Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/1674 E. 2023/1909 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1674 Esas
KARAR NO: 2023/1909
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/105
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 20/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: Mahkemece verilen 14/07/2023 tarihli ara karar ile “Her ne kadar Mahkememizin 12.05.2023 tarihli ihtiyati tedbir kararında davalının https://…com.tr alan adlı internet sitesinde “…” ve “…” ibarelerini kullanmasının TEDBİREN YASAKLANMASINA karar verilmiş ise de, internet sitesinin isminin sehven hatalı yazıldığı tespit edilmekle, internet sitesinin adının … olarak düzeltilmesine, Davalının https://….com.tr alan adlı internet sitesinde “…. ve …” ibarelerini kullanmasının TEDBİREN YASAKLANMASINA, Bu kullanımların site içeriğinden çıkartılması için davalıya kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre verildiğinin İHTARINA, davacı tarafça teminat yatırıldığından yeniden teminat alınmasına yer olmadığına, kararın taraflara tebliğine” karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2013 yılında kurulduğunu ve kuruluşundan bu yana sağlık, psikoloji, kişisel gelişim, spor vb alanlarda eğitim almak isteyenlere eğitim verdiğini ve danışmanlık yaptığını, eğitim sonucu sertifikalar düzenlediğini, söz konusu sertifikaların üzerinde müvekkilinin unvanının yer aldığını, davacı vakfın ve bu vakfa ait diğer 25 markanın sembol veya başka bir ibaresinin yer almadığını, davacı vakfın 2016 yılında kurulduğunu, “…” kelimesinin “bilgi ve kültür, öğretim ve eğitim sitemleri” anlamını içerdiğini, müvekkili tarafından kullanımının da genel bir kelime olmasından dolayı olduğunu, davacının internet sitesi ile müvekkiline ait internet sitelerinin farklı olduklarını, salt “…” kelimesinin geçiyor olması nedeniyle müvekkiline ait alan adına erişimin engellenmesinin müvekkilinin müşteri kaybına neden olduğunu ve zarara uğrayacağını belirterek, bu nedenlerle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/09/2023 tarih ve 2023/105 Esas sayılı ara kararıyla; “… alınan bilirkişi raporu, davacıya ait marka tescil kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile davacının “…” esas unsurlu markalarının 41. sınıfta eğitim ve öğretim hizmetleri için tescilli oldukları, davalıya ait oldukları tespit edilen https://…com.tr alan adlı internet sitesinin alan adında ve içeriğinde “…” ve “…” markalarının kullanıldığının tespit edildiği, yine davalıya ait https://…com.tr alan adlı internet sitesinin içeriğinde de aynı ibarelerin kullanıldığı, bilirkişiler tarafından bu kullanımların davacının markaları ile iltibas oluşturacağına dair görüş bildirildiği, davacının markasının tanınmış marka olarak da tescilli olduğu, davacı Vakfın kuruluş tarihinin 17/06/2016, davalıya ait https://…com.tr alan adının tahsis tarihinin ise 14/07/2017 olduğu, davalının bu kullanımlarının davacıyı zarara uğratma ihtimalinin mevcut olduğu, HMK’nun 390/son maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkil şirketin 01.02.2013 tarihinde kurulduğunu, kuruluşundan bu yana sağlık, psikoloji, kişisel gelişim spor vb alanlarda eğitim ve danışmanlık faaliyeti gösterdiğini, müvekkilin yukarıdaki amaçları doğrultusunda kuruluşundan bu yana online ve örgün olmak üzere eğitimler verdiğini; davacının ise 2016 yılında kurulup faaliyet göstermeye başladığını, davacı … Vakfının ve bu vakfa ait diğer 25 markanın sembol yahut başka bir ibaresi yer almadığını, Davacı marka tescilinde “…” kelimesinin kendi başına tescil edilmediğini, … ve dava dilekçesi ile belirtilen diğer 25 marka da … kelimesinin sağına ve soluna kelimeler getirilmek suretiyle oluşturulduğunu, davacının markasına ait sembolün kolaylıkla ayırt edilebilecek şekilde olduğunu, davacının markasında “…” kelimesinin bulunması salt davacının markasını yansıttığı anlamına gelmeyeceğini, Davacının internet sitesi ile müvekkile ait internet sitelerinin tasarımı, renkleri, uyandırdığı intiba ilk bakışta anlaşılacak derecede farklı olduğunu, müvekkilin davacının bir alt kuruluşu gibi hareket ettiği sonucunun asla çıkmadığını, Ayırt edici nitelik değerlendirmesi yapılırken … kelimesine değil de markaya sembol renk ve işaretleriyle bütüncül olarak bakılması gerektiğini, dolayısıyla salt … kelimesinin davacının marka hakkını oluşturduğu yönünde çıkarım yapmanın hatalı olacağını, nitekim davacı ve davalının internet sitelerinde kullanılan renklerden, dizayna, logo ve simgelere kadar her şeyin farklı olduğunu, Salt “…” kelimesinin geçiyor olması nedeniyle müvekkile ait https://…com.tr alan adının erişiminin engellenmesi ve https://….com.tr alan adlı internet sitesinde “…” ve “…” ibarelerini kullanmasının tedbiren yasaklanması müvekkilin faaliyet gösterdiği alanda müşteri kaybetmesine neden olacak ve buna bağlı olarak müvekkilin haksız şekilde zarara uğramasına neden olacağını, Bunun yanında müvekkile Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretin genel Müdürlüğü tarafından 02.03.2017 tarihinde “… Eğitim Kursu” kurum adıyla iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verildiğini, bu durumda müvekkilin davacının doğrudan markası olmayan bir kelimeyi kullanmasında bir sakınca olmadığının tespit edilmiş olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının istinaf istemine yöneliktir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının talebi üzerine mahkemece “…davalının https://….com.tr alan adlı internet sitesinde “…” ve …” ibarelerini kullanmasının tedbiren yasaklanmasına, Bu kullanımların site içeriğinden çıkartılması için davalıya kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre verildiğinin ihtarına, davacı tarafça teminat yatırıldığından yeniden teminat alınmasına yer olmadığına” karar verilmiştir. Davalının tedbir kararına itirazı mahkemece duruşmalı inceleme sonucunda 19.09.2023 tarihli ara kararı ile reddedilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu, davacıya ait marka tescil kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile; davacının “…” esas unsurlu markalarının 41. sınıfta eğitim ve öğretim hizmetleri için tescilli oldukları, davalıya ait oldukları tespit edilen https://…com.tr alan adlı internet sitesinin alan adında ve içeriğinde “…” ve “…” markalarının kullanıldığının tespit edildiği, yine davalıya ait https://…com.tr alan adlı internet sitesinin içeriğinde de aynı ibarelerin kullanıldığı, bilirkişiler tarafından bu kullanımların davacının markaları ile iltibas oluşturacağına dair görüş bildirildiği, davacının markasının tanınmış marka olarak da tescilli olduğu, davacı Vakfın kuruluş tarihinin 17/06/2016, davalıya ait https://…com.tr alan adının tahsis tarihinin ise 14/07/2017 olduğu gözetildiğinde HMK’nun 390/son maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla, mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesinde ve ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.20/12/2023