Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/722 E. 2023/1859 K. 08.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/722 Esas
KARAR NO: 2023/1859
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2022
NUMARASI: 2021/18 2022/141
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu; ( müzakereden çıkan dosyalar için )
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından kendisi aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı takip dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine geçildiğini, bahse konu dosya ile davalıya herhangi bir borcunun olmadığını, eşinin kız kardeşinin boşanma sürecindeki eşi olan davalının bir süre yanında sigortalı işçi olarak çalıştığını, davalının kendisini ve şirketlerini dolandırmayı amaçladığını, davalının sahte bono düzenleyerek kendisinin 40’a yakın aracını haczettirdiğini, kendisinin bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına evrakta sahtecilik ve nitelikle dolandırıcılık isnadıyla suç duyurusunda bulunduğunu ileri sürerek, davaya konu İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibine konu 1.000.000,00-USD bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığına, takibin iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından kendisi aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı takip dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine geçildiğini, bahse konu dosya ile davalıya herhangi bir borcunun olmadığını, eşinin kız kardeşinin boşanma sürecindeki eşi olan davalının bir süre yanında sigortalı işçi olarak çalıştığını, davalının kendisini ve şirketlerini dolandırmayı amaçladığını, davalının sahte bono düzenleyerek kendisinin 40’a yakın aracını haczettirdiğini, kendisinin bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına evrakta sahtecilik ve nitelikle dolandırıcılık isnadıyla suç duyurusunda bulunduğunu ileri sürerek, davaya konu İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibine konu 1.000.000,00-USD bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığına, takibin iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hukuka aykırı olarak kişisel verileri ele geçirerek davalı hakkında açılan bir takım davalardan ve icra takiplerinden bahsettiğini, davalı hakkında itham edilen dolandırıcılık konusunda herhangi bir mahkumiyetin bulunmadığını, davalının sicilinin temiz olduğunu, ancak iddiaların hiç birinin davayı ilgilendirmediğini, davaya konu bononun kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge olduğunu, davacının borçlu olmadığını ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı kanıtla ispatlanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hukuka aykırı olarak kişisel verileri ele geçirerek davalı hakkında açılan bir takım davalardan ve icra takiplerinden bahsettiğini, davalı hakkında itham edilen dolandırıcılık konusunda herhangi bir mahkumiyetin bulunmadığını, davalının sicilinin temiz olduğunu, ancak iddiaların hiç birinin davayı ilgilendirmediğini, davaya konu bononun kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge olduğunu, davacının borçlu olmadığını ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı kanıtla ispatlanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafça dava konusu bonodaki imzaya itiraz edilerek, davalı tarafça dava konusu bononun sahte şekilde düzenlenmesinden dolayı bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesi talep edilmiş ise de; düzenlenen dosya kapsamına uygun, denetime elverişle ve birbiriyle çelişmeyen Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporları ile dava konusu bonodaki düzenleyen imzasının ve inceleme konusu senette yer alan “…, …” yazı ve rakamlarının davacı …’nın eli ürünü olduğunun sabit olması nedeniyle davacı tarafça bonodaki imzaya yönelik itirazın ispatlanamadığı ve imzaya itirazın haksız olduğu, ayrıca senetteki … ve T.C. Kimlik numarasına ilişkin yazı ve rakamların dışındaki yazıların davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiş ise de, dava konusu bononun anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğuna yönelik iddianın yazılı delille ispatlanması gerekirken davacı tarafça bu hususu ispata elverişli delil dosyaya sunulmadığı gibi, yapılan ceza soruşturması sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar ile de davacının bonoda sahtecilik ve tahrifat iddialarının da gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle, davanın reddine, davacının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıa ve iddialarını tekrar ederek, sahtecilik ve tahrifat iddiaları hususunda ayrıntılı ve kapsamlı bir rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, mahkemenin davalı hakkında açılan soruşturma ve kovuşturma dosyalarını gözardı ettiğini, bunlardan birininde müvekkilinin müşteki sıfatıyla yer aldığı İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/68 Esas sayılı dava dosyası olduğunu, tehdit, hile ve şantaj iddiaları yönünden tanıklarının dinlenmesi gerektiği halde dinlenmediğini, resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık iddiasıyla verilen takipsizlik kararına yaptıkları itirazın kabul edilerek 2020/33774 Soruşturma no’lu dosya ile yeniden soruşturmaya başlandığını, davalı hakkındaki ceza soruşturmasının sonucunun beklenmesi ve bu durumun bekletici mesele sayılması gerektiğini, davalının iddia ettiği alacağın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ATK raporu ile davaya konu bonodaki düzenleyen imzasının davacıya ait olduğunun tespit edildiği, yine ATK raporu ile davaya konu bonoda herhangi bir tahrifat olmadığının tespit edildiği, ATK’dan alınan bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğı, davaya konu bonoya ilişkin olarak açılmış bir ceza davasının bulunmadığı, davaya konu uyuşmazlık dışında kalan ceza dosyalarının incelenip sonucunun beklenmesinin, uyuşmazlığın çözümüne herhangi bir katkı sağlamayacağı, bonodan dolayı borçlu olunmadığının ve bononun anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğuna yönelik iddiaların yazılı olarak ispatlanması gerektiği halde, davacının yazılı ispat külfetini yerine getirmediği, dava dilekçesinde hangi delil ile hangi vakıanın ispat edileceğinin açıklandığı, buna göre; dava dilekçesinde tanık delili ile dava konusu olaylar ile dava konusu bononun alacak kısımları ve hamil kısımlarının oynama veya tahrifat suretiyle değiştirildiği veya imzanın kopyalama yoluyla sahte olarak bono tanzim edildiği ve davalıya herhangi bir borcun olmadığı hususlarının ispat edileceğinin belirtildiği, istinaf dilekçesinde ise tehdit, hile ve şantaj iddiaları yönünden tanıklarının dinlenmesi gerektiği halde dinlenmediğinin ileri sürüldüğü, davacının dava dilekçesinde tanık dinletmek istediği hususların, tanık ile ispatının mümkün olmadığı, senetten dolayı borcun bulunmadığı iddiasının senede karşı senetle ispat kuralı gereği yazılı delille ispatının gerektiği, bu nedenle hayatın olağan akışına aykırılık iddiasına dayanılamayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2023