Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/89 Esas
KARAR NO: 2023/1615 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2021
NUMARASI: 2020/322E, 2021/203K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 03/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “…” ve “… ŞEKİL” markaları altında ürettiği ürünleriyle tüm dünya ve Türkiye’de tanınan bir şirket olduğunu, müvekkilinin “…” marka ve logolarının Türkiye de dahil olmak üzere dünya çapında sayısız ülkede tescilli ve tanınmış bir marka olduğunu, Türkiye’de TPMK nezdinde … tescil numaralı “…”, … tescil numaralı “…”, … tescil numaralı “…+ŞEKİL” ve … tescil numaralı markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin çok uzun yıllardan beri ayakkabı sektöründe faaliyet gösterdiğini, tüm dünyada bilinen ayakkabı-bot üreten firmalardan biri olduğunu, ancak hal böyle iken davalı tarafından, müvekkilinin izni olmaksızın “…+ŞEKİL” markalarını taşıyan ürünlerin taklit edildiğini, davalıya ait ürünler üzerinde kullanılan işaret ve logoların müvekkili şirketin tescilli ve tanınmış markalarının birebir aynısı olduğunu, davalı tarafından söz konusu taklit ürünlerin iş yerinde ve kendisine ait olan “www…..com.tr/ ve “www…..com/…” internet siteleri üzerinde satışa sunduğunu ve davalı yanın söz konusu eylemlerinin müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, tecavüz teşkil eden ürünlerin üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının, yurt içinde ve yurt dışında, başta satış yapıldığı iddia edilen “www…..com.tr/ ve “www….com/…” internet siteleri olmak üzere, internet üzerinden veya işyerinde fiziken satışa sunulmasının önlenmesini, ayrıca tecavüz teşkil eden her türlü mal ve ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam, yayın, broşür, afiş, kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, fatura ve sair her türlü ticari evrak ile alan adları da dahil olmak üzere kullanımının önlenmesini ve imhasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin uzun yıllardır ülkemizde ayakkabıcılık sektöründe faaliyet göstermekte olan bilinen ve saygın bir firma olduğunu, müvekkilinin, davacı marka ve patent hakları kendisinde bulunan “…” ibareli marka ile üretim yapmakta ve satışını kendisine ait sitesinden gerçekleştirdiğini, müvekkilinin davacı tarafından belirtilen ayakkabılar üzerinde kullanılan “…” isimli ürünlerin üreticisi ya da piyasaya süreni olmadığını, müvekkilinin “…” isimli ayakkabı üreticisi firmadan davaya konu ürünleri adet başı satın aldığını, müvekkilinin yalnızca aracı firma olarak satış gerçekleştirdiğini, gelen sipariş ile birlikte “…” isimli firmadan aldığı ürünleri internet sitesinden satışını gerçekleştirdiğini, davacının iddia ettiği “…” yazılı ürünlerin, davacı adına tescilli marka ile herhangi bir benzerliği bulunmadığını, “…” isminin davacının “…” markasını çağrıştırır herhangi bir anlamı veya niteliği olmadığını, bu markalar arasında bir benzerliğin, taklidin veya iltibasın bulunmadığını, bu nedenle de davacının tecavüz ve haksız rekabet iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”…1-Davacının davasının KABULÜNE, davalının davacı adına tescilli … tescil nolu marka, … tescil nolu marka ve … tescil nolu şekil markaları ile, iltibas yaratan ürünlerinde kullanılması suretiyle markadan doğan haklara tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, tecavüz teşkil eden ürünlerin üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının, yurt içi ve dışında başta “www…..com.tr/ ve “www….com…” internet siteleri olmak üzere internet üzerinden veya işyerinden fiziken satışa sunulmasının önlenmesine, tecavüz teşkil eden ve haksız rekabet yaratan her türlü mağazadan ürün, tabela, ilan, reklam, yayın, broşür, afiş, kartvizit ve sair, her türlü tanıtım malzemelerinde kullanımının önlenmesine, tecavüz teşkil eden ürün ve tanıtım evraklarına el konularak markaların çıkarılmasına, çıkarılması mümkün değilse imhasına,2-Karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere hüküm özetinin ülke çapında yayınlanan tirajı en yüksek üç gazetenin birinde ilanına, …” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, SMK 156. Maddesinde; Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesince bakılacağı kararlaştırılmıştır. İşbu nedenle de haksız davanın görevsiz mahkemede açıldığının çok açık olduğunu, işaret ve logo taklidi barındırarak tecavüze konu olduğu belirtilen; ”…” isimli ürünlerin, üreticisi yada piyasaya süreni müvekkili firma olmadığından taraf olmasının mümkün olmadığını, üretiminin yapıldığına dair herhangi bir delil ortaya koyamamışken işbu taklit ürünlerin üretiminin engellenmesine yönelik yerel mahkeme tarafından karar kurulmasının yerinde olmadığını, Müvekkilinin … isimli ayakkabı üreticisi firmadan davaya konu ürünleri adet başı satın aldığını ve sadece ayakkabıların satışını gerçekleştirdiğini, logonun basılması kullanılması ve üretilmesi hususunda hiç bir fiili ve bilgisi bulunmadığını, faturalandırarak satın aldığı ürünleri alan adı kendisine ait site üzerinden sattığını, Müvekkilinin yalnızca aracı firma olarak satış gerçekleştirdiğini, Müvekkil firmanın marka tecavüzü fiili ve haksız rekabet fiili bulunmadığını, mahkemenin tecavüz teşkil eden ürünlerin üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının önlenmesine yönelik kararının yerinde olmadığını, Tecavüz olmadığı gibi taklit ve tecavüz değerlendirmesinin de yerinde olmadığını, … yazılı ürünlerin davacı adına tescilli marka ile herhangi bir benzerliği bulunmadığını, … isminin davacıya ait … markasını çağrıştırmadığını, iddianın ispatlanamadığını, internet sitesinden alınan ve tecavüze konu olduğu iddia edilen ürünün tabanındaki bir anlam ifade etmeyen kısımların taklit olarak vasıflandırıldığını, iltibas ve taklitin ürünün parçalara bölünerek bir anlam ifade etmeyen kısımları yönünden değerlendirilmesi mümkün olmadığını, Hatalı rapora göre karar verildiğini, ürünün tabanındaki bir anlam ifade etmeyen kısımlar renkli oklar ile işaretlenerek taklit olarak değerlendirilmesinin yerinde olmadığını, raporun çelişkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE Davacı, müvekkilinin markalarının tanınmış marka olduğunu, davalının tespit edilen kullanımlarının markaya tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek markaya tecavüzün, haksız rekabetin tespiti, meni, refini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı, görev ve yetkiye ilişkin istinaf isteminde bulunduğundan usule yönelik istinaf istemi öncelikle incelenmiştir. Davacı, markadan kaynaklanan haklarına dayandığından Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gibi davacının markaya tecavüz iddiasının internet satışlarına da dayandığı, tecavüze dayalı davanın fillin etkilerin gerçekleştiği yer mahkemesinde de dava açılabileceği dikkate alındığında Bakırköy Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi görevli ve yetkili olmakla usule ilişkin istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.Somut uyuşmazlıkta; davacının … nolu şekil markasının 25 nolu emtia sınıfında 31.12.1998’de sicile tescil edildiği, … numaralı “… şekil” ibareli markasının 25.sınıfta 14.08.2003 te tescil edildiği, … numaralı “… şekil” ibareli markanın 30.12.2015 Tarihli başvuruya istinaden 12.06.2018 de tanınmış marka olarak kabul ediliği, .. numaralı “…” markasının da 30.12.2015 tarihli başvuruya istinaden TPE nezdinde tanınmışlığının kabul edildiği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda davalı tarafından satışı yapılan botlardaki kullanımın davacının … numaralı tanınmış şekil markası ile karşılaştırıldığında ortalama tüketici nezdinde karıştırılmaya yol açacak derecede benzer olduğu tespit edildiği, davalının kullanımının davacının markasının tescil sınıflarında olduğu dikkate alındığında rapor yeterli ve denetime elverişli olmakla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmüştür.Davalı istinafında kendisinin sadece aracı olduğunu, üretim yapmadığını, fatura ile satın aldığı ürünleri internet sitesinde sattığını ileri sürerek eyleminin hukuka aykırı olmadığını ileri sürmüş ise de; davacının markasına tecavüz teşkil eden ürünlerin satışı da marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinden bu yöndeki istinaf isteminin de reddi gerekmiştir.Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalının istinafının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 5,50-TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/11/2023