Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/72 E. 2023/1488 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/72 Esas
KARAR NO: 2023/1488
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021
NUMARASI: 2019/73 – 2021/218
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili adına tescilli “… şekil” markasını ifade, şekil, renk ve kompozisyon bakımından taklit eder nitelikteki “…” ibaresi ile ürünlerini internet sitesi üzerinden satışa sunarak, müvekkili şirkete ait marka ile iltibas yaratacak şekilde marka hakkına tecavüz fiillerini gerçekleştirdiğini ileri sürerek, davalının fiilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine önlenmesine, ürünlerin satışının yapıldığı internet sitesine erişimin engellenmesine, tescilli “…” ve “… Şekil” markası, logo, ambalaj ve dizaynına tecavüz sureti ile imal edilen ürünlerin, ambalajların, etiketlerin bununla ilgili tanıma vasıtalarının ve imalinde kullanılan kalıp, klişe, makine, alet ve edevatın imha yolu ile tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının marka hakkına tecavüz edildiği iddiasını hiçbir şekilde kabul etmediklerini, davacının iddiasının aksine ”…” ibaresinin müvekkili tarafından hiçbir zaman satışa sunulmak suretiyle kullanılmadığını, müvekkiline ait davacı tarafa ait tescilli marka ile müvekkilinin ürünlerinde kullanılmak sureti ile satışa sunulduğu iddia edildiği ibare arasında iltibas bulunmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin internet sitesini 2008 tarihinden itibaren aktif olarak kullandığı nazara alındığında davacının 5 yıldan daha fazla süredir buna sessiz kalmış olma ihtimalinin de bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı markasının tanınmışlığı dikkate alındığında … ibaresi ile … ibareli markalar arasında ortalama tüketici nezdinde karıştırmaya sebebiyet verecek şekilde iltibas oluştuğu, davalının internet sitesinden “…” markası adı altında sattığı ürünlerin, davacı marka hakkını ihlal ettiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalı kullanımlarının davacıya ait … ve … şekil ibareli marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, bu tecavüzün önlenmesine, bu suretle davalıya ait iş yerlerindeki tecavüz teşkil eden logo, ambalaj, etiket ve tüm tanıtım vasıtalarına el konularak yeddi eminde muhafazasına, kararın kesinleşmesine müteakip masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına, üretim kalıplarına el konulması ve imal durumuna ilişkin dosyada tespit yapılamadığından bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, “www…..com.tr/….” internet adresine erişimin engellenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; -Davacnın “…” logosunun müvekkil tarafından kullanıldığı iddiasını kanıtlayamadığını, bilirkişilerce de dosyada ve internette yaptıkları incelemede veri elde edemediklerini,-Müvekkilin ”…” şeklinde bir kullanımı bulunmamakla birlikte, bu yönde bir kullanımın var olduğu varsayılsa dahi burada davacının değil, 10 yıldır markayı tescilli olarak uhdesinde bulunduran dava dışı … dava hakkı bulunduğunu,-TDK sayfasında kadın anlamına gelen … ibaresinin zayıf bir marka olduğu, … ile başlayan yüzlerce marka tescilinin bulunduğu,-Kabul etmemekle birlikte, davacı iddiası bir an için kabul edilse dahi 5 yıldan daha fazla süredir buna sessiz kalma nedeniyle hak kaybı oluşma ihtimalinin incelenmediğini,-Ek rapor itirazlarının karşılanmadığını, varsayıma dayalı satış yapıldığı varsayımına göre hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı markasının tanınmışlığı dikkate alındığında … ibaresi ile … ibareli markalar arasında ortalama tüketici nezdinde karıştırmaya sebebiyet verecek şekilde iltibas oluştuğu, davalının internet sitesinden “…” markası adı altında sattığı ürünlerin, davacı marka hakkını ihlal ettiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, yukarıda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili, bir yandan davalının “… ” markalı ürünleri hiçbir zaman satmadığını ileri sürmekte, diğer yandan bir an için kabul edilse dahi 5 yıldan daha fazla süredir buna sessiz kalma nedeniyle hak kaybı oluşma ihtimalinin incelenmediğini ileri sürmektedir. Söz konusu itiraz kendi içinde çelişkili olduğundan ve varsayım üzerinden hak kaybı iddiası iddiası incelenemeyeceğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususların istinaf incelemesi sırasında ileri sürülemesi mümkün değidlir. Bu nedenle davalı vekilinin “…” markasının dışı … Optik şirketine ait olduğu, dava açma hakkının da adı geçen şirkete ait olduğu yönündeki istinaf talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.Davacının tanınmış markası ve davalının internet sitesinde yer aldığı ileri sürülen görüntüler incelendiğinde, iltibasın açık olduğu, zayıf marka iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin zayıf marka ve iltibas yokluğuna ilişkin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Davalının markaya tecavüz eylemlerine ilişkin delil olarak, dava dilekçesi ekinde davalıya ait olduğu ileri sürülen internet sitesine ait ekran görüntülerine ve fuar standı fotoğrafına dayanılmış, dava dilekçesi ekinde söz konusu görseller ibraz edilmiştir. Davalı ise delil olarak ibraz edilen internet sitesi ve fuar stand görüntülerini inkar etmiştir. İbraz edilen internet sitesi ve fuar stand görüntüleriyle ilgili davadan önce yapılmış bir delil tespiti söz konusu değildir. Fuar standına ait fotoğrafta standın en üst kısmında “…” ibaresi ve altında “www…..com” ibaresinin bulunduğu görülmektedir. Bilirkişi raporunda, davacı tarafından “www…com.tr” internet sitesinde “…” ibaresinin markalar sınıfında yer aldığı URL adresinin yayından kaldırıldığı, arşiv kayıtlarının çıkarıldığı, google arama motorunda “…” ibaresi yazıldığında bir takım internet sitelerinde satışa sunulan ürünlerin görsellerine rastlandığı belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultunda davanın kabulüne karar verilmişse de; davalı tarafça inkar edilen, öncesinde delil tespiti yapılmamış internet sitesine ait ekran görüntülerinin gerçek olup olmadığı ve ibraz edilen stand fotoğrafının davalıya ait olup olmadığı tespit edilmeden ve de google arama motorunda “…” ibaresi yazınca ortaya çıkan internet siteleri ile internet sitelerindeki ürünlerin davalı ile ilgisinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeden, eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/06/2021 tarih ve 2019/73 Esas – 2021/218 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacı dan alınarak davalı tarafa verilmesine, 6-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/10/2023