Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/1756 E. 2023/2000 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1756 Esas
KARAR NO: 2023/2000 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2023
NUMARASI: 2023/259 E. – 2023/510 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İstirdat)
KARAR TARİHİ: 27/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkete ait olup, ancak üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilerine ait olmayan çekin ciro silsilesi sonucu ve davalı faktoring şirketinin eline geçtiğini, davalı şirketin bu 25.000-TL. bedelli çek için ihtiyati haciz kararı alıp müvekkili şirket ve çekteki cirantalara karşı icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin cebri icra ile karşı karşıya kaldığını, banka hesaplarına ve kayıtlı araçlarına haciz konulması ile birlikte çekteki imzanın yetkililere ait olmamasına rağmen bu cebri icradan kurtulmak için davalı şirket vekili Av. … bank Iban hesabına 16/01/2018 tarihli internet bankacılığıyla 33.663.15-TL.’nın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası hesabı karşılığı ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin haksız olarak ödemek zorunda kaldığı çek üzerindeki imzanın şirkete ve yetkililerine ait olmaması nedeniyle İstanbul 16.İcra Hukuk Mahkemesinde 2018/3 Esas sayılı dosya ile imzaya itiraza ilişkin haklı davanın kabul edilerek çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilerine ait olmadığına ilişkin 4-5 yıllık yargılama sonucu 13/10/2022 tarihinde 2022/1175 Karar numaralı kararı ile karar verildiğini, müvekkili şirketin cebri icraya karşılık ödemiş olduğu çek bedeli ve tüm masraflar için davalı şirkete şifahi görüşme yapıldığını, ancak bu görüşmeler sonucu uhdelerine geçen çek bedelinin faiz ve masrafları ile birlikte ödemeyi kabul etmediklerini, istirdat davasının açılması için arabuluculuk dava şartı olması hasebiyle İstanbul Arabuluculuk Bürosuna … Dosya numarası ile başvuru yapıldığını, yapılan başvuru sonucu … Arabuluculuk numaralı dosya ile görüşmeler başlandığını, ancak davalı faktoring şirketi ikinci görüşme sonucu haksız olarak elde edilen çek bedeline ilişkin müvekkili şirketin ödediği miktarı iade etmemekle ısrar etmesi ile birlikte anlaşmaya varılamadığını belirterek, yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; İstanbul …İcra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının celbini, İstanbul 16.İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/3 Esas 2022/1175 karar sayılı dosyasının celbini, dava şartı olan ticari arabuluculuk dosyalarının celbini, istirdata (alacağa) konu çek bedel ve masraflarının toplam 33.663.15-TL.nin davalı şirket vekiline havale edilen 16/01/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işlemiş avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; işbu davanın süresinde açılmadığını, müvekkilinin yasanın öngörmüş olduğu prosedürü eksiksiz olarak yerine getirmek sureti ile çeki devir aldığını, müvekkili şirketin, takibe konu çeki faktoring sözleşmesi kapsamında devraldığını, taraflar arasında ticari ilişki de bulunmadığından müvekkilinin davacı tarafından inkar olunan imzanın sıhhatini bilme şansı olmadığını, bu nedenle davacının imza incelemesine esas olmak üzere ilgili tüm resmi kurumlardan davacının ıslak imzalarını ihtiva eden belgelerin celbini talep ettiklerini, davacının dava konusu çekteki imzayı inkar ettiğini, ancak çekin ne surette yetkisiz kişilerce imzalanarak piyasaya sürüldüğü konusunda herhangi bir beyanda bulunmadığını, davacının dava konusu çekin dayanak tutularak başlatıldığı icra takip dosyası kapsamında yapmış olduğu ödemenin huzurdaki dava ile iadesini talep ettiğini, bu talebine dayanak olarak da çekteki imzanın kendilerine ait olmadığını, çekin yetkisiz kişilerce imzalandığını iddia ettiğini, davacının bu iddia da bulunurken çekin ne surette ellerinden çıkarak yetkisiz kişilerin eline ulaştığı konusunda herhangi bir beyanı bulunmadığını, bu durumda davacının çekin bile isteye yetkisiz kişilere imzalatıldığını, daha en başında davacının çeki ödeme niyetinin bulunmadığını, amaçlarının müvekkili şirketten finansman sağlamak olduğunun açıkça ortaya koyduğunu, bu konuda herhangi bir hukuki ya da cezai başvurularının olmamasının da bu niyetin açık ispatı olduğunu, bu nedenle davacı ve dava dışı fatura borçlusu … San. Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinin incelenerek taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, aynı şekilde yine davacı ve dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin banka kayıtlarının incelenerek taraflar arasında para transferinin olup olmadığının da incelenmesi gerektiğini, davaya konu çekin düzenlenme tarihinden önceki döneme ait mukayese belgelerin asıllarının celp edilmesi gerektiğini, davacı tarafça aynı imzaları taşıyan ödenmiş çeklerin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, tespit edilmesi halinde davacı tarafça borcun kabul edilmiş sayılacağını, Mahkemenin yetkili mahkeme olduğunu ve görevli olduğunu, müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olduğunu, ödemenin, davacı tarafından hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin, rızaen yapılmış olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; süresinde açılmayan davanın usulden reddini, haksız ve kötüniyetle açılan davanın reddini, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
MAHKEME KARARI: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/06/2023 tarihli 2023/259E. – 2023/510 K. sayılı kararıyla; “… toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalıya 16/01/2018 tarihinde ödediği bedeli, ödediği tarihten itibaren bir senelik hak düşürücü süre içerisinde en geç 16/01/2019 tarihinde talep etmesi gerektiği, ancak davacının, istirdat davasını hak düşürücü süreden sonra, 07/04/2023 tarihinde açtığı,istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davanın sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilemeyeceği, (İstanbul BAM 44.HD 13/04/2023 T.,2023/163 E.-2023/360 K.), davacının istirdat davası açma imkanı varken 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde istirdat davası açmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; yerel mahkemenin zamanaşımı süresini İcra Hukuk Mahkemesince çekteki imzaların müvekkili şirketin yetkililerine ait olmadığını tespit ettiği tarihten başlatması gerektiğini, ancak mahkemenin zamanaşımını gerekçe göstererek baştan savarcasına bir karar verdiğini, Müvekkilinin çek üzerindeki imzaların kendilerine ait olmadığının tespiti için 2018 yılında İcra Hukuk Mahkemesine dava açtığını, 2022 yılına kadar süren uzunca bir süreç sonucunda imzaların müvekkili şirketin yetkililerine ait olmadığının tespit edildiğini, İstirdat davasının açılması için delil oluşturmak amacıyla açılan davanın lehe sonuçlandığını, bu süreç içinde zamanaşımı süresinin işlemeyeceği hususunun davanın özelliği gereği olduğunun yerel mahkemece kabul edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalı tarafın cevap dilekçesinde imza incelemesi yapılmasına ilişkin taleplerinin mevcut olduğunu, halen çekteki imzaya itiraz etmeleri ve İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesinin kararını istinaf etmelerine rağmen zamanaşımı gerekçesini hangi hukuki zemine oturttuğunun anlaşılamadığını, Açılan davanın haksız olarak alınan bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdat davası olup, İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesinin kararının kesinleşmesi bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, istinaf istemlerinin kabulüne, yerel mahkemenin ret kararının kaldırılarak haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; … bank A.Ş./Erzincan Şubesi’ne ait, keşide tarihi 15/12/2017, keşide yeri Erzincan, çek numarası …, çek bedeli 25.000,00 TL. olan çek üzerinden, alacaklı davalı (hamil) tarafından, davacı (keşideci), dava dışı (lehdar ve 1. Ciranta) … San. Ve Tic. Ltd.Şti. ve dava dışı (2. Ciranta) ….San.Tic.Ltd.Şti. aleyhine 27/12/2017 tarihinde 25.000,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 28.150,10 TL alacak için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe geçildiği, dosyanın, 16/01/2018 tarihinde haricen tahsil harcı alınarak, haricen tahsil nedeniyle kapatıldığı, çek aslının davacıya (keşideci) teslim edildiği görülmüştür.İstanbul 16.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/3 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacısının mahkemenin davacısı, davalısının mahkemenin davalısı olduğu, davanın konusunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına konu çekteki imzaya itiraz ve takibin durdurulması davası olduğu, dava tarihinin 03/01/2018, karar tarihinin, 13/10/2022 olduğu, davanın kabulüne karar verildiği, karar tarihinde dosyanın istinaf aşamasında olduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, davacı tarafından, davalıya ödenen 33.663,15-TL’nin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yargı yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nun 72/7. maddesi uyarınca açılacak istirdat davasının ödeme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği düzenlenmiştir. Davacının, davalı tarafça hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi nedeniyle davalıya 16/01/2018 tarihinde 33.663,15 TL’yi banka havalesi ile gönderdiği, aynı tarihte haricen tahsil harcı alınarak, dosyanın haricen tahsil nedeniyle kapatıldığı, çek aslının davacıya (keşideci) teslim edildiği, davanın ise dosya borcunun ödeme nedeniyle sona erdiği bu tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 07/04/2023 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir. Davacı vekili İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesinde açtıkları imzaya itiraz davasının devamı sırasında zamanaşımı süresinin işlemeyeceğini iddia ederek istinaf talebinde bulunmuşsa da, İİK’nun 72/7. maddesindeki 1 yıllık süre hak düşürücü süre olup, takibin iptali davası açılması hak düşürücü sürenin başlamasına engel teşkil etmediği gibi, hak düşürücü süreyi kesen bir işlem de olmadığından, Mahkemece davanın hak düşürücü süreden sonra açılması nedeniyle reddedilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL maktu harç peşin alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 27/12/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.