Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/730 E. 2022/2037 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/730 Esas
KARAR NO: 2022/2037
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2021
NUMARASI: 2019/579 2021/722
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı …’nin birbirlerinden karşılıklı hatır çekleri aldıklarını, müvekkilinin verdiği çek bedellerini bu davalıya ödediğini, bu nedenle verilen çeklerin bedelsiz kaldığını, ancak adı geçen davalının kendisinde kalan çekleri diğer davalıya kötüniyetli olarak temlik ettiğini, diğer davalı …’ın kötüniyetli temlik aldığı çekleri müvekkili aleyhine takibe koyduğunu belirterek müvekkilinin çekler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın çekin diğer davalı …’ye hatır çeki olarak verildiğinin iddia ettiğini, çeklerin bir ödeme aracı olduğunu, bir borcun ödenmesi amacıyla düzenlendiğinin karine olarak kabul edildiğini, davacı bu karinenin aksini iddia ettiğine göre bu iddiasının yazılı bir belge olan çekin hükümden düşürücü nitelikte bulunduğundan, iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu ve bedelsizlik def’inin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, Eski T.T.K md. 599 karşılığı olan T.T.K md 687 hükmü dahi, kambiyo senetlerinde şahsi defilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği şeklinde olduğunu, bu durumda tek istisna hamilin kambiyo senedini iktisap ederken kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin yasa ve ticari hayatın gereği olan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini iyi niyetli olduğunu, haksız ve yersiz açılan davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’ye dava dilekçesinin tebliğ edildiği ancak davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, tensiple birlikte davanın arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, ancak dava şartının yerine getirilmediği gerekçeleriyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemiz 15/10/2019 tarihli ilamı ile; “…Eldeki dava, çekler nedeniyle menfi tespit davası olup konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebine ilişkin değildir. Dolayısıyla eldeki dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan değildir. Mahkemece açıklanan bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü…” şeklinde karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 25/10/2021 tarihli, 2019/579E.-2021/722K. Sayılı kararı ile; “…TTK 793/1’e göre ibraz süresi sona erdikten sonra yapılan cironun, alacağın temliki hükmünde olduğu, dolayısıyla çekten doğan alacağın, alacağın temliki hükümlerine göre yapıldığının söylenebileceği, ciroda, senet borçlusunun hamile karşı kendisi ile önceki hamiller arasındaki ilişkiden doğan kişisel defileri ileri süremezken, alacağın temlikinde borçlu önceki alacaklıya karşı sahip olduğu kişisel defileri alacağı devralan sonraki alacaklıya karşı ileri sürebilir. Somut olayda davalılar arasındaki ilişkiye alacağın temliki hükümlerinin uygulanacağı, davacının, emrine çek keşide ettiği davalı, temlik eden …’ye karşı ileri sürebileceği defileri diğer davalı temlik alan …’a karşı da ileri sürebilmesi mümkün olduğu, fakat Yargıtayın uygulamasına göre; kambiyo senedinin hatır senedi olarak verildiği iddiasının ileri sürüldüğü davalarda bu iddianın yazılı delille ispatlanması gerektiği, davacı bakımından söz konusu senetlerin hatır senedi olduğunun yazılı delille ispat olunması gerektiği, takip konusu çeklerin hatır çeki olduğuna ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı, dolayısıyla davacının davasının reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; öncelikle ihtiyati tedbir kararı veirlmesini istediklerini, davaya ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … ve 957E. Sayılı dosyalarına konu çeklerin takas nedeniyle bedelsiz kaldığını, müvekkilinin hak kaybına uğramaması için öncelikle ihtiyati tedbir kararı veirlerek takiplerin durdurulmasını istediklerini, savunmalarında dava konusu çekler ile ilgili alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacı müvekkilinin de alacaklarının bulunduğunu ve bununla ilgili icra takibi yapıldığı da belirtilerek takas nedeniyle müvekkilinin borcunun bulunmadığının birçok kez belirtildiğini, tarafların karşılıklı birbirlerinden alacaklı olduklarını davalı …’nin dava konusu çeklerin diğer davalı …’a kötü niyetli olarak temlik ettiğini ve bu davalının da müvekkiline karşı takip başlattığını, 12/10/2016 tarihli 15.000,00 TL bedelli çek nedeniyle başlatılan takibin müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmadan kesinleştirildiğini ve müvekkilinin kızına ait işyerine hacze gidilerek muhafaza baskısı ile 4 adet 6.000,00 TL bedelli senetlerin alındığını ve bu senetlerin de ödenmek zorunda kalındığını, diğer 17/06/2016 tarihli 10.000,00 TL 21/06/2016 tarihli 10.000,00 TL ve 13/07/2016 tarihli 25.000,00 TL bedelli çeklerin 2019/955 E. Sayılı dosyada takibe konulduğunu, müvekkilinin de davalılardan alacaklı olduğu 3 adette toplam 55.00,00 TL bedelli çeklerin davalı … aleyhine İstanbul … İcra … E. Sayılı dosyasında takibe konulduğunu, esasen karşılıklı alacaklı bulunduğundan tarafların birbirlerinden herhangi bir alacaklarının kalmadığını, takas nedeniyle çeklerin bedelsiz kaldığını, davalı …’ın iyi niyetli olmadığını, çeklerin keşide tarihlerinden 2.5 yıl sonra temlik aldığını ve müvekkili aleyhine takibe giriştiğini, takip konusu çeklerin arkasına bankaca yazıldıktan sonra temlik beyanının yazıldığını, bu bakımdan davada ciro hükümlerinin değil alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerektiğini, dolayısıyla …’ye karşı ileri sürdükleri bütün iddiaları temlik alan diğer davalı …’a karşı da ileri sürülebileceğini, bilirkişi kurulunun kök ve ek raporunda bu hususlara değinildiğini, ayrıca mahkemenin yemin teklif haklarını hatırlatmadığını, oysa delil listelerinde yemine de dayandıklarını bildirmiştir.
DELİLLER: Mahkemece 20/01/2020 tarihli celse arasında verilen ara karar gereğince; “….Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 2019/957 E ve 2019/955 sayılı dosyasılarına konu toplam alacağın % 15’i oranında teminatın mahkememiz veznesine depo edilmesi ve makbuzunun dosyamıza ibraz edilmesi halinde İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine,…” karar verildiği görülmüştür. İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinden; … vekilince … aleyhine 17/06/2016 tanzim tarihli 17/06/2016 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli, 21/06/2016 tanzim tarihli 21/06/2016 vade tarihli 10.000,00-TL bedelli, 13/07/2016 tanzim tarihli ve 13/07/2016 vade tarihli 25.000,00-TL bedelli çeklerden dolayı 10/01/2019 tarihinde 41.130,00-TL asıl alacak, 12.339,96-TL faiz, 4.500,00-TL tazminat, 135,00-TL komisyon olmak üzere toplam 58.104,96-TL üzerinden ödeme emri düzenlendiği anlaşılmıştır. İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinden; … vekilince … ve … aleyhine 12/10/2016 tanzim tarihli ve 12/10/2016 vade tarihli 15.000,00- bedelli çekten dolayı 13.710,00-TL asıl alacak, 3.718,03-TL faiz, 1.500,00-TL tazminat, 45,00 TL komisyon olmak üzere toplamda 18.973,03-TL üzerinden ödeme emri düzenlendiği anlaşılmıştır. Dosyaya celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının davalı … aleyhine toplam 55.000,00 TL’lik 3 adet çeke dayalı olarak ferileriyle birlikte toplam 74.083,89 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı, senetlerin keşide tarihlerinin 05/08/2016, 19/08/2016 ve 14/10/2016 olup, keşidecinin davalı …, lehtarın ise davacı olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…Emre yazılı çeklerin alacağın temliki yoluyla da devredilebileceğinin kabul cirolarında alacağın temliki hükmünde olduğu (TTK m, 793/1), dava konusu çeklerin ibrazından sonra davalı … tarafından diğer davalı …’a devredildiği, dolayısıyla dava konusu çeklerden doğan alacakların alacağın temliki yoluyla devredildiğinin söylenebileceği, Davalılar arasında alacağın temlikinin söz konusu olduğunun kabulü halinde, borçlunun (keşidecinin) emrine çek düzenlenene (lehtara) karşı olan kişisel def’ileri, alacağı devralana karşı da ileri sürebileceği, Ancak Yargıtay’ın istikrar kazanmış içtihatlarına göre, hatır defiinin yazılı delille ispatlanmasının lazım geldiğini, somut davada davacının davalı ile arasındaki hatır anlaşmasını yazılı delille ispatlanması gerektiği, Ayrıca davacı vekili, müvekkili …’ün keşide ettiği dava konusu çeklere karşılık davalı …’den (05.08.2016 keşide tarihli 20,000,00TL bedelli, 19.08.2016 keşide tarihli 20.000.00TL bedelli ve 14.10.2016 keşide tarihli 15.000,00TL bedelli) çekler aldığını, bu çeklerden doğan alacaklarının tahsili için … aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve tarafların karşılıklı alacaklarının takas yoluyla sona erdiğini iddia etmekte olduğunu, bu hususta nihai takdir ve değerlenme hakkının Sayın Mahkemenizde olduğu,…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Yargılama sırasında alınan 21/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; “…Bilirkişi kök raporundaki görüşlerimizi koruduğumuzu 28/02/2019 tarihli dava dilekçesinde davacı … ile davalı …’nin karşılıklı hatır çeki verdikleri yönündeki iddia ve beyanı dışında takip konusu çeklerin hatır çeki olduğuna ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu çeklerin hatır çeki olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı taraf hatır çeki iddiasını yazılı deliller ile ispatlayamamış olup, bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir. Ne var ki davacı vekilinin dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığı gözetilerek hatır çeki iddiası yönünden davacı tarafa yemin teklif hakkının hatırlatılmaması doğru değildir. Ayrıca davacı taraf iş bu davasının yargılaması sırasında takas mahsup talebinde bulunmuş olup, mahkemece bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Açıklanan bu yönler itibariyle yargılama eksik bırakılmış olup davacı vekilinin istinaf talebinin belirtilen bu yönlerden kısmen kabulü gerekmiştir. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2021 tarih, 2019/579 E. – 2021/722 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde eksik bırakılan yönler itibariyle yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 140,75 TL posta masrafı olmak üzere toplam 361,45 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/12/2022