Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/930 E. 2022/1243 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/930 Esas
KARAR NO: 2022/1243
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/200
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin … ve … markalarının sahibi olduğunu, davalının ise müvekkilinin tescilli olan bu markalarının taklidini yaptığını, ürününe … ve … markalarını basmak suretiyle taklitli marka ile piyasada satış yapmaya başladığını, müvekkilinin bu hususu müşterilerinden duyduğunu, konu ile ilgili olarak İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2021/187 D.İş sayılı dosyasında tespit ve tedbir talep ettiklerini ve tedbir talebinin kabul edildiğini belirterek davalının ürünlerinin üretimi, dağıtımı, reklamlarının yapılmasının durdurulması ve markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine, men’ine ve 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili, davanın haksız olarak açıldığını, davaya konu … ve … kodlu ürünlerin üretim ve satışının Çin’de kurulmuş … ltd. şirketi tarafından yapıldığını, davacının kötü niyetli olarak marka tescil ettirdiğini, ihtiyati tedbirin hatalı olduğunu bildirerek davanın reddini istemişir. İlk derece İstanbul Anadolu 2. FSHHM’NİN 2021/187 D.İş sayılı dosyasında davacı tarafın davalı aleyhine tespit ve tedbir talep ettiği, mahkemece 18/11/2021 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile 50.000,00 TL teminat mukabilinde davalının adresinde tespit yapılarak tedbire konu ürünlerin tespiti halinde ürünlere el konulmasına karar verildiği görülmüştür. Davalı vekilince ihtiyati tedbire itiraz edildiği ve mahkemece esas dava açılmakla esas dava dosyası üzerinde 27/01/2022 tarihinde duruşmalı yapılan inceleme sonunda davalıya ait tedbiren el konulan ürünlerin üzerinde artıabrasive markasının yer aldığı, davacıya ait … ve … ibarelerinin de ürün üzerinde yer aldığı, ürünler üzerinde yer alan … ve … ibarelerinin ürünün niteliğini belirtmek amaçlı mı yoksa marka olarak mı kullanıldığının ancak yargılama neticesinde ortaya çıkacağı ürünler üzerinde artıabrasive ibaresinin marka olarak görünür şekilde yer aldığı, mevcut kullanımın bu aşamada marka hakkının ihlali olarak değerlendirilemeyeceği tedbirin devamında davalının zarar uğrayacağı gerekçeleriyle itirazın kabulüne ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin başlangıçta tedbir talebini kabul ettiğini ancak itiraz üzerine tedbiri kaldırdığını, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü tarafından 30/11/2021 tarihinde yapılan haciz sırasında davalı şirketin yetkilisinin beyanlarının tutanağa geçtiğini, buna göre davalının piyasada müvekkile ait markaların olduğunu ve pazarda hakim durumda olduğunu bildiğinin anlaşıldığını, ayrıca müvekkil tarafından verilen bir izin bulunmadığını, kendilerinin taklit iddiasının artıabrasive markasına yönelik olmadığını, taleplerinin … ve … markalı taklit ürünlere el konulması yönünde olduğunu, ancak davalının artıabrasive markasının hemen yanında müvekkile ait markayı taklit eder nitelikte kullandığını, mahkemenin hatalı değerlendirme yaptığını, uzman bilirkişiden aldıkları mütalaayı mahkemeye sunduklarını, tarafların aynı sektörde faaliyette bulunduklarını, davalının kullandığının iltibasa yol açabilecek nitelikte bulunduğunu, davalının müvekkilinin Türkiye’deki potansiyelini bildiğini ve bu durumdan yararlanmak istediğini, davalının hiçbir gereklilik ve zorunluluk yok iken ayırt edilemeyecek şekilde benzer şekilde markaların iltibas ve iktibas ettiğini bildirerek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Tespit dosyasında alınan 14/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda tespit konusu ürünlerin alıcısının üst düzeyde özenli, seçici, piyasayı araştırıp fiyat ve kaliteyi gözetecek kimseler olduklarını, tespit konusu “artı abrasive” markasının 3. Sınıftaki aşındırıcı ürünler kapsamında tanımlayıcı oldukları değerlendirilebileceği tespit konusu markaların görsel ve işitsel olarak farklı olduğu, aleyhine tespit istenenin markasında “…” ibaresinin bulunduğu, dolayısıyla karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, alıkonulan ürünlerde tespit talep edenin markaları yer alsa da yine ürünler üzerinde yer alan “…” ibaresinin TPMK’da … numarası ile tescilli olduğu yönünden görüş bildirildiği görülmüştür. Davacıya ait … ibareli … numaralı markanın 29/01/2010 tarihinde 3. Sınıfta tescil edildiği, … ibareli … numaralı markanın 29/01/2010 tarihinde 3. Sınıfta tescilli olduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, men’i ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbire itirazın kabulü kararına yöneliktir. Mahkemece, davacı tarafın talebi üzerine 18/11/2021 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş, söz konusu karara yapılan itiraz üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonunda itirazın kabulüyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair karar verildiği anlaşılmıştır. Davacıya ait “…” ibareli marka ile “…” ibareli markanın 3.sınıfta tescil edildiği görülmüştür. Davalının ise “…” ibareli markasının 3.sınıfta tescilli olduğu anlaşılmıştır. Her iki tarafın markaları aynı sınıfta tescillidir. Tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı iş yerinde tespit edilen bir kısım ürünlerde “…” ibaresinin yanı sıra “…” ve “…” ibarelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu bu ibarelerin yani “…”, “…”, “…” kullanılmasında herhangi bir zorunluluk bulunmadığı, davalının bu ibareleri kullanmakla markasını hem tescilli olduğu gibi kullanmadığı, hem de davacının markasına yaklaşma amacı güttüğü kanaatine varılmış olup, bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin ihtiyati tedbire yönelik itirazının reddi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usule aykırı görüldüğünden davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/01/2022 tarihli 2021/200 E sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının REDDİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 249-TL tebligat, fotokopi ve posta masrafı olmak üzere toplam 469,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/07/2022