Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/726 E. 2022/911 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/726 Esas
KARAR NO: 2022/911 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2017
NUMARASI: 2016/480 E. – 2017/383 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Dairemizin 25/06/2020 tarihli, 2017/4565 E.- 2020/1149 K.sayılı kararı, Yargıtay 11.HD’nin 09/02/2022 tarihli, 2020/6907 E. – 2022/941 K.sayılı ilamıyla bozulmuş olmakla, duruşmalı yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Bakırköy …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında müvekkillerinin davalı borçlulardan alacaklı olduğunu ,davalıların müvekkillerinin iyi niyetinden yararlanarak çekin ön yüzüne not yazdıklarını ,söz konusu çekten kaynaklı borcun ödenmediğini belirterek itirazın iptalini takibin devamını icra inkar tazminatına tüm harç masraf ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu borcun ödenmiş olduğunu takibe konu çekin hukuki vasfını kaybetmiş olduğunu belirterek davanın reddini aleyhe kabul anlamına gelmemek üzere fahiş faiz talebinin reddini davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince; “davanın zamanaşımına uğramış 16/10/2013 tarihli 75.000,00-TL bedelli ve 88.000,00-TL bedelli çeklerden kaynaklı bakiye 78.000,00-TL alacağa ilişkin başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu (İİK madde 67 ), takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … tarafından borçlu … ve … yönelik 78.000,00-TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığının tespit edildiği, davacı tarafın iş bu itirazın iptali davası ile davalıların müvekkilinin iyi niyetinden yararlanılarak çekin ön yüzüne not yazdıklarını söz konusu çek ve çekin kaynağı olan borcun ödenmediğini, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ettiği, davalılarım ise söz konusu çeklerin İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … Köyü, … Ada … Parsel sayılı … hissesi …a ve … Şirketi adına kayıtlı taşınmazdaki hissenin satımdan kaynaklı olarak icra takibine konu çekin taşınmaz satış bedeline mahsuben verildiğini, bu çeke istinaden davalılar tarafınca 13.000,00-TL ödendiğini, ancak davalıların bahsedilen taşınmazın kararlaştırılan satış bedeline çok daha fazla ödeme yapmak zorunda kalması nedeniyle davacı ve dava dışı … ve … şirket yetkililerinin aralarında yaptıkları anlaşma uyarınca bakiye çek bedelinin bu şirketler tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, dolayısıyla söz konusu çekten dolayı herhangi bir borçlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep ettiklerinin anlaşıldığı, söz konusu çek üzerinde yapılan incelemede çekin zamanaşımına uğraması nedeniyle çekin yazılı belge niteliğinde olduğu dolayısıyla kambiyo hükümlerinin uygulanamayacağı, hususunda tartışma bulunmadığı, söz konusu yazılı belge sayılan çekin ön yüzüne “bu çeke istinaden 13.000,00-TL tarafımızca ödendi kalan bakiye … tarafından ödenecek” şerhinin düşüldüğü ve bu metnin davacı … ve davalı … tarafından imzalandığı, yapılan yargılama kapsamında davacı tarafından bu ibarenin altındaki imzanın inkar edilmediği dolayısıyla yazılı sözleşme niteliğindeki bu ibarenin davacı tarafı bağlayacağının anlaşıldığı, bu ibare uyarınca davalı tarafın söz konusu borcunun keşidecilerden olan … şirketine temlik ettiği ve davacının da bunu kabul ettiği, bu nedenle davacı tarafın söz konusu bedeli davalılardan talep edemeyeceği, her ne kadar davalı taraf kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de davacı tarafın somut olayda kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dairemizin 25/06/2020 tarihli, 2017/4565 E.- 2020/1149 K.sayılı kararı ile; Davacı vekilinin istinaf istemine istinaden yapılan inceleme neticesinde; “… Davacı … ile davalı … arasında sözleşme şeklinde ve çekin ön yüzüne yazılan ibare ile ; çekin 13.000,00 TL sinin ödendiği , kalan kısmın ise … şirketinden tahsil edileceği yazılmış ve davalı … ve davacı … tarafından imzalanmıştır. Bu ibareden önce davalı … adının çekte bulunmadığı görülmektedir. Bu sözleşme ile … çekte avalist durumuna gelmiş bulunmaktadır. Çekte tüm ciranta ve keşideciler müştereken borçlu durumda iken davalı …’ın irade açıklaması ile borcun 75.000,00 TL kısmından sadece … Şirketinin sorumlu olacağına dair anlaşma; borcun nakli anlaşmasıdır ve borç nakledilen … şirketinin onayı ve imzası bulunmadığından bu anlaşma keşideci olan davalı şirketi borcun kalan kısmından kurtaracak bir anlaşma niteliğinde değildir. Borcun nakledildiği ve çekteki sorumluluk şeklini artıran bu anlaşma imzalayan dışındaki diğer borçluları bağlamayacaktır. Zaten anlaşmada şirket adına atılmış imza ve kaşe de bulunmamaktadır. Bu durumda davacı tahsil ettiği miktarı mahsup ederek takip yaptığından, davalı keşideci şirket kalan kısımdan diğer müteselsil borçlular ile birlikte sorumlu olduğu gibi , davalı … de çekin ön yüzüne imza atarak avalist olduğundan bakiye borçtan sorumlu hale gelmiştir. İlk derece mahkemesince harç eksikliğinin de ikmal ettirildiği görülmüştür. Bu nedenle açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verildiğinden davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesine açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak miktarı taraflar açısından likit bulunmakla icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir…” şeklinde karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2022 TARİHLİ, 2020/6907 E. – 2022/941 K.sayılı ilamıyla; “… Davanın 15.10.2013 vadeli, 88.000,00 TL bedelli çekten kaynaklı bakiye 75.000,00 TL alacağa ilişkin başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, 1-Davalı …’ın imzası, çekin ön yüzünde olmakla birlikte, çek keşide tarihinden sonra ve çek bedelinin bir kısmının tahsili üzerine çekin ön yüzüne yazılan ibare için atılan bir imza mahiyetinde olduğundan bu yönüyle imzanın avalist sıfatıyla atılmış bir imza olarak nitelendirilmesinin doğru görülmediği, 2-Davacı hamil, keşideciden 13.00,00 TL tahsilatta bulunduktan sonra, çekin ön yüzüne “Bu çeke istinaden tarafımca 13.000,00 TL’si ödendi, kalan kısım ise … şirketinden ödenecek” açıklaması dercedildikten sonra bu ibarenin altını imzaladığı, TBK 132. maddeye göre “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen ve kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmü nazara alındığında, davacının 13.000,00 TL tahsilattan sonra keşideciyi ibra ettiği sonucuna varılması gerektiği, Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği Davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı … lehine oybirliğiyle bozulmasına, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket lehine oyçokluğuyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına…” şeklinde karar verilmiştir.
G E R E K Ç E: Dava konusu, 15.10.2013 vadeli, 88.000,00 TL bedelli çekten kaynaklı bakiye 75.000,00TL alacağa ilişkin başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş; Dairemizce yapılan incelemede davacının istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesinini kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemiz kararına karşı davalı vekili temyiz yasa yoluna başvurmuş, Yargıtay 11.HD’nin 09/02/2022 tarihli, 2020/6907 E. – 2022/941 K.sayılı ilamıyla karar bozulmuştur. Dairemizce bozmaya uyularak yapılan yargılamada; davacı hamilin, keşideciden 13.00,00TL tahsilatta bulunduktan sonra, çekin ön yüzüne “Bu çeke istinaden tarafımca 13.000,00 TL’si ödendi, kalan kısım ise … şirketinden ödenecek” açıklaması yazdıktan sonra bu ibarenin altını imzaladığı, TBK 132. maddeye göre “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen ve kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmü nazara alındığında, davacının 13.000,00 TL tahsilattan sonra keşideciyi ibra ettiğinin kabulünün gerektiği, davalı …’ın imzasının çekin ön yüzüne yazılan ibare için atılan bir imza mahiyetinde olduğu, aval olarak nitelendirilemeyeceği dikkate alındığında davacının davasının bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı tazminat talebinde bulunmuş ise de; davacının takipte kötüniyetli olduğu sabit olmadığından koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın ve kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacının istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE, – Bakırköy 6.ATM’nin 2016/480 E. 2017 /383 K. Sayılı 24.04.2017 tarihli hükmünün HMK 353/1-b-2,3 maddeleri gereği KALDIRILMASINA, 2-Davanın reddine, -Davalı yanın kötüniyet tazminatı isteminin reddine, -Alınması gereken 80,70TL harçtan peşin alınan toplam 1.280,85TL harcın (170,80TL peşin dava harcı ve 1.110,05 TL tamamlama harcı olmak üzere) mahsubu ile bakiye 1.200,15TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine, – Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, -Davalılar tarafından yapılan 21,00-TL’lik yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, -Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 10.550,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 3-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından, yapılan duruşma sayısı da dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine 2.550,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı 46,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 131,70 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgisine iadesine, Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda 25.05.2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.