Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/84 Esas
KARAR NO: 2023/1605 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2020
NUMARASI: 2017/64 E. – 2020/327 K.
DAVANIN KONU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’nin, davalı ile akdetmiş olduğu 25.12.2001 tarihli sözleşmeye bağlı “…”, “… ’ albümünü çıkarmış olduğunu, belirtilen albümlerdeki eserlerin birçoğunun da söz ve müziğinin müvekkiline ait olduğunu, 25.12.2001 tarihli sözleşmenin 6. Maddesinde davalının 1. Albüm için 150.000 adet kaset ve 20.000 adet CD satışı sonrası, 2.ve3. albümler için 125.000 adet kaset ve 20.000 adet CD satışı sonrası gerçekleşecek kaset ve CD satış toptan fiyatından telif, kartonet, dolum ve dağıtım, KDV giderleri mahsup edildikten sonra kalan brüt karın %20+KDV’ni müvekkiline ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin 6.3. maddesinde, bu ödemelerin her bir albümün piyasaya çıkış tarihinden itibaren 2 şer aylık aralar ile yapılacağının açıkça belirtilmekte olduğunu, bu albümlerin o dönemde Türkiye’de en büyük satışı gerçekleştirmiş olduğunu, davalı Şirketin, müvekkilinin seslendirdiği albümlerin kaset ve CD olarak satışını yapmanın yanı sıra bu albümlerdeki eserleri internet üzerinden, cep telefonu üzerinden ve sair elektronik ortamlar üzerinden de satış ve dağıtımını gerçekleştirmiş ve bu surette çok ciddi gelirler elde etmiş olduğunu, ancak davalının yapımcılığını üstlendiği yukarıda belirtilen albümlerin gelirlerinin %20ssinin bugüne kadar müvekkiline ödenmemiş ve ihtarnameler iîe davalının temerrüde düşmüş olduğunu, 25.12.2004 tarihli sözleşmede ise bu oranın %25 olduğunu, her türlü yasal haklar ve fazlaya ilişkin talepler saklı kalmak üzere müvekkili ile davalı arasında akdedilen 25.12,2001 ve 25.03,2004 tarihli sözleşmelere bağlı olarak çıkardığı …’ albümlerin icra ve telif haklarına müstenit şimdilik 10,000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tazmini ile müvekkilime ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davasını yaklaşık 10 yıl geçtikten sonra açtığını bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının dava dilekçesinde belirttiği 25.03.2004 tarihli sözleşmede … tarafından müvekkili şirket ortaklarından … borç olarak alınan 310.000-USD alacak hakkında … tarafından İstanbul … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına borçlu … tarafından yapılan imza ve borç inkan nedeni ile açılmış bir itirazın iptali davası olduğunu, bu davanın İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/218 Esas saydı dosyasından görülmüş ve yerel Mahkeme tarafından borçlu …’nin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verildiğini, verilen bu kararın Yargıtay tarafından onandığını, davalının karar düzeltme talebi reddedilmek sureti île kesinleşmiş olduğunu, en önemli hususun ise …’nin 25.03.2004 tarihli sözleşmeyi ve bu sözleşme altındaki kendi imzasını inkar etmesi olup, yapılan yargılama sonucunda imzanın …’ye ait olduğunun kanıtlandığını, , müvekkili şirket ortaklardan …’in kesinleşmiş Mahkeme karanına istinaden işbu davanın davacısı …’den halen derdest olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas dosyasından 1.000,000- TL alacağının bulunmakta olduğunu, borçlu … adına herhangi bir malvarlığı olmadığından bu dosyada tahsilat yapılamadığını» yine İstanbul 2. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2005/194 E. Sayılı dosyasında, müvekkili tarafından … aleyhine 25.12,2001 ve 25.03.2004 tarihli sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin … tarafından yerine getirilmemesi nedeni ile dava açıldığını, 30.12.2011 tarihli karar İle sonuç olarak davalı …’nin … firmasına 309,097,93 TL ödemesine karar verilmiş ve bu kararın kesinleşmiş olduğunu» verilen kararın İstanbul Anadolu … İcra Müd’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibine konulmuş olup halen derdest olduğunu, bu dosyadan müvekkillerinin yaklaşık 750.000 TL kesinleşmiş alacaklarının bulunmakta olduğunu, davacının müvekkil şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, zira taraflar arasında İmzalanan 25.03.2004 tarihli sözleşmenin 3. Maddesinde; …’nin, “…” ve “…” isimli albümler ile piyasaya yeni çıkacak olan Türkü albümü ve single albüm İle ilgili Tüm icra ve Telif Bedelleri Dahil Bu 4 Albümle İlgili Tüm Hak Ve Alacaktan m Yapımcıdan Nakden ve Defaten Aldığını, Yapımcıdan Başkaca Bir Hak Ve Alacağının Kalmadığını Beyan Etmiş Olduğunu, davacının yukarıdaki albümler ile ilgili olarak yapımcıdan herhangi bir atacağının olmadığının açık olduğunu, 25.03.2004 tarihli sözleşme maddelerinde belirtilen albümlerin yapılmasına ilişkin hükümlerin davacı tarafından ihlal edilmesi, sözleşme kapsamındaki taahhütlerin yerinde getirilmemesinden dolayı bu konuda İstanbul (2.) Fikri ve Sınai haklar Hukuk Mahkemesi 2005/ 194 Esas sayılı dosyasından davacı aleyhine dava açıldığını ve davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, dolayısı ile davacının 25.12.2001 tarihli sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir alacağının bulunmadığım bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 04/11/2020 tarihli 2017/64 E. – 2020/327 K. sayılı kararıyla; “…Toplanan tüm deliller, sözleşme hükümleri , eser işletme belgeleri, alınan her iki heyet raporu ile birlikte mütalaa edildiğinde; davacı ile davalının ana sözleşme ve ek sözleşme kapsamında dört albümün piyasaya çıktığı, davacının piyasaya çıkan albümler sebebi ile kendisine telif ödemelerinin yapılmaması iddiası ile huzurdaki davayı açtığı, davacının taraflar arasındaki 25.03.2004 tarihli ek sözleşmenin üçüncü madde hükmü ile telif bedellerini aldığı ve alacağının kalmadığı hususunun taraflar arasında akdedilen asıl ve ek sözleşmeler kapsamından ve bilirkişi raporu kapsamından anlaşıldığı, zira 25.03.2004 tarihli sözleşmenin 3.maddesindeki düzenlemede aynen ; …, … isimli albümler ile piyasaya yeni çıkacak olan … ve … albüm ile ilgili tüm icra ve telif bedelleri dahil bu 4 albümle ilgili tüm hak ve alacaklarını Yapımcıdan nakit olarak aldığını, başkaca hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyan ve kabul etmiştir düzenlemesi dikkate alındığında sözleşmede yer alan bu düzenlemenin açıkça ibra niteliğinde olduğu, Dolayısıyla İBRA niteliğindeki sözleşme hükmü nazara alındığında artık davacının talep hakkı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ek sözleşmenin 3.maddesi borcu sona erdiren sebepler niteliğinde olup, hükümde önceki sözleşmeye atıf yapılarak ,asıl sözleşmenin 4.maddesi kapsamında sözleşmeye konu mali hakların kullanılması suretiyle elde edilebilecek tüm menfaatler bakımından alacaklının başkaca bir talebinin olamayacağı açıkça düzenlendiğinden yani ibra hükmü açık olduğundan, hükme dayanak yapılan dosya içindeki sözleşme hükümleri ve deliller ile uyumlu son rapor kapsamı da dikkate alınarak davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; alınan iki bilirkişi raporu arasında çelişki olmasına rağmen Mahkemece ikinci bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,Davalının müvekkiline sözleşme gereğince ödeme yaptığını yazılı delillerle ispatlayamadığını,Davaya konu albümlerin satışlarının halen devam etmesi nedeniyle, davanın reddedilmesinin müvekkilinin alacağını tahsil etmesine engel olacağını,Mahkemece ibraname olarak kabul edilen ek sözleşmenin ibraname niteliğinde olmadığını, her bir borcun ayrı ayrı gösterilmesi gerektiğini, ayrıca TBK’nun 420. maddesi uyarıca, ibranamenin geçerli olması için ibra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş olması gerektiğini ve ödemenin banka aracılığı ile yapılması gerektiğini, Mahkemece hukuki konularda bilirkişiden görüş alınamayacağını,Mahkeme kararında yeterli gerekçenin ve hakimin kanaatine ilişkin açıklamanın mevcut olmadığını, Delillerin yeterince toplanmadan karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Taraflar arasında imzalanan 25/12/2001 tarihli Sözleşme incelendiğinde; Sözleşmenin konusunun 2. Maddede, münhasıran yapımcıya bağlı kalarak her biri en az 46 dakika veya en az 12 adet müzik eseri içeren üç adet müzik albümünün kaydedilmek üzere sanatçı tarafından seslendirilmesi ve yorumlanması ile tarafların hak, yetki ve yükümlülükleri olarak belirtildiği, Sözleşmenin 6. maddesinde 1. albüm için 150.000 adet kaset ve 20.000 adet CD satışı sonrası 2. ve 3. albümler için 125.000 adet ve 20.000 adet CD satışı sonrası gerçekleşecek kaset ve CD satış toptan fiyatından telif, kartonet, dolum ve dağıtım, KDV giderleri mahsup edildikten sonra kalan brüt karın %20 + KDV’ni davacıya ödemeyi taahhüt ettiği, sözleşme süresinin üç yıl olduğu tespit edilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 25/03/2004 tarihli Ek Sözleşme incelendiğinde; 1. maddesinde 25/12/2001 tarihli Sözleşmeye ek olarak hazırlandığının belirtildiği, 2. maddesinde davacı …’nin 2004 yılı içinde 1 adet türkü albümü ve 1 adet single albüm yapılması konusunda anlaştıkları, bu albümlerin 25/12/2001 tarihli sözleşmenin kapsamı dışında olduğu, bu nedenle 25/12/2001 tarihli sözleşmenin süresinin 25/12/2006 tarihine kadar uzatıldığı, …’nin 25/12/2001 tarihli sözleşmenin üçüncü albümünü 15/07/2005 tarihine kadar icra etmeyi, seslendirmeyi, okumayı ve yorumlamayı kabul ettiği, 3. maddesinde …’nin … isimli albümler ile piyasaya yeni çıkacak türkü albümü ve sıngle albümü ile ilgili tüm icra ve telif bedelleri dahil bu 4 albümle ilgili tüm hak ve alacaklarını yapımcıdan nakden aldığı, yapımcıdan başkaca hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyan ve kabul ettiğinin belirtildiği tespit edilmiştir.Davacı … tarafından davalıya gönderilen İstanbul …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 03/01/20122 tarihli ihtarnamesi incelendiğinde; 25/12/2001 tarihli sözleşmeye bağlı olarak davacının … isimli albümler çıkarttığı, sözleşmenin 6. maddesi gereği yapımcının davacı tarafın seslendirdiği albümler aracılığıyla elde ettiği gelirlerin yüzde 20’sinin ödenmesini talep ettiği görülmüştür.Davacı … tarafından davalıya gönderilen Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 07/11/2016 tarihli ihtarnamesi incelendiğinde; 25/12/2001 tarihli sözleşmenin 6. maddesi gereği yapımcının davacı tarafın seslendirdiği albümler aracılığıyla elde etliği gelirlerin yüzde 20’sinin ödenmesini talep ettiklerini, bu hususun İstanbul … Noterliği’nin 03/01/2012 gün ve … yevmiye nolu ihtarname ile talep edildiği, ödemelerin hala gönderilmediği ve davalının temerrüde düşürüldüğü belirtilerek …’nin uğradığı maddi ve manevi zararın tazmininin talep edildiği görülmüştür.Davalı … tarafından davacı …’ye gönderilen Beşiktaş …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 14/11/2016 tarihli ihtarnamesi incelendiğinde; davalı şirketin hiçbir borcunun olmadığı, aksine kesinleşmiş ilamlar sonucu alacaklı oldukları ileri sürülerek borcun ödenmesinin talep edildiği görülmüştür.Davacı … tarafından davalı … aleyhine ikame edilen İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2006/314 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; tarihli kararı ile davaya konu sözleşmenin konusu olan 3. albümün … tarafından yapılmaması nedeniyle davacı tarafın 25/03/2004 tarihli sözleşme nedeniyle albümü çıkarsaydı elde edeceği net gelirden mahrum kalmasından dolayı, davacının uğradığı maddi zararın tahsili için dava açıldığı, yargılama sırasında zarar tutarının 309.097,93 TL olarak belirlendiği ve 2011/270 Karar sayılı, 30/12/2011 tarihli karar ile bu tutar üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 11. HD’nin 18/03/2013 tarihli, 2012/5801 Esas, 2013/5192 Karar sayılı kararı ile onanarak 10/09/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2005/194 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı-karşı davalı …. Tic. A.Ş.’nin davalı-karşı davacı … aleyhine üçüncü albümün yapılması (akdin ifası), 300.000.-USD cezai şartın ödenmesi için dava açtığı, …’nin ise ,ek| sözleşmenin altındaki imzanın sahte olduğunun tespiti ile 200.000 YTL maddi, 200.000 TL manevi tazminatın ödenmesi için karşı dava açtığı, yapılan yargılama sonucunda 2006/1011 K., 19/12/2006 tarihli kararla, sözleşmede ihlal durumunda aksin feshedilmemesine rağmen cezanın istenebileceği hususu açıkça belirtilmemiş olduğundan bu maddeye göre cezai şart için talepte bulunamayacağı, davacının sözleşmenin süresinde tamamlanmaması nedeniyle ifaya ekli cezai şart talebinin ise sözleşme süresinin 25/12/2006 tarihine kadar uzatılması ve dava tarihi itibariyle sözleşme süresi dolmadığından işin süresinde yapılmaması şartının gerçekleşmemiş olduğu gerekçesiyle bu talep yönünden ret kararı verdiği, davacının sözleşmede yer alan 3. albümün ifası talebi hakkında davalının bir sanatçı olup, üçüncü albümün yapılmasına zorlanamayacağı, bu şartlar altında davacının sözleşmeyi feshederek cezai şart talebinde bulunmasının hukuken uygun olabileceği, ancak bu yöntemin tercih edilmediği gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verildiği, karşı dava yönünden ise; imza incelemesi yapılarak imzanın …’ye ait olduğu tespit edildiğinden karşı davanın da reddine karar verildiği, karara karşı her iki tarafça temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 14/11/2014 tarihli, 2008/6830 Esas, 2008/12834 Karar sayılı kararı ile somut uyuşmazlığın FSEK’in 50. maddesi uyarınca ileride meydana gelecek eserlere yönelik taahhüt niteliğinde olduğu, FSEK’in 50/1. maddesi uyarınca eser henüz vücuda getirilmeden yapılan taahhütlerin geçerli olduğu, 50/2. fıkrasına göre, bu kabil taahhütleri taraflardan herhangi birinin ihbar tarihinden 1|yıl sonra hüküm ifade etmek üzere feshedebileceği, kanuni fesih ve dönme hakkının emredici nitelikte olduğu ve cezai şartın yerine getirilmesinin istenemeyeceği, somut uyuşmazlığın FSEK’in 50. maddesi hükmü dışında Borçlar Kanununa tabi olduğu, eser tamamlanmışsa ve mali hak ve ruhsat başkasına devredilmiş ise BK’nun 96. maddesindeki kusurlu imkansızlık sebebiyle tazminat talep edebileceği, davalı-karşı davacının söz ve bestesi kendisine ait müzik eserlerinin yer aldığı yeni albümünün dava dışı başka firma tarafından piyasaya arz edildiği, ayrıca cevap dilekçesinin 05/05/2005 tarihinde davacı-karşı davalıya tebliği ile sözleşmenin feshedildiği ve yargılama sona ermeden 05/05/2006 tarihinde feshin hüküm ifade eder hale geldiği, bu durumda, her ne kadar davacı – karşı davalı tarafça akdin ifasını talep hakkı mevcut olmakla birlikte, davalı – karşı davacının meydana getirdiği albümde yer alan musiki eserleri üzerindeki mali haklarını bir başkasına devretmiş olması ve yargılama aşamasında da akdi feshetmesi nedenleriyle akdin ifasının imkansız hale gelmesi ve sözleşmede yer alan cezai şart hükmünün de meydana getirilecek eserler bakımından geçersiz olması nedeniyle mahkemenin asıl davanın reddine ilişkin kararının açıklanan bu gerekçe itibariyle sonucu bakımından yerinde olduğundan davacı – karşı davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine ve karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının da reddine karar verildiği, vekâlet ücreti yönünden hükmün bozulduğu, karar düzeltme talebi de reddedilerek, kararın 20/02/2009 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince bilirkişiler …’ndan oluşan heyetten alınan 27/05/2019 tarihli raporda; Davalının 25/12/2001 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde 1. albüm için 150.000 adet kaset ve 20.000 adet cd satışı sonrası 2. ve 3. albümler için 125.000 adet ve 20.000 adet cd satışı sonrası gerçekleşecek kaset ve cd satış toptan fiyatından telif, kartonet, dolum ve dağıtım, KDV giderleri mahsup edildikten sonra kalan brüt karın %20 + KDV’ni davacıya ödemeyi taahhüt ettiği, albümle ilgili olarak …’ye 25/12/2001 tarihli sözleşmenin 6.maddesi kapsamında ödenecek olan %20’lik hak ediş payına %5 ilave edilerek (%25) 25/12/2001 tarihli sözleşmenin 6.maddesi kapsamında yapımcı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacının, 25,03.2004 tarihli ek sözleşmenin 3. maddesince “…, … isimli albümler ile piyasaya yeni çıkacak olan türkü albümü ile single albüm ile ilgili tüm icra ve telif bedelleri dahil bu 4 albümle ilgili tüm hak ve alacaklarını aldığını, Yapımcıdan başka bir hak ve alacağının kalmadığını ” beyan ve kabul ettiği, 25/12/2001 tarihli sözleşmenin 6.3. maddesinde; Sanatçıya, yapılacak ödemelerin her bir albümün piyasaya çıkış tarihinden itibaren 2’şer aylık aralar ile yapılacağının ve sanatçının tahsil edeceği ödemeler için yapımcıya serbest meslek makbuzu ibraz edeceğini kararlaştırıldığı, ancak bu bedellerin ödendiğine dair dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediği, Sözleşmeden doğan alacakların ifası talebinin, BK md. 146 gereği 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımının muacceliyet tarihi itibariyle başlayacağı, kaset ve cd satışlarının ve yapılan masraflara dair bilgilerin düşülmesi sonucu elde edilen karın ancak davalı tarafça bilinmesi mümkün olduğu, anılan tutarların davalı tarafça hesaplanıp davacıya bildirilmesi, bunu müteakip hesap mutabakatı sağlanarak davacının serbest meslek makbuzu kesmesi ile muacceliyet kesbedeceği, ancak bu hususta dosyada herhangi bir belgeye rastlanmadığı, kabule göre, sözleşmenin 6.3.maddesindeki “her bir albümün piyasaya çıkış tarihinden itibaren 2’şer aylık aralar ile yapılacağı” şeklindeki düzenleme uyarınca bildirimlerin yapılabileceği tarihlerin hesaplanarak muacceliyete esas alınabileceği, ancak zamanaşımının işlemeye başladığı tarihi belirleme konusunda taktir mahkemeye ait olduğu, Davalının ilgili eserlerden elde ettiği brüt karın, ticari defter kayıtlarından öğrenilerek, davacının talep edebileceği bedelin hesap edilmesi, kabule göre 25.03.2004 tarihli ek sözleşmenin 3. maddesi nedeniyle hesaplamanın 25.0.2004 sonrası için yapılması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.İlk derece mahkemesince Bilirkişiler …’dan oluşan heyetten alınan 27/12/2019 tarihli raporda; davacı talebinin dört adet albümün icra ve telif haklarına müstenit şimdilik 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat olduğu dikkate alındığında; Takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, davacı ile davalının ana sözleşme ve ek sözleşme kapsamında toplam dört adet albümün piyasaya çıktığı, davacının piyasaya çıkan albümler sebebiyle kendisine telif ödemelerinin yapılmaması iddiasıyla işbu davayı açmış ise de taraflar arasındaki 25.3.2004 tarihli ek sözleşmenin üçüncü madde hükmü ile telif bedellerini aldığı ve alacağının kalmadığı, davacının taraflar arasındaki asıl ve ek sözleşmeler kapsamında Takdiri Mahkemeye ait olmak kaydıyla herhangi bir alacağının bulunmadığını bildirmişlerdir.
G E R E K Ç E:Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak ve manevi tazminat davasıdır.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili karara karşı istinaf yargı yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya incelendiğinde taraflar arasında iki tane sözleşme imzalandığı, sözleşmelerin konusunun davacı …’nin yapımcı olarak sözleşmede yer alan davalı şirket için albüm hazırlaması, okuması ve bu albümle ilgili mali hakların davalıya devredilmesiyle ilgili olduğu, ilk sözleşmede üç albüm hazırlanması konusunda anlaşmaya varıldığı, bu albümlerden ikisinin yapılmasından sonra üçüncü albümün en geç 15/07/2005 tarihine kadar yapılması konusunda anlaştıkları, sözleşmelerde davacı sanatçıya bu üç albümle ilgili yapımcı davalı şirket tarafından yapılacak ödemelerle ilgili hükümlerin de mevcut olduğu tespit edilmiştir.İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2005/194 Esas sayılı davasında, davacı …’nin davanın konusu olan 25/12/2001 tarihli sözleşme ile yapmayı üstlendiği üçüncü albümü yapma borcunu yerine getirmediği iddiasıyla dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Yargıtay’dan geçerek kesinleşen kararla, üçüncü albümün başka bir firma tarafından piyasaya sürüldüğünün tespit edildiği, ayrıca davacının 25/03/2004 tarihli ek sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını savunduğu, yapılan inceleme sonucunda imzanın kendisine ait olduğunun tespit edildiği, yine davacı …’nin bu dosyaya sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesi ile 25/12/2001 tarihli sözleşmenin ifa edilerek sona erdiğini, sözleşmeyi feshettiğini bildirmekle, bu sözleşmenin 05/05/2006 tarihinde feshedilmiş olduğu tespit edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı …’nin 25/12/2001 tarihli sözleşmenin konusunu oluşturan üç albüm için Sözleşmenin 6. maddesinde ve 25/03/2004 tarihli ek sözleşmenin 4. maddesinde belirtilen albüm satışlarıyla ilgili alacağının davalı tarafından kendisine ödenip ödenmediğine ilişkindir. Alınan ilk bilirkişi raporunda, 25/03/2004 tarihli ek sözleşmede yer alan, …’nin … isimli albümler ile piyasaya yeni çıkacak türkü albümü ve sıngle albümü ile ilgili tüm icra ve telif bedelleri dahil bu 4 albümle ilgili tüm hak ve alacaklarını yapımcıdan nakden aldığı, yapımcıdan başkaca hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyan ve kabul ettiğine dair 3. maddesiyle ilgili görüş bildirilmemiştir. Yalnızca kabule göre şayet alacak tutarı hesaplanırsa 25/03/2004 tarihinden sonrası için hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiştir. İkinci bilirkişi raporunda ise bu madde karşısında davacının sözleşme nedeniyle alacak talebinde bulunamayacağına dair görüş bildirilmiş olup, raporlar arasında bir çelişki mevcut değildir. Dosya içine getirtilip incelenen İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2005/194 Esas sayılı davasının da taraflar arasında görüldüğü, konusunun aynı sözleşmeler olduğu, yapılan yargılama sonucunda davacının 25/12/2001 tarihli sözleşme ile yapmayı üstlendiği … isimli albümleri yaptığı, üçüncü albümün haklarını başka bir firmaya vererek, bu firma tarafından piyasaya sürüldüğünün tespit edildiği, bu nedenle sadece bu iki albüm için talepte bulunabileceği, ancak 18/04/2005 tarihinde açılan o davada davalı-karşı davacı olan …’nin 25/12/2001 tarihli sözleşmenin ifa edildiğini, ayrıca sözleşmeyi de feshettiğini beyan etmesine rağmen, sözleşme gereğince kendisine ödenmesi gereken alacak haklarından söz etmediği, aradan uzunca bir süre geçtikten sonra davalıya gönderdiği İstanbul … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 03/01/2012 tarihli ihtarnamesi ile bu haklarının ödenmesini talep ettiği, kendisi tarafından imzalandığı Mahkeme kararı ile sabit olan 25/03/2004 tarihli Ek Sözleşme ile bu iki albümle ilgili tüm haklarını aldığını kabul ettiği, Ek Sözleşmede bu tarihten sonra doğacak haklarını saklı tuttuğuna dair bir madde bulunmadığı, bu nedenle davalı şirketin davacı tarafından 25/12/2001 tarihli sözleşme uyarınca yapılan iki albüm için ibra edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, üçüncü albümün ise zaten davalı yapımcı için yapılmadığı, ibranameyle ilgili düzenleme içeren ve Ek Sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe giren TBK’nun 420. maddesinin bu davada uygulanamayacağı, davacının Ek Sözleşmeyi tehdit, hile veya iradesini sakatlayacak başkaca bir nedenle imzaladığına dair bir iddiasının da mevcut olmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmakla, davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 03/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.