Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/1672 E. 2023/1801 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1672 Esas
KARAR NO: 2023/1801
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/44 Esas
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin unvanını … olarak tadil ve tescil ettirildiğini, müvekkili şirketin “…” markasının temellerini 2012 yılında oluşturduğunu, 2015 yılında marka franchise sistemi benimsenerek ülke genelinde faaliyetlerini yaygınlaştırdığını ve … tescil numarası ile “…” markasını 29. ve 43. sınıfta tescil ettirdiklerini, “… ” markasının … (…) adına tescilli olduğunu, …’nın müvekkili şirketin tek pay sahibi olup, ayrıca müvekkili şirketin markanın tüm haklarını kullanabileceği ve marka haklarına ilişkin her türlü dava açma yetkisini haiz olduğunu içerir Başiskele Noterliğince 18/10/2017 tarihli, … numaralı muvafakatname düzenlendiğini, davalının kullandığı “…” ibareli markanın tüketicilerce “… ” markalı işletmelerle karıştırılarak davalının işletmesinde yaşanılan olumsuz tecrübeleri bildirmek üzere müvekkil şirketi aramaları sonucunda müvekkil şirketin davalının marka hakkına tecavüz ettiğini öğrendiğini, davalının ihtara rağmen marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiilini sürdürdüğünü, müvekkil şirketin Bingöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2023/2 D. İş sayılı dosyası üzerinden tespit talebinde bulunduğunu, davalının tescilsiz olarak kullandığı logo ve müvekkili şirket tarafından tescil edilmiş olan marka logosunun görsellerinin yan yana sunulduğunu, müvekkili şirketin işletmede uyguladığı mimari tasarımların da TPMK nezdinde ayrıca tescil edildiğini, mevcut franchise işletmelerinin tasarımları ve dekorasyonu incelendiğinde de davalı işletmenin haksız rekabet oluşturduğunu, tüm bu nedenlerle Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde davalı tarafça … başvuru numaralı, “…” adı ile tescil başvurusu yapılan markanın tescil edilmesinin, 3. kişilere satılmasının, devredilmesinin ve 3. kişilerle lisans sözleşmesi kurulmasının dava sonuna kadar önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve marka kaydına şerh düşülmesi için Türk Patent ve Marka Kurumu’na bildirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI;İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/03/2023 tarih ve 2023/44 Esas sayılı ara kararıyla; “…dosya kapsamı incelendiğinde davalıya ait … tescil başvuru numaralı markanın hükümsüzlüğünün talep edildiği, söz konusu markanın üçüncü kişilere devri halinde davada taraf teşkilinin zaman alabileceği, davacının haklı olması durumunda hakkını elde etmesinin gecikebileceği, davacının bu şekilde zarara uğrayabileceği, HMK 390/son maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla, dava konusu … tescil başvuru numaralı markanın dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, markanın tescil işlemleri idari nitelikte olup, tescilin önlenmesi için davacının TPMK nezdinde itiraz etme hakkı bulunduğundan, davalının marka başvurusuyla ilgili tescilin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine” karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/03/2023 tarih ve 2023/44 Esas sayılı ara kararıyla; “… alınan bilirkişi tespit raporu ile davalının kendisine ait iş yerinde “…” işletme adıyla faaliyet gösterdiği, iş yerine ait tabelalarında, iş evrakında ve iş eşyaları ile tanıtım evrakında “…” ibaresinin mevcut olduğunun tespit edildiği, davalının kafe hizmeti verdiği ve yiyecek ve içecek sağlanması işiyle iştigal ettiği, davacı adına tescilli markalarının esas unsuru olan “…” ibaresinin davacının markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetlerde aynen kullanıldığının tespit edildiği, davalının bu kullanımının davacıların zararına neden olabileceği, HMK’nun 390/son maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne” karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine ikame ettiği davada mahkemece 13/03/2023 tarihli ara kararı ile ‘davalının işyerinin tabelalarında, iş evrakında ve iş eşyaları ile tanıtım evrakında “…” markasını “yiyecek ve içecek sağlanması”, “kafe ve restoran hizmetleri” için kullanmasının tedbiren YASAKLANMASINA’dair ihtiyati tedbir kararı verilmiş, Patent ve marka kurulunun davacının itirazının reddine dair karar vermesi üzerine değişen bu duruma göre tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/10/2023 tarih ve 2023/44 Esas sayılı ara kararıyla; “Her ne kadar aleyhine tedbir kararı verilen tarafça ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmişse de ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulunun mevcut olduğu anlaşılmakla, davalının ihtiyati tedbir kararına yaptığı itirazın reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkemenin 13/03/2023 tarihli ara kararı ile ‘davalının işyerinin tabelalarında, iş evrakında ve iş eşyaları ile tanıtım evrakında “…” markasını “yiyecek ve içecek sağlanması”, “kafe ve restoran hizmetleri” için kullanmasının tedbiren YASAKLANMASINA’dair ihtiyati tedbir kararı verildiğini,Tensip kararı yapıldıktan sonra müvekkilimin TPMK’na … Başvuru numarası ile “…” ibareli markasına yönelik davamız konusu marka sahibi … tarafından yapılan itirazın 31/07/2023 tarihli karar ile reddedildiğini,Bunun üzerine lehimize değişen ve dosyanın esasını doğrudan etkileyen bu karar dayanak gösterilerek ihtiyati tedbirin kaldırılması taleplerinin mahkemece 10.10.2023 tarihli karar ile’ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulunun mevcut olduğu’gerekçesi ile reddedildiğini,Marka ve patent haklarının yasal belirleyicisi Türk Patent ve Marka Kurumu olduğunu, müvekkil aleyhine yapılan itirazın bu kurumca reddedilmiş olması ihtiyati tedbirin yasallığını ortadan kaldırdığını,Tecavüze uğradığı iddia edilen ‘…’ markasının … adına tescil edilmiş olduğu değerlendirildiğinde, davacı şirketin işbu davayı açmada taraf ehliyeti ve hukuki yararı bulunmadığını, dava dilekçesinde her ne kadar adı geçen tescil sahibinin Başiskele noterliğinin 18.10.2017 tarih ve … numaralı muvafakatnamesi ile davacının dava açma hakkını elde ettiği iddia edilmiş ise de anılan muvafakatname münhasıran yetki içeren bir lisans sözleşmesi olmadığından yasanın Lisans alanın dava açması ve şartları başlıklı 158.maddesinde düzenlenen şartların oluşmadığını, davanın da taraf ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddi kararı verilmesi gerektiğini, Davacının adeta ‘…’ coğrafi adını munhasıran ve tekel biçiminde sahiplenmesi hukuken korunacak bir durum olmadığını, davacının markası tek başına … veya … isim ve ürün üzerinde özel bir koruma veya tekel hakkı oluşturamayacağını, tescile konu edilmiş olan markanın … biçiminde tanınmışlık sağladığı değerlendirildiğinde salt markada … ifadesinin bulunması benzerlik ve karıştırma ihtimalini ortaya koymadığını, Yine marka, logo ve amblemde salt … resminin kullanılması da davacının iddia ettiği yasal koruma kapsamında değerlendirmeye yeterli olmadığını,TPMK’nın dosyada mevcut kararında ifade ettiği üzere ‘…, …, …, …, …, …, …, …, …, …’ gibi isimleri içeren markalar ile davacının ‘…’ markası arasında ‘Benzerlik görülmediğinden karıştırılma ihtimali bulunmadığı yönünde verdiği tespit ve itirazların reddi kararları’nın emsal olduğunu,Mahkemece; Dğ.iş dosyasında alınan bilirkişi raporu dayanak gösterilerek adeta dava sonunda elde edilecek sonucu tesis edecek biçimde ihtiyati tedbir kararı verilmesi yasaya aykırı olduğunu, anılan bilirkişi raporu sadece müvekkil işletmenin hali hazır durumunu tespit eden içerikte olup, kesinlikle marka tecavüzü veya haksız rekabet belirlemesine dair bir kanaat ortaya koymadığını, Müvekkil şirketin ticari faaliyetini sona erdirecek nitelikte yasaya aykırı verilmiş bu tedbir kararı için takdir edilen teminat miktarının da muhtemel zararlar nazara alındığında oldukça düşük olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ve maddi manevi tazminat istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına yöneliktir. Dava dilekçesindeki talep üzerine mahkemece “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, ileride muhtemel zarar ve ziyanlara karşılık olmak üzere tedbir talep eden tarafça 100.000,00 TL ( Yüzbin Türk Lirası) nakdi teminat yatırılması veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edilmesi halinde, davalının işyerinin tabelalarında, iş evrakında ve iş eşyaları ile tanıtım evrakında “…” markasını “yiyecek ve içecek sağlanması”, “kafe ve restoran hizmetleri” için kullanmasının tedbiren YASAKLANMASINA.” karar verilmiş, davalı vekilinin değişen koşullar nedeniyle tedbire itirazı ise duruşmalı inceleme sonucunda reddedilmiş, bu karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle (ve mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı ile) sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosyaya celp edilen deliller uyarınca mahkemece, davalının kendisine ait iş yerinde “…” işletme adıyla faaliyet gösterdiği, iş yerine ait tabelalarında, iş evrakında ve iş eşyaları ile tanıtım evrakında “…” ibaresinin mevcut olduğunun tespit edildiği, davalının kafe hizmeti verdiği ve yiyecek ve içecek sağlanması işiyle iştigal ettiği, davacı adına tescilli markalarının esas unsuru olan “…” ibaresinin davacının markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetlerde aynen kullanıldığının tespit edildiği, davalının bu kullanımının davacıların zararına neden olabileceği, HMK’nun 390/son maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinde ve takdir edilen teminat miktarında isabetsizlik yoktur. Davalı vekili tarafından “Türkiye Patent ve Marka Kurumu’na … Başvuru numarası ile “…” ibareli markasına yönelik davacı tarafından yapılan itirazın 31/07/2023 tarihli karar ile reddedildiği, bu değişen duruma göre tedbir kararının kaldırılması gerektiği” ileri sürülmüş ise de; dosyada mevcut delil durumu itibariyle mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararının davalının “…” ibaresini davacı markasına yakınlaştırarak kullanmış olması nedenine dayalı olduğu ve hali hazırda bu durumda bir değişikliğin olmadığı anlaşıldığından, mahkemece tedbire itirazın reddedilmesi de yerinde olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.06/12/2023