Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/1687 E. 2023/1980 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1687 Esas
KARAR NO: 2023/1980
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2023/747 Esas, 03.08.2023 tarihli ara karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 27/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri hakkında alacaklı olduğunu beyan eden … tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de takipten haberdar olmadıklarını ve usulsüz tebligat ile takibin kesinleştiğini, Davacıların takip alacaklısına hiçbir borcu bulunmadığını, icra takibine konu edilen 18.10.2019 tediye tarihli 240.000,00 TL bedelli senetteki imzalar ve yazılar davacılara ait olmadığını, belirterek takip alacaklısına borcunun bulunmadığının tespitini, HMK 209 md gereğince takibin durdurulmasını talep etmiştir.İlk derece mahkemesinin 03.08.2023 Tarihli ara kararı ile; “Davacı her ne kadar Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin durdurulmasını talep etmiş ise de, İİK’nun 72/3 maddesinin amir hükmü uyarınca: ” icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” Somut olayda da icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden, icra müdürlüklerinden alınacak kapak hesaplarına göre, icra veznesinde kapak hesaplarının %15’i oranına tekabül eden miktarın teminat olarak alınmak suretiyle (nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığı) ihtiyati tedbirin bu şekilde kabulüne Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalarında, davacının işbu dosyaların borçlusu olması halinde, icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalıya ödenmemesine/verilmemesine, işbu karara HMK 394. maddesi gereğince tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içerisinde mahkememiz nezdinde itiraz yolunun açık tutulmasına,” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili itiraz yoluna başvurmuş, mahkemece itirazın duruşmalı incelenmesine karar verilmiş ise de, davacının itirazı tedbirin durdurulmasına yönelik tedbir talebin reddinin yerinde olmadığına ilişkin olmakla mahkemenin 20.09.2023 tarihli ara kararında; “-Mahkememizin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın istinaf incelemesine tabi olduğu, davacı vekilinin itirazının İstinaf Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla dosyanın ilgili İstinaf Dairesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Takibe konu edilen 18.10.2019 tediye tarihli 240.000,00 TL bedelli senetteki imzalar ve yazılar davacılara ait olmadığını ve kendilerini davacıya takibe konu senet sebebi ile hiçbir borçları bulunmadığını, 6100 sayılı HMK’nun 209. Maddesinin hükmüne göre; bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar o senet herhangi bir işleme esas alınamayacağını, icra takibinin HMK’ nin 209/1. maddesi gereğince durdurulmasına karar verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, mahkemenin İİK 72/3 gereğince değerlendirme yapmasının yerinde olmadığını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/3644 Esas- 2012/8311 Karar sayılı ilamının dikkate alınması gerektiğini, aynı dairenin başka kararında da yerel mahkemenin, davacının iddiasının sahtecilik olarak nitelendirmesini isabetli bulmadığı gibi, iddianın sahtecilik olarak nitelendirilmesi durumunda dahi HMK m. 209 uyarınca tedbir kararı verilebileceği sonucuna vararak yerel mahkemenin kararını bozduğunu, (Y. 19. Hukuk Dairesinin 2012/11268 Esas- 2012/15122 Karar sayılı ilamı) İlk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, HMK’ nin 209/1. maddesi gereğince icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE Davacılar takibe konu senetteki imzanın kendilerine ait olmadığını iddia ederek menfi tespit kararı verilmesini talep etmişlerdir. Dairemiz önüne gelen somut uyuşmazlık ise; “icra takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine” ilişkin ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı tarafça somut olayda bonodaki imzanın sahteliğine dayalı olarak icra takibinin durdurulması gerektiği ileri sürülmüş ise de; bononun sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Somut olay ve dosya kapsamına göre, mevcut delil durumu gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin İİK 72.maddesine göre değerlendirme yaparak takibin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesi yerinde olduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.27/12/2023