Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/733 E. 2022/1086 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/733 Esas
KARAR NO: 2022/1086 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/01/2022
NUMARASI: 2021/118 E. – 2022/73 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’ nin 2019/522 Esas- 2020/52 Karar sayılı kararı ile; 19/04/2011 – 20/03/2012 tarihleri arasında, 21/03/2012 – 19/02/2013 tarihleri arasında ve 17/06/2013 – 28/04/2017 tarihleri arasında, davacı- borçlu yönünden zamanaşımını kesen bir takip muamelesi bulunmadığı, bu tarihler arasında dosyanın borçlu yönünden 6 aydan uzun süre işlemsiz bırakıldığı, davacı borçlu yönünden zamanaşımı gerçekleştiği tespit edilerek, Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 2018/52 Esas- 1094 Karar sayılı 22/11/2018 tarihli kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, Bakırköy … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyasında davacı/ borçlu yönünden zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, Matematik öğretmeni olan müvekkilinin maaşının haczedilerek tahsilatlar yapıldığından, cebri icra tehdidiyle ödemek zorunda kalıp İİK.356 vd.maddeleri gereği talep imkanı doğan Bakırköy … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyasında faiz,harç ve vekalet ücretiyle ödenen tüm tutarların, faiziyle tahsiline, toplam alacağa işletilecek %20den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; arabuluculuk dava şartının usulüne uygun yerine getirilmediğini, Dosyanın, Asliye Hukuk Mahkemesi’nden görevsizlik kararı üzerine mahkememize geldiğini., görevsizlik kararının kesinleşmesi akabinde yasal süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine yönelik bir talebin olmadığını, yerleşik içtihatlar doğrultusunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi’ne iade edilmesi gerektiğini, dava dosyasının davacının talebi olmaksızın res’en Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden mahkemelerine gönderildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı dikkate alınarak dosyanın görevsizlik kararı veren mahkemeye iade edilmesi gerektiğini, tarafların, kararın kesinleşmesinden itibaren yasal süresi içerisinde gönderme talebinde bulunmaması nedeniyle HMK’nın 20/1. maddesi uyarınca görevsizlik kararını veren mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, itirazın iptali davasında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin ilk şartı alacaklının takibi haksız ve kötü niyetle yapmış olduğu, somut olayda borçlunun hiçbir aşamada borca itiraz etmediği dikkate alınmasının gerektiğini, kısaca; takibin haksız olmadığını, davacının , yalnızca zamanaşımına uğramış bir borcu ödediğini iddia ettiğini, bu durumda alacağını tahsil etmeye çalışan müvekkilin kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin bir diğer şartı alacağın likit olduğu, davacının , alacağının belirsiz olduğunu beyan ettikten sonra icra inkar tazminatı talep ettiğini, icra dosyasında davacının maaşından her ay kesinti yapılarak tarafımıza ödeme yapıldığını, davacının alacağın zamanaşımına uğradığını çok daha önce söyleyebileceğini, bunu yapmayıp , dosyanın büyük kısmını tahsil ettikten sonra zamanaşımı var diyen davacı ” kendi ihmalinin sorumluluğunu bize atmaya çalışmaktadır ” böylesine bir durumu hukuk korumayacağını beyan etmiştir. Mahkemece; “Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03/06/2020 tarihli 2020/205 Esas-2020/163 Karar sayılı kararıyla; ” davacı vekilince alacağın zamanaşımına uğraması nedeni ile maaş haczi sureti ile davacıdan tahsil edilen alacak yönünden menfi tespit ve istirdat talep edilmiş ise de, taraflar arasındaki temel ilişkinin kambiyo hukukundan kaynaklandığı, hatta icranın geri bırakılması kararının gerekçesinin de çeklere ilişkin zamanaşımı nedenine dayandığı dikkate alındığında görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu” gerekçesiyle; “6100 sayılı HMK.nun 114 maddesi, 1. fıkrası (c) bendi, 115 /1-2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, -Görevli mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğuna, -Görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde HMK.nun 20/1 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına” karar verilmiş, davalı vekili tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemiz 2021/70 Esas 2021/117 Karar sayılı ilamıyla; davalı vekili istinaf dilekçesinde tarafların tacir olmayıp, aralarındaki ilişkinin de ticari olmadığını ileri sürmüşse de; zaman aşımına uğrasa dahi, çekten kaynaklanan davalar 6102 Sayılı TTK 4 ve 5. Maddeler gereğince ticari davalardan olduğundan mahkemenin görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Dairemizin kararından sonra; Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre 20/01/2022 tarihinde; “Kanunda öngörülen 1 yıllık süre, hak düşürücü süre olduğundan; taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re’sen göz önüne alınır. Davacı aleyhine başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından davacı tarafından icra dosyasına en son 21/12/2018 tarihinde ödeme yapılmıştır. Davacı davasını 02/06/2020 tarihinde açmıştır. Davacının davasını kanuna ve yerleşik içtihatlara göre icra dosyasına yatan son tahsilattan itibaren bir yıl içinde açması gerekmektedir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/13424 esas, 2018/240 karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17636 esas, 2018/2275 karar sayılı ilamları). Somut olayda icra dosyasına yapılan son ödeme 21/12/2018 tarihinde gerçekleşmiş olup, iş bu dava 02/06/2020 tarihinde açılmıştır. Bu durumda dava tarihi itibariyle yasada öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu” gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin ”istirdat davasının, borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir (İİK.m.72/7). Dolayısıyla, borçlunun bu parayı doğrudan doğruya alacaklıya veya icra dairesine ödediği veya borçlunun haczedilen mallarının satılıp, bedelinin icra dairesine ödendiği tarihte, 1 yıllık istirdat davası açma süresi başlar. Paranın icra dairesince alacaklıya ödendiği an, 1 yıllık istirdat davası açma süresinin başlaması bakımından önemli değildir. Borcun ödenmesi takside bağlanmışsa, 1 yıllık dava açma süresi son taksitin ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Kanunda öngörülen 1 yıllık süre, hak düşürücü süre olduğundan; taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece re’sen göz önüne alınır. Davacı aleyhine başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından davacı tarafından icra dosyasına en son 21/12/2018 tarihinde ödeme yapılmıştır. Davacı davasını 02/06/2020 tarihinde açmıştır. Davacının davasını kanuna ve yerleşik içtihatlara göre icra dosyasına yatan son tahsilattan itibaren bir yıl içinde açması gerekmektedir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/13424 esas, 2018/240 karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/17636 esas, 2018/2275 karar sayılı ilamları). Somut olayda icra dosyasına yapılan son ödeme 21/12/2018 tarihinde gerçekleşmiş olup,iş bu dava 02/06/2020 tarihinde açılmıştır. Bu durumda dava tarihi itibariyle yasada öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre geçmiştir.” şeklinde yanlış ve farkına varmadığı Mart 2020 tarihli makbuzu görmeden kararını verdiğini, icra dosyasından kopyaladıkları makbuz suret, tarih ve tutarları ile mal müdürlüğü ödemelerini sunduklarını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya içerisinde bulunan Bakırköy … İcra Dairesinin … E sayılı dosyasının bir kısım fotokopilerinin incelenmesinde, davacı aleyhine takip başlatıldığı, takip sırasında davacıdan tahsilatlar yapıldığı, buna göre en son 21/06/2017 tarihinde davacıdan 735-TL tahsilat yapıldığı, davacının ilk ödemesinin 20/06/2013 tarihinde olduğu görülmüştür. Dosya içerisinde bulunan İstanbul 23.H.D 2019/522 E. – 2020/52 K. sayılı kararının incelenmesinde, Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesinde görülen davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması davasının yargılaması sonunda red kararı verildiği, kararın davacı vekilince istinaf edildiği, yapılan istinaf incelemesi sonunda 19/04/2011 – 20/03/2012 , 21/03/2012 – 19/02/2013 , 17/06/2013 – 28/04/2017 tarihleri arasında davacı borçlu yönünden zamanaşımını kesen bir takip muamelesi bulunmadığı, bu tarihler arasında dosyanın borçlu yönünden 6 aydan uzun süre işlemsiz bırakıldığı, davacı yönünden zamanaşımının gerçekleştiği, buna göre davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Dairesinin … E sayılı dosyasında davacı borçlu yönünden zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına kesin olarak 20/01/2020 tarihinde karar verildiği görülmüştür. 15/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Dava konusunun, Menfi tespit (Kambiyo senetlerinden kaynaklanan) davası olduğu anlaşılmıştır. TC.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2019/522 esas ve 2020/52 karar nolu 20.01.2020 tarihli BAM kararında özetle “Bakırköy 4. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davacı/borçlu yönünden zamanaşımı nedeniyle İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA,…karar verildiği görülmüştür. Davacının icra takip dosyasına yatırdığı ana para tutarı 40.124,91 TL olarak hesaplanmıştır. Faiz ise davacının talebi reeskont faizi olup yürürlükteki yüzde 15,75 oran üzerinden hesaplanmış olup, hesaplanan faiz tutarı 29.976,21 TL olarak hesaplanmıştır. Toplam tutar (Anapara * Faiz (40.124,91 * 29.976,21) 70.101,12 TL olarak hesaplanmış olduğu” yolunda görüş bildirmiştir.
G E R E K Ç E: Dava, istirdat davasıdır. Davacı taraf, davalı tarafından başlatılan takibe karşı açtıkları dava sonunda icranın geri bırakılmasına karar verildiğini belirterek, davacının yapmış olduğu ödemelerin istirdadını istemiştir. Davalı taraf davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında, en son 21.12.2018 tarihinde ödeme yaptıklarını beyan etmiş olup, bu hususta Dairemizce ilgili icra müdürlüğünden sorulmuş, gelen cevabi yazı ekindeki belgelerden davacı tarafından icra dosyasına en son 09.07.2020 tarihinde 1.070,00 TL, daha öncesinde 18.03.2020 de 1.070,00 TL ve daha öncesinde 19.11.2019’da ödeme yapıldığı, davacının 25.03.2020 de icra müdürlüğünden fazla ödeme yapıldığından bahisle 1.070,00TL’nin iadesini istediği ve bu tutarında davacı borçlu vekiline gönderildiği anlaşılmıştır. Dava, 02.06.2020 de açılmıştır. Buna göre, davacının 18.03.2020 de yaptığı ödemeyi iade aldığı kabul edildiği durumda dahi davacının davadan önce ayrıca 19.11.2019 tarihinde de ödeme yaptığı görülmüştür. Davacı tarafından yapılan ilk ödeme ise 20.08.2015 tarihlidir. Bilindiği üzere, İİK’nun 72/7 maddesi uyarınca istirdat davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir. Eğer taksitler halinde yapılan bir ödeme söz konusu ise bu davanın en son yapılan tahsilattan itibaren bir yıl içerisinde açılması gerekir. Yukarıda belirtilen ödeme tarihleri gözetildiğinde davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulü gerekir. Mahkemece, açıklanan bu hususlar gözardı edilerek, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca, ilk derece mahkeme kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 20/01/2022 tarihli 2021/118 E. – 2022/73 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 98,60 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/06/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.