Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/918 Esas
KARAR NO: 2022/1206
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02.03.2022 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/614 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
TALEP: İhtiyati tedbirin kaldırılması istemi
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin önceki ortağı olan … tarafından sonradan muvazaalı ve sahte olarak düzenlenen 3 adet bonoya istinaden Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, takibe konu bonoların sahte olarak düzenlendiğini, mahkemece daha önce İİK 72/3 md kapsamında verilen tedbir kararının teminatın yatırılamaması nedeniyle infaz edilemediğini, bu bağlamda gelinene aşama itibariyle şirkete ait makinelerin satılacağını, bu nedenlerle satış işleminin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, bonoların gerçek borcu yansıttığını, sahtelik iddiasının doğru olmadığını, bu nedenlerle tedbir isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince tedbir talebi duruşmada değerlendirilerek; “….Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; menfi tespite konu bonolarla ilgili sahtelik iddiası bulunduğu, HMK 209/1 maddesinde; adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamayacağının düzenlendiği, menfi tespite konu bonolarla ilgili sahtelik iddiasıyla Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamanın devam ettiği dikkate alınarak HMK 389/1 md gereğince icra takibine konu makinelerin satılması halinde davacı tarafın ileride telafisi imkansız veya güç zararların doğma ihtimali bulunduğu, sahtelik iddiası dikkate alındığında HMK 392/2 md gereğince durum ve koşullar kapsamında takdiren teminatsız satış işlemlerinin durdurulmasına…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -İhtiyati tedbir kararı ile dava sonucunda elde edilebilecek bir menfaat sağlandığını, -ihtiyati tedbir koşullarının kanunda düzenlendiğini, birinci şartın talep edenin korunması gereken hakkının mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeni ile elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya imkansız hale gelme ihtimali olduğunu, müvekkilinin ticaretle uğraşmakta olduğunu ve muhtemel zararı karşılayabilecek güçte olduğunu, mağdur tarafın da müvekkili olduğunu, takip dosyasında haciz işlemi yapıldığını ve aynı gün … yetkilisi …ün kalan malları kaçırdığını, İkinci şartın ise uyuşmazlığın çözümüne kadar geçecek sürede gecikme sebebiyle bir sakınca ve ciddi zararın doğması ihtimali olduğunu, her iki şartın da oluşmadığını, buna rağmen ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hatalı olduğunu, – davacı talebi esas alınarak verilen tedbir kararının telafisi imkansız zarara sebebiyet vereceğini, -İstanbul BAM 46.HD 2021/2354, 2021/2192 K sayılı dosyasında timenatsız verilen tedbir kararının kaldırıldığını, Yaklaşım ispatın oluşmadığını, Davacı firmanın yetkilisi …’ün Sivas 1.Aile mahkemesi’nin 2021/366 E sayılı dosyasında cevap dilekçesinde; Bakırköy … İCra Dairesinin … E sayılı dosyasını delil olarak göstererek borçlu olduğunu ve nafaka miktarının düşürülmesini talep ettiğini, mahkeme nezdinde yapılan kabulün kesin delil hükmünde olduğunu, Mahkemenin tedbir kararına dayanak gösterilen Bakırköy 8.Ağır ceza Mahkemesinin 2021/486 E sayılı dosyasının iş bu dosyanın duruşmasından 1 gün önce yapıldığını, mahkeme tedbir kararında ağır ceza dosyasına dayanmış ise de; davacı şirket yetkilisinin ceza mahkemesindeki ifadesi incelenemeden karar verildiğini, 01.03.2022 tarihli duruşmada …’ün ; ” Ben … Tekstili satın aldıktan sonra unvanını değiştirdim … tekstil olarak devam ettim. Sanık … benim babam olur. Şirketi … Tekstil iken BORÇSUZ OLARAK babamdan devraldım. (Duruşma zabtının 4.sayfası) babama devrederken protokol yapmadık. Bu şirket ile ilgili borç kayıtlarda yoktu ama başka şirketlere borcu vardı, biz o borçları bilerek aldık.”şeklinde beyanda bulunduğunu, Davacının, ilk başta şirketi borçsuz olarak babasından aldığını beyan etmişken Devamında ise, şirketin borçları olduğunu biliyorduk şeklinde çelişkili beyanlarda bulunduğunu, davacı tarafın, Şirketin, müvekkiline borcu olduğunu bildiğini, ancak kötüniyetle sahtelik iddiasında bulunarak zaman kazanmaya çalıştığını, satış işlemlerinin teminatsız durdurulmasına ilişkin karar, bu aşamada kabulü ileride telafisi imkansız zararların doğmasına, hak kaybına sebebiyet verebilecek nitelikte olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla HMK’nın 392. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilirken teminat alınması genel kural olarak kabul edildiğini, Davacının talebi resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanmamasına rağmen, Yerel Mahkeme gerekçesini açıkça belirtmeden, sadece iddiaya ve ileri sürülen sebeplere göre teminat alınmamasına karar vermiş olmasınını da istinaf sebebi olduğunu belirterek Davacı lehine teminatsız olarak verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, sahtelik iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen somut uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbirin kabulü kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf senetlerin önceki şirket yetkilisi tarafından eski tarihli olarak ve geçmişe yönelik olarak düzenlendiği ve sahte kaşe ile kaşelendiğini ileri sürülmüştür. Bakırköy 8 Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/486 E sayılı dosyasına dayanak iddianamede … Ltd Şti ‘in müşteki, … ve …’nın şüpheli olarak yer aldıkları; neticeten ; “… Her iki şüphelinin fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek şikayetçi firmayı dolandırmaya karar verdiklerini ve şüpheli … tarafından 3 adet sahte senet düzenlendiğini, bu senetlerde şikayetçi firmanın diğer şüpheli …’ya borçlandırıldığı ve her iki şüphelinin üzerine atılı suçlar işledikleri..” şeklindeki anlatımla resmi belgede sahtecilik, kamu kurumlarının araç olarak kullanılması sureti ile dolandırıcılık suçlarından cezalandırılması talebi ile kamu davası açıldığı, davanın derdest olduğu görülmüştür. Davaya konu senetler incelendiğinde; *06.03.2017 düzenlenme 16.07.2019 vade tarihli 1.200.000TL bedelli nakden kaydı olan bonoda keşidecinin … Ltd şTi, lehtarın … olduğu, *06.03.2017 düzenlenme 10.02.2021 vade tarihli 1.100.000TL bedelli nakden kaydı olan bonoda keşidecinin … Ltd şTi, lehtarın … olduğu, *06.03.2017 düzenlenme 14.04.2020 vade tarihli 1.100.000TL bedelli nakden kaydı olan bonoda keşidecinin … Ltd şTi, lehtarın … olduğu anlaşılmaktadır. Savcılık dosyasındaki bilirkişi raporunda; her üç senetteki ödeyecek kısımdaki … Adına atılı imzaların … eli ürünü olduğu, kaşe izlerinin sahte olarak imal edildiği, çek tevdiat bordosununu karbon suretindeki imzanın … eli ürün olup olmadığı yönünde menfi müspet kanaate ulaşılamadığı yönünde görüş belirtilmiştir. 15.02.2019 Tarihli ticaret sicil gazetesine göre; … Şti’nin temsilcisi olan …, şirketteki hissesini … ve …’e devretmiş ve şirket unvanı … Şti olarak değişmiştir. İlk derece mahkemesince Bakırköy 8.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/486 E sayılı dosyası dikkate alarak ileride telafisi imkansız veya güç zararların doğma ihtimali bulunduğu gerekçesi ile HMK 209.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesi yerinde ise de; bu aşamada ceza dosyası henüz kesinleşmediğinden uygun bir teminat takdir edilmesi gerekirken HMK 392.maddesine aykırı olarak teminatsız tedbir kararı verilmesi yerinde görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf isteminin teminat yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, uygun bir teminat takdir edilerek tedbir kararı verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2- Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/614 Esas sayılı dosyasının 02.03.2022 Tarihli teminatsız olarak verilen ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, – Mahkemece uygun bir teminat takdir edilerek ihtiyati tedbir kararı verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 3-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 4- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan istinaf posta giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.30/06/2022