Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/189 E. 2023/395 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/189 Esas
KARAR NO : 2023/395
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2022
NUMARASI : 2022/189
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların, davacı müvekkiline ait “…” markasının birebir aynısını ve esaslı unsuru olan “…” ibaresini iş yerinde kullanmakta olup davacı müvekkilinin marka haklarına tecavüz ettiklerini, davacı müvekkilinin, uzun yıllardır köftecilik mesleğini ailesi ile birlikte sürdürmüş olan Levent İlçi’den “…” markasını satın alarak marka üzerinde tek gerçek hak sahibi olduğunu, Bakırköy 13. Noterliğinde düzenlenen 03/05/2019 tarihli … yevmiye nolu satım sözleşmesi ile markanın müvekkiline devrinin gerçekleştiğini, markayı devredenin “…” markasını 03/06/2005 tarih ve 2005 22452 ile TPE nezdinde 29. ve 43. Sınıflarda tescil ettirdiğini, ilk kez markayı devreden kişinin ailesi tarafından kullanıldığı ve tanınmış marka haline getirildiği iddia olunan …nin günümüzde gerek geniş bir halk kitlesi gerekse devlet büyükleri ve sanat camiası tarafından tanınmakta olup sürekli haberlere konu olduğunu ve böylelikle ününün Türkiye çapına yayıldığını, müvekkilinin markası ile aynı/benzer markalar oluşturarak bu markaları müvekkiline ait marka ile aynı sınıflarda ve sektörlerde kullanan davalıların, müvekkilinin markalarının tanınırlığından yararlanarak haksız kazanç sağlamayı hedeflediğini belirterek müvekkilinin tek ve gerçek hak sahibi olduğu markanın aynısının, esaslı unsurlarının ve benzerinin haksız şekilde kullanıldığı … Zeytinburnu/İstanbul adresindeki işyerinde davaya konu ürünleri ihtiva eden tabela, fiş, tente, katalog, broşür, ambalaj, resim, marka, işaret ve ibarelerin herhangi bir ürün, ilan, poşet, reklam, basılı evrak ve sair malzeme üzerinde kullanılmış olan ürünler ve basılı evrakların toplatılmasına, davalı tarafın müvekkiline ait markası olan “…i” aynısını, esaslı unsuru olan “… ibaresini ve benzerini internet uzantıları olan google arama motorunda, https://www.insta…..- linklerinde ve diğer tüm internet sitelerinde kullanımının engellenerek erişimin tedbiren engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardan günümüze gıda ve restoran sektöründe hizmet veren, bulunduğu bölgede gerek müşteriler, gerekse imalat ve ürün tedarikçileri tarafından tanınan saygın bir iş insanı olduğunu, davacı taraf köftenin icatını yapmışçasına, coğrafi ve dini sembol ifade eden merkezefendi bölgesinde yer alan tüm restoranlara dava açtığını ve kendine dahi ait olmayan kamu ismini hiçbir şekilde kullanılmayacak edası ile kabul edilemeyecek iddialarda bulunduğunu, gerek TPMK kayıtları gerekse mahkemece görevlendirilen bilirkişilerce çekilen keşifte yer alan markalar incelenecek olunur ise müvekkilinin hiçbir kullanımında “TARİHİ” kelimesi ile başlamadığını, müvekkilinin markasında “… ibaresinin yer aldığını, davacının marka ile özdeşleştiğini düşündükleri “…” ile kombine edildiğini, müvekkilinin markasında ise “…” ibaresinin yer aldığını, bilirkişi raporunda müvekkilinin kullanımlarının tescil edilmiş olan marka tescili ve marka örneğine uygun ve ilişkin kullanıldığının rapor edildiğini, raporda müvekkilinin markası ile davacının markasının benzemediğinin belirtildiğini, davacının merkezefendi adı üzerinde tekel hakkına sahip olmadığını, iddia edildiği gibi meşhur-maruf marka konumunda olmadığını, davacının kötüniyet iddialarını kabul etmediklerini, tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TEDBİR KARARI:
Mahkemece 18/11/2022 tarihli ara karar ile; “…davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü, davalıların, davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüzün tespiti talebine yönelik olduğu, söz konusu hususların ise geneli itibari ile yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada tedbir kararının yukarıda anılı mevzuata uygun olmakla birlikte; karşı teminat uygulamasının tarafların hak ve menfaatlerini dengeler mahiyette ve hakkaniyetli olacağı kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. SMK’nın 159 ve HMK 389 maddeleri koşulları oluştuğundan takdiren 50.000,00 TL teminat yatırıldığında yada muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde ibrazı halinde ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; Davalının …Zeytinburnu/İstanbul adresinde davacıya ait markalara benzer olduğu iddia olunan, tabela, fiş, tente, katalog, broşür, ambalaj, resim, marka, işaret ve ibarelerin herhangi bir ürün, ilan, poşet, reklam, basılı evrak ve sair malzeme üzerinde kullanılmış olan ürünlere ve basılı evraklara tedbiren el konularak yed-i emine teslimine, İşbu kararın davalıya tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde 50.000,00 TL ters teminat davalı yanca yatırıldığı takdirde tedbirin kaldırılmasına, aksi halde tedbirin uygulanmasına,…” şeklinde karar verilmiştir.
TEDBİRE İTİRAZ:
Davacı vekili 24/11/2022 tarihli dilekçesi ile, mahkemenin ters teminat kararının hükmün etkinliğini engelleyecek nitelikte olduğunu, hukuka aykırı olduğunu, somut olayda kullanımın engellenmesi için gereken tüm şartların sağlandığını ve davalıların marka üzerinde hakkı olmadığının ispatlandığını, davalıların marka üzerinde korunacak herhangi bir menfaati olmadığını, ters teminatın uygulanmasına yer olmadığını, davalıların müvekkili markasına tecavüz ettiğinin ispatlandığını, hiçbir surette kullanmalarına izin verilemeyeceğini, taraflarınca veyahut davalılar tarafından ters teminata ilişkin herhangi bir talepte bulunulmadığını, mahkemenin ters teminata ilişkin ara kararının HMK m.26 uyarınca taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, açıklanan nedenlerle mahkemece tesis edilen ters teminata ilişkin hukuka ve hakkaniyete aykırı ara karardan rücu edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/189E.,09/12/2022 tarihli ara kararı ile; “… yargılama sonunda verilecek karar ile tarafların hak ve menfaatlerini dengelemek ve aleyhine tedbir kararı verilen tarafın olası zararlarının önüne geçilmesi amacıyla SMK 159/2-c ve HMK 395/1 maddesine istinaden ters teminat alındığı anlaşılmakla davacı vekilinin tedbir kararına karşı yapmış olduğu itirazın reddine …” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin “… markası üzerinde üstün hak sahibi olduğunun Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, davalının ise markanın esas unsurlarını kullanmaya devam ettiğini, marka üzerinde üstün ve öncelikli hak sahibinin müvekkili olması sebebiyle davalı tarafın tescil ve menfaat savunmasına itibar edilemeyeceğini, SMK’nın 155. Maddesi uyarınca önceki tarihli hak sahibi olan müvekkiline karşı tescil savunmasına dayanılamayacağını, BAM kararlarının da bu yönde bulunduğunu, ayrıca ters teminat miktarının oldukça düşük olduğunu, 50.000,00 TL karşılığında davalının markayı dava süresince kullanabilmesinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, taraf menfaatleri şeklindeki gerekçenin soyut nitelikte olduğunu, yine taraflarca talep edilmeyen ters teminat kararının talep ile bağlılık ilkesine aykırı olduğunu HMK’nın 395. Maddesinde re’sen ters teminata karar verilebileceğinin düzenlenmediğini, bu durumun usule aykırı olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER:
TPMK’dan celp edilen kayıtların incelenmesinde davacıya ait … tescil numaralı “…arihi …i” markasının 29,30 ve 43. Sınıflarda 03/06/2005 tarihinde tescil edildiği, davalıya ait ” …” markasının 43. Sınıfta 14/02/2018 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.Davacının markayı 03/05/2019 tarihinde noterde tasdik edilen satım sözleşmesi ile dava dışı Levent İlçi’den devraldığı görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 01/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…isimli sayfada iletişim bilgilerinde …Zeytinburnu 34173 İstanbul – (… – …m bilgilerinin olduğu, Sayfa Şeffaflığı kısmında sayfanın 27 Mayıs 2014 tarihinde… ismiyle oluşturulduğu, sayfanın adının 1 Mart 2015 de … şeklinde değiştirildiği, sayfanın adının 6 Aralık 2015 tarihinde … şeklinde değiştirildiği, https:/hwww.facebook.co…m… linkinde bulunan Sayfada yapılan paylaşımlarda görüldüğü üzere 10 Haziran 2014, 13 Haziran 2014, 20 Haziran 2014, 30 Haziran 2014, 30 Ağustos 2014, 09 Kasım 2014, 30 Mart 2015, 30 Ekim 2015, 10 Temmuz 2016, 27 Mart 2017, 16 Aralık 2017, 14 Şubat 2020, 02 Haziran 2020, 20 Eylül 2020, 03 Mart 2021, 23 Haziran 2021, 10 Eylül 2021, 02 Temmuz 2022 tarihli paylaşımlarda … Merkezefendili …, Merkezefendili … ibaresinin/ibarelerinin olduğu, h… linki kontrol edildiğinde …aresinin bulunduğu, linkte bulunan İletişim bilgilerinde … Güngören Türkiye – 490 212 416 50 21 yazdığı, sayfada …isimli kullanıcı/müşteri tarafından 1 Ağustos 2019 tarihli yorum olduğu ve adet görsel olduğu görselde Tabak üzerinde Meşhur … ibaresinin olduğu (…mli kullanıcı/müşteri tarafından 23 Eylül 2019 tarihinde eklendiği), Google arama motorunda … ibareleri ile arama yapıldığında çıkan sonuçlarda sağ tarafta … 0212 416 50 21 bilgilerinin olduğu, https:/… Instagram hesabında bulunan paylaşımlardan bazılarında ….ibaresinin olduğu görüldüğü, Instagram hesabının hangi mail/telefon üzerinden alındığının tespiti açısından hesaba parola sıfırlama isteği gönderilmiş ….com mail hesabının Instagram hesap yetkilisi olduğu görülmüş ***** olan kısımlar Instagram tarafından güvenlik nedeniyle bu şekilde gösterildiği, Yerinde yapılan tespitlerde görülebildiği kadarı ile davalı yanın fiilen “…” unsurlu markasal kullanımlar gerçekleştirdiği; unsurun davalı yan adına tescilli Bilişim incelemesi ile tespit edilmekle davalı yanın … unsurlu kullanımlarının 10 Haziran 2014 tari ili tarihin üzerinden geçen 8 seneden uzun süre göz önünde bulundurulduğunda tarafların arasındaki ihtilafın ancak taraf iddia ve beyanlarının tamamının toplanmasının akabinde çözüme kavuşabileceği, arz edilen gerekçeler ile tarafımıza tevdü edilen görev kapsamında aleyhine tespit talep olunan davalı yana ait adreste yapılmakta olan kullanımlar tespit edildiği ve mahkemenin dikkatine yukarıda detaylı olarak arz edilmiş ise de tespit talep edilen “Merkezefendi Mahallesi, …L” adresinde ve internet üzerinde tespit edilen ( ilki 10 Haziran 2014 tarihine dek uzanan ) kullanımlar bakımından taraflar arasındaki husumetin esası bakımından tespit süreci üzerinden görüş bildirilemeyeceği, bu nedenle tespit talep eden davacı yanın talepleri ve mahkeme görevlendirmesinin nispetinde mahallinde ve internet siteleri üzerinde gerekli incelemelerin yapılarak tespitin sonlandırıldığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine ve davalıya ait markanın hükümsüzlüğü taleplerine ilişkindir.
Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına yöneliktir.
Dosyanın incelenmesinde mahkemece ilk olarak 18/11/2022 tarihinde davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabul edilerek ters teminat tedbirine hükmedildiği, söz konusu karara davacı vekilince itiraz edildiği, mahkemece yapılan duruşmalı inceleme sonunda itirazın reddine karar verildiği ve iş kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir.
Dairemiz önüne itirazın reddi kararı istinaf incelemesi için getirilmiş olup sadece bu çerçevede değerlendirme yapılmış olmakla birlikte mahkemenin vermiş olduğu 18/11/2022 tarihli tedbir kararının incelenmesinde önce davacının tedbir talebinin kabul edilmesi, arkasından hemen peşi sıra SMK’nın 159/2-c maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesi usule uygun olmamakla birlikte iş bu karar istinaf konusu edilmediğinden bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Dosya içeriği ve deliller birlikte değerlendirildiğinde davalının tescilli markasının bulunduğu ve taraflar arasındaki menfaat dengesi gözetildiğinde yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığı, ters teminat tedbirinin kaynağını yasadan aldığı hususları gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/03/2023