Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/1348 E. 2023/1637 K. 03.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1348 Esas
KARAR NO: 2023/1637 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2023
NUMARASI: 2023/48 E. SAYILI ARA KARAR
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli)
KARAR TARİHİ: 03/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesince; davalılardan …’un Kartal … Noterliğinin 08.02.2003 gün ve … sayılı ihtarnamesiyle gönderdiği, 28.12.2020 tarihli mali hak devir sözleşmesinden cayma beyanına karşı itiraz ettiklerini, … Senaryosu ve ekleri üzerindeki mali hakları kullanma yetkisinin müvekkillerinin paydaşı olduğu adi ortaklığın ortaklarının iştirak halinde sahipliğinde olduğunun tespitine, davalılar tarafından bu konuda yaratılan muarazanın giderilmesine, tüm davalıların, müvekkillerinin paydaşı olduğu adi ortaklığın malvarlığında bulunan … ve eklerini, sinema filminde kullanmalarının ve bu senaryoya dayalı olarak film çekilmesinin, adi ortaklığın eserden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, muarazanın bu şekilde giderilmesine; senaryonun davalıların çekeceği bir sinema filminde kullanılmasının, bunun kullanılacağı bir filmin çekilmesinin, tespitinin, kısmen çekilmiş ise tamamlanmasının, kamuya sunulması ve tanıtılmasının, çoğaltılmasının, yayılmasının, temsilinin ve gösterilmesinin, yayın veya dijital yollarla umuma iletilmesinin önlenmesine (men’ine), şayet yargılama sırasında anılan senaryo kullanılarak film çekilmiş ise, bu filmin kamuya sunulmasının, çoğaltılmasının, yayılmasının, temsilinin, gösterilmesinin, yayın veya dijital yolla umuma iletilmesinin durdurulması ve ref’ine; aynı yönde ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İlk derece Mahkemesince 23/03/2023 tarihli ara kararı ile “-İhtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile tedbir talep eden eden tarafından TEBLİĞ tarihinden itibaren 1 HAFTALIK KESİN SÜRE içerisinde, 100.000,00 TL teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu Mahkememize depo edildiğinde; taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşme kapsamındaki senaryo ve eklerin davalılar tarafından … adlı veya başka adı taşıyan sinema eserinde kullanılmasının önlenmesi, anılan eserlerin kullanılacağı bir Filmin çekilmesinin, tespitinin, kısmen çekilmiş ise tamamlanmasının, kamuya sunulması ve tanıtılmasının, çoğaltılmasının, yayılmasının, temsili yollarla umuma iletilmesinin tedbiren önlenmesine,” dair ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZ: Davalı … süresinde sunduğu ihtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesinde, davanın eserin meydana getirilmesini engelleyebilmek için intikam amacıyla açıldığını, Mahkemece kendileri dinlenmeden davacıların yanlış beyanlarına göre tedbir kararı verildiğini, Çekilmesi muhtemel filmin bütçesinin 50-60 Milyon lira olduğu dava dilekçesinde belirtilmesine rağmen çok cüzi miktarda 100.000,00 TL teminata hükmedildiğini, Mahkemenin tedbir kararı ile taraflara arasında ihtilafa konu olan senaryonun değil, … ile ilgili film yapılmasının herkese yasaklandığını, aynı senaryonun yazarları olan …, … ve …’ın davada taraf olmadıkları gibi, davacılarla imzaladıkları bir sözleşme de bulunmadığını, bu kişileri etkileyecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceğini, davacıların FSEK’te sınırlandırıcı olarak sayılan hakların sahibi olmadıklarını, davada sözü edilen sözleşmede yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olarak tespit edilmesi nedeniyle Mahkemenin yetkisiz olduğunu, bu nedenle tedbir kararı veremeyeceğini, davanın caymaya itiraz davası olarak açıldığı belirtilmesine rağmen, başka şahıslara da husumet yönelterek tecavüzün ref’i, men’i gibi taleplerde bulunduklarını, senaryonun kendisinden başka yazarları olması nedeniyle tek başına haklarını devredemeyeceğini, ihtiyati tedbir kararının gerekçesinin maddi vakıalarla uyuşmadığını, meydana gelebilecek ani bir tehlikenin veya hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde güçleşmesi durumunun mevcut olmadığını, Mahkemece kendileri dinlenilmeden en baştan nihai karar oluşturulduğunu, davacıların tarafları bir araya getirdikleri iddiasının doğru olmadığını, tarafları bir araya getirenin … olduğunu, davacılarla senaryo konusunda hiçbir görüşme yapmadıklarını, …’ın 2020 yılında … projesi için eşi … ile çalışmaya başladığını, davacıları da bu projeye dahil etmek istediğini, üçüncü kişilerle yapılacak sözleşmelerin davacı …’e ait … isimli şirket üzerinden yapılmasının kararlaştırıldığını, kendisine de 28/02/2020 tarihli taahhüt sözleşmesinin imzalatıldığını, diğer senaryo yazarlarının davacı ile sözleşme imzalamadıklarını, davacıların adi ortaklık kurdukları … ve … ile aralarında ihtilaf çıktığını, bu nedenle bir araya gelerek filmi çekmelerinin imkansız hale geldiğini, kendisi için FSEK’nun 58. maddesinde yer alan “hakkın kullanılmasının iktisap eden kimse için imkansız hale gelmesi” koşulunun gerçekleştiğini, davacıların henüz yapımcı sıfatını kazanmadıklarını, bizzat davacılar tarafından kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı tarafından … ve …’a yapılan ödemelerin faiziyle birlikte kendilerine iade edildiğini duyduğunu, kendisine yalnızca … tarafından zor durumda kalmaması için çeşitli tarihlerde ödeme yapıldığını, davacıların çeşitli bahanelerle filmin çekimine başlamadıklarını, bu nedenle kendilerine FSEK’nun 58. maddesi uyarınca ifaya davet veya benzeri bir konuda ihtar çekmesine gerek bulunmadığını, cayma hakkının sözleşme yapılmasa da kullanılabileceğini belirterek, ihtiyati tedbir kararının evrak üzerinde yapılacak inceleme ile kaldırılmasını, aksi takdirde teminat bedelinin 50.000.000,00 TL olarak belirlenmesini talep etmiştir. Davalı … süresinde sunduğu itiraz dilekçesinde; senaryonun kendisi, …, …, … ve … tarafından yazıldığını, …’in hayatının belli dönemlere ayırarak yazım işini aralarında paylaştıklarını, davacıların senaryo ekibini bir araya getirdikleri iddiasının yersiz olduğunu, kendisinin davacı ile hiç sözleşme imzalamadığını, projenin tamamen kendisine ait olduğunu, diğer senaristlerin de sözleşme imzalamadıklarını, 100.000,00 TL gibi az bir teminatla projenin durdurulmasının kendileri tarafından anlaşılamadığını, bu kararın adeta sansür niteliğinde olduğunu, davacıların bu işe hiçbir katkılarının olmadığını, adi ortaklığın da bu nedenle hayata geçmediğini, adi ortaklık sözleşmesi imzalanmadığını, davacı …’e mali sorunlar yaşamaması için destek olmak amacıyla bu projede yer vermek istediğini, ancak davacıların hiçbir katkıda bulunmadıklarını, yalnızca 217.000,00 TL ödeme yaptıklarını, bu parayı da faiziyle birlikte kendilerine iade ettiğini, davacı …’in …’a 150.000,00 TL para teklif ederek bir muvafakatname imzalamasını talep ettiğini, ancak …’un bu teklifi kabul etmediğini, tedbir kararı nedeniyle haklarının ihlal edildiğini belirterek, ihtiyati tedbir kararının evrak üzerinde incelenerek kaldırılmasını, aksi halde teminatın 50.000.000,00 TL’ye çıkartılmasını talep ettiğini bildirmiştir. Davalılar …, … ve … A.Ş.vekili süresinde sunduğu itiraz dilekçesinde; dosyada mevcut tek sözleşme olan …’un 28/12/2020 tarihinde imzaladığı Senarist Sözleşmesinde açık ve net olarak uyuşmazlıklardaki yetkili mahkeme İstanbul Merkez Adliyesi olarak belirlendiğini, süresinde yetki itirazında bulunmalarına rağmen yetki itirazlarının yok sayıldığını, davacıların iddialarını ispatlayacak başkaca delil sunmamalarına rağmen ihtiyati tedbir talebinin kabul edildiğini, Sözleşmenin 14. Maddesi uyarınca arabuluculuk dava şartının da yerine getirilmediğini, her ne kadar davacılar FSEK.nun 10.maddesine sığınarak, yapımcı sıfatıyla eser sahiplerini bir araya getirdiklerini, vücuda getirilen senaryonun ayrılmaz bir bütün teşkil ettiğini keza, senaryo ile ilgili hakların, kurulduğunu iddia ettikleri adi ortaklık uhdesinde doğduğunu öne sürmüşlerse de, bu dört kişi arasında söylendiği gibi bir adi ortaklığın tesisinin düşünüldüğünü, fakat mümkün olamadığını, halihazırda da böyle bir adi ortaklık bulunmadığını, öte yandan 1 senaristle sözleşme imzalandığını,, diğer 4 senaristle hiçbir akit imzalanmadığını, FSEK.nun 10/son maddesinde “…sinema eseri ile ilgili haklar saklıdır…” hükmünün yer aldığını, Kanun koyucunun sinematografik eserleri diğer eser türlerinden ayrı tuttuğunu, bunlar için tek başına taahhüt sözleşmesi yapılmış olunmasını yeterli görmediğini, senaryo hazırlanıp, filmin çekimleri tamamlandıktan sonra ayrıca mali haklarla ilgili devir sözleşmesi yapılmasını şart koştuğunu, bu davanın tarafı olmayan …, …, … ve hatta aynı zamanda içerik yapımcısı da olan müvekkili …’ın; “…” isimli sinema filmi projesinde senarist olarak yer aldıklarını, anılan senaryo ve diyalog yazarlarının davacılarla ne taahhüt, ne tasarruf şeklinde hiçbir anlaşmaları olmadığını, muvafakatname vermediklerini, Mali Hak Devir Sözleşmesi imzalamadıklarını, davacıların film yapımcısı olarak dava açma ehliyetlerinin bulunmadığını, caymaya itiraz davası ile birlikte diğer tecavüzün meni ve refi davalarının açılamayacağını, davacıların derhal korunması gereken bir haklarının bulunmadığını, teminatın sözleşmedeki cezai şarttan bile az olarak 100.000,00 TL olarak belirlenmesinin olaya uygun olmadığını belirterek, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, aksi takdirde teminatın 50.000,00 TL olarak belirlenmesini talep etmiştir. Dava dışı …, … ve … ayrı ayrı sundukları itiraz dilekçelerinde; Mahkemece davacılar ile davalılar … ve … arasında bir adi ortaklık sözleşmesi bulunmadığını, …’nun hayatının belirli bölümlere ayrılarak ayrı kişiler tarafından bu bölümlerin yazıldığını, kendilerinin davacılarla sözleşme yapmadıklarını, davacıların senaryonun tamamı üzerinde hak sahibi olduklarını kanıtlayamadıklarını, teminatın çok düşük takdir edildiğini belirterek, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına veya teminatın 50.000.000,00 TL olarak tespit edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZIN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince itirazın duruşmalı olarak değerlendirilmesine karar verilmiş, yapılan murafaa sonucunda 16/05/2023 tarihli ara kararı ile “İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava … senaryosuna yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, muarazanın giderilmesi, cayma beyanına karşı itiraz olup davacılarca … olarak bilinen …’nun hayatının film yapılmasına yönelik olarak adi ortaklık kurulduğu, bu adi ortaklık kapsamında davalı …’a 78.000 TL ödeme yapıldığı fakat daha sonra davalılar tarafından sözleşmenin sona erdirildiğinin davacılara bildirildiği, mahkememizce mevcut dosya durumuna göre taraflar arasında kurulmuş olan adi ortaklık sözleşmeleri ve davalı …’a yapılmış olan senaryo bedeli ödeme de dikkate alındığında davacıların tedbir talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş zira tedbir verilmemesi halinde davanın konusuz kalabileceği davacıların zararlarının giderilme olanağının kalmayabileceği mevcut delil durumuna göre de tarafların bu aşamada imzaları inkar edilmemiş adi ortaklık sözleşmesi ve ödemeye ilişkin banka dekontu da dikkate alındığında tedbir kararının dosya kapsamına uygun ölçülü bir karar olduğu anlaşıldığından davalılarca yapılan itirazlarda her ne kadar başka dört senaristten daha bahsedilmiş ise de, bu senaristlerin sözleşme içerisinde yer almadığı gibi davada da taraf olmadığı, kaldı ki hem bu şekildeki itirazlar hem de başka itirazların ilerdeki aşamada mahkememizce değerlendirilebileceği, tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesi hususunda her zaman değişen durum ve koşullara göre karar verilebileceği, mevcut durum itibariyle tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla tedbire itirazın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davalılar …, … ve … A.Ş.vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; müvekkillerinden …’ın senaryo ve diyalog yazarı olduğunu, …’nun anısını yaşatacak bir eser vücuda getirmeye karar verdiğini, daha önceki çalışmalarından tanıdığı … ve …’a ek olarak bu alanda kendilerini kanıtlamış kızları: …, …’ın da katılımıyla, kendi başkanlığı altında 5 kişilik bir senaryo ekibi kurduğunu, diğer uzman kişi ve sanatçılarla diyaloglar kurduğunu, eşi …’ın davacıları da işe dahil ettiğini, öncelikle davacı …’e ait … isimli şirket üzerinden işin yürütülmesinin düşünüldüğün, ancak yüksek vergi geleceği korkusuyla bunu istemediğini, bu dönemde davalı senarist … tarafından sözleşme imzalandığını, ancak davacılar ile nasıl çalışılacağı konusu netleşmediğinden diğer senaristlerin sözleşme imzalamadıklarını, dört kişi arasında adi ortaklık kurulmasının düşünüldüğü, daha sonra davalıların aynı bir anonim şirket, davalılar … ve …’ın ayrı bir şirket kurmaları ve şirketler arasında adi ortaklık kurulmasının düşünüldüğü, davalılar anonim şirket kurmalarına rağmen davacıların şirket kurmadıklarını, hiçbir iş yapmadıklarını, adi ortaklığın vücut bulmadığını, aradan 2 yıl zaman geçtiğini, davalı …’un 08/03/2022 tarihli ihtarname ile FSEK 58. maddesi uyarınca cayma hakkını kullandığını ve TBK’nun 125. maddesi uyarınca fesih hakkını kullandığını davacılara bildirdiğini, davacıların caymaya itiraz davasının yanı sıra aynı davada ileri sürülemeyecek men ve ref taleplerini içeren davalarını da birlikte açtıklarını, Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ihtiyati tedbir kararı verildiğini, Davacıların senaryo grubunu bir araya getirmediklerini, bunu davalı …’ın yaptığını, davacıların da bu hususu ikrar ettiklerini, davacılar lehine FSEK’nun 10. maddesinin uygulanamayacağını, …’a yapılan ödemelerin karara gerekçe olarak kabul edildiğini, oysa bu ödemelerin müvekkili … tarafından yapıldığını, buna ilişkin banka dekontlarının celp edilmediğini, bir kısım ödemelerin davacılarla … ve … arasında olduğunu, davacılara yaptıkları ödemelerin faiziyle iade edildiğini, Mahkemece tedbir kararı süresinde tebliğe çıkartılmadığından, tedbirin infazının da yasal süresinde talep edilmediğini, bu hususun tespitini talep ettiklerini, Davalı …’un cayma hakkını kullanmasının yerinde olduğunu, zira davacılar ile davalılar … ve …’ın “…” filmini çekmek için bir araya gelmelerinin artık imkansız olduğunu, davacıların korunması gereken bir hukuki yaralarının bulunmadığını, filmin tamamlanmasının ani tehlike olmadığı, tedbir kararının pek çok kişinin mağduriyetine neden olduğunu belirterek, haksız ve dayanaksız ihtiyati tedbirin ve bununla ilgili itirazlarımızın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, Davalı …, süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; davacılar ile davalılar … ve …2ın birbirlerine dava açmaları nedeniyle aralarında adi ortaklık kurulması imkanı kalmadığını, Sözleşmenin 4.19. maddesinde film tamamlanana kadar başkaca senaryo sözleşmesi yapmasının yasaklanması nedeniyle davacıları ifaya davet ettiğini, ifanın gerçekleşme imkanı kalmadığından FSEK’nun 58. maddesi uyarınca cayma hakkını kullandığını, Diğer senaryo yazarlarının herhangi bir sözleşme imzalamadıklarını, Davacıların senaristleri …’ın biraraya getirdiğini kabul ettiklerini, adi ortaklığın kurulduğunu ispatlayamadıklarını, Davacıların 11/05/2023 tarihli dilekçeleri ile ne senarist, ne de başkaca bağlantılı hak sahibi olmadıklarını kabul ettiklerini, İhtiyati tedbir kararının dava dışı senaristleri ve hak sahiplerini mağdur ettiğini, Teminatın çok düşük takdir edildiğini belirterek, ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava dışı …, … ve … sundukları istinaf dilekçesinde; Mahkemece davacılar ile davalılar … ve … arasında bir adi ortaklık sözleşmesi bulunmamasına rağmen gerekçeli kararda adi ortaklık sözleşmesi imzalandığının yazıldığını,Davacıların senaryo üzerinde hak iddia etmelerine rağmen filmin çekiminin durdurulmasına dair tedbir kararı verildiğini, Davacıların 11/05/2023 tarihli dilekçelerinde hiçbir konuda hak sahibi olmadıklarını açıkça kabul ettiklerini, …’nun hayatının belirli bölümlere ayrılarak ayrı kişiler tarafından bu bölümlerin yazıldığın, senaristleri …’ın bir araya getirdiğini, FSEK’nun 10. maddesi uygulansa bile hak sahibinin … olduğunu, Kendilerinin davacılarla sözleşme yapmadıklarını, bir araya dahi gelmediklerini, … şirketi ile anlaştıklarını, bu şirketin kendilerine ödeme yapmayı taahhüt ettiklerini, tedbir kararı nedeniyle bu ödemeleri alamadıklarını, Davacıların senaryonun tamamı üzerinde hak sahibi olduklarını kanıtlayamadıklarını, Teminatın çok düşük takdir edildiğini belirterek, ihtiyati tedbir kararına yaptıkları itirazlarının reddine dair kararın kaldırılarak, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER: Dosyada mevcut … -… şahıs şirketi ile davalı … arasında imzalanan 28/12/2020 tarihli Senarist Sözleşmesi incelendiğinde; … olarak bilinen …’nun hayatını konu alacak 90 dakikalık film için senaryo yazılması konusunda anlaşma yapıldığı, Sözleşmenin 2. maddesinde yapımcı olarak …, …, … ile …’den oluşan film yapım ortaklığını temsilen bu sözleşmeye taraf olan … -… tarafından imzalandığının yazılı olduğu tespit edilmiştir. Dosyaya sunulan 07/01/2021 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi incelendiğinde, … -… tarafından yapımcı sıfatıyla, … tarafından danışman sıfatıyla hazırlanan Danışmanlık Sözleşmesi olduğu, “…” filmi için danışmanlık hizmeti verilmesine ilişkin olduğu, Yine dosyaya sunulan 04/01/2021 tarihli Danışmanlık Sözleşmesi incelendiğinde, … -… tarafından yapımcı sıfatıyla,… tarafından danışman sıfatıyla hazırlanan Danışmanlık Sözleşmesi olduğu, “…” filmi için danışmanlık hizmeti verilmesine ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Dosyada mevcut … tescil numaralı “…” markasının tescil kaydı incelendiğinde; davacı … adına 38 ve 41. sınıflarda tescil edildiği tespit edilmiştir.Davalı … tarafından davacılara gönderilen Kartal … Noterliğinin 08.02.2023 gün ve … sayılı ihtarnamesi incelendiğinde; 28/12/2020 tarihinde imzalanan sözleşmeden cayma bildirimi olduğu tespit edilmiştir.Dosyada mevcut …’nin ticaret sicil kaydı incelendiğinde; 10/02/2022 tarihinde tescil edildiği, ortaklarının ve yetkililerinin …, … oldukları anlaşılmıştır.Dosyada mevcut … Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kaydı incelendiğinde; 19/12/2019 tarihinde tescil edildiği, ortaklarının ve yetkililerin …, …ve … oldukları tespit edilmiştir.Dosyada mevcut … Film … şahıs şirketinin ticaret sicil kaydı incelendiğinde; 09/06/2011 tarihinde tescil edildiği, Davalı tarafça dosyaya sunulan ve Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. …’dan alınan 30/03/2023 tarihli Uzman Görüşü incelendiğinde; “ … hakkında bir film vücuda getirilmesi hususunda adi ortaklık ile (adi ortaklar: … — …, … — …) senarist … arasında akdedilen senaryo yazılmasını konu aldığı iddia edilen sözleşmenin, şerikler arasındaki hukuki ihtilaf yüzünden, imkânsızlık yüzünden sona erdiği, Sözleşmeden cayma beyanı olmasa da sonucun değişmeyeceği, sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği, Sözleşmenin kendiliğinden sona ermediği ve adi ortaklığın da kurulduğu kabul edilirse, bu takdirde, adi ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu dikkate alınarak, davacıların tek başına dava açmalarına hukuken imkân olmadığı, dava ehliyeti olmadığı için davanın reddi gerektiği, senarist …’un sözleşmeden caymasının geçerli olduğu, cayma hakkının şartlarının mevcut olduğu, buna karşılık caymaya itiraz davası açılmasının şartlarının mevcut olmadığı, hem caymaya itiraz, hem adi ortaklara karşı taleplerin, aynı davada ileri sürülmesine imkân bulunmadığı, zira sözü edilen davaların taraflarının da konusunun da birbirinden farklı olduğu, sadece fikri hukuk/haklar yönünden onlarca kişiyle sözleşme yapılması suretiyle bir sinema filminin meydana getirilebilecek olması, oysa, adi ortaklığın sadece beş senaristten biriyle sözleşme akdetmesine rağmen, filmin meydana getirilmesini engelleyecek tarzda tedbir kararı verilmesinin hukuken doğru olmadığı gibi, fevkalade ölçüsüz olduğu, ayrıca, dava ehliyeti dahi olmayan davacılar lehine verilen süresiz tedbir kararı ile bir men veya ref davası ile edilebilecek sonucun peşinen elde edilmiş olmasının da, ölçüsüz ve hukuken sorgulanmaya muhtaç olduğu, davacının talebi karşısında, hükmedilen teminat miktarının, ölçülülük ilkesine açıkça aykırı olduğuna” dair görüş bildirdiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Dava, cayma hakkına itiraz, FSEK’ten kaynaklanan haklara tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi davasıdır. Davacı tarafça “…” ismi verilen ve … olarak tanınan …’nun hayatını konu alacak sinema filmi için yazılan senaryonun filme çekilmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, Mahkemece tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalılar …, …, … ve … A.Ş. ve senaryo yazarları olduklarını iddia eden dava dışı …, … ve … tarafından itiraz edilmiş, Mahkemece itirazın reddine karar verilmiş, bu karara karşı itiraz edenler tarafından istinaf yargı yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyaya sunulan ve davanın dayanağını oluşturan … Film-… şahıs şirketi ile davalı … arasında imzalanan 28/12/2020 tarihli Senarist Sözleşmesi incelendiğinde; … olarak bilinen …’nun hayatını konu alacak 90 dakikalık film için senaryo yazılması konusunda yapılan Sözleşmenin yapımcı olarak …, …, … ile …’den oluşan film yapım ortaklığını temsilen bu sözleşmeye taraf olan … Film-… tarafından imzalandığı, yine danışmanlık sözleşmelerinin de yapımcı olarak … Film-… tarafından imzalandıkları, ancak ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalılar ve dava dışı kişiler tarafından davalı olarak davada yer alan … ve …’ın davacılar ve … Film şirketi ile adi ortaklık oluşturmadıklarının savunulduğu, böyle bir ortaklığın kurulduğuna dair bu aşamada dosyada yeterli delil bulunmadığı, sözleşmeyi imzalayan …’in davalılar … ve …’ı temsil etme hakkının bulunup bulunmadığının bu aşamada yaklaşık olarak ispatlanamadığı, sözleşmenin konusunu oluşturan senaryonun yazımında sözleşmeyi imzalayan …’un yanı sıra ihtiyati tedbir kararına itiraz eden …, … ve … ile davalı …’ın da görev aldığının belirtildiği, bu kişilerle davacılar arasında senaryonun haklarının devrine dair bir sözleşme yapılmadığının anlaşıldığı, bu durumda davacıların senaryo üzerinde hak sahibi olduklarının ve haklarının ihlal edildiğinin bu aşamada yaklaşık olarak ispat edilemediği, bu hususun yargılamayı gerektirdiği kanaatine varılmakla, davalılar …, …, … ve … A.Ş. ve dava dışı …, … ve …’ın istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin 16/05/2023 tarihli, 2023/48 Esas sayılı kararının kaldırılmasına, davalılar …, …, … ve … A.Ş. ve dava dışı …, … ve …’ın ihtiyati tedbir kararına yaptıkları itirazın kabulüne, İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/03/2023 tarihli, 2023/48 Esas sayılı ihtiyati tedbir kararının itiraz eden davalılar …, …, … ve … A.Ş. ve dava dışı …, … ve … için kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalılar …, …, … ve … A.Ş. ve dava dışı …, … ve …’ın vekilinin istinaf istemlerinin esastan KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 16/05/2023 tarihli 2023/48 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, Davalılar …, …, … ve … A.Ş. ve dava dışı …, … ve …’ın ihtiyati tedbir kararına yaptıkları itirazın KABULÜNE,İstanbul Anadolu 2. Fikri ve sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/03/2023 tarihli, 2023/48 Esas sayılı ihtiyati tedbir kararının itiraz eden davalılar …, …, … ve … A.Ş. ve dava dışı …, … ve … için kaldırılmasına,3-İstinaf talebinde bulunan tarafların istinafı kabul olunmakla, peşin yatırılan istinaf harçlarının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince verilecek nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 03/11/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.