Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/1055 E. 2023/1286 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1055 Esas
KARAR NO: 2023/1286
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2023
NUMARASI: 2023/122E, 2023/390K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; … bank Acıbadem Şubesinden verilme, … Çek numaralı, 24.04.2021 keşide tarihli 85.000,00-TL bedelli çekteki imzaların ve dolayısıyla çekin sahteliğinin tespiti ile bu çek sebebiyle müvekkillerinin sorumluluğunun bulunmadığına ve borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı yan, şirket adına atılan imzada müvekkillerinin imzasının bulunmadığını, bu sebeple borçlu olmadığının tespitini istemiş olup, yapılan incelemede takibin davacılar aleyhine yapılmadığı, söz konusu imzanın şirket adına atıldığı, dolayısı ile sorumluluğun ancak şirket üzerinde olabileceği, davacıları yükümlülük ve borç altına sokacak imzanın bulunmadığı nitekim davalı tarafın da davacıların sorumlu olacağı yönünde iddia ve savunmasının da bulunmadığı, bu durumda davacıların iş bu davayı açmasında hukuki yarar olmadığı, davacı taraf her ne kadar söz konusu senede ilişkin olarak karşılıksız çek keşide etme suçuna bağlı olarak ceza verildiğini iddia etmiş ise de; ilgili suç yönünden çekin keşide edildiği tarihteki yetkili kişinin cezai sorumluluğunun bulunduğu ancak hukuki anlamda şirket yetkilisi tarafından atılmayan imzanın bulunduğu senet yönünden imza yetkiliye ait olup olmadığına bakılmaksızın söz konusu borca ilişkin şirket yetkilisinin sorumluluğu bulunmamakta olup, davanın ancak şirket tarafından açılması halinde davayı açan şirket yönünden hukuki yararın var olacağı mahkememizce değerlendirilmiş, davacılara yükümlülük altına sokacak borcun bulunmaması sebebi ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine…” ŞEKLİNDE karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde Dava dilekçesini tekrarla, davalı tarafın Karşılıksız Çek Keşide Edilmesine yönelik şikayetleri nedeniyle “cezai müeyyide” ile ve de bu cezai müeyyidenin ortadan kaldırılmasını sağlamak için “mali sonuçlarına” katlanmaları söz konusu olacağını, İstanbul 14. İcra Ceza Mahkemesinin 2021/292 Esas, 2022/128 Karar numaralı dosyasında yargılanmışlar ve cezalandırılmalarına dair karar verildiğini, müvekkillerinin anılan çekin keşide edildiğinden bilgileri olmadığıını, dava konusu iş bu çek altında yer alan imzaların da müvekkillere ait olmadığını, gerçek olmayan bir borç ile tehdit edilen bir kimse, henüz aleyhine başlatılmış bir icra takibi bulunmasa bile, olumsuz tespit davası açmakta hukuki yarar sahibi sayılacağını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için icra takibinin müvekkillerine yöneltilmemesi sebebiyle hukuki yarar olmadığı düşünülse dahi; davalı şirketin şikayeti sebebiyle müvekkillerinin gerek cezai gerekse mali yükümlülük altına girme tehlikesi altında olduğunu, borçlu olmadıklarının tespiti amacıyla menfi tespit davası açmakta hukuki yararları olduğunun kabulü geretiğini, Anayasal güvence altında olan; adil yargılanma ve hak arama hürriyetlerinin de ihlali niteliğinde karar verildiğini, icra mahkemesinin bilirkişi incelemesi yaptırmadan ve şeklen gerçekleştirdiği yargılama ile karar vermesi hatalı olduğunu,, müvekkillerinin dava dışı şirket adına işbu davaları açmasını beklemesi hukuken mümkün olmadığını, müvekkillerinin dava dışı şirkette halihazırda herhangi bir yetkisi ve ortaklığı da bulunmadığını, davaların müvekkiller tarafından şirket adına açılması ve yürütülmesi fiilen de hukukende mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmişlerdir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davaya konu çekin keşidecisi, dava dışı şirket olup davalı ise çek hamili olan takip alacaklısıdır. Davacıların çekte asaleten imzalarının bulunmadığı gibi iş bu çek nedeni ile kendileri aleyhine kambiyo senedine dayalı takip başlatıldığı yönünde bir iddia ya da belge bulunmadığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin alınan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/09/2023