Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/109 E. 2023/485 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/109 Esas
KARAR NO: 2023/485
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2022
NUMARASI: 2022/230
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tedbir talepli dava dilekçesi ile, müvekkilinin … Grubunu oluşturan şirketler grubunun bir parçası olduğunu, Avusturalya’nın en büyük küresel moda perakendecisi ve küresel olarak çok büyük bir moda şirketi ve moda ile ilgili ürünlerin perakendecisi olduğunu, ilk olarak 1991 yılında kurulan … şirketi, …, …, …, …, …, …, … ve … dahil şu anda dünya çapında bir dizi tanınmış marka altında giysiler, ayak giysileri, aksesuarlar ve ilgili moda ve tüketim malları sattığını, müvekkilinin … markalı ayak giysilerinin, giysilerin ve diğer aksesuarların bir üreticisi, perakendecisi ve toptancısı olarak küresel pazarda önemli ve kapsamlı bir itibar kazandığını, müvekkilinin, davalıya ait kullanılmayan markanın sicilde kayıtlı olması sebebiyle zarara uğradığını, müvekkilinin Türkiye’de 25 ve 35.sınıflarda … markasının tescili için marka başvurusunda bulunduğunu ve … sayı ile kayda alınan mezkur başvurunun, davalının … tescil numaralı markası gerekçe gösterilerek re’sen ve kısmen reddedildiğini, iptali talep edilen tescilin müvekkili markasının tesciline engel teşkil ettiğini ve iptalinde müvekkilinin yararı olduğunun şüphesiz olduğunu, mevcut durumun muhafazası ve davanın etkinliğini sağlamak amacı ile, dava konusu markanın olası 3.kişilere devrinin önlenmesi için HMK m.389 vd.uyarınca, taraflarınca iptali talep edilen … nolu “…” markasının sicil kaydına hüküm kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasına ve müvekkiline karşı herhangi bir hak öne sürmesinin ve konu tescilin müvekkili aleyhine kullanılmasının hüküm kesinleşinceye kadar önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili markanın iptali için gereken koşulların gerçekleşmediğini, müvekkilinin söz konusu markayı kullanmakta olduğunu, ayrıca internet sitesinde de reklam ve tanıtım yaptığını, müşteri çevresini hızla arttırdığını, ayrıca markanın 10 yıl süre ile yenilendiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
TEDBİR KARARI: İlk derece mahkemesi 07/10/2022 tarihli ara kararı ile; “…Kullanılmama nedeniyle iptal davasının açılmış olması ve mevcut delil durumu karşısında, 100.000,00 TL nakdi veya banka teminat mektubu karşılığı davalının … tescil numaralı markadan doğan haklarını davacıya karşı ileri sürmesinin dava sonuna kadar tedbiren engellenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı vekilinin, davalı adına tescilli markanın devrinin önlenmesi talebi yönünden, takdiren 5.000,00 TL (BeşBinTL) teminatın, nakden veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu olarak, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmesi halinde kabulü ile;-Davalı adına kayıtlı olduğu bildirilen … sayılı marka tescil belgeleri davalı adına kayıtlı ise, 3. şahıslara devrinin önlenmesi açısından TPMK sicil kaydına tedbir konulmasına, Davacı vekilinin, davalı adına tescilli markanın davacı tarafa karşı kullanılmaması yönünden, takdiren 100.000,00 TL (YüzBinTL) teminatın, nakden veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu olarak, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmesi halinde kabulü ile; Davalının … tescil numaralı markadan doğan haklarını davacıya karşı ileri sürmesinin dava sonuna kadar tedbiren engellenmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
TEDBİRE İTİRAZ: Davalı vekili 17/11/2022 tarihli dilekçesi ile, müvekkili şirketin unvanı altında “…+şekil” ve “…” adlı iki markanın tescilli hak sahibi olduğunu, müvekkilinin imal ettiği ürünleri Rusya, Almanya, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri gibi muhtelif birçok ülkeye ihraç ettiğini, bu haliyle markanın yalnızca ihracatta kullanılması veya sadece yurt dışı piyasaları için mal veya ambalajında kullanılmasının SMK madde 9 uyarınca tescile uygun kullanım kabul edileceğini, markanın kullanım hali gerçekleştiğinden markanın iptalinin talep edilemeyeceğini, yine müvekkilinin “https://www…com.tr/” alan adıyla internet sitesi üzerinden “…+şekil” markalı ürünlerinin reklamını ve tanıtımını yaptığını, müvekkilinin ürünleri “…+şekil” markalı etiket ile satmakla birlikte, bu ürünler için kestiği faturalara konu markanın da “…+şekil” olarak yer aldığını, bu meyanda davacının markanın iptaline ilişkin talebinin reddi gerektiğini, tüm bunların yanında dava konusu markanın davalı müvekkilleri tarafından 10 yıl süre ile yenilendiğini, dava konusu marka üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/230Esas, 07/12/2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir kararının 12/10/2022 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, mahkememizce 07/10/2022 tarihli olarak verilmiş olan davalı adına tescilli markanın davacı yana karşı tedbiren kullanılmamasına yönelik tedbir kararının teminatının verilen kesin sürede yatırılmadığı anlaşıldığından mahkememizce verilen teminat kesin süre içerisinde yatırılmamakla söz konusu tedbir kendiliğinden kalkmış sayıldığından tedbire itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkememizce 07/10/2022 tarihli olarak verilmiş olan davalı adına tescilli markanın davacı yana karşı tedbiren kullanılmamasına yönelik tedbir kararının teminatın yasal süresinde yatırılmaması nedeniyle kendiliğinden kalkmış sayıldığı anlaşıldığından söz konusu tedbire yönelik itirazlar hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Mahkememizce devrin önlenmesine yönelik verilmiş olan ihtiyati tedbir kararına davalı yanın yapmış olduğu itirazların REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının markanın iptali istemi ile açtığı dava sonunda müvekkilinin markasının devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verildiğini, karara itirazlarının reddedildiğini, ancak bu kararın hatalı olduğunu, ihtiyati tedbir kararı için yaklaşık ispat koşulunun gerektiğini, oysa davacının yaklaşık ispat faaliyetinde dahi bulunmadığını, yine haklılığını kuvvetle muhtemel gösteren hiçbir somut delil sunulmadığını, davacnını yıldırma politikası güttüğünü, mahkemenin sadece davacı beyanları ile yetindiğini, oysa müvekkilinin markayı işlevine uygun olarak kullandığını ve bu kullanım sonucu belli pazarın oluştuğunu, söz konusu kararın müvekkilinin mülkiyet hakkına müdahale niteliğinde bulunduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: TPMK’dan celp edilen marka sicil kaydının incelenmesinde … numaralı … ibareli markanın davacı şirket adına 25 ve 35. Sınıflarda başvuru kaydının yapıldığı; … tescil numaralı … ibareli markanın 14,18,24,25,26,35,37,39 ve 43. Sınıflarda 12/12/2012 tarihinde davalı adına tescil edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, kullanmama sebebi ile markanın iptali ve sicilden terkini talebine ilişkindir.Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen karara yöneliktir.Dosyanın incelenmesinde mahkemece ilk olarak dava konusu markanın devrinin önlenmesi talebi yönünden ihtiyati tedbir kararı verdiği, ayrıca SMK’nın 159/2-c maddesi uyarınca ters teminat tedbirine hükmedildiği, bu karara karşı davalı vekilince itiraz edildiği, mahkemenin ters teminat tedbirine yönelik itiraz ile ilgili olarak teminat yatırılmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına, devrin önlenmesine yönelik tedbire itirazın ise reddine karar verildiği görülmüştür. Devrin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı davada taraf değişikliğinin önüne geçilmesi bakımından verildiğinden ve bu haliyle usul ekonomisine uygun nitelikte bulunduğundan ayrıca bu husus davalının mülkiyet hakkını kısıtlayıcı nitelikte bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Öte yandan davacı yanca yatırılmasına karar verilen teminat yatırılmadığından ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkmış olacağından yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı yanın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,-2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/03/2023