Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/146 E. 2023/486 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/146 Esas
KARAR NO: 2023/486
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2022
NUMARASI: 2021/89
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; davalı … şirketinin müvekkiline ait “…” markasının kullanım şeklini taklit ederek ürünlerini halen piyasada ve internet ortamında sattığını, buna ilişkin ürün asılları ve faturaları taratılarak gönderilemediği için 01/12/2022 tarihli duruşmada elden mahkemeye sunularak iddianın ispat edileceğini, davalıların bu satışının müvekkilinin aynı ürünlerinin satışında karışıklığa yer verdiği gibi satış rakamlarını da etkilediğini, ciddi bir zarar ve sakıncanın verildiğinden endişe duyulmasının son derece açık olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinde talep ettikleri ihtiyati tedbir gibi dava konusu ürünlerin satılan yerlerde, gümrüklerde internet sitelerinde satışının durdurularak toplatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında İstanbul Anadolu 1 FSHHM’nin 2015/146E. Sayılı dosyasında görülmekte olan bir dava bulunduğunu, davaların aynı nitelikte olduğunu, dolayısıyla derdestlik itirazında bulunduklarını, müvekkillerinin kozmetik ve parfümeri sektöründe tanınan markaları bulunduğunu, “…” ibaresinin dünya çapında 50’den fazla kozmetik şirketi tarafından göz makyaj ürünleri üzerinde kullanıldığını, … ibaresinin tek başına marka olarak tescil edilemeyeceğini, müvekkili şirketlerin … ibaresi üzerinde münhasır bir hak iddiasının bulunmadığını, müvekkillerinin satışa sundukları ürünler üzerindeki … ibaresinin kullanım ve yazım şeklinin davacının kullanımı ve yazım şeklinden tamamen farklı olduğunu, davacının yazı stilinin ayırt ediciliğinin bulunmadığını, markalar arasında karıştırma ihtimalinin olmadığı gibi haksız rekabetin de gerçekleşmediğini, alınan bilirkişi raporlarının hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu bildirerek davanın derdestlik dava şartı ve esasa ilişkin sebeplerden dolayı reddine, ayrıca mahkemenin aksi kanaatte ise 2015/146E. Sayılı dosyanın bekletici mesele yapılmasını karar vermesini istemiştir.
TEDBİRİN REDDİ KARARI: İlk derece mahkemesince ilk olarak 23/08/2021 tarihli dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda davacı tarafın internet sitesinin erişimin engellenmesine yönelik tedbir talebinin markaya tecavüz iddiasının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verildiği görülmüştür.
TEDBİR KARARI Mahkemece 01/12/2022 tarihli duruşmada verilen ara karar ile; “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, taraflara ait marka tescil kayıtları, davacı vekilleri tarafından dosyaya sunulan davalı tarafa ait ürün kutuları ve satın alma faturaları ile tüm dosya kapsamı ile davalıların halen “..” harfinin kuruğunu sola doğru uzatılarak “…” ibaresinin kullanıldığı ve “…” ibaresinin ön plana çıkartılarak marka kullanımının devam ettiğinin anlaşıldığı, bilirkişiler tarafından davalıların gerek web sitesindeki, gerekse göz kalemi ürün kutuları üzerindeki kullanımlarında “ …” markasını kullanırken, “…” ibaresini daha küçük ve üst tarafta, altında “…” ibaresini daha büyük ve ön planda kullandıkları, özellikle “…” ibaresinde davacının markasında yer alan kuyruğu sola doğru uzatılarak özellik kazandırılmış tipik “J” harfini aynı şekilde kullandıkları, bu şekilde davalıların markalarını tescilli oldukları şekilden farklı olarak kullanmalarının markaları davacının markalarına yaklaştırdığı, davacının bu şekildeki kullanımlarının, davalının markalarının tescilli olduğu emtia ve hizmet kapsamında olduğuna dair görüş bildirilmişse de, davalıların markasının da tescilli olması, bu kullanım şeklinin davacının markasına tecavüz oluşturup oluşturmadığının yargılama sonucunda belirleneceği, bu nedenle davalıların markayı bu şekilde kullanmalarının yasaklanmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, ancak davacının tescilli markasından kaynaklanan haklarının zarara uğrama ihtimalinin de mevcut olması nedeniyle, her iki tarafın da hak kaybına uğramaması için davalılar tarafından teminat yatırılmasının hakkaniyete uygun olacağı, sonucuna varılmakla, Mahkememizin 2015/146 Esas sayılı davasında da benzer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olsa da, her iki davanın farklı dönemlere ait marka kullanımlarına ilişkin olduğu ve davaların birleştirilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı şirketlerin ihtiyati tedbir kararının tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde 6769 sayılı SMK’nun 159/2-c maddesi uyarınca 300.000,00 TL nakdi teminatı ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubunu Mahkememize depo etmelerine, kesin süre içerisinde teminatın depo edilmemesi halinde ihtiyati tedbir kararının ağırlaştırılacağının ihtarına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, Davacının ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, Davalı şirketlerin ihtiyati tedbir kararının tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde 6769 sayılı SMK’nun 159/2-c maddesi uyarınca 300.000,00 TL nakdi teminatı ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubunu Mahkememize depo etmelerine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin 1950 yılından beri kozmetik sektöründe faaliyet gösteren Türkiye’nin tanınmış firmalarından olduğunu, … markasını 175 farklı renkte ürettiği göz kalemlerinde kullandığını, davalı …’in ise 2014 tarihinde tescil ettirdiği … markasını göz kalemlerinde kullandığını, dosyada alınan 23/08/2021 tarihli bilirkişi raporu ile mahkemenin 2015/146E. Sayılı dosyasında sunulan 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporlarında davalı …’in müvekkiline ait … markasındaki .. harfini tescilinden farklı olarak müvekkilinin tescil ettirdiği ve fiilen kullandığı şekilde kullanmak suretiyle marka hakkına tecavüz ettiğinin sübuta erdiğini, bilirkişi raporlarına yapılan itirazlarının da reddedildiğini, böylece müvekkili lehine usuli kazanılmış hak olduğunu, bu davanın konusunun davalı …’in 18/09/2015-24/05/2021 tarihleri arasındaki yaklaşık 6,5 yıl devam eden markaya tecavüz nedeniyle açılan tecavüzün ref’i, tedbir ile maddi ve manevi tazminat davası olduğunu, dava dilekçesinde ve sair dilekçelerinde ürünlerin satışının, pazarlanmasının, reklamlarının ve internette teşhir edilmesinin durdurulması ve el konulması vs. Talepleri de bulunduğunu, ancak mahkemenin bu talepleri reddederek ters tedbir teminatına hükmettiğini, ancak teminatın son derece orantısız ve adil olmayan sonuçlar ortaya çıkardığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, bu nedenle markaya tecavüz teşkil eden tüm fiillerin önlenmesi, durdurulması ve el konulması yönünde tedbir kararı verilmesini veya mahkemece verilen tedbirin ağırlaştırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER: TPMK’dan gelen sicil kaydının incelenmesinde, davacıya ait … tescil numaralı … ibareli markanın 3,8,16,18,20 ve 21. Sınıflarda 25/06/1996 tarihinde tescil edildiği ve en son 25/06/2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile yenilendiğinin bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında anılan 23/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda; ürünler karşılaştırıldığında davalı tarafından “…” ibaresinin davacı tarafa ait tescilli logoda yer alan uzun kuyruklu “..” harfi şekli ile aynı kullanılmasının davacı markasıyla karışıklık ve iltibasa sebep olacağı, davalıya ait olduğu, www… link adresinin kapalı olduğunun tespit edildiği, davalı taraf İnternet siteleri incelendiğinde, www…com.tr link adresinin kapalı olduğu, www…com.tr link adresinde yer alan ürün üzerindeki kullanımda davalı taraf marka kullanımının davacı tarafa ait tescilli markalara benzerlik ve iltibas yaratacağı ve tüketici nezdinde karışıklığa sebep olacağına dair görüş bildirilmiştir. Aynı mahkemenin 2015/146E. Sayılı dosyasında alınan 06/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda; “…… ibaresinin 556 sayılı KHK 7/1-c maddesi kapsamında cins belirten ibare olduğu, davalı markalarının 7/son maddesi uyarınca kullanım sonucu ayırt edicilik kazandıkları, bu sebeple hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, davalı markalarının cins belirtiyor olması sebebiyle zayıf marka olduklarını, bu sebeple davaya konu davacı kullanımlarının davalının marka haklarına tecavüz teşkil etmediği ve haksız rekabet oluşturmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbir talebinin kısmen reddi kararına yöneliktir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Somut olay bakımından alınan 23/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda davalı kullanımının davacı tarafa ait tescilli markalara benzerlik ve iltibas oluşturacağı yolunda görüş bildirilmiş ise de davalı tarafın da ” …” ibareli markasının bulunduğunun anlaşıldığı, davanın tazminat talebinin de içermesi nedeniyle yargılamanın devam ettiği, taraflar arasındaki menfaat dengesi ve somut olayın özellikleri dikkate alındığında davacı tarafın sair ihtiyati tedbir taleplerinin reddedilerek SMK’nun 159/2-c maddesi uyarınca ters teminat tedbirine hükmedilmesinin bu aşamada dosya kapsamı ile uyumlu olduğu kanaatine varılmakla davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/03/2023