Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/749 Esas
KARAR NO: 2023/1856
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2021
NUMARASI: 2018/132 Esas – 2021/704 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında bulunan takip dayanağı senette bulunan ciro şerhindeki imzanın ve 35.268-TL borcun müvekkiline ait olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu senedi alacağına karşılık, ticaret yaptığı davacıdan sonra cirosu bulunan dava dışı … isimli kişide aldığını, davacının icra dosyasına yönelik herhangi bir itirazının bulunmadığını, müvekkilinin cirantaların imzalarının gerçekten adı geçen kişilerce atılıp atılmadığını öngörmesi ya da tespit etmesinin imkansız olduğununu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının dava konusu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını yöntemince ispat etmesi gerektiği, alınan bilirkişi raporunda dava konusu bono üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edildiği, lınan bilirkişi raporunun denetime elverişli hüküm kurmaya yeterli olduğu, davalının kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile; davacının davalıya İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporundaki imzanın müvekkiline ait olmadığına dair tespitin, davalının kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu İİK 72/4 ve 72/5 maddeleri uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin koşulu olan, açılmış icra takibinin durdurulması gerekse icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş olması şartının da oluştuğunu ileri sürerek, kötü niyet tazminatı talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, senet üzerinde yazılı isim, soy isim ve telefon numaralarına ilişkin yazı örneklerinin karşılaştırılmadığını, bononun kargo ile gönderildiğinin teyit edildiğini, ancak bu hususun gözardı edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, takip dayanağı bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasıyla açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesinin kabulünün aksine, menfi tespit davasında borçlunun kambiyo senedindeki imzasının inkarı halinde, imzanın borçluya olduğunun ispatı davalı-alacaklıya aittir. Sahtelik incelemesinin hangi şekilde yapılacağı HMK’nın 211.maddesinde düzenlenmiş, yapılacak işlemler sırasıyla belirtilmiştir.HMK’nın 211/1-a maddesine göre; “Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir”HMK’nın 211/1-b maddesine göre; “(a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.”Hâkimin davayı aydınlatma ödevini düzenleyen HMK’nın 31. maddesine göre; “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”Somut olayda; ilk derece mahkemesinin sahtelik incelemesini HMK’nın 211.maddesine göre yapmadığı davacının imza örneklerinin usule aykırı şekilde tensip zaptının 6.maddesinde verilen ara karar uyarınca tarafların yokluğunda duruşma haricinde alındığı, imza inkarına ilişkin davacının isticvabının yapılmadığı anlaşılmıştır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunun; davacının yargılama sırasında alınan imzalarının dışında sadece üç adet mukayese imzanın incelenmesi ile hazırlandığı, davaya konu senedin düzenleme tarihinin 31/09/2017 olduğu, mukayese imzaların tarihlerinin ise 30/11/2016, 17/11/2017 ve 29/12/2017 olduğu, senedin düzenleme tarihinden önceki tek imzanın dava dilekçesi ekindeki davacının 30/11/2016 tarihli vekaletname fotokopisi olduğu, diğer iki imzanın bulunduğu mukayese belgelerdeki imzaların, senedin düzenleme tarihinden sonra atıldığı, fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılamayacağı halde, mahkemece davacı vekilinden vekaletnamenin aslının istenmediği, bilirkişinin de fotokopi üzerinden imza incelemesi yaptığı, imza incelemesinin senedin düzenleme tarihinden önce ve bu tarihe yakın yeterli emsal imza toplanmadan hazırlandığı, dolayısıyla sahtecilik incelemesinin usulüne uygun yapılmadığı gibi, alınan bilirkişi raporunun da denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı, mukayese imzaların yetersiz olmasına rağmen, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile emsal imza toplanması talebinin, hatalı şekilde iddianın ve savunmanın genişletilmesi olarak değerlendirildiği görülmüştür.Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın çözümü için mahkemece, sahtelik incelemesinin HMK’nın 211.maddesine göre yapılarak, hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde resmi kurumlardan, davaya konu bononun düzenleme tarihinden önce ve bu tarihe yakın, davacının imzasının bulunduğu yeteri kadar mukayeseye esas imza toplandıktan sonra, ATK Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiş, bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, davalı vekilinin sair istinaf itirazları ile davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 2-Davalı vekilinin sair istinaf itirazları ile davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,3-İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/132 Esas, 2021/704 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 4-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 5-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde taraflara iadesine,6-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 54,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 216,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 08/12/2023