Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/81 E. 2023/1394 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/81 Esas
KARAR NO: 2023/1394
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021
NUMARASI: 2019/331E, 2021/504K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 05/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine gidildiğini, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/846 D.İş sayılı dosyasından müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararı ile başlatılan icra takibinin dayanağı olarak gösterilen çekteki imzanın müvekkil şirket yetkilisinin imzası ile uyuşmadığı muhatap banka tarafından belirtildiğini, alacaklı icra takip işlemlerine devam ettiğini İİK 89/1 md. Uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri vasıtası ile müvekkili şirketin 3.kişilerden olan 24/07/2018 tarihinde 652,39 TL 29/08/2018 tarihinde 66.445,80 TL toplamda 67.098,19 TL tutarındaki alacağı icra dairesine yatırıldığı ve davalıya ödendiğini, tarafça açılan imzaya itiraz davasının lehe sonuçlandığını ve müvekkilin ödenmemesi gereken icra takibinin cebren tahsil edilip davalıya ödenen tutarın istirdat talepli davasını ikame ettiği hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız olarak tahsil edilen 67.098,19 TL’nin işletilecek yasal ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili beyan dileçesinde; dilekçesi ile usulsüz tebligat nedeniyle davaya cevaplarının sunulması için süre verilmesi taleplerinin olduğunu, dava dilekçesi ve tensip zaptının usulsüz tebliği ile müvekkilinin davadan haberdar olmadığını, davaya cevaplarını sunamadıklarını, duruşmalara katılım sağlayamadıklarını müvekkili şirketin katılımı sağlanmadan yokluklarında yapılan iş ve işlemlere itiraz ettiklerini, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini beyan etmitir.Mahkemece davacının cevap süresinin uzatılması talebinin kabulüne, cevap süresinin bitiminden itibaren ek 2 hafta süre verilmesine karar verilmiş, davalı vekili 23.11.2020’de cevap dilekçesini sunarak; ceza dosyasının celbini, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”… davanın kabulü ile, 652,39-TL nin 24/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile yine 66.445,80-TL nin 29/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verimiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Davacı şirket yetkilileri hakkında ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, Müvekkili şirket ile davacı arasında doğrudan ticari ilişki bulunmadığını, İcra takibine konu çek davacı tarafça dava dışı … şirketi lehine keşide edildiğini ve müvekkili şirket tarafından … şirketinden ticari ilişki kapsamında teslim alındığını, salt davacı ticari defterlerinin incelenmesi ile sonuca varılamayacağını, takip konusu dayanak belge üzerinde şekli yönden dar bir inceleme yetkisi olan İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesince 2020/117 E. Sayılı dosyası ile çekin kambiyo vasfında olmadığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiğini, … şirketi ile ilgili olarak Ticaret Sicil Gazetesi üzerinde yapılan araştırmalarda, 19/07/2017 tarihinde şirket yetkilisinin değiştiği, … hisselerini … devrettiği ve ortak ve yetkili sıfatının kalmadığı anlaşıldığını, Davacı şirketin ve eski yetkilisi … icra takibine dayanak çekteki imza nedeniyle müşterek ve müteselsil sorumlulukları bulunduğunu, davacı şirketin eski yetkilisi …, şirket yetkilisi olarak hareket ederek şirket adına çek keşide ettiğini, çeki dava dışı … şirketine teslim ettiğini, çekin ödeme gününden önce şirketteki yetkilerini devredip imza uyuşmazlığına neden olduğunu,Davacı şirketin eski yetkilisi … ile yeni yetkilisi … hakkında İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 2021/50 Esas Sayılı dosya ile dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılama yapılmakta olduğunu, Davacı şirketin eski yetkilisi … ceza dosyasında vermiş olduğu ifade ile şirket adına hareket ederek imza attığını, davacı şirketin unvanı altındaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, Davalı … mahkeme huzurunda verdiği ifadede; “Sanık … benim akrabamdır, … de tanırım. Bildiğim kadarıyla sanık … firmasına güneş paneli satmış, gümrükte oluşabilecek sorunlara binaen de … firması teminat olarak belge istemiş. Hatırladığım kadarıyla ben bu çeke kefil mahiyetinde bir imza attım. … firması eskiden bana aitti. 2017 yılında firmayı … devrettim. Benim de yetkim 2017 yılında sona erdi.” “Sanığa suça konu çek gösterilerek hangi imzayı attığı soruldu; sanığın keşideci … Ltd. Şti. isminin altına imza attığını söylediği görüldü” şeklinde olduğunu,Davalı takip konusu çek üzerinde şirket ünvanının altında yetkili yerine kendisinin imza attığını kabul ettiğini, …’in şirketin eski yetkilisi olduğu, yetkilerini resmiyette devrettiği ancak şirketi yönetmeye devam ettiği, resmi olarak yetkisi olmadığı halde şirket adına hareketle çek keşide ettiği, şirketin yeni yetkilisi ile birlikte hareket ederek müvekkil şirketi zararaa uğratmak maksadını güttükleri ortaya konduğunu, şirketin yeni yetkilisi …, … akrabası olup şirket satın alacak ve yönetecek biri olmadığını,davacı şirketin yetkilisi … da şirket adına eski yetkili … demir ile birlikte hareket ettiğinden davacı şirket çekten sorumlu olduğunu,Her ne kadar icra takibi iptal edilmişse de, hem icra mahkemesi kararlarının kesin nitelikte olmaması hem de oluşan yeni duruma göre yeniden yargılama yapılmasının gerekmesi gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin ceza davasının bekletici mesele yapılmasının reddinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;İstinaf başvurusunun süresinde olmadığını,Davalının bilirkişi raporunun tebliği ile davadan haberdar olduğunu belirterek 03.11.2020’de cevap süresi için süre uzatım talebinde bulunduğunu, ek süre olarak mahkeme tarafından 2 hafta süre verildiğini, ancak davalının 23.11.2020’de cevap dilekçesi sunduğunu, cevap süresinin bitim tarihinin süre uzatımı ile birlikte son gününün 17.11.2020 olduğunu, bu durumda delil bildiremeyeceğini, ceza dosyasının değerlendirilemeyeceğini, çekin kambiyo vasfında olmadığının ispatlandığını, istinaf isteminin reddi gerektiğini belirtmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya sureti incelendiğinde; davalı yanca davacı aleyhine 556.215 TL bedelli çeke dayalı olarak kambiyo senedine dayalı takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu çek incelendiğinde; … Bankası … Ulus İstanbul Şubesine ait 15.03.2018 tarihli 556.215,00TL bedelli çekte keşideciye atfen davacı … Şti, lehtar/1.ciranta … ŞTİ, 2.cirantanın davalı ….ŞTİ olduğu, en altta ters olarak … şirketi cirosu olduğu görülmüştür. İstanbul 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/629 Esas,2018/1056 Karar sayılı ilam suret iincelendiğinde; davacının … ŞİRKETİ, davalının … ŞİRKETİ , imza itirazının kabulü ile ( İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası için) takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın temyiz aşamasında bozulduğu, İstanbul 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/117 Esas 2020/392 Karar sayılı 22/10/2020 tarihli kararında İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibin İİK md. 170/a-2 gereği iptaline karar verildiği görülmüştür.Mali Müşavir ve Borçlar Alanında Nitelikli Hesap Uzmanı bilirkişi heyeti tarafından verilen 13/10/2020 tarihli raporda; davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, davalı … Tic. Ltd.Şti.’ne ait herhangi bir kaydın bulunmadığı, davalı şirket merkez adresinin şehir dışı olması nedeniyle ticari defter incelemesi yapılamadığı, davacı şirketin 3.kişilerden olan alacaklarına istinaden, İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına 67.098,18 TL ödemeler yapıldığı, yapılan hesaplamalara göre, dava tarihi olan 21/06/2019 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 67.098,19 TL asıl alacak ve 10.623,25 TL işlemiş faiz miktarı alacağının hesaplandığı yönünde görüş bildirilmiştir.Davacı şirketin siicl kaydına göre 13.07.2017 de şirketin yetkilisinin … iken … olarak değiştiği anlaşılmaktadır.
GEREKÇE: Davacı, icra dosyasına konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının icra mahkemesi kararı ile belirlendiğini iddia ederek icra dosyasında İİK 89. maddesi gereğince davalıya ödenen paranın istirdadını talep etmiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekil istinafın süresinde olmadığını ileri sürmüş ise de; davalı vekiline elektronik tebliğin 31.10.2021′ de yapıldığı, istinaf başvurusunun ise 15.11.2021’de yapıldığı, son günün pazar gününe rastlaması nedeni ile istinaf isteminin süresinde olduğu, harç muhtırasının 23.11.2021’de tebliğ edildiği eksik harcın da süresi içinde 25.11.2021’de ikmal edildiği anlaşılmakla bu yöndeki itirazın reddi gerekmiştir.İstinaf incelemesi, istinaf sebepleri ve HMK 355 md gereğince kamu düzenine ilişkin ilkeler dikkate alınarak yapılmıştır.Davalı vekili istinafında; dava konusu çeke ilişkin şikayet yönünden davacı şirketin eski ve yeni yetkilisi hakkında sahtecilik, dolandırıcılık suçlaması ile ceza davası olduğunu, ceza dosyasındaki ifadelerin dikkate alınması gerektiğini, dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürmüş, davacı vekili ise mahkemenin cevap süresinin uzatılmasına ilişkin kararından sonra süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından davalı delilinin incelenemeyeceğini savunmuştur.Mahkemece davalının ek süre talebinin kabulü ile cevap süresinin bitiminden itibaren ek 2 hafta süre verilmiş ise de, süre uzatım kararı davalı vekiline tebliğ edilmemiştir. Bu durumda davalı vekilinin 23.11.2020’de sunduğu cevap dilekçesi süresinde olup mahkemece ilgili ceza dosyası celp edilerek bekletici mesele yapılması hususunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde olmadığı gibi, icra hukuk mahkemesinin imza itirazına ilişkin kararının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği, davalının da rapora süresinde itirazında icra mahkemesinin dar yetkili olması nedeni ile itirazlarını sunduğu, davacının istirdat iddiasının takibe konu senette imza sahteliği nedeni ile borçlu olunmadığı iddiasına dayandığı dikkate alındığında icra mahkemesi kararının esas alınarak karar verilmesi de yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf istemini kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,2-İlk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine,5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 44-TL posta masrafı olmak üzere toplam 206,10-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 11-TL istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/10/2023