Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/735 E. 2022/2057 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/735 Esas
KARAR NO: 2022/2057
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2022
NUMARASI: 2021/416 E. – 2022/109 K.
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı))
DAVA TARİHİ: 30/04/2014
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket çalışanının çek arkasındaki ciranta İstanbul Ticaret … San. Ltd. Şti’den cari alacaklarına mahsuben 06/01/2014 tarihli ve … numaralı ve 10.000 TL bedelli … Bankası Gölcük Şubesine ait çeki ve 15/01/2014 tarihli ve … numaralı ve 8.535 TL bedelli … Bankası Gebze Şubesine ait çeki tahsilat makbuzu karşılığında teslim alındığını, müvekkili şirketi temsilen şirket çalışanı teslim alındığını, çeklerin müvekkili şirket merkezinin Ankara’da olması nedeniyle Ankara’ya gönderilmek üzere kargoya verildiğini, gönderinin kargoda kaybolduğunu, bunun üzerine taraflarınca Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/691 Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açılarak teminat karşılığında ödemeden men kararı alındığını, anılan dosyada taraflarına istirdat davası açmak üzere 10 günlük kesin süre verildiğini, taraflarınca çek iptal davası açılmasının yanı sıra suç duyurusunda bulunulduğunu, savcılıkça bankalara ibrazın olmadığı gerekçe gösterilerek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, daha sonra çek iptal dosyalarına yapılan müdahale dilekçelerini eklemek suretiyle yeni delilin ortaya çıkması nedeni ile tekrardan suç duyurusunda bulunulduğunu, faktoringe çeki cirolayan … Tic. Ltd. Şti.’nin ne taraflarınca ne de … San. Tic. Ltd. Şti. ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalının alacağı tevsik edecek belge olmaksızın çeki devraldığını, çeki takibe yetkili olmadığını, ayrıca ağır kusuru olduğunu, takibe yetkili olmadığı çeki kötüniyetli olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas nolu dosyası ile icra takibine konu ettiğini beyanla çeki haksız olarak elinde bulunduran davalı şirketten 15/01/2014 tarihli ve … numaralı ve 8.535 TL bedelli … Bankası Gebze Şubesine ait çekin taraflarına iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın çalınan çekin TTK’nın 692. maddesine göre istirdadını talep ettiğini, ödeme yasağının 28/11/2013 tarihinde banka kayıtlarına işlendiğini, müvekkilinin çeki iktisap anında bir ödeme yasağı kararının bile bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin çalıntı olayından haberi olmadığını ve iyiniyetli hamil olduğunu, müvekkilinin kötüniyetli olduğunun ispat edilmediğini, dava konusu çekin faktoring sözleşmesi ile temlik alındığını, takip konusu çek incelendiğinde müvekkilinin müşterisinin … Hiz. Tic. Ltd. Şti. olduğu, onun da çeki … Ltd. Şti.den ciro yolu ile aldığının görüldüğünü, takip konusu çekteki alacağı tevsik eden faturanın bu şirketler arasında düzenlendiğini, müvekkilinin yükümlülüğünün faktoring mevzuatı gereği çekteki alacağı tevsik eden faturanın denetlenmesi ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin çekteki tüm cirantaların ticari ilişkisini inceleme yükümlülüğü bulunmadığını, davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2014/1081 Esas): İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.02.2018 tarih ve 2014/1081 Esas – 2018/109 Karar sayılı kararıyla; “… davalı şirket ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 13/08/2013 tarihli, 200.000,00 TL bedelli faktoring sözleşmesi ile davalının dava dışı şirketten dava konusu çeki ciro edilmek suretiyle aldığı, çekin dayanağını 22/10/2013 tarihli … numaralı 8.564,40 TL bedelli faturanın 23/10/2013 tarihli temlikinin oluşturduğu, bu faturanın … San. Ltd. Şti. adına düzenlendiği, davalı tarafından çekin 15/01/2014 tarihinde davalı tarafça bankaya ibraz edildiği, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce alınan bilirkişi raporunda da davalının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde dava konusu çek ve faturanın defterlere kayıtlı olduğunun ve davalı ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişkide davalının dava dışı şirketten yapılan kısmi tahsilatlar sonrasında icra takip tarihi itibariyle alacaklı olduğunun tespit edildiği, bu şekilde her ne kadar çekin davacının yasal hamili iken elinden rızası hilafına çıktığı anlaşılmış ise de bu iddiasını davalıya karşı ileri sürebilmesi için davalının çeklerin iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği, davalının dava dışı … Tic. Ltd. Şti. ile yapmış olduğu faktoring işlemlerinin usulüne uygun olduğu, ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk olmadığı ve davalının çekleri iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun davacı tarafça ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddine, her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davanın çek istirdadı talebine ilişkin olması ve davacının dava açmakta kötü niyetli olduğunun ispat edilememesi sebebiyle talebin reddine” karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemizin 28/05/2021 tarih ve 2018/3382 Esas – 2021/1077 Karar sayılı ilamı ile; “Somut olayda, davalı … şirketinin davaya konu çeki dava dışı … Hiz. Tic. Ltd.şirketinden faktoring sözleşmesiyle temlik aldığı anlaşılmaktadır. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesine göre, faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz. Aynı Kanun’un 9/2. maddesinin yollamasıyla somut olaya uygulanması gereken 29257 sayılı Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5/1. maddesi ise; “Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışması;a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi,b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması,c) Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veritabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur.” hükmünü haizdir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri çerçevesinde somut olayın ele alınması, bu doğrultuda, davalı … şirketinin dava konusu çeki alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapıp yapmadığı, şirketin mali durumlarına ilişkin değerlendirme yapıp yapmadığı ve diğer yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususlarında araştırma yapılarak, faktöring şirketinin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan mevzuat hükümlerine dayalı olarak hiçbir araştırma yapılmaksızın salt TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemektedir. Bu nedenle yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, davacı yanı nistinaf başvurusunun kabulüne” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2021/416 Esas): İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin16.02.2022 tarih ve 2021/416 Esas – 2022/109 Karar sayılı kararıyla; “… Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/3382 Esas, 2021/1077 karar sayılı kararı sonrasında mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre, davalının 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesi yollamasıyla somut olaya uygulanması gereken 29257 sayılı Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5/1.maddesi uyarınca “Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir.” düzenlemesi ve devamı düzenlemeler itibariyle, davaya konu çekin dayanağı fatura hakkında sadece sözlü teyit ile yetinildiği, gerekli istihbarı araştırmanın yasal düzenlemelere uygun olarak yürütülmediği, davalı tarafın çekin alınmasında kötü niyeti bulunmuyorsa da, ağır kusurunun bulunduğu, bu sebeple çekin davacıya iadesinin gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin çeki temlik alırken tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği tespit edilmesine rağmen, gerekçeli kararda; dava konusu çekin dayanağı olan fatura hakkında sadece sözlü teyit ile yetinildiği bu nedenle de müvekkilin ağır kusurlu olduğunun belirtildiğini, Bu gerekçeye hukuki dayanak olarak da 6361 Sayılı Kanunun yollaması ile uygulanması gereken 29257 Sayılı Yönetmeliğin 5/1 maddesinin gösterildiğini, mahkeme gerekçesinin hatalı olup olayımızda 29257 Sayılı Yönetmeliğin 5/1 maddesinin uygulama yeri olmadığını, Yönetmelik’in 2015 tarihinde yürürlüğe girdiğini, müvekkilin ise dava konusu çeki 2013 yılında temlik aldığını, müvekkilin çeki temlik aldığı tarihte yönetmeliğin yürürlükte olmadığını, Müvekkilin çeki temlik aldığı tarihte Yönetmelik yürürlükte bulunmadığından müvekkilin yönetmeliğe değil 6361 sayılı faktoring kanununa uygun hareket etmesinin yeterli olduğunu, müvekkilin 6361 sayılı kanunun 9/2 maddesine uygun davrandığını, dava konusu çeki temlik alırken yürürlükte bulunan 6361 sayılı kanuna uygun hareket etmiş ve alacağı tevsik eden faturayı temin ederek fatura ile çekin uyumlu olup olmadığını araştırdığını, Müvekkilin sadece müşterisinin sözlü beyanı ile yetinmeyip, alacağı tevsik eden faturayı fiziken temin ederek çekin keşidecisi olan boran işçi güvenlik şirketinden de ayrıca teyit aldığını, görüldüğü gibi müvekkil üstüne düşen yükümlülükleri fazlasıyla yerine getirdiğini, bu nedenle bırakın ‘ağır kusuru’, ‘kusurlu’ olduğundan dahi söz edilemeyeceğini, Müvekkil, ağır kusurlu olmadığı gibi kötüniyetli de olmadığını, dava konusu çekin 23/10/2013 tarihli faktoring sözleşmesine istinaden 23/10/2013 tarihinde temlik alındığını, çekle ilgili ödeme yasağı kararı ise 30/10/2013 tarihinde verilmiş, 28/11/2013 tarihinde de banka kayıtlarına işlendiğini, Kararın infaz edilebilir nitelikte de olmadığını, dava konusu çek bedeli tarafımızca tahsil edilmiş olup çekin müvekkilin elinde olmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, çekin istirdadı istemine yöneliktir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davalının 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesi yollamasıyla somut olaya uygulanması gereken 29257 sayılı Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5/1.maddesi uyarınca ‘Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir’ düzenlemesi ve devamı düzenlemeler itibariyle, davaya konu çekin dayanağı fatura hakkında sadece sözlü teyit ile yetinildiği, gerekli istihbarı araştırmanın yasal düzenlemelere uygun olarak yürütülmediği, davalı tarafın çekin alınmasında kötü niyeti bulunmuyorsa da, ağır kusurunun bulunduğu, bu sebeple çekin davacıya iadesinin gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı ticari ilişki kapsamında kendisine teslim edilen davaya konu 15/01/2014 tarihli ve 8.535 TL bedelli çekin şirket merkezine gönderilmek amacıyla verildiği kargoda kaybolduğunu ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Davalı … ise, çeki bankaya ibraz eden hamil durumundadır. TTK. 792. maddesiyle, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olacağı.” hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Somut olayda, davacının çeki … San. Ltd. Şti’den cari alacaklarına karşılık makbuz karşılığında aldığı sabittir. Davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararını kaldıran Dairemizin 28/05/2021 tarih ve 2018/3382 Esas – 2021/1077 Karar sayılı ilamı doğrultusunda mahkemece yeniden yapılan yargılamada; davalı … tarafından davaya konu çekin dayanağı fatura hakkında sadece gerekli istihbari araştırmanın yasal düzenlemelere uygun olarak yapıldığı mahkemece alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunda, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2022 tarih, 2021/416 E. – 2022/109 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE, 4-Alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 145,80 TL harçtan mahsubu artan 65,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-İhbar olunan … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, 8-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 8.535,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 10- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 69,40 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 290,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/12/2022