Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/157 E. 2023/496 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/157 Esas
KARAR NO: 2023/496
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/228
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili, ilk derece mahkemesinin 1 nolu celsesinde; dava dilekçesi ve beyanlarını tekrar ettiğini, CBS dosyasında senede ilişkin rapor alındığını, senedin sahte olduğunun tespit edildiğini, İstanbul 38.Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında yargılamanın devam ettiğini, bu hususlar gözetilerek değerlendirme yapılmasını talep ettiklerini, mahkememizce daha önce teminatlı olarak verilmiş olan tedbir kararı üzerine müvekkilerinin durumu olmadığı için teminat yatırılamadığını, tedbir kararının yeniden teminatsız olarak verilmesini talep ettiklerini beyan ederek, teminatsız olarak takibin durdurulmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI: İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/228 Esas sayılı dosyasında verilen 19/12/2022 tarihli ara karar ile; “Mahkememizce 11/04/2022 tarihinde, %15 teminat ile takibin durdurulmasına karar verilmiş fakat, teminat yatırılmamıştır, şimdi ise davacı taraf bu tedbir kararının teminatsız olarak verilmesini talep etmiş olup, dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, teminat alınmamasını gerektirir bir durum olmadığı kanaati ile, davacı vekilinin teminatsız olarak takibin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Davalı … ve davalı şirketin müvekkile olan borçlarını ödeyememelerinden dolayı, menfi tespit davasına konu olan 600.000 USD bedelli sahte bir senet düzenlemek suretiyle müvekkil şirketi borçlandırdıklarını, diğer davalı …’ya bu sahte senedi ciro etmek suretiyle bu kişi üzerinden ihtiyati haciz yolu ile, müvekkil şirketin dosya alacaklarına haciz koydurduklarını, Menfi tespit davasına konu olan kambiyo senedinin sahte olduğunu, müvekkil şirketin davalılara suç duyurusunda bulunduğunu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 20217119940 Soruşturma dosyası ile iddianame hazırlanarak İstanbul 38. Ağır Ceza Mahkemesi 2022/198 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Adli Tıp Kurumundan aldırılan bilirkişi raporunda; menfi tespit davasına konu olan senede atılı borçlu imzasının; alt, üst, ve sağ bölümlerinde doğal olmayan ve imzayı sınırlayan doğrusal yapıştırıcı bakiyeleri saptandığından söz konusu imzanın senet metnini onaylar mahiyette atılmamış olduğunın, senedin müvekkil şirket yetkili …’in imzasından faydalanılarak sahte olarak oluşturulmuş olduğunun tespit edildiğini, Ekte sunulan adli tp kurumu raporunda, senedin sahte olduğunun açıkça tespit edildiğini, açtığımız işbu davada davanın esası yönünden haklılığımızı yaklaşık otarak ispat etmiş bulunmaktayız, bu bağlamda mahkemeden talep ettiğimiz teminatsiz tedbirin red kararının kanuna aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından; “Mahkememizce 11/04/2022 tarihinde, %15 teminat ile takibin durdurulmasına karar verilmiş fakat, teminat yatırılmamıştır, şimdi ise davacı taraf bu tedbir kararının teminatsız olarak verilmesini talep etmiş olup, dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, teminat alınmamasını gerektirir bir durum olmadığı kanaati ile, davacı vekilinin teminatsız olarak takibin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine”” karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, takibe ve davaya konu 600.000 USD bedelli bononun sahte olarak düzenlendiğinden bahisle menfi tespit ve öncelikle takibin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını istemiştir. İlk derece mahkemesinin 28.04.2022 tarihli ara kararı ile “Davacı vekilinin talebin kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. icra dosyasında başlatılan takibin, dava dilekçesi ile menfi tespite konu edilen kısmı olan 600.000,00 USD’nin dava tarihindeki TL karşılığı olan 8.916.000.-TL üzerinden %15 oranında 1.337.400,00.-TL teminatın yatırılması halinde, tedbiren durdurulmasına.” karar verildiği, ancak teminat yatırılmadığı için tedbir kararının infaz edilmediği, davacı vekilinin bu defa teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, mahkemenin yukarıda anılan kararı ile bu talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunun 2021/119940 Soruşturma sayılı dosyasından alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi 17/01/2022 tarihli raporunda, “İnceleme konusu 600.000 USD bedelli senette atılı bulunan borçlu imzasının alt, üst ve sağ bölümlerinde doğal olmayan ve imzayı sınırlayan doğrusal yapıştırıcı bakiyeleri saptandığından söz konusu imzanın senet metnini onaylar mahiyette atılmamış olduğu, senedin borçlu imzasından faydalanılarak sahte olarak oluşturulmuş olduğu” hususlarına dair tespitler olduğu göz önüne alındığında; her ne kadar İİK 72.maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin tedbir yoluyla durdurulması mümkün değil ise de, HMK 209.maddesi de dikkate alınarak, mevcut delil durumu uyarınca davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, ancak tedbir kararının teminatsız olarak verilmesini gerektiren bir durumun bulunmadığından davacının teminatsız ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.22/03/2023