Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/239 E. 2023/1730 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/239 Esas
KARAR NO: 2023/1730
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2022
NUMARASI: 2016/166E, 2022/232K.
DAVANIN KONUSU: Patent ve Tasarımdan Kaynaklanan Haklara Tecavüz, Haksız Rekabet
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 2008 yılında kurulduğunu, “…” markası altında koku difüzyon sistemleri ve teknolojileri ile profesyonel ortam kokulandırması sektöründe dünyaca ünlü otel ve mağaza zincirlerine hizmet verdiğini, TPMK nezdinde … sayı ile tescilli “Koku difüzyon cihazı” isimli endüstriyel tasarım belgesinin müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının, müvekkilinin tescilli tasarımına konu ürünü bir alışveriş merkezinin lavabolarında kullandığı ve ürün üzerinde “…” markasını kullanarak taklit eylemi gerçekleştirdiğinin tespit edildiğini, İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/55 Değişik İş sayılı delil tespiti dosyasında alınan raporda, “patentten doğan haklarına koruması tescil tamamlandıktan sonra başvuru tarihinden itibaren başlayacağı” şekilde bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmenin yanlış bir tespit olduğunu, bu durumun 551 Sayılı KHK çerçevesinde düzenlendiğini, hal böyle olunca da, 12/04/2012 tarihli … başvuru numaralı müvekkili şirkete ait patent başvurusunun 22/08/2013 tarihinde patent bülteninde yayınlanarak kamuya sunulduğundan dolayı, müvekkilinin patentten doğan haklarına da tecavüzün tespiti davası açma hakkının kanunen mevcut olduğunu, müvekkilinin büyük emek ve masraf ile oluşturduğu buluş ve tasarımın taklit edilerek üretilmesi ve satılmasının TMK 2 md aykırılık teşkil ettiğini, davalının tüm bu eylemlerinin müvekkilinin tescilli tasarım ve başvurusuna konu ettiği patentten doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, müvekkilinin tasarım ve patentten doğan haklarına yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, men’i, ref’ini, tecavüze konu ürünlere el konulup, imhasını, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir. -Davacı vekili 18/10/2022 tarihli dilekçesi ile, tasarım tesciline ilişkin 10.000,00 TL olan maddi tazminat talebini 150.000,00 TL tutarında artırarak harcını yatırmış ve … numaralı patent başvurusuna konu talepleri yönünden davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Ön inceleme duruşmasından önce sunulan 18/01/2017 tarihli beyan dilekçesi ile, davacının iddialarının aksine, müvekkilinin davacının patentten kaynaklanan haklarına tecavüz edildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, zira müvekkilinin ürün grubunda davacının dava konusu ürününe ilişkin tecavüz teşkil edecek bir ürünü bulunmadığı gibi müvekkili şirketin kullandığı ürünlere ilişkin de … tescil nolu tasarım tescil belgelerinin bulunduğunu, bu sebeple müvekkilinin davacının patent veya tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz gerçekleştiren bir eyleminin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”…Tüm dosya kapsamı deliller, TPMK kayıtları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davaya dayanak … kod numarasıyla kayıtlı patent başvurusun patentlenebilirlik şartını taşımadığından reddedildiği gibi, davacı vekili patent yönünden taleplerinden feragat ettiğinden ve feragat davayı sonlandırır mahiyette olduğundan davacının patente dayalı talepleri yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının tasarım tescilinden doğan talepleri yönünden yapılan değerlendirmede; davacı tarafa ait 17.09.2012 başvuru tarihli … numaralı tasarım tescili ile davalı tarafa ait … kodlu olduğu beyan edilen ürün görseli arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davalı tarafa ait 09.10.2015 başvuru tarihli … numaralı tasarım tescili ile kendisine ait … kodlu olduğu beyan edilen ürün görseli arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları yani, davalı kullanımının olay ve dava tarihi itibariyle adına tescilli … tescil nolu tasarım koruma kapsamında olduğu anlaşılmıştır. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23.06.2021 tarih ve 2020/6743 Esas – 2021/5348 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere dava ve olay tarihi itibariyle olaya uygulanacak Mülga 554 sayılı KHK dönemine ilişkin olarak dairenin yerleşik içtihatlarına göre; tescilli bir tasarıma dayalı kullanımların kötü niyetli tescil olmadığı müddetçe tasarıma tecavüz oluşturduğundan bahsedilemeyeceği ve eylemi haksız rekabet de oluşturmayacağı, davalı adına tescilli olan tasarımın hükümsüzlüğünün kötüniyete dayanmaması ve davalının tescilli tasarımının, hükümsüz kılınıncaya kadar Mülga 554 sayılı KHK koruması altında bulunması karşısında, davacının tasarım tesciline dayalı davasının da reddine karar vermek gerekmiştir…” şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Davaya konu incelemesiz patente ilişkin taleplerin feragat nedeniyle istinaf konusu edilme tasarım hakkına tecavüz ve tazminat talepleri içeren dava yönünden ise; mahkemenin hükmüne gerekçe olarak gösterdiği Yargıtay kararının, hükümsüz kılınan tasarım belgesinin kötüniyetli olarak tescil edilmediği sürece tescilden sağlanan korumayı hükümsüz sayılsa da tescilli olduğu süre zarfında sağlayacağı, bu nedenle tasarım hakkına tecavüzden söz edilemeyeceğinden bahsettiğini, ancak bu davada kötüniyet değerlendirmesi yapılmadığını, Davalının taklit ve haksız tescile ilişkin eylemleri incelenmeksizin Mahkeme tarafından iyi niyetli kabul edilmesinin yerinde olmadığını, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/461 Esas sayılı dosyasında davalının … no’lu tasarım belgesi SMK hükümlerine göre incelendiğini ve hükümsüzlüğüne karar verildiğinin değerlendirilmediğini,davalının birçok koku düfizyon cihazı varken birebir müvekkilinin tasarımını kullanması ve incelemesiz tescil sistemini kullanarak tescil ettirmesi ve en önemlisi sadece müvekkilinin tasarımı dikkate alınarak yeni ve ayırt edici olmadığı belirlenen tasarımın hükümsüz sayılması halinin kötüniyet olduğunu,554 sayılı KHK’da kötüniyetli tescil düzenlenmemiş ise de, Yargıtay’ın Marka Hukuku’nda yerleşik içtihatlarından döndüğü ve artık SMK ile de kötüniyetli tescil düzenlendiği ni hükümsüzlüğün geriye etkisinin tam olarak uygulanması gerektiğini, aksi halde eşitliğe aykırılık olacağını, davalı aleyhine tazminata hükmedilmemesi nin yerinde olmadığını, Medeni Kanun madde 2, davanın başında yürürlükte olduğu gibi halen de geçerli olduğunu, özellikle incelemesiz sistem ile alınan tasarım ve faydalı modeller için haksız tescillerin kötüniyetli olarak kabul edilmesi ve tecavüz iddiasında bulunan gerçek hak sahibine mülkiyet haklarının gereklerinin sağlanması gerekli olduğunu, Mahkemenin gerekçesinin kabulü halinde ise davanın 2016’dan bu yana neden sürdüğünün anlaşılamadığını, müvekkilinin mağdur olduğunu, davalı … markası ile dava konusu ürünü kullanmakta olduğunu, bu davadan sonra 21.12.2016 tarihinde, davalı şirketin ortağı …, …TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ adında yeni bir şirket kurarak, hem markasını bu şirkete devrettiğini hem de bu şirket adı altında dava konusu tasarımları satmaya devam ettiğini ve halen https://www…com.tr/… sitesinde satmaya devam edildiğini, davalının Basiretli tacir olmadığını, kötüniyetli olduğunu,Davanın açılmasına sebep olanın davalının taklit eylemleri olduğunu, bu durumda tecavüz eylemleriyle ve haksız yere tasarım tescil belgesi alarak müvekkilinin işbu davayı açmasına sebep olduğundan, yargılama giderleri ve vekalet ücretine davalının mahkum edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … tescil numaralı tasarım belgesinin 17/09/2012 tarihinden itibaren 5 yıl müddetle davacı adına tescilli olduğu, … başvuru numaralı patent belgesinin ise “patentlenebilirlik şartlarını taşımadığı” gerekçesiyle başvurunun reddine karar verildiği ve ret kararının kesinleştiği belirtilmiştir. İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/55 D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi marka vekili bilgisayar mühendisi … raporunda sonuç olarak, “www…com.tr alan adlı internet sitesinin aleyhine delil tespiti talep edilen tarafa ait olduğu, site üzerinde talepte bulunan ile aynı faaliyet konusu kapsamında kokulandırma cihazlarının satış ve tanıtımının yapıldığı, talepte bulunanın tescil ettirmiş olduğu … numaralı “esansiyel yağlar, uçucu yağlar, su ve yağ bazlı tüm sıvılar için atomizer” başlıklı faydalı modelin bir atomizer ürünü ve bu ürünü oluşturan iç yapı ve mekanik parçaları konu aldığı, talepte bulunana ait … numaralı endüstriyel tasarım kapsamındaki ürünler ile karşı tarafa ait ürünler karşılaştırıldığında her ne kadar kapak bölümünde önemli bir farklılık bulunuyorsa da, iki ürünün tasarımının boyut, koku haznesinin yerleşimi ve keypad konumlandırması bakımından çok benzer olduğu ve aleyhine tespit talep edilene ait ürünün oluşturduğu genel algının bilgilendirilmiş kullanıcıyı aldatabilecek ve karışıklık yaratabilecek ölçüde benzerlik taşıdığı, talepte bulunanın başvuru yapmış olduğu … numaralı “uzaktan ve modüler profesyonel ortam kokulandırma cihaz ve yöntemi” başlıklı incelemeli patentin henüz inceleme aşamasında olduğu ve tescilinin tamamlanmadığı, inceleme onayı ve tescili tamamlandıktan sonra başvuru tarihinden başlamak üzere koruma altına alınmış olacağı, henüz tescil tamamlanmadığı için bu aşamada patent haklarına bir tecavüzün gerçekleştiğinden söz etmenin mümkün olmadığı, patent başvurusunun istemleri bakımından inceleme yapıldığında patentin istemleri ile karşı tarafa ait Portatif ve Duvar Tipi ürünlerdeki çalışma yönteminin aynı olduğu” belirtilmiştir. İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/461 Esas sayılı dosyasında davalı adına tescilli … tescil nolu tasarım belgesinin yeni ve ayırt edici nitelikte olmadığından bahisle hükümsüzlüğü istemiyle dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 26/03/2019 tarih ve 2017/461 Esas – 2019/139 Karar sayılı karar ile dava konusu endüstriyel tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yenilik ve ayırt edicilik özelliğine sahip olmadığından bahisle hükümsüzlüğüne karar verildiği ve bu kararın 12/11/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Mahkemece alınan raporda endüstriyel tasarım böümü Doç Dr …, SINAİ MÜLKİYET uzmanı …, MAli bilirkişi … 10/06/2022 tarihli raporda sonuç olarak; davacı tarafa ait 17.09.2012 başvuru tarihli … numaralı tasarım tescili ile davalı tarafa ait … kodlu olduğu beyan edilen ürün görseli arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davalı tarafa ait 09.10.2015 başvuru tarihli … numaralı tasarım tescili ile kendisine ait … kodlu olduğu beyan edilen ürün görseli arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davanın ikame edildiği dönemde Yargıtay’ın içtihat haline gelmiş uygulaması uyarınca, davalı adına tescilli olan … tescil nolu tasarım hükümsüz kılınıncaya kadar bu tasarıma dayalı davalı kullanımlarının hukuka uygun kabul edilebileceği, davalı adına tescilli olan … nolu tasarımın hükümsüzlüğü kararının kesinleştiği 12.11.2019 tarihinden sonra gerçekleşen davalı kullanımlarının tecavüz kapsamında değerlendirilebileceği, Mahkeme tarafından verilen görev doğrultusunda hesaplama yapabilmek için, davacı tarafından emsal lisans sözleşmesinin sunulması gerektiği, incelemenin emsal sözleşme kapsamında ilerleyebileceği, eğer sözleşme bulunmuyor ise, İTO’nun emsal dosyalar için gönderdiği cevap yazısı dikkate alınarak inceleme yapılabileceği, bu kapsamda davalı tarafın ilk ihlal tarihinin tespiti ve dava tarihine kadar elde ettiği satış hasılatının tespitine yönelik ticari defter ve belgelerinin, dava tarihinden önceki dönemi kapsayacak şekilde (2014,2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defter ve belgeler incelenmesi gerekmektedir.) incelenmesi gerektiği, inceleme yapabilmek için davalı vekiline ulaşılmaya çalışıldığı, ancak baro levhası üzerinde görülen telefon numarası ve internet üzerinden yapılan araştırmada tespit edilen telefon numarasına ulaşılamadığı, söz konusu eksikliklerin giderilmesi halinde bu yönde ek rapora hazırlanabileceği, aksi halde davacı tarafın maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir. Dosya ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş, Dairemizce bilirkişi raporu alınmıştır. 31.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak, “www….com.tr adresine ilişkin web sitesinin 24 Ocak 2015 tarihinden bu yana aktif olduğu, sitenin davalı şirkete ait olduğu, sitede daha önce …, …, … kod’lu Koku Sistem Cihazlarının tanıtımının yapıldığı, günümüzde ise …, … ve …kod’lu cihazların tanıtımının yapıldığı, davacıya ait … no’lu faydalı modelin halen geçerli olduğu, buluş istemlerindeki hususların incelenmesi için taraf cihazlarının sökülüp incelenmesi gerektiği, ancak cihaz numuneleri dosya da bulunmadığından böylece bir incelemenin yapılmasının mümkün olmadığı davacının … no’lu tescilli endüstriyel tasarımının halen geçerli olduğu bu tasarım ile davalıya ait … no’lu cihaz karşılaştırıldığında, bu cihaz görünümü ile davacının tasarımının benzer olduğu, davacının … no’lu patent başvurusunun inceleme raporunun olumsuz olduğu” görüşü belirtilmiştir.
GEREKÇE Dava, patent ve tasarım belgesinden kaynaklanan haklara tecavüz ve haksız rekabet iddiası ile tecavüzün tespiti meni refi, tazminat istemine dayalı olarak açılmıştır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Somut uyuşmazlıkta davanın 08.09.2016 Tarihinde açıldığı, dava tarihi itibarı ile 554 sayılı KHK’nın yürürlükte olduğu, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/461 Esas sayılı dosyasında davalı adına tescilli … tescil nolu tasarım belgesinin yeni ve ayırt edici nitelikte olmadığı gerekçesi ile hükümsüzlüğüne karar verildiği, Mülga 554 sayılı KHK dönemine ilişkin olarak Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre; tescilli bir tasarıma dayalı kullanımların kötü niyetli tescil olmadığı müddetçe tasarıma tecavüz oluşturduğundan bahsedilemeyeceği ve eylemin haksız rekabet de oluşturmayacağı dikkate alındığında mahkemece tescilli tasarımın kullanımı (tescil kötüniyetli olmadığı sürece) hükümsüzlük kararı verilinceye kadar tecavüz oluşturmayacağından davacının tasarıma tecavüz iddiasına dayalı taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.Davacı vekili yargılama giderlerinin müvekkiline yüklenmesinin yerinde olmadığını ileri sürmüş ise de; ilk derece mahkemesince neticeten davanın reddine karar verildiği, dava tarihi itibarı ile yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre karar verildiği, mevcut delil durumuna göre davalının davaya sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceği dikkate alındığında yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması yerindedir.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin alınan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2023