telefonuna gönderilen tek kullanımlık işlem şifresi kullanılması ile iki faktörlü doğrulama yapılarak gerçekleştirildiğini, Müvekkil banka güvenliğin sağlanması için yasalarla belirtilen tüm önlemleri almasına ve davacı tarafı kendisine gönderilen şifreleri kimseyle paylaşmaması yönünde uyarmasına karşın, davacının gerekli özen ve dikkati göstermeyerek şifrelerinin üçüncü kişilerin eline geçmesine sebebiyet verdiğini, Davacı taraf gerek 27/09/2022 tarihli şikâyet dilekçesi gerekse de dava dilekçesinde de ikrar ettiği üzere; müvekkil Banka’ya ait olmayan bir internet adresi üzerinden İnternet Bankacılığı kanalına giriş yapmaya çalışarak kimseyle paylaşılmaması gereken bilgilerinin 3.kişiler tarafından ele geçirilmesine ve dolayısıyla da ilgili işlemlerin gerçekleşmesine sebebiyet verdiğini, TBK hükümleri uyarınca müvekkil Banka’nın kusurlu olduğunu ispat etme yükümlülüğünün davacıda olduğunu, ancak ne dava dilekçesinde yer alan açıklamalar ile ne de ekinde yer alan belgeler ile müvekkil Banka’nın kusurunun bulunduğunun ispat edilemediğini, Mahkemece verilen 11/11/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının yeterince açık ve anlaşılır olmadığı gibi uygulanması bakımından da tereddüt yaratabilecek nitelikte olduğunu, zira söz konusu tedbir kararı gereği kredi taksitlerinin vadesi geldiğinde ödenmemesi sebebiyle bu kredisinin gecikmeye düşüp düşmeyeceği ile faiz işletilip işletilmeyeceği gibi hususların belirsiz olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, davalının ihtiyati tedbire itirazının reddi kararının istinafıdır.Davacı, davalı banka nezdindeki hesabında bulunan krediye ilişkin paranın dolandırıcılık faaliyeti neticesinde hesabından çıktığı iddiasına dayalı olarak davalı bankanın sorumlu olduğundan bahisle menfi tespit isteminde bulunarak, kredi taksitlerinin ödenmesinin ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması talebinde bulunmuş; davalı taraf iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.İlk derece mahkemesi tarafından 11/11/2022 tarihli ara karar ile; “…iddianın ileri sürülüş şekli, dosyaya sunulan deliller itibariyle yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi açısından yasal şartların oluştuğu gerekçesi ile tedbir talebinin kabulüne” karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine 30/11/2022 tarihinde duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda davalının itirazının reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece yukarıda açıklanan safahatta; ihtiyati tedbir kararı ile ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verildikten sonra, davacı vekilinin talebi üzerine 16.12.2022 tarihli ara karar ile “İhtiyati tedbir kararının 303.853,21 TL tutarlı kredinin taksitlerinin ödenmesinin karar kesinleşinceye kadar önlenmesine dair kısmının kaldırılmasına; 40.000,00 TL’lik kredi yönünden verilen tedbirin devamına.” karar verildiği, buna göre istinafa konu 11/11/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile 30.11.2022 tarihli itirazın reddine dair karar kapsamındaki ihtiyati tedbirin önemli oranda kalkmış olduğu hususu da gözetildiğinde; mahkemece yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kanaatiyle tedbir kararı verilmesinde ve açıklanan şekilde kısmen devam ettirilmesinde usule aykırılık olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.05/04/2023