Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/750 E. 2022/1025 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/750 Esas
KARAR NO: 2022/1025
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2022
NUMARASI: 2022/81
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili tarafından yapılan marka başvurusu sonrasında davalı tarafından müvekkiline marka hakkına tecavüz edildiği iddiasıyla ihtarname gönderildiği, davalının dayanak gösterdiği “…” iareli markaların genel bir ibareden oluştuğunu, müvekkilinin “…” ibareli marka başvurusu ile davalının markalar arasında bir benzerlik bulunmadığını iddia ederek, davalının marka hakkına tecavüz edilmediğinin tespiti ile davalı adına tescilli markalardan doğan zahiri hakların müvekkiline karşı ileri sürülmesinin tedbiren engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme ile; Dosya kapsamı deliller, dava dilekçesindeki açıklama ve TPMK kayıtlarına göre yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın açılmasına ve ihtiyati tedbir talebinde bulunulmasına esas teşkil eden unsurun davalının, müvekkilinin marka başvurusu akabinde müvekkile hemen ihtarname göndermesi olduğunu, Dava dilekçesinde belirtilen hususların yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu, davalının müvekkiline gönderdiği ihtarnamesi ile müvekkile karşı hukuki yollara başvuracağını belirttiğini, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini gerektiren bir diğer hususun ise, davalının müvekkiline gönderdiği ihtarnamesi ile müvekkiline karşı hukuki ve cezai yollara başvuracağını belirttiğini, marka üzerinde faaliyette bulunmak isteyen müvekkilinin, bu faaliyetlere başlayacağı ve başladığının sabit olup, faaliyet devam ederken davalı tarafından gelebilecek bir dava ile karşılaşması yüksek ihtimal olduğunu, bu nedenle de yine yaklaşık ispat koşulu oluştuğunu davalının, marka hakkına dayanarak müvekkile karşı bir dava açması ve bu dava ile faaliyet durdurma talebinde bulunması yüksek ihtimal olduğu, bu nedenle telafisi imkânsız zararların doğmaması adına ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini davalıya ait markalar ve müvekkiline ait markalar incelendiğinde söz konusu markalardaki ortak ibarenin “…” ibaresi olduğunu, “…” ibaresinin genel bir ibare olup, tek başına tescil edilmesinin mümkün olmadığını, aynı zamanda, davalı adına tescilli olan markalar incelendiğinde bu markalardan ikisinin sadece “…” ibaresinden oluştuğu görüleceğini, müvekkilinin gıyabında bulunulacak bir talepte, davalının markasının tescilli olduğundan bahisle (markanın genel ibare olup olmadığına bakılmaksızın) inceleme yapılması ve bu çerçevede de karar verilmesi ihtimali bulunduğunu, verilecek olası kararın telafisi imkânsız zararlara neden olabileceğini belirterek kararın kaldırılmasını, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, davalının marka hakkına tecavüz edilmediğinin tespiti istemi ile dava açmıştır. Dava dilekçesi ile birlikte davalının … markasının genel bir ibare olduğunu, tek bir kişiye özgülenmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin marka başvurusu ile davalı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, davalının ihtarnamede kötüniyetli olduğu kanaati oluştuğunu iddia ederek tedbir kararı verilmesini talep etmiş, delil olarak ihtarname örneği ve marka kayıt örnekleri, başvuru örneğini sunmuştur. İlk derece mahkemesince dosya üzerinden inceleme yapılarak tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı yan, tedbir talebinde bulunmuş ise de; … nolu … Markasının 03,5,16 nolu emtia sınıflarında 30.11.2000 tarihinde davalı adına tescil ediliği,… nolu … markasının 2,3,16,19,31 nolu sınıflarda 07.08.2008 tarihinde davalı adına tescil edildiği, … nolu … markasının 29.01.2014 tarihinde 03,05,16 nolu emtia sınıflarında davalı adına tescil edildiği, davalının cevap dilekçesi ekinde ise davalıya ait …, … , … , … , … , …, … şeklinde tescilli markalarını kayıtlarının sunulduğu, davacının … matik markasının 03 nolu emtia sınıfında tescili için başvuruda bulunduğu, davalının ihtarname gönderilmesi nedeni ile tedbir kararı verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı, diğer iddiaların ise yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmakla mahkemece tedbir isteminin reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, -Alınması gereken harç peşin alındığından yeninden harç alınmasına yer olmadığına, -İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/06/2022