Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/71 E. 2023/1393 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/71 Esas
KARAR NO: 2023/1393
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/06/2021
NUMARASI: 2020/27E, 2021/585K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının arkadaş olup aralarında uzaktan akrabalık ilişkisinin de olduğunu, her iki taraf da ayrı ayrı ticaret yapmakta ve zaman zaman birbirilerinden borç almakta ve vermekte olduğunu, yaklaşık bir-bir buçuk yıl önce müvekkilinin dijtal para olan … hesabı açarak buradan para kazanmaya başladığını, o dönem bitcoin beş bin dolarken birden on bin-on ikibin dolar seviyesine çıkınca müvekkili davacı ile devamlı görüşen ve araları çok iyi olan davalının da; “ben de … işine girmek istiyorum bana da yol göstersene” deyince müvekkilinin davalıya bir hesap açması gerektiğini söylediğini, davalının ise “ben hem anlamam hem de uğraşamam. Ben sana vereyim parayı sen kendi hesabından benim için de satın al ben beceremem o işleri. Benim bankada 200.000 TL param var hem makine alalım hem de bitcoin satın alalım” dediğini, bunun üzerine müvekkilinin hesabına şüpheli adına bitcoin dijital makinesi satın aldığını, ardından ilk birkaç ay davalının her ay yaklaşık beş altı bin TL kar ettiğini ve bu paralar müvekkili tarafından davalıya verildiğini, devamında ise davalının, müvekkiline gelerek kendi adına bu sefer bitcoin satın almasını istediğini, müvekkili de kendi hesabında davalıya 1.4 bitcoin satın aldığını, taraflar arasında hiçbir sorun yokken, davalının verdiği para ile müvekkilinin hesabına satın alınan bitcoin değeri o dönem neredeyse yarı yarıya düşünce otomatik olarak müvekkilinin davacının hesabındaki davalının parasının eridiğini, bunun üzerine davalının, kaybettiği paranın sebebi olarak müvekkilini gördüğünü ve sorunu çözmesini istediğini, aynı dönemde, aralarında devamlı, ticari anlamda borç alma-verme ilişkisi olan taraflardan davalı …’ın iş yaptığı bir yere müşteri çeki veya senedi vermesi gerektiğini, davacının kendisine 30.000-USD’lik bir senet vermesini, bu senedi sırf ticari ilişki içinde olduğu kişiye güven vermek için almak istediğini ve ödeme günü senedi kendisinin ödeyeceğini söylediğini, müvekkili davacının ise daha önceden mütemadiyen bu tarz ilişkiler içinde olduğu akrabası ve arkadaşı olan davalının istediği senedi imzalayıp verdiğini, müvekkilinin, davaya konu 22/01/2019 düzenleme ve 20/09/2019 ödeme tarihli 30.000 USD’lik senedi davalı lehine imzalayıp verdiğini, hiçbir yükümlülüğü ve mecburiyeti olmamasına rağmen, sırf davalının, bitcoindeki azalmadan kaynaklı müvekkilinin sorumlu tutmasından dolayı; “işbu senet fotokopisine “senedin 1.4 bitcoin karşılığı olarak verildiğini ve senedin vade tarihi olan 20/09/2019 tarihinde davacı müvekkili adına olan bitcoin hesabında 30.000-USD karşılığının olmaması halinde eksik olan bakiyenin davalı … tarafından ödeneceğine” ilişkin davalıdan senet sureti altına bir beyan yazmasını ve imzalamasını istediğini, zira davalının isteği ve ısrarı ile davalı ile olan bitcoin ilişkisini sonlandırmak ve akraba ilişkilerini normalleştirmek için iyilik olsun diye ve davaalının “bitcoini sat ve benim paramı ver” talebi uyarınca, 21/06/2019 tarihinde bitcoin hesabındaki dijital paraları satarak tüm bedeli davalıya teslim ettiğini, hile ve desise yoluyla alınan senedin takibe konulduğunu, senet borçlusu tarafından bedeli tamamen veya kısmen ödenmiş senedin alacaklı tarafından ödeme olgusu dikkate alınmadan hukuka aykırı bir şekilde “kullanılması” dolandırıcılık suçu olduğunu, müvekkili davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine alacağın%20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı iddiaların tamamen asılsız olduğunu, bu iddiaların aksine; davacı tarafından müvekkilinin yoğun çabalar sonucu ikna edildiğini, müvekkiline ait nakit para ile davacı tarafından bitcoin satın alındığını, ayrıca; müvekkili adına hesap açılmasının zor olduğunu iddia eden davacı tarafın müvekkilini inandırarak, kendi hesabı üzerinden müvekkili adına bitcoin satın aldığını, müvekkili ile davacı taraf arasında herhangi bir akrabalık ilişkisi bulunmadığını, davacı yanın yıllardır ticaretle uğraştığı düşünüldüğünde, başkasının borcu için kendi adına senet düzenlemesi hayatın olağan akışına aykırı olarak kabul edilmesi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili adına 1.4 bitcoin satın alındığı ve takibe konu olan senedi de bitcoin ilişkisini sonlandırmak üzere verildiği iddia edilmişse de, ilgili konulara ilişkin beyanlar gerçeklikten uzak olup üstelik beyanlarda çelişkiye düşüldüğünü, davacı yan dava dilekçesinin ekinde, delil olarak senede karşı ispat kuralına aykırı şekilde ses kaydı, telefon görüşmeleri, ekran resimlerini koymuş olsa da, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ilgili maddesi uyarınca ”senede karşı senetle ispat” kuralı olduğundan söz konusu delillerin kanuna aykırı olduğunu, haksız ve kötü niyetli şekilde açılmış olan davanın reddine, takip konusu davacının / borçlunun haksız bir şekilde gerçekleştirmiş olduğu itirazından dolayı %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”….Tüm dosya kapsamından, her ne kadar davacı dava konusu senedi davalı …’ın iş yaptığı bir yere müşteri çeki veya senedi vermesi gerektiğini, davacının kendisine 30.000-USD’lik bir senet vermesini, bu senedi sırf ticari ilişki içinde olduğu kişiye güven vermek için almak istediğini ve ödeme günü senedi kendisinin ödeyeceğini söylediğini, müvekkili davacının ise daha önceden mütemadiyen bu tarz ilişkiler içinde olduğu akrabası ve arkadaşı olan davalının istediği üzerine davaya konu 22/01/2019 düzenleme ve 20/09/2019 ödeme tarihli 30.000 USD’lik senedi davalı lehine imzalayıp verdiği borçlu olmadığının tespitini talep etmişse de , dava konusu senedin kambiyo seneti vasfında bulunduğu, illetten mücerret olduğu, aksine ileri sürülen iddianın aynı şekilde yazılı delil ile ıspatı gerektiği, davacının iddiasını ıspatlar herhangi bir yazılı delil sunmadığı, dava dilekçesi ve ekinde yemin deliline dayanmadığı, anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş Davalı taraf, davacı aleyhine kötüniyet tazminatı talep etmiş ise de, davalı taraf aleyhine iş bu dava nedeni ile verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı, hali ile kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı görülmüştür. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Dava dilekçesini tekrarlayarak, Mahkemenin sadece yazılı delil ile ispat kuralına gittiğini, diğer delilleri değerlendirmediğini, Bakırköy …İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ve davalı ve davacı müvekkil arasında geçen konuşma/yazışmalar ın dosyada mevcut olduğunu, Müvekkilinin davacı ile davalı arkadaş olup aralarında uzaktan akrabalık ilişkisi de olduğunu, Her iki tarafın da ayrı ayrı ticaret yapmakta ve zaman zaman birbirilerinden borç almakta ve vermekte olduğunu, Taraflar arasındaki ses kaydının, whatsapp sesli mesajın dosyada olduğunu, sesli mesajda davalı “ …’ım senden 1.4 BİT COİN’imi aldım. Senedin bununla bir ilgisi yok. 30.000 USD senedimi ben kendim ödeyeceğim. Tamam doğrudur” şeklinde olduğunu, Kabul sonrası davacı müvekkili … dijital para BİT COİN’i satarak davalı tarafa vermiş olsa bile davalı …’ın 30.000 USD senedi üçüncü kişilere devrettiğini iddia etmiş, borç benim borcumdur ödeyeceğim demiş ardından kendisinin davacı aleyhine takip başlattığını,Davalı …’ın Gaziosmanpaşa Başsavcılığında verdiği ifadesinde bu borcu kabul ettiğini,Senede dair taraflar arasında hazırlanan bir ibraname mevcut ise de mahkemenin bunu hiç incelemediğini, ibranamenin yazılı bir delil olduğunu, ibranamenin iş bu haksız senedin gerçekten taraflar arasındaki bir borçlanmadan kaynaklanmadığını ortaya çıkaracağını, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunup, ibranamenin kendisine zorla imza ettirildiğini savunan davalı …’ın, yapılan savcılık incelemesi sonucu şikayetine KYOK kararı verildiğini,Asıl borç ilişkisinden doğan borç için düzenlenen senedin ibra sözleşmesinin akdedilmesi ile bedelsiz hale geldiğini, delillerin değerlendirilmediğini, kötüniyet tazminatının reddedilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelendiğinde davalı tarafça davacı aleyhine 30.000,00-USD asıl alacak, 116,51-USD takip öncesi faiz ve 90,00-USD komisyon alacağı olmak üzere toplam 30.206,51-USD’nin tahsili amacıyla 15.10.2019’da kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı anlaşılmıştır.-Takibe konu 30.000USD bedelli bonoda keşideci davacı lehtar davalı olup tanzim tarihi 21.01.2019 vade tarihi 20.09.2019’dur. Davacı tarafça sunulan senet sureti altındaki yazıda; “Yukarıda yazılı olan bu senedimin 30.000USD 20 Eylül 2019 Tarihinde 1.4Btckarşılığında verilmiştir. 20 Eylül 2019 TArihinde 1.4Bitcoin 30.000USD karşılığı yoksa kalan bakiyenin … tarafından ödenecektir. KArşılıklı anlaşmaya varılmıştır” yazılı olup altında … ve …’a atfen isim ve imza mevcuttur. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/15321 soruşturma sayılı dosyasında; müştekisi …, şüphelisi … olduğu, tehdit suçundan açılan soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müşteki …’ın “tehdit edilerek bir borcun olmadığına dair protokol imzalatıldığını” iddia ederek şikayetçi olduğunun kararda yazılı olduğu anlaşılmış, …’ ın soruşturma ifadesi incelendiğinde; “…’den 3 yıldır alacağı olduğunu, …’in borç karşılığı senet verdiğini, borcunu ödemeyince icra mahkemesine verdiğini, davayı kazandığını, borcun taksitlendirildiğini, ilk taksiti ödediğini, ikinci taksit günün gelmeden kendisini arayarak görüşmek istediğini, cafeye gittiğinde masaya vurarak “şikayetini devletten çekeceksin, bu adamın sana borcu yok artık olaya müdahil olduk biz örgütüz” şeklinde sözler söylediklerini, kendi el yazısı ile beyaz kağıda birşeyler yazdığını, okuduğunda senetlerin iptaline dair ve borcun olmadığına dair yazılar olduğunu, kendisine karşı tehditlerini sürdürünce korkarak imzaladığını” iddia ederek şikayetçi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yanca sunulan 19.02.2020 yazılı ibraname başlıklı belge incelendiğinde; “Alacaklı … ile borçlu … arasında görülen Bakırköy … İcra Dairesinin … esas numaralı dosyasına konu takip borcunun faizi ve ferileri ile birlikte ödenmesine ilişkin olarak taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince; borçlu ile alacaklı arasında anlaşıldığı şekilde 17.01.2020 ödeme tarihli 15.01.2020 düzenlenme tarihli 10.000USD bedelli senet ve yine 17.02.2020 ödeme tarihli 15.01.2020 düzenlenme tarihli 23.000USD bedelli senet borçlu … tarafından alacaklıya peyderpey ödenmiş olduğundan İcra Müdürlüğüne ödenecek her türlü harç alacaklıya ait olmak üzere bahse konu icra dosyasından doğmuş ve doğacak tüm alacaklar ve ferileri ile birlikte alacaklıya ödenmiştir. İŞ bu icra dosyasına konu alacak ödenmiş olduğundan alacaklı … borçlu …’i gayrikabili rücu ibra etmiştir. İŞ bu ibraname kapsamında tahsil harcı alacaklıya ait olmak üzere alacaklı söz konusu icra dosyasından haricen tahsil sebebi ile feragat edecektir. “şeklindedir.-Davalı vekili 10.06.2021 Tarihli karar duruşmasında; ” senet alacağına dayalı bir borç vardır, davacının borcun olmadığına dair iddiasını somut delillerle ispatlaması gerekmektedir, İcra Mahkemesi’nde açılan borca itiraz ve şikayet davaları borçlunun aleyhine sonuçlanmıştır, dava konusu ibraname tehdit ve baskı altında imza atıldığı için İİK md. 68 kapsamında borcun belgelendirildiğine haiz değildir, davacını iddiasını senetle ispat yükümlülüğüne göre ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesini talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur.-Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/990, 2020/212 K sayılı 05.03.2020 Tarihli ilamı incelendiğinde davacının … davalının … olduğu, borca itiraz davasının İİK 169/a-1 md gereğince borcun olmadığı ispat edilemediğinden reddine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta davacı, dava konusu senedin bedelsiz olduğunu, güven ilişkisine dayalı olarak verildiğini ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmuştur. Davacı, senetteki imzasını inkar etmediğinden borçsuzluğu kesin delille ispat yükü davacıdadır. Davacı 23.12.2020 Tarihli delilleri ile birlikte 19.02.2020 tarihli ibraname suretini sunmuştur. İbranamede davalıya atfen ismi ve imzası mevcut olup ibra, borcu sona erdiren bir işlem olduğundan her aşamada değerlendirilmesi gereklidir. İbraname Dairemizce incelendiğinde dava konusu takip borcunun ödeme nedeni ile sona erdirilmesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili duruşmadaki beyanında; ibranamenin tehdit ve baskı altında imzalandığını ileri sürmüştür. İbranamedeki imza inkar edilmediğinden ibraname davalıyı bağlayıcı olup, ibranamenin tehdit ve baskı ile imzalandığı iddiası yönünden davalı yan hiçbir delil ibraz etmemiştir. Keza Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/15321 soruşturma sayılı dosyasında da davalı protokolün tehdit ile imzalatıldığını ileri sürmüş ise de KYOK verilmiş olup karar itirazsız kesinleşmiştir. Bu durumda, ibraname nedeni ile borcun sona erdiğini kabul etmek gerekir.Ancak dava, 10.01.2020 Tarihinde açılmış olup ibraname ise 19.02.2020 Tarihlidir. İbraname davadan sonra düzenlenmiş olmakla dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin tespiti gereklidir. Davacının ibraname dışındaki delilleri senede karşı senetle ispat kuralları karşısında ispata elverişli nitelikte olmadığından davacının dava tarihi itibarıyla davasında haklılığını ispatladığından bahsedilemeyecek olmakla yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerekmiştir.Davacının kötüniyet tazminat istemine gelince; takip tarihinin 15.10.2019 olduğu, takibin imzası inkar edilmeyen kambiyo senedine dayalı başlatıldığı, borcun sona erdiğine ilişkin ibranamenin davadan sonraki tarihli olduğu dikkate alındığında davalının takipte kötüniyetli olduğu sübut bulmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Açıklanan nedenlerle davacının istinafının kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK 353.1.b.2 maddesi gereğince menfi tespit hükmünün kabulüne ilişkin Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/27 Esas, 2021/585 Karar sayılı, 10.06.2021 Tarihli kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına,3- Davanın KABULÜNE,- Dava konusu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu 30.000USD bedelli 22.01.2019 tanzim, 20.09.2019 vade tarihli bono yönünden davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,- Davacının kötüniyet tazminat isteminin reddine,- Alınması gereken 12.004,69 TL harçtan peşin alınan 3001,18TL harcın mahsubu ile bakiye 9003,51TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, -Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1320TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 20.645,15TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 75,60 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 237,70 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/10/2023