Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2023/103 E. 2023/288 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2023/103 Esas
KARAR NO: 2023/288
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2022
NUMARASI: 2020/325 E. – 2022/670 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına açılmış olan davalı banka nezdinde bulunan hesabında bulunup müvekkiline ödenmeyen alacak taleplerine ilişkin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış olduğunu, takibe süresinde itiraz edilmiş olması nedeni ile takibin durduğunu, davalı tarafından dosyaya yapılan itirazda müvekkilinin hesabına Maliye Bakanlığı’nın 5549 sayılı Kanunun 19/A maddesi kapsamında verdiği talimat gereği bloke uygulandığının bildirilmiş olduğunu, itiraz gerekçesine ek olarak herhangi bir evrak sunulmadığını, ödemeyi engelleyecek nitelikte bir karar da sunulmadığını, yapılan görüşmelerin neticesiz kaldığını, müvekkilinin Maliye Bakanlığı’na herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı kurum ile görüşülmeye çalışıldığında ise Genel Müdürlük tarafından bu şekilde itiraz yapılmasının kendilerine bildirildiği ve fakat itirazı gerekçelendirecek herhangi bir evrak ve sair karar bulunmadığının taraflarına bildirildiğini, itiraz gerekçesinde Maliye Bakanlığı’nın blokesi nedeniyle paranın ödenemediğinin bildirilmiş olduğunu, müvekkil hesabındaki blokenin gerekçesi var ise buna ilişkin belgeyi sunmalarının gerekmekte olduğunu, usuli açıdan bakıldığında usulüne uygun bir borca itirazın söz konusu olmadığını, müvekkilinin mağdur edildiğini, davalı kurum tarafından yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, iptalinin gerektiğini belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını müvekkili yönünden somutlaştırmadığını, davacının maddi ve manevi zarara uğradığını sadece soyut bir şekilde iddia ve talep ettiğini, davacının taleplerinin haksız ve yasal mesnetten yoksun olduğunu, işbu davanın öncelikle usulden, ardından da esastan reddinin gerekmekte olduğunu, söz konusu mevcut bu bloke işlemleri kapsamında müvekkil bankaya sorumluluk yüklenmesinin mümkün olmadığını, davacıya ait hesaplarda müvekkil banka tarafından şüpheli bankacılık işlemleri tespit edilmiş olduğunu, bu hususun 5549 Sayılı Kanunun Şüpheli işlem bildirimi başlıklı 4/1 Maddesi uyarınca Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına bildirildiğini, huzurdaki dava dosyasına konu ihtilafa ilişkin kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir zarar oluşmuş olsa bile 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’nun 10/1 madde gereğince müvekkil bankanın; ilgili kanun gereğince gerçekleştirilen denetim esnasında yükümlülüklerini yerine getirmesi sonrası hukukî ve cezaî bakımdan sorumlu tutulamayacağının açık bir biçimde düzenlenmiş olduğunu belirterek davanın müvekkil banka yönünden öncelikle usulden, ardından esastan reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.10.2022 tarih ve 2020/325 Esas – 2022/670 Karar sayılı kararıyla; “Dava açıldıktan sonra 14/01/2022 tarihinde hesaptaki blokenin kaldırıldığı ve 75.000 TL’nin davacı tarafça 28/04/2022 tarihinde nakit olarak çekildiği anlaşılmakla konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına; davacının davalı bankada bulunan mevduatının miktarı belli olup davacının alacak miktarı likit (bilinebilir – belirlenebilir – hesap edilebilir) nitelikte olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince %20’dan aşağı olmamak üzere davacı yararına icra inkar tazminatına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkeme kararında hiçbir gerekçe yer almadığını, hükmün zahiri gerekçeli karar niteliğinde olduğunu, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 19/A maddesi metninden de anlaşılacağı üzere, … suç gelirlerinin aklandığı ya da teröre finansman sağlandığı yönünde şüphe uyandıran işlemler tespit ettiği ya da kendisine bu yönde bir ihbarda bulunulduğu takdirde devreye girerek şüpheli işlemin gerçekleştirilmesini askıya alma yetkisine sahip olduğunu, askıya alma işleminin 7 iş günü süreyle sınırlandığını, erteleme kararının 7 işgünlük süresinin sona ermesini takiben müşterinin yeniden işlem yapmak istediği durumda yükümlü tarafından şüpheli işlem bildiriminde bulunulmasında ve … tarafından yeniden bir 7 işgünlük süreyle erteleme kararı verilmesinde hukuken bir engel bulunmadığını, Müvekkil Banka’nın 28.05.2020 tarihli şüpheli işlem bildiriminde istinaden … tarafından ilk olarak 02.06.2020 tarihinde, takiben müvekkil Banka’nın 22.06.2020 tarihli şüpheli işlem bildirimine istinaden … tarafından 30.06.2020 tarihinde, yine müvekkil Banka’nın 27.07.2020 tarihli şüpheli işlem bildirimine istinaden 04.08.2020 tarihinde işlem erteleme kararları verildiğini, Mahkemenin takibin açıldığı anda takibe konu alacağın likit olduğunu belirterek müvekkil Banka aleyhine icra inkar tazminatına hükmetmesi tamamen hukuka aykırı olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için davacının takip tarihinde müvekkil Banka’ya başvurmuş olması ve müvekkil Banka’nın haklı bir gerekçe olmaksızın hesaptaki tutarı davacıya ödememiş olmasının gerektiğini, bu nedenle davacı lehine tazminat kararının hatalı olduğunu, aksine müvekkil lehine tazminat kararı verilmesi gerektiğini, Davacının 28.05.2020 tarihinde hesabından işlem yapamamış olmasının tamamen … mevzuatına uygun olup, müvekkil Banka’nın burada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, Davanın açılmasına müvekkil banka sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücreti talebinin reddi ile bunların tümüyle davacı üzerinde bırakılması gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosya örneğinin incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … Osmanbey Şubesi, olup, müşterinin hesabındaki ödenmeyen toplam 79.000,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı bankanın itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.*Bankacı bilirkişiden alınan raporda özetle; “Davacının davalı bankadaki hesapta 79.000,00 TL’sinin bulunduğunu, davalı bankaca davacının hesapları yönünden 5549 Sayılı Kanun ve Yönetmeliği kapsamında 22/06/2020 tarihli şüpheli işlem bildiriminde bulunulduğu, Ceza Muhakemeleri Kanunu 127. maddesinde kişinin rızası olmadan eşyasına elkoyulması o eşya üzerindeki o eşya üzerindeki tasarruf hakkını kaldırmış olacağından, zorla el koymaya hakim tarafından karar verileceği, delillerin korunması açısından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının emri ile el koyma işlemi yapılabileceği ancak süresinde hakim tarafından onaylanmayan elkoyma işleminin kendiliğinden kalkacağının düzenlendiği, somut olayda 7 işgünü erteleme kararının bitimi sonrasında CMK. 128 maddesine göre işlem tesis edilip edilmediği anlaşılamadığından Masak’a ya da Cumhuriyet Başsavlığına müzekkere yazılarak işlem tesis edilip edilmediğinin, yani elkoyma kararı verilmiş ise blokenin devam etmesi gerektiği aksi halde blokenin 7 işgünü sonrasında kaldırılması gerektiği” tespit edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından; “-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, -Asıl alacağının %20’si üzerinde hesaplanan 15.800,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı davalı bankadaki mevduat hesabının haksız bloke edilmesi nedeniyle bedelin tahsili amacıyla başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, blokenin haklı nedene dayalı olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı bankanın 28.05.2020 tarihli şüpheli işlem bildirimine istinaden … tarafından 02.06.2020 tarihinde, bankanın 22.06.2020 tarihli şüpheli işlem bildirimine istinaden … tarafından 30.06.2020 tarihinde bankanın 27.07.2020 tarihli şüpheli işlem bildirimine istinaden 04.08.2020 tarihinde işlem erteleme kararları verildiği; buna göre davaya konu icra takibinin 16/06/2020 tarihinde (…’ın 02/06/2020 tarihli 7 iş günü ertelenmesine yönelik kararından 14 gün sonra) başlatıldığı, 02/06/2020 bloke başlangıç tarihi ile hesaptaki işlemlerin ertelenmemesi yönündeki … kararının tarihi olan 13/01/2022 tarihi arasında 154 iş günü bulunduğu, davacının hesabının 154 gün bloke edilmesinin dayanağı olan herhangi bir kararın davalı banka tarafından dosyaya sunulmadığı, bu konuda alınmış bir elkoyma kararının da olmadığı gözetildiğinde davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olduğuna yönelik mahkeme değerlendirmesi yerindedir.Davacı hesabındaki blokenin dava açıldıktan sonra 14/01/2022 tarihinde kaldırıldığı, davacının 75.000 TL’yi 28/04/2022 tarihinde nakit olarak çektiği sabit olduğundan, ilk derece mahkemesi tarafından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve davanın açıldığı andaki haklılık durumu dikkate alınarak davacı lehine icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesi de isabetli olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/02/2023