Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/892 E. 2022/1268 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/892 Esas
KARAR NO: 2022/1268
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/299
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkili …’a ait banka hesaplarına bloke koyulduğunu, müvekkilinden icra tehdidi altında bedelin bir kısmının tahsil edildiğini, müvekkillerinin haksız olarak borçlandırıldığını beyan ederek, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİRİN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/299 Esas sayılı dosyasında verilen 18/04/2022 tarihli ara karar ile; “Dava dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde, derdest davanın, kambiyo senedi vasfındaki bonoya dayalı olarak başlatılmış icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası olması nedeniyle İİK’nın 72/3.maddesine göre, yine bono vasfında olduğundan ve bu aşamada dosyaya sahteliği yönünden verilmiş herhangi bir mahkeme kararı da sunulmadığından HMK’nın 209 (özellikle HMK’nın 209/2.maddesi gözetilerek) maddesine göre, söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü için yasaca aranan gerekli ve bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına göre yaklaşık ispata yeterli koşulların bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Takip dayanağı senedin murisin eli ürünü olmadığını, basit bir göz incelemesi ile dahi senetteki yazı, imza ve rakamların bütünlük ifade etmediği ve murisin eli ürünü olmadığının anlaşılacağını, Müvekkil, açılan takip ile icra tehdidi altında bulunduğundan işbu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunduğunu, İİK.72.maddesi gereğince öncelikle teminatsız, mahkeme aksi kanaatte olursa teminat karşılığı takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacılar, takibe konu bononun muris …’ın eli ürünü olmadığını, murisin davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını, imza ve yazının murise ait olma ihtimalinde ise bononun muvazaalı olarak düzenlendiğinin kabul edilmesi gerektiğinden bahisle menfi tespit ve ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş; davalı taraf iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davanın, bonoya dayalı olarak başlatılmış icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası olması nedeniyle İİK’nın 72/3.maddesine göre, yine bono vasfında olduğundan ve bu aşamada dosyaya sahteliği yönünden verilmiş herhangi bir mahkeme kararı da sunulmadığından HMK’nın 209 (özellikle HMK’nın 209/2.maddesi gözetilerek) maddesine göre, söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü için yasaca aranan yaklaşık ispata yeterli koşulların bulunmaması nedeniyle tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafça “Bononun murisin eli ürünü olmadığı” gerekçesine dayalı olarak HMK’nun 209. ve İİK.72.maddeler uyarınca icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş ise de; bononun sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Somut olay ve dosya kapsamına göre, HMK.209 maddesi gereğince tedbir kararı verilmesini gerektirecek herhangi bir grafolojik bilirkişi raporu bulunmadığı gibi, kanaat verebilecek düzeyde ceza soruşturması ya da bir ceza davasının da bulunmadığı gibi İİK.72.maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği anlaşıldığından, mevcut delil durumu gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararı yerinde olduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.04/07/2022