Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/744 Esas
KARAR NO: 2023/1840
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2021
NUMARASI: 2017/1150E, 2021/458K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil … Ltd Şti. tarafından keşide edilen 27.11.2017 tarih, … nolu, 120.000 TL bedelli çekin diğer müvekkil … A.Ş.’ne 19.07.2017 tarihinde teslim edildiğini, … A.Ş. tarafından da 08.11.2017 tarihli çek tevdiat bordrosu ile … Malkara şubesine teslim edildiğini ancak çekin başka çeklerle birlikte nakil işlemi sırasında 09.11.2017 tarihinde … şirketi aracından çalındığını, bu nedenle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/114622 sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını, savcılık makamının çeklerle ilgili olarak ibraz halinde el koyma kararı verdiğini, davaya konu çekin davalı şirket tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında takibe konduğunu, takibe ve davaya konu çekin müvekkili/lehdar … A.Ş.’ye teslim edilmiş, lehdarın ise … takas ciro ettiğini, bu cirodan sonrasına ait tüm ciroların usulsüz yada sahte olduğunu, … A.Ş.’nin kendinden sonraki hiçbir ciranta ile ticari, hukuki ilişkisinin bulunmadığını, çalınan çek bedelinin de muhatabı olan … A.Ş.’ye ödendiğini belirterek teminatsız ihtiyati tedbir kararı ile takibin durdurulmasına, müvekkillerin borçlu bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, icra takibinin çek aslı gibidir örneği ile birlikte yapıldığını, banka tarafından onaylanan suretlerin sunulduğunu, davacı itirazlarının yersiz olduğunu, çekin görüntü itibariyle çek vasfını ihtiva ettiğini, müvekkilin ticaretini çek, senet ve buna benzer evraklarla yaptığından çeki aldığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, çek cirantasından aldığını, herkesin imzasından sorumlu olduğunu, müvekkilinin kusuru olmadığını, çeklerin önceki akıbetlerinin, daha önce ne durumda olduğunu bilecek durumda olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…6102 sayılı TTK’nun, yukarıda açıklanan 790. ve 792. Madde hükümleri göz önüne alınarak yapılan değerlendirmede, dava konusu çekin ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, davalı şirketin çekin son yetkili hamili olduğu, davalı alacaklı şirketinin dava ve takip konusu çeki kötü niyetle iktisap ettiğine dair dosya kapsamına göre bir delil elde edilemediği, davalı alacaklının iyi niyetli hamil olduğu, dava konusu çeke ilişkin davacı keşideci şirket tarafından diğer davacı lehtar şirkete hırsızlık olayından sonra yapılan ödemenin, yetkili hamile yapılmadığından çeke ilişkin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, her iki davacının çekteki imzalarına itirazları olmadığı, davacı lehtarın cirosundan sonraki ciroların sahte veya usulsüz olduğuna ilişkin iddialarının iyi niyetli yetkili hamil olan davalıya karşı ileri sürülemeyeceği sonucuna ulaşılarak, davacılar tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir. Dosyamızda, dava konusu icra takibine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu tedbir kararı uygulanmıştır. Bu sebeple yukarıda açıklanan İİK’nın 72/4 maddesine göre davalı alacaklı lehine icra takip çıkış miktarı olan 133.033,15 TL’ nin %20′ si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.” gerekçesi ile neticeten davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;Davalının kendi kayıtları, tüm ticari kayıtlardaki inceleme, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/114622 sayılı dosyası, tüm kayıtların resmi ve kesin delil olan … kayıtları ile ispatlandığı halde dava süresince; davalının haklı hamil iddiasının mahkemece kabulünün yerinde olmadığını,Mahkemeye pek çok içtihat sunulmasına rağmen değerlendirilmediğini, TTK’nin 792. maddesi “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür” şeklinde olup İstanbul BAM 12.HD’nin Esas: 2018/1227 Karar: 2020/321 Tarih: 12.03.2020 ilamı emsal alınarak hüküm tesisi gerektiğini, Takibe ve davaya konu çekin rıza hilafına elden çıktığının banka belgeleri, Bakırköy CBS 2017/114622 Sorgu sayılı dosya ile ispatlandığını, Davacının bilirkişi raporu ile de doğrulanan, çekin kayıtlarını tutan ve kredi amaçlı alan … Kayıtları ile haklı hamilliğin olduğunun çekişmesiz olduğunu, çeki elinde bulunduran yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispatı külfetinin ise; İstanbul BAM 12.HD’nin Esas: 2018/1227 Karar: 2020/321 Tarih: 12.03.2020 ilamı ile Ayniyet teşkil eden son içtihatta bu kötüye kullanımı engellemek için koyduğu kıstas ise “Dosya kapsamı incelendiğinde davacının taraf olduğu ve dava konusu edilmeyen farklı çeklerin de benzer ciro silsileleriyle davalıya geçtiği ve davalı tarafından bankaya ibraz edildiği görülmüş, bunun üzerine UYAP’nda yapılan tespitler itibariyle, davalı taraf hakkında farklı hırsızlık suçlarına konu çok sayıda çeki elinde bulundurması nedeniyle başlatılan ceza soruşturmalarının ve ceza davasının henüz sonuçlanmadığı görülmüş ise de, davalının farklı çok sayıda olayda, hırsızlık yoluyla elden çıkan çekleri benzer cirantalardan ciro yoluyla devralıp, bir çoğunu son hamil olarak farklı kişiler/firmalar aleyhine icra takiplerine konu ettiği sabittir. Bu durumda bir tacir olarak basiretli davranması gereken davalının, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir. O halde ilk derece mahkemesince ağır kusurlu olarak iktisap edilen çekin davalıdan istirdatına karar verilmesi gerekir…” şeklindeki içtihadına göre değerlendirileceğini, Bakırköy CBS 2017/114622 Sorgu sayılı dosyasında dahi; İstanbul 24 İcra Hm 2019/662 Esas sayılı, İSTANBULN24. İCRA HUKUK MAHKEMESİ 2019/662 Esas, İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2019/285 Esas , İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/1003 Esas BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/1174 Esas İSTANBUL 16. İCRA HUKUK MAHKEMESİ 2017/2197 Esas , BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/511 D.İş İSTANBUL … İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN … E sayılı dosyaların yer aldığının tespit edildiğini, dosyalardaki çeklerin kaybolma tarihi ile davalının çekleri hırsızlık suretiyle çalınma fiiilinden sonra edinmiş olması gerçeği, banka kayıtlarında tüm bu çeklerin Cumhuriyet Savcılığı kararınca re’sen tedbir kararına daire şerhin en küçük inceleme ile bilenebilecek olması karşısında, listesi yazılı çekler ile birlikte davaya konu çekin de hiçbir kaydında bulunmamasının ispatlandığını, Davalının 10.000.-TL sermayeli, sürekli adres değiştiren ve sadece hırsızlık yada suç konusu çeklerin kendisine isabet ettiği bir tacir olmadığına, olamayacağına göre kasten bu işi yaptığı yada en iyimser hali ile İstanbul BAM 12.HD’nin Esas: 2018/1227 Karar: 2020/321 ilamında belirtilen “.. bir tacir olarak basiretli davranması gereken davalının, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir.” kıstasına tıpatıp uymasına rağmen yerel mahkemece bu hususun değerlendirilerek hükme alınmaması HMK ispat kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, Kayıtlarda ve BS ve BH formlarından tespit edilememiş olması, bir yerden çalınan 5 ayrı çekin farklı cirantalarla aynı tüzel kişilik olan davalı şirkete gelmiş olmasının tesadüf ile açıklanamayacağını, davalının suç konusu çekleri tüzel kişiliğin arkasına saklanarak, tahsilini sağlayarak hırsızlığa destek verdiği gerçeği karşısında davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından, davacıların da aralarında bulunduğu borçlulara karşı … BANK Topkapı Ticari Şubesine ait … seri nolu 25.11.2017 keşide tarihli 120.000,00 TL bedelli çek nedeniyle 19.12.2017 tarihinde 133.033,15 TL toplam alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Dava ve takip konusu … BANK Topkapı Ticari Şubesine ait … seri nolu 25.11.2017 keşide tarihli 120.000,00 TL bedelli çekin incelenmesinde; Keşidecinin … Ltd Şti., lehtarın … San. A.Ş olduğu, ilk cironun lehtar … San. A.Ş’ye ait olduğu, sonrasında sırasıyla … Tic. Ltd. Şti’nin, … … ‘ ve sonrasında … ve davalının cirolarının bulunduğu, davalı … San ve Tic. Ltd Şti. tarafından bankaya 27.11.2017 tarihinde ibraz edildiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 17.11.2017 tarih ve 2017/114622 sayılı kararı gereği herhangi bir işlem yapılmadığı ve çekin hamile iade edilmediği hususların banka tarafından şerh düşüldüğü görülmüştür. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/114622 sayılı dosyasında, dava konusu çekin de aralarında bulunduğu hırsızlık olayı ile ilgili soruşturma derdesttir. Davacı … San. AŞ’nin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi noktasında aldırılan bilirkişi raporunda özetle; … San. AŞ. ile … Ltd. Şti. Arasında herhangi bir ticari ilişki tespit edilememiş olduğu görüşü bildirilmiştir. 04.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … San.Tİc.Ltd.Şti.’ne ait 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun düzenlendiği ve HMK Madde 222/11 hükmü uyarınca delil niteliğinin bulunduğu, Davalı …San.Ve Tıc.Ltd.Şti. tarafından inceleme günü ticari defter ve belgeler ibraz edilmediğinden davalı yan ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, Her iki davacı firma arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davaya konu çekin … Ltd.Şti tarafından … A.Ş.’ne 19.07.2017 tarihinde verildiği, çekin çalınması neticesinde çek bedelinin … A.Ş. cari hesabına alacak kaydedildiği ve 29.11.2017 tarihinde çek bedeli kadar tutarın … A.Ş.’ne banka kanalıyla (eft) ödendiği, Davaya konu çek örneğindeki cirantalarla ilgili olarak davacı … Ltd.Şti.’ye ait 2017 yılı ticari defterlerinde herhangi bir kayda rastlanmadığı, yönünde görüş bildirilmiştir.Davalı ticari defterlerini sunmamış, davalı vekili duruşmadaki beyanında çekin defterlerde kayıtlı olmadığının kendisine beyan edildiğini belirtmiştir.
GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı taraf, dava konusu çekteki keşideci ve lehtar imzasının davacılara ait olduğunu, çekin banka sevkiyatı sırasında pek çok sayıda çek ile birlikte çalındığını, sahte cirolar oluşturulduğunu, davalının meşru hamil olmadığını ileri sürmüştür. Davacılar çekte imzayı inkar etmeyerek kötüniyet iddiasında bulunmuş olmakla ispat külfeti davacı taraftadır. Davacı vekili delil olarak soruşturma dosyasına dayanmış, soruşturma dosyasının Uyap’tan bir sureti celp edilmiş ise de mahkemece delil olarak değerlendirilmemiştir. Soruşturma evrakları Dairemizce incelendiğinde bir kısım çeklerin ekli olduğu, bir kısmının ekli olmadığı, bazı çeklerin ise okunaksız olduğu yahut sadece önyüzü ile yer aldığı, davacının dilekçesinde yazılı dosyaların ise dosya suretinde yer almadığı görülmektedir. Bu durumda soruşturma dosyasında konu çek suretlerinin ön ve arka yüzünü içerir okunaklı suretlerinin dosyaya kazandırılması ve yine soruşturma dosyasına alınan dava dosyalarının da incelenmesi sureti ile bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenle istinaf isteminin kısmen kabulüne, HMK 353.1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre bu aşamada sair hususlarda inceleme yapılmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/06/2021 tarih, 2017/1150 E – 2021/458 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacılara iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 100,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 321,20-TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/12/2023