Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/1231 E. 2023/1530 K. 20.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1231 Esas
KARAR NO: 2023/1530 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2023
NUMARASI: 2023/105 E.SAYILI ARA KARAR
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 20/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP;Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde özetle, müvekkil …’in, en büyük tutkusu olan otomobil hobisini meslek haline getirerek 30 yılı aşkın süredir otomotiv ile ilgili çeşitli basın yayın ve medya kuruluşunda başta olmak üzere otomobil yazarlığı, sunuculuk, radyoculuk, dergicilik ve yapımcılık olmak üzere birçok alanda öncü olarak çalıştığını, sektörün tanınan simalarından olan müvekkilinin 06/11/2021 tarihinde … kanalında yayın hayatına başlayan “…” isimli yarışma programının formatını oluşturan kişi ve aynı zamanda eser sahibi olduğunu, dava konusu yarışma formatı uyarınca bir ebeveyn ve bir çocuktan oluşan toplam 2 kişilik 2 takım bulunduğunu, bu takımlar, yarışmanın ilk etabı olan soru cevap ve yap-boz etabıyla puan topladığını, kazanılan puanların ise yarışmanın ikinci etabı olan yarış etabındaki pistte hangi takımın önde yer alacağını belirlediğini, neredeyse tüm malzemeleri geri dönüştürülmüş malzemelerden oluşan ve elektrikli bir otomobil olan “…” isimli aracı kullanan çocukların, ebeveyninin uzaktan yardımıyla pistteki engelleri aşarak zamana karşı yarıştıklarını ve parkuru en hızlı şekilde bitirmeye çalıştıklarını, tüm formatın müvekkilinin kendi fikir ürünü olduğunu, o kadar ki müvekkilinin yapımda kullanılan aracın imalatında dahi bizzat kendisinin çalıştığını, müvekkilinin, içinde bulunduğu maddi imkansızlıklardan dolayı aralarındaki güven ilişkisine dayanarak davalı …’nin sahibi diğer davalı … ile yapımın her türlü yapımcılık faaliyetinin davalılarca karşılanması hususunda sözlü olarak anlaştığını, taraflarca yapılan bu anlaşma uyarınca FSEK m. 48 hükmüne istinaden her türlü hak sahipliği müvekkiline ait olan yapımın işleme, çoğaltma, yayma, temsil ve umuma iletim mali haklarını sözleşmede kararlaştırılan bedel çerçevesinde davalılara devredildiğini, yapılan anlaşmaya göre tarafların programın 1. ve 2. sezonlarında bölüm başına 10.000,00 TL’nin müvekkiline ödeneceği, üçüncü sezonda elde edilen gelirlerin ise yarı yarıya paylaştırılacağı hususunda anlaştıklarını, Programın ilk sezonunda davalıların, akdedilen sözleşmeye uygun olarak müvekkiline sözleşmede kararlaştırılan ödemeyi yaptıklarını ve tamamladıklarını, ancak 2. sezonun 6 bölümüne ilişkin ödemenin eksik yapıldığını, eksik ödemenin tamamlanması, aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtarı ile davalılar adına Üsküdar … Noterliğinin 15/02/2023 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini, ancak davalıların Beşiktaş … Noterliğinin 22/02/2023 tarih ve … Yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde borcun ve sözleşmesel ilişkinin varlığını reddettiklerini ve müvekkiline herhangi bir ödemede bulunmayacaklarını beyan ettiklerini, nitekim programın 3. sezonunun yayımlanmaya başlamış olduğunu, davalılarca hiçbir hakkı olmadığı iddia edilen müvekkilinin yayın akışında halen uygulayıcı yapımcı olarak gösterilmeye devam edildiğini, müvekkilinin eser sahipliğinden kaynaklı mülkiyet hakkının alenen ihlal edildiğinden, sonraki tehlikeleri önlemek ve durdurmak amacıyla programın herhangi bir mecrada yayınlanmaması için ihtiyatî tedbir talebinde bulunma gerekliliğinin hasıl olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL sözleşme bedelinin temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, müvekkilinin şahsi ve mesleki itibarının zedelenmiş olması sebebiyle 10.000,00 tl manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI; İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 31/05/2023 tarihli 2023/105 E. sayılı ara kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı, yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak, tedbir yönünden yasal şartların oluşmadığı” gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini, davalıların müvekkiline ödeme yapıklarına dair banka dekontlarının ve Whatsapp konuşmalarının mevcut olduğunu, İhtiyati tedbir verilmediği takdirde müvekkilinin telafisi zor zararlara uğrayacağını, programın 3. Sezonunun yayınlanmaya başladığını, müvekkilinin adının hala jenerikte yer aldığını, yargılama sürecinin uzama ihtimali bulunduğunu, müvekkilinin fikri mülkiyet haklarının alenen ihlal edildiğini, FSEK’nun 77. Maddesindeki tedbir koşullarının mevcut olduğunu belirterek, İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde dosyaya bir kısım Whatsapp yazışmaları ve banka dekontlarının örnekleri sunulmuştur.
GEREKÇE: Dava, FSEK kapsamında eser olduğu ve davacıya ait olduğu iddia edilen televizyon yarışma programı formatıyla ilgili taraflar arasındaki sözleşme yapıldığı, sözleşme uyarınca ödeneceği kararlaştırılan mali hakların ödenmediği iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Yarışma programının yayının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi Mahkemece reddedilmiş, davacı tarafça karar karşı istinaf yargı yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.FSEK’nun 77. maddesinde, esaslı bir zararın veya ani bir tehlikenin yahut emrivakilerin önlenmesi için veya diğer her hangi bir sebepten dolayı zaruri ve bu hususta ileri sürülen iddialar kuvvetle muhtemel görülürse hukuk mahkemesi, bu kanunla tanınmış olan hakları ihlal veya tehdide maruz kalanların ya da meslek birliklerinin talebi üzerine, davanın açılmasından önce veya sonra diğer tarafa bir işin yapılmasını veya yapılmamasını, işin yapıldığı yerin kapatılmasını veya açılmasını emredebileceği gibi, bir eserin çoğaltılmış nüshalarının veya hasren onu imale yarayan kalıp ve buna benzer sair çoğaltma vasıtalarının ihtiyati tedbir yoluyla muhafaza altına alınmasına karar verebileceği belirtilimiştir.6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir.Her ne kadar davacı vekili ihtiyati tedbir koşullarının mevcut olduğunu ve sunulan Whatsapp yazışmaları ve banka dekontları ile yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, banka dekont örnekleri incelendiğinde; açıklamalarda davaya konu program formatının telif bedeli olarak davacıya gönderildiklerine dair bir açıklama bulunmadığı, Whatsapp konuşmalarının da program formatının davacıya ait olduğuna dair yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, dava konusu program formatının eser niteliğinde olup olmadığı, eser sahibinin davacı olup olmadığı, davalılar ile nasıl bir anlaşma yaptıklarının yargılama sonucunda belirlenebileceği, ayrıca davacı tarafından davalılarla programın yayınlanmasına dair sözleşme yapıldığı belirtildiğinden, davalıların kullanımlarının sözleşme kapsamında kaldığı, sözleşmenin davacı tarafça feshedildiğine dair davalı tarafa bir ihtar gönderildiğine dair iddia bulunmadığı, davanın da devam eden sözleşmeden kaynaklanan davacı alacağının davalılardan tahsili istemiyle açıldığı, taraflar arasında varılan sözleşme kapsamında faaliyet gösterdikleri belirtilen davalıların kullanımlarının davacıya ait FSEK’ten kaynaklanan haklara tecavüz oluşturduğunun bu aşamada yaklaşık olarak ispatlanamadığı, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair Mahkeme kararının yerinde olduğu, davalının istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL eksik harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/10/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.