Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/1291 E. 2023/1568 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1291 Esas
KARAR NO: 2023/1568
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2023
NUMARASI: 2023/92 2023/91
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … numaralı faydalı model belgesinin başvurusunun 13/04/2017 tarihinde TPMK nezdinde gerçekleştirdiğini, ilgili patentin araştırma raporunun 04/01/2019 tarihinde, inceleme raporunun ise 25.09.2019 tarihinde hazırlandığını, raporda buluşun tüm istemlerinin yenilik içerdiği, ancak buluş basamağı içermediğinin ifade edildiğini, bunun üzerine patent başvurusunun faydalı modele çevrildiğini, aleyhine tedbir istenenlerin ise müvekkilinin faydalı modelinin koruma kapsamında kalan nazal burun aspiratörü ürünün ürettiklerinin tespit edildiğini, üretilen ürünlerin görsel, biçimsel ve genel görünüm bakımından aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, halk tarafından karıştırılma ihtimali bulunduğunu, bu nedenlerle aleyhine tedbir istenenlere ait iş yerlerinde bilirkişi marifetiyle delil tespiti yapılmak suretiyle, müvekkilinin faydalı modeline tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulması, tecavüze konu her türlü emtia, basılı ambalaj, kutu, broşür, sair yazılı evrak ve bu ürünlerin üretiminde kullanılan vasıtalara, görüldüğü her yerde el konularak muhafaza altına alınması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRİN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/06/2023 tarih ve 2023/92 D.İş sayılı kararıyla; “…Alınan bilirkişi raporlarında; tekniğin bilinen durumundan yola çıkarak davacıya ait faydalı modelle ilgili buluşun amacının, geliştirilen aspiratör ucunun medikal PVC malzemeden mamul edilmesi sayesinde kullanım güvenliğinin ve kolaylığının sağlanması olduğu, aspiratör ucunun 65 şor sertlikte olması sayesinde buruna rahat bir şekilde yerleştirilmesinin ve hortum bağlantısının kolayca yapılmasının sağlanmak istendiği, buluşun diğer bir amacının ise, geliştirilen aspiratör ucunun üretimi esnasında ısıya dayanıklı vanilya ve gıda boyası kullanılması sayesinde hem estetik görünümün hem de hoş kokunun sağlanması olduğu tespit edilmiştir. Buna göre faydalı modelde korunmak istenen esas unsurların malzeme (polimer) cinsi: PVC, plastik sertlik derecesi: 65 shore (şor) ve vanilya kokusu olduğu, ancak aleyhine tedbir istenilenlere ait ürünlerde kullanılan malzemenin niteliğinin ve sertlik derecesinin gözle tespit edilemediği, laboratuvarda incelenmesi gerektiği, bu nedenle aleyhine tedbir istenilenlere ait ürünlerin tedbir isteyene ait faydalı modelin koruma kapsamında kalıp kalmadığına dair bir görüş bildiremedikleri anlaşılmıştır. Ayrıca aleyhine tedbir istenilen … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin dosyaya sunduğu dilekçesi ile belirttiği gibi bu şirket tarafından tedbir isteyen … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi aleyhine tedbire konu edilen faydalı modelin hükümsüzlüğü ve davacının ürünün davalının faydalı modeline tecavüz etmediğinin tespiti için Mahkememize 2022/224 Esas sayılı davanın açıldığı, halen derdest olduğu, bilirkişi incelemesine karar verildiği de tespit edilmiştir. Aleyhine tedbir istenilenlere ait ürünün tedbir isteyene ait faydalı modelin koruma kapsamında kalıp kalmadığının bu aşamada tespit edilemediği, bu hususun yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Davalıların faydalı model hakkı ile korunan nazal burun aspiratörünü ürettiğini, özellikle davalıların üretim tesislerinin adresinde ve içeriğinde faydalı model hakkına tecavüz devam ettiğini, işbu durum aynı zamanda bilirkişi olan marka vekilleri tarafından hazırlanmış mütalaa raporunda ortaya konduğunu, Davalının bu kullanımının 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki KHK’nın 61. maddesinde yer alan “tescilli bir markayla iltibaslar meydana getirmek suretiyle bir başkasının müşteri kitlesinden haksız olarak yararlanma” Türk Ticaret Kanununun 54. maddesinde yer alan “başkasına ait ticaret ünvanını kanuna aykırı olarak kullanma” vb. şeklindeki tecavüz halini oluşturmakta olup, aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, SMK 149’a göre hak sahibi olarak maddede sayılan haklara dayanıp tespit ve ihtiyati tedbir istendiğini, davalılar adreslerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığını, bilirkişi raporlarının sonuç kısmında net bir sonuca varılamadığı, daha detaylı inceleme yapılması gerektiği yazsa da bilirkişi raporu tarafımıza tebliğ edilip bir itiraz hakkı dahi tanımadan, dosyaya girer girmez karar verilip ihtiyati tedbir talebimiz reddolunduğunu, Bilirkişi raporlarının tamamen hatalı olduğunu, zira her iki raporda da istem ile ürün karşılaştırılmadığını, yine her ikisinde de marka ve tasarım ihlali olmadığının belirtildiğini, ilk raporda istem değerlendirmesi hiç yapılmayarak et kalınlığı vs gibi gereksiz ve konuyla uzak değerlendirmeler yapıldığını, ilk rapor için söylemek istediklerimiz özetle; istem değerlendirmesi yapmadan tecavüz değerlendirmesi yapılamayacağını, bir başka husus ise tecavüz eden ürünle istemin karşılaştırılması gerekirken, 2 ürünün karşılaştırıldığını, tüm bu hataların sonucu olarak tecavüzün varlığının değerlendirilmediğini, Diğer rapor içinse; marka ve tasarım tecavüzü denerek işbu konu ile ilgili kanun maddeleri yazıldığını fakat konunun faydalı model tecavüz olduğunu, kaldı ki raporda inceleme sonucu tasarım tecavüzü ile sınırlı kalıp olaydan tamamen uzak olduğunu, Bilirkişi raporunda hatalı olarak yapılan bir başka durum ise ambalajların karşılaştırılması olduğunu, ambalajların renkleri ve tasarımlarının faydalı model ile karşılaştırılmasının hatalı olduğunu, sonuç olarak her iki bilirkişi raporunun da neredeyse birbirinin aynı olup, hiçbir istem ile karşılaştırma yapılmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Talep, faydalı model haklarına tecavüzünün tespiti ve ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… alınan bilirkişi raporlarında aleyhine tedbir istenenlere ait ürünlerin tedbir isteyene ait faydalı modelin koruma kapsamında kalıp kalmadığına dair bir görüş bildirilemediği, ayrıca aleyhine tedbir istenilen şirket tarafından tedbir isteyen aleyhine tedbire konu edilen faydalı modelin hükümsüzlüğü ve davacının ürünün davalının faydalı modeline tecavüz etmediğinin tespiti için davanın açıldığı ve halen derdest olduğu, bu aşamada aleyhine tedbir istenilenlere ait ürünün tedbir isteyene ait faydalı modelin koruma kapsamında kalıp kalmadığının tespit edilemediği, bu hususun yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Karar tespit ve tedbir isteyen vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece aldırılan bilirkişi kurulu raporları ve tüm dosya kapsamıyla; tespit isteyene ait faydalı model belgesine dayalı haklara tecavüzün bulunduğu iddiasıyla tespit ve ihtiyati tedbir istemiyle işbu dosyanın açıldığı, mahkemece aldırılan bilirkişi raporları ile aleyhine tespit istenen tarafa ait ürünün tespit isteyen tarafa ait ürünün koruması kapsamında olduğunun belirlenememiş olması ve konu hakkında Mahkemenin 2022/224 Esas sayılı dosyasıyla hükümsüzlük istemli davanın açılmış olması karşısında HMK 390/son maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, tedbir isteyen vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, -Davalının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 12,50-TL istinaf masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/11/2023